İçeriğe atla

Kleptomani

Kleptomani bir kişinin belirli bir neden olmaksızın gösterdiği istemsiz hırsızlık davranışıdır. Ruhbilimde dürtü kontrol bozukluğu sınıfında incelenen bu olgu, kişisel kullanım ve ekonomik kazanç gibi gereksinimlerden bağımsız biçimde ortaya çıkmaktadır.[1] Olgu, kaygı ve yeme bozukluğuyla da ilişkilendirilmektedir.

Çalma hastalığı olarak bilinen kleptomani, dürtü kontrol bozukluğu sınıfına giren psikolojik bir rahatsızlıktır. Hem hasta hem de yakınları için ciddi sonuçlar doğuran bu hastalık, psikoterapi ve ilaç tedavileri kullanılarak kontrol edilebilir.

Kleptomani kelimesi köken olarak Yunanca hırsız anlamına gelen Kleptes kökünden gelmektedir. "Gerçekte gerek duyulmayan maddeleri çalma dürtüsü" olarak tanımlanan kleptomani kelimesi Türkçeye “Çalma Deliliği” olarak çevrilebilir. Nadir gözlenen kleptomani, hasta tarafından genellikle gizli tutulan, ancak yasal sorunlar yaşandıktan sonra psikiyatrik yardım aranmaya başlanan bir rahatsızlıktır. 1816 yılında ilk defa tanımlanarak literatüre giren bu hastalık, 1838 senesinde şu anki kullanılan ismini almıştır.[2]

Kişinin gerçekten ihtiyaç duymadığı ve genellikle çok az değeri olan eşyaları çalma dürtüsü geliştirmesi ve bu dürtülere tekrar tekrar direnememesi şeklinde cevap verilebilir. Kleptomani hastalarının çoğu, psikiyatrik destek almaktan korktukları için gizlilik ve utanç içinde yaşarlar. Kleptomaninin kesin tedavisi olmasa da, ilaç tedavisi veya psikoterapi ile dürtüler kontrol altına alınabilir. Çalışmalar, hırsızların %3,8 ile %10'unun kleptoman olduğunu ortaya koymuştur. Bu oran, bütün toplumda %0.3 ila 0.6'ya denk gelmektedir.[2]

Tipik hırsızlarının aksine, çalma hastaları kişisel kazanç elde etmek, cesaretlerini sınamak, intikam almak, dikkat çekmek veya isyankâr olmak için çalmazlar. Aksine, çalma dürtüleri o kadar kuvvetlidir ki, bu duruma engel olamazlar. Çalma atakları genellikle kendiliğinden, planlamadan ve başka bir kişiden yardım almadan gerçekleşir. Kleptomani hastaları çoğunlukla mağazalar ve süpermarketler gibi halka açık yerlerde hırsızlık yaparlar. Bazıları ise arkadaş ortamlarında ya da bulundukları parti, davet gibi sosyal ortamlarda başkalarının eşyalarını çalabilirler.[2]

Kleptomani belirtileri nelerdir?[2]

Kleptomani belirtileri şunları içerebilir:

  • İhtiyaç duyulmayan eşyaları çalma konusunda güçlü dürtüler duyma ve bu dürtüleri kontrol etmede yetersizlik.
  • Dürtüler oluştuğunda hissedilen gerginlik, endişe veya uyarılma hissi.
  • Çalarken zevk, rahatlama veya tatmin olma.
  • Hırsızlıktan sonra kendini suçlu hissetme, pişmanlık duyma, kendinden nefret etme, utanma veya tutuklanma korkusu hissetme.
  • Dürtülerin geri dönüşü ve kleptomani döngüsünün tekrarı.

Kleptomani hastalığının özellikleri nelerdir?[2]

Çoğu zaman, çalınan eşyaların kleptomani hastası için değeri yoktur ve aslında kişi bunları satın alabilecek güçtedir. Çalınan eşyalar genellikle kullanılmamak üzere saklanır. Hatta bazı kleptomanlar, çaldıkları eşyaları bağışlar ya da aile üyelerine ve arkadaşlarına hediye eder. Bazıları ise gizlice çaldıkları yere geri götürüp bırakır. Çalma dürtüsü dönem dönem gelip gidebilir veya zamanla daha az ya da daha yoğunlukta hissedilebilir.

Kişinin kendisinde veya bir yakınında bu belirti ve özellikleri gözlemlediğinde psikolojik yardıma başvurmalıdır. Çoğu insan tutuklanacaklarını ya da hapsedileceklerini düşünerek yardım almaya korkar. Ancak uzman doktor, tedavi sürecinde hasta gizliliği ilkesine bağlı kalır.

Kleptomaninin nedenleri nelerdir?[2]

Çalma hastalığının nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Birkaç teori, kleptomaninin kökeninde beyindeki sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan nörotransmitter denen maddelerdeki değişikliklerin olabileceğini ileri sürmektedir. Bu olası nedenleri daha iyi anlamak için, daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Kleptomani aşağıda belirtilen durumlara bağlı olarak ortaya çıkabilir:

  • Serotonine bağlı sorunlar: Beyinde normal olarak bulunan serotonin denen bir nörotransmitter madde vardır. Serotonin, ruh halini ve duyguları düzenlemeye yardımcı olur. Dürtü kontrol bozukluğuna yatkın olan kişilerde düşük düzeyde serotonin bulunduğu gözlenmektedir.
  • Bağımlılık bozuklukları: Çalmak, dopamin denen başka bir nörotransmitter maddenin salınımına neden olabilir. Dopamin ödül ve tatmin gibi duygulara neden olur ve bazı insanlar bu ödüllendirici hissi tekrar tekrar yaşamak isterler.
  • Beynin opioid sistemi bozuklukları: Dürtüler beynin opioid sistemi tarafından düzenlenir. Bu sistemdeki bir dengesizlik dürtülere direnmeyi zorlaştırabilir.

Kleptomani risk faktörleri nelerdir?[2]

Kleptomani genellikle gençlik yıllarında veya genç erişkinlik döneminde başlar, ancak yetişkinlikte veya daha sonraki dönemde de başlayabilir. Teşhis konulmuş olan hastaların yaklaşık üçte ikisi kadındır.

  • Aile öyküsü: Kleptomanisi ya da obsesif kompulsif bozukluğu olan veya alkol ya da başka bir madde kullanım bozukluğu olan bir ebeveyn veya kardeş gibi birinci dereceden bir akrabaya sahip olmak, kleptomani riskini artırabilir.
  • Başka bir psikolojik rahatsızlık varlığı: Kleptomanisi olan kişilerde genellikle bipolar bozukluk, anksiyete bozukluğu, yeme bozukluğu, madde kullanım bozukluğu veya kişilik bozukluğu gibi başka bir psikolojik bozukluk vardır.

Kleptomani hastalığı nasıl teşhis edilir?[2]

Kişi olası kleptomani semptomları için tedavi görmeye karar verdiğinde, hem fiziksel hem de psikolojik bir değerlendirmeye tabi tutulur. Fiziksel değerlendirme, semptomları tetikleyen altta yatan herhangi bir tıbbi neden olup olmadığını belirlemek için gereklidir. Kleptomani belirti ve semptomlara dayanarak teşhis edilir. Hastalığın teşhisi Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan Ruhsal Bozuklukların Teşhis ve İstatistik El Kitabı'ndaki (DSM-5) kriterler kullanılarak konulur.

Bir tür dürtü kontrol bozukluğu olduğu için teşhisi kesin olarak belirlemek için hekim aşağıdaki yöntemlere başvurabilir:

  • Dürtüler hakkında ve bu dürtülerin hastayı nasıl hissettirdiğine dair sorular sormak.
  • Kleptomani dürtülerini tetikleyip tetiklemediğini belirlemek için, belirli durumların listesini gözden geçirmek.
  • Hastaya psikolojik anketler uygulamak veya öz değerlendirme formları doldurtmak.

Kleptomani nasıl tedavi edilir?[2]

Kleptomani tedavi edilmediği takdirde özel hayatta ve iş hayatında ciddi duygusal, yasal ve finansal sorunlara neden olabilir. Her ne kadar korku veya utanç duyguları kleptomania için tedavi aramayı zorlaştırsa da, yardım almak çok önemlidir. Kleptomaninin kendi kendine üstesinden gelmek zordur. Tedavi olmadan, kleptomani devam eden ve uzun vadeli bir durum olarak kalacaktır. Bununla beraber çalışmalar, hastanın çalma dürtüsünde yaşla beraber azalma olabileceğini de göstermektedir.

Kleptomaninin tedavisi tipik olarak psikoterapi ve ilaç tedavisinden birini ya da her ikisini içerir. Bununla birlikte, standart bir kleptomani tedavisi yoktur ve bu konudaki araştırmalar hâlâ devam etmektedir. Kleptomani hastası olan bir kişi için hangi tip tedavinin en iyi işe yaradığını bulmak için birkaç çeşit tedavi denemek zorunda kalınabilir.

İlaçlar: Kleptomani tedavisinde psikiyatrik ilaçların kullanımı hakkında çok az bilimsel araştırma vardır. Kleptomani için FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Bakanlığı, Food and Drug Administration) onaylı bir ilaç yoktur. Bununla beraber, aşağıdaki ilaç veya ilaç grupları kleptomani tedavisinde reçetelenebilir:

  • Naltrekson: Çalmakla ilişkili dürtü ve zevkleri azaltabilecek bir opioid antagonisti olan naltrekson aslında bir bağımlılık ilacıdır.
  • Antidepresan: Özellikle seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) olanlar tercih edilir.

Psikoterapi: Bilişsel davranışçı terapi olarak adlandırılan psikoterapi türü; sağlıksız, olumsuz inanç ve davranışları tanımlamaya ve bunları sağlıklı, pozitif olanlarla değiştirmeye yardımcı olur.

Kaynakça

  1. ^ Shulman, Terrence Daryl (2004). Something for Nothing: Shoplifting Addiction & Recovery (İngilizce). Haverford, PA: Infinity Publishing. ISBN 0741417790. 
  2. ^ a b c d e f g h i Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; :0 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

Psikiyatri ya da ruh hekimliği, ruhsal durumların teşhisi, korunması ve tedavisine adanmış tıbbi uzmanlık alanıdır. Bunlar ruh hali, davranış, bilişsellik ve algılarla ilgili çeşitli konuları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Seçici serotonin geri alım inhibitörü</span> Antidepresan ilaç sınıfı

Seçici serotonin geri alım inhibitörleri majör depresif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve diğer psikolojik bozuklukların tedavisinde antidepresan olarak kullanılan bir ilaç grubudur. Yan etkilerinin az olması, etkinlikleri ve tolere edilebilirlikleri nedeniyle sıklıkla depresyon ve diğer birçok psikiyatrik bozukluk için birinci basamak ilaçlar olarak kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Piridoksin</span> kimyasal bileşik

Piridoksin, bir diğer adıyla B6 vitamini, özellikle protein metabolizmasında çok önemli bir koenzimdir ve birçok nörotransmitterin sentezinde rol alır. Besinler Piridoksamin ve Piridoksal şeklinde de bulunabilir. Aktif şekli Piridoksalfosfat'tır (PLF). Kolaylıkla bozulur, bu yüzden güneş ışığından, bazik ortamlardan uzak tutulmalıdır. İşlenme ve pişirme sırasında da kolaylıkla bozulur.

<span class="mw-page-title-main">Alkolizm</span> alkolik olma durumu

Alkolizm, alkollü içkilere kişinin fiziki ve psikolojik sağlığına zarar verecek şekilde olan aşırı tutkunluk. Alkolizm sorunu olan kişiye ise alkolik denir.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Epilepsi</span> beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluk

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fluoksetin</span> kimyasal bileşik

Fluoksetin başlıca santral nöronlarda serotonin seçici geri alımını inhibe eden bir antidepresandır. Fluoksetin, seçici olarak serotoninin geri alımını engeller; fakat noradrenalin ve dopamin geri alımını etkilemez. Fluoksetin; adrenalin, asetilkolin, serotonin, dopamin, histamin ve GABA reseptörleri ile etkileşim göstermez.

Crohn hastalığı, kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde ya da aynı anda birkaç farklı bölümünde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir. Bulaşıcı olduğu kanıtlanamamıştır. Bir diğer kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit ile beraber bu grubun ana öğelerini oluştururlar. Her yıl 100.000 kişiden 5-7'si bu hastalığa yakalanır. Sıklığı kuzeye gidildikçe artar. Onlu, yirmili yaşlarda ve 45 ile 65 yaşları arasında daha çok görülmektedir. Ancak her yaş grubundan insan bu hastalığa yakalanabilir. Hastalığın 3 belirgin tipi vardir. Bunlar inflamatuar crohn, fistülize crohn ve fibrostenoze crohn'dur. Ülseratif kolit ile benzer özellikler taşıması nedeniyle adı geçen hastalık ile Crohn arasında karar vermeyi güçleştiren vakalarda entermediyer bağırsak rahatsızlığı ifadesiyle adlandırılan bir ara kategori de yaygındır.

Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sitalopram</span> Seçici serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) sınıfının antidepresanı

Sitalopram, Citalopram diye de geçebilir. Seçici serotonin gerialım inhibitörüdür (SSRI). Serotonine özgüllüğü en yüksek, en seçici moleküldür. Karaciğer sitokrom (CYP) enzim ailesiyle az etkileşir. Bu sayede ilaç etkileşimlerinden az etkilenir. Polifarmasiye uygundur. Özellikle geriyatrik popülasyonda daha çok tercih edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal bozukluk</span> rahatsız edici düşünce ya da davranış modeli

Ruhsal bozukluk, akıl hastalığı ya da mental bozukluk, sıkıntı, bilişsel işlevlerin bozulması, atipik davranış ve/veya maladaptif davranış ile tanımlanan akıl sağlığı durumlarından birini ifade eder. Mental bozuklukların tanım, değerlendirme ve sınıflandırmaları farklılık gösterebilir; bununla birlikte, Hastalıkların ve Sağlıkla İlgili Sorunların Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması (ICD) ve Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabında yer alan kriterler konunun uzmanları tarafından yaygın biçimde kabul görmektedir. Bu çerçevede tanı kategorileri duygudurum veya duygulanım bozuklukları, yaygın gelişimsel bozukluklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygusal ve davranışsal bozukluklar, obsesif kompulsif bozukluk, psikopatik bozukluklar, kaygı bozuklukları, psikotik bozukluklar, sanrısal bozukluk, yeme bozuklukları ve kişilik bozukluklarını içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">Benzodiazepin</span> benzen ve diazepin halkalarının çekirdek kimyasal yapısına sahip psikoaktif ilaç sınıfı

Benzodiazepin, temel kimyasal yapısı bir benzen halkası ve bir diazepin halkasının füzyonu olan psikoaktif ilaçlardır. Depresan etkiye sahip olan benzodiazepinler, insomnia, nöbet ve anksiyete bozukluklarının tedavisinde kullanılır. İlk benzodiazepin olan klordiazepoksidin (Librium®), Leo Sternbach tarafından 1955 yılında tesadüfen keşfedilmiş, 1960 yılında da Hoffmann–La Roche ilaç firması tarafından satışa sunulmuştur. 1977'de benzodiazepinler dünya çapında en çok reçete edilen ilaç oldu.

<span class="mw-page-title-main">Katatoni</span> Psikoloji

Katatoni, psikomotor belirtilerle karakterize bir klinik tablo. İlk kez 1874 yılında, Karl Ludwig Kahlbaum tarafından tanımlanmıştır. Psikiyatrik bozukluklar dışında başka çeşitli tıbbi nedenlerle de ortaya çıkabilir.

Duloksetin; majör depresif bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu, fibromiyalji ve nöropatik ağrıyı tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Ağız yoluyla alınır. Yaygın yan etkiler arasında ağız kuruluğu, mide bulantısı, yorgunluk hissi, baş dönmesi, ajitasyon, cinsel sorunlar ve terlemede artış bulunur. Şiddetli yan etkiler arasında intihar riski, serotonin sendromu, mani ve karaciğer sorunları sayılabilir. Kullanımı durdurulursa antidepresan yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir. Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde kullanımın bebeğe zarar verebileceğine dair endişeler vardır. Bir serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörüdür.Nasıl çalıştığı tam olarak net değildir. Duloksetin, 2004 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği'nde tıbbi kullanım için onaylanmıştır. Jenerik bir ilaç olarak mevcuttur. 2017'de, on altı milyondan fazla reçeteyle Amerika Birleşik Devletleri'nde en sık reçete edilen 46. ilaç olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Erotomani</span> Mental rahatsızlık

Erotomani Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yayınlanan taksonomik ve tanı aracı olan Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabına göre sanrısal bir bozukluğun alt tipi olarak listelenmiştir. Bu nispeten nadir görülen bir paranoid durumdur ve bir bireyin başka bir kişinin kendisine âşık olduğuna dair sanrılarıyla karakterize edilir. Bu bozukluk en çok utangaç, bağımlı ve cinsel açıdan deneyimsiz kadın hastalarda görülür. Sanrının amacı tipik olarak yüksek sosyal veya mali durum, evlilik veya ilgisizlik nedeniyle ulaşılamaz olan bir erkektir. Takıntı nesnesi ayrıca hayali, ölmüş veya hastanın hiç tanışmadığı biri olabilir. Referans sanrıları yaygındır, çünkü erotomanik birey, genellikle gizli hayranlarından mesajlar aldığını algılar ancak kanıtı yoktur. Genellikle, erotomaninin başlangıcı anidir ve seyri kroniktir.

Ruh sağlığı uzmanları genellikle genelleştirilmiş sosyal fobi ile özgül sosyal fobi arasında ayrım yapar. Genel sosyal fobisi olan insanlar, çok çeşitli sosyal durumlarda büyük sıkıntı yaşarlar. Özgül sosyal fobisi olanlar, yalnızca birkaç durumda kaygı yaşayabilir. "Özgül sosyal fobi" terimi, klinik olmayan sosyal kaygının spesifik formlarına da karşılık gelebilir.

<span class="mw-page-title-main">Venlafaksin</span> İlaç

Venlafaksin ya da ilk marka adıyla Efexor, serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) sınıfından bir antidepresan ilaçtır. Majör depresif bozukluk (MDD), yaygın anksiyete bozukluğu (GAD), panik bozukluğu ve sosyal fobi tedavisinde kullanılır. Kronik ağrı için de kullanılabilmektedir. Ağız yoluyla kullanılır.

Şizofreniform bozukluk, en az bir ay şizofreni semptomlarının mevcut olduğu, ancak şizofreni tanısı için gerekli olan altı ay boyunca rahatsızlık belirtilerinin olmadığı durumlarda teşhis edilen bir ruhsal bozukluktur.