İçeriğe atla

Klasik müzik

Klasik Batı Müziği, kökeni Antik Yunan müzik kültürüne dayandırılan, daha sonra Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan Orta Çağ ve Gotik dönemde[1] çok sesliliğin gelişimiyle beraber daha da biçimlenmiş, kilise ve saray baskısı altında Rönesans'ın erken yüzyılında vokal polifoni[2] çerçevesi içinde gelişmiş, Yüksek Rönesans ile beraber çalgı müziğinin de yükselişiyle içeriği bugünün klasik müzik olarak adlandırılan biçimleri ve teknikleriyle gelişimini sürdürmüş bir kurumsal müziğin, kilise baskısına direnen halk müziğinin dans ve şarkı biçimleriyle karşılıklı etkileşimi sonucu gelişimini sürdürmüş olan, uluslararası olarak kabul görmüş müzik türüdür. En önemli özelliği, çok sesli ya da çok ezgili (polifonik) ve çok ritmli (poliritmik) olmasıdır.

Klasik Batı Müziği Dönemleri

Rönesans (1450–1600)

Yeniden doğuş (Fr. Re-naissance) anlamına gelen Rönesans, Orta Çağ döneminin çözülüp Aydınlanma Çağı'nı oluşturacak düşüncelerin belirmeye başladığı yaklaşık 200 yıla yakın bir süreci kapsar. Kilisenin bağnaz baskısından kurtulmaya çalışan insan, bu dünyanın yalnız ölümden sonrası için hazırlık aşaması olmadığını, bugünün yaşanması gerektiği düşüncesini yaymaya başlarlar. Dolayısıyla sanatçılar da eserlerini bu düşüncenin etkisiyle üretmeye ve geliştirmeye başlarlar. Rönesans ile başlayan yaşam sevinci ile oluşan danslar ve bu danslarda da çalgılar artar. Çalgılar yalnız eşlik etmekle kalmaz, vokal müzikten bağımsız bir çalgı müziği de gelişir. Bu dönemde İtalyan besteciler müzikte egemenliği ele almışlardır.

Rönesans döneminde Kilise'nin sanat üzerindeki etkisi zayıflamıştır, besteciler ve müzisyenler yeni sanatsal fikirlere hazırdır. Özellikle Flaman besteciler ve müzisyenler, İtalyan saraylarında eğitim vermek ve icra etmek için görevler almışlardır. Matbaanın icadı ile metotlar ve şarkı kitaplarının basımı yaygınlaşmış ayrıca burjuva sınıfının yükselişiyle birlikte, hem eğitsel hem de amatörler için eğlence olarak müziğe olan talep artmıştır.

Rönesans Dönemi Müziğinin Genel Özellikleri;

• Vokal polifonik stil doruğa erişir, besteciler öylesine ustalaşmıştır ki kilise müzik ile ilgili kurallardan ödün vermek zorunda kalır.

• Din dışı müzik önem kazanır. 1550'lerden itibaren bağımsız bir çalgı stili kendini göstermektedir.

• Önceleri aynı aileden çalgı gruplarıyla yapılan müzik daha karma gruplarla yapılmaya başlamıştır.

Matbaanın gelişmesi ile birlikte ilk çalgı metotları yazılmaya ve yayımlanmaya başlamıştır.

Müzik bu dönemde giderek Orta Çağ'daki kısıtlamalardan kurtulmuş, ritimde, armonide, biçimde daha fazla çeşitliliğe izin verilmiştir. Rönesans'ta müzik kişisel bir ifade için bir araç haline gelmiştir. Besteciler, vokal müziği oluşturdukları metinleri daha iyi ifade etmenin yollarını bulmuşlardır. Din dışı müzikte, dinsel müziğin yazım tekniklerinden faydalanılmış, dinsel müzikte ise çalgılara ve halk müziğinin ritmik unsurlarına yer verilmeye başlanmıştır. Şarkı (Chanson) ve madrigal gibi popüler formlar tüm Avrupa'ya yayılmış, saraylar, hem şarkıcıları hem de çalgılarında virtüöz sanatçıları bünyesinde görevlendirmiş, işveren kurumlar olmuştur. Rönesans döneminde birçok tanıdık modern çalgının (lute, viyol ailesi, keman ailesi, mandolin, gitar, nefesli çalgılar ve klavyeli çalgılar dahil) öncül versiyonları yeni biçimlere dönüşmüş ve yeni müzikal fikirlerin gelişimine cevap verecek şekilde geliştirilmiştir. Bestecilere ve müzisyenlere yeni müzikler yaratabilmeleri için daha iyi olanaklar sunulmuştur. Dönemin ünlü bestecileri Guillaume Dufay, Johannes Ockeghem, Giovanni Pierluigi da Palestrina ve Carlo Gesualdo'dur.

Barok Dönem (1600–1750)

Jan Miense Molenaer - Family Making Music (Müzik Yapan Aile) (ca. 1630-40)

Portekizcede kıvrımlı, düz olmayan inci anlamına gelen Barok sözcüğü, 1700'lü yılların ortalarında Fransız yazar Noël-Antoine Pluche tarafından müzik yapıtlarını sınıflandırması için kullanılmıştı. Pluche 1746 yılında yayımlanan Spectacle de la Naturale (Doğanın Gösterisi) adlı yapıtında, müzikleri artık ülkelerine göre sınıflamak yerine musique chantante (şarkılı müzik) ve musique baroque (barok müziği) olarak ikiye ayırmak gerektiğini belirtiyordu. Burada barok sözcüğünü kaba, biçimsiz anlamında kullanmıştı. Ayrıca iki müzisyenin çalışını karşılaştırırken, fazla ağdalı ve geçmiş dönemin zevklerine uygun bulduğu yorum için ‘Yeryüzündeki pırlantalar yerine, denizin dibindeki eğri incileri (barok) zorla sökmeye uğraşıyor’ ifadesine yer vermişti. Değerlendirmenin özünde bir küçümseme ve fazla ağdalı bulma vardı.

Müzikte çok önemli bir çağın tanımında kullanılan bu küçümseyici sıfatlar, Barok'un genel anlamından bizi uzaklaştırır. Barok, en kısa tanımıyla saray sanatıdır. Beğeni düzeyi de doğal olarak soylular sınıfının (aristokrasinin) süslemeye yakınlık duyan incelikli anlayışını yansıtır. Barok sözcüğü bugün anlaşıldığı anlamda, müzik tarihinde bir dönemi adlandırmak için ancak 19. yüzyılın sonlarına doğru kullanılmaya başlanmıştır.

Barok müziğin en önemli kurallarından biri vokal ve çalgısal güçlerin birleştiği ve karşı karşıya geldiği concertato stilidir. Bu stilin kaynağı, Andrea Gabreli ve Giovanni Gabreli'nin polikoral motetleri ve Lodovico Grossi da Viadana (c. 1560-1627) gibi 17. yüzyıl başlarında yaşamış bestecilerin sürekli bas tekniğini geliştirmelerine dayanır.

Sürekli bas (Basso Continuo) barok dönemde ortaya çıkmış olan, genellikle bir klavyeli ve telli çalgı ile müziğin bas çizgisinde -ince ses aralığındaki ezgiye karşı- çalınan bir eşlik etme tarzıdır. Genellikle bir viyolonsel ya da fagot bas partisini çalarken bir klavsen, lut ve bazen bir orgun bu bas partisi üzerine kısmen doğaçtan armonizasyon yaptığı, müzikteki armoni boşluklarını doldurarak zenginleştirdiği bir müzik yapma yöntemdir.

Ortaya çıkışı, Rönesans çok sesliliğinin dokusal homojenliğine karşı ince sesin üstünlüğünü ilan eden devrimin (c. 1600) akla yatkın bir gelişmesi olarak açıklanabilir. Çok sesli müziğin armonik temeli şimdi tam anlamıyla bir çalgıcının iki eli arasındadır. Hem dinsel hem de dünyasal müziğin yan etkileri Agostino Agazzari'yi (1578-1640), 1607 gibi erken bir tarihte bir kılavuz kitap yayınlamaya yönlendirdi; Del Sonare sopra'l basso con tutti l’stromenti (Tüm Çalgılarla Birlikte Bas Partisi Çalma Üzerine).

Barok müzik dönem Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Jean-Baptiste Lully, Arcangelo Corelli, Claudio Monteverdi, Jean-Philippe Rameau, Henry Purcell, George Frideric Handel ve Georg Philipp Telemann gibi bestecilerin eserlerini kapsamaktadır. Barok stilin Rönesans stilinden farkı, daha süslü bir anlatıma sahip olmasıdır. Dönemin en ünlü çalgısı klavsendir. Klavsen neredeyse her müzik çeşidinde kullanılıyordu (çoğu zaman eşlik etmek amacıyla da olsa bkz. sürekli bas). Dönemde vokal müziğin yanı sıra çalgısal müzik de gelişmiştir; sonat, konçerto grosso, solo konçerto ve süit, bu dönemin yaygın çalgısal müzik türleridir.

Barok müzik dönemi müzikteki başlıca büyük yeniliği 'fonksiyonel tonalite'nin (Majör ve minör kavramı) geliştirilmesindedir. Bu dönemdeki besteciler ve çalgıcılar çok daha ayrıntılı ve incelikli ezgisel ve ritimsel süsler uygulamaya başlamışlar; müzikal notasyon şeklini değişmiş ve çalgıları yeni teknikler kullanarak çalmaya başlamışlardır. Barok müziği döneminde çalgılarla müzik icra edilmesinin ebadı, kapsam genişliği ve karmaşıklığı artmıştır. Barok müzik dönemi opera görsel sanatının kurulup, geliştirilip ve yaygınlaştırılması dönemidir. Bugün kullanılan müzik terimleri ve kavramlarının çoğunluğu İtalya'da, barok müzik dönemde ortaya çıkmış ve hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Klasik Dönem (1750–1827)

Klasik stilin Barok stilden farkı, Klasik stildeki eserlerin Barok stildeki eserlerden daha sade olmasıdır. Barok dönemin kapanmasına yol açan etkenlerden biri de piyanonun icadıdır. Klasik dönemde her orkestrada klavyeli çalgı bulundurma zorunluluğu kalkmış, piyano orkestraya katıldığı zaman da mutlaka solist görevi görür olmuştur. Dönemi seçkinleştiren bir başka şeyse senfoninin yaygınlaşmasıdır. Dönemin ünlü bestecileri Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart, Christoph Willibald Gluck ve Muzio Clementi'dir.

Romantik Dönem (1827–1900)

Müziğin kilise ve saray egemenliği altından çıkıp halka yayıldığı, kalıpların ve düzenin yıkılıp yerine daha özgür olan romantizmin geldiği dönemdir. Kendi içinde 3 döneme ayrılır:

Modern Dönem (20. yüzyıl ve günümüz)

Modern dönem içerisinde Romantizmi sürdürenler (Richard Strauss, Gustav Mahler, Sergey Rahmaninov, Edward Elgar) olduğu gibi müziğin genel kimliğini değiştiren asıl Modern besteciler (Claude Debussy, Maurice Ravel, Bela Bartok, İgor Stravinski, Dimitri Şostakoviç, Sergey Sergeviç Prokofyev) kendilerine has bir stil geliştirmiş Alban Berg ile Aşlerdir. George Gershwin klasik müzikle cazı birleştiren besteciler arasında en ünlüsüdür. Edgard Varèse, elektronik müzik akımını başlatmıştır. Arnold Schönberg ve öğrencilerinden Anton Webern atonal müzik akımının yaratıcısı ve ilerleticisi olmuşlardır. Carl Orff, ilkel çağların müzikleri ve metinlerini yeniden canlandırıp modernize etmiştir. Ayrıca Türkiye'de çok sesli müziğin başlaması da bu döneme rastlar (Cemal Reşit Rey, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses). Günümüzde Krzysztof Penderecki, Arvo Pärt, Peter Machajdík gibi besteciler de modern dönemi sürdürmektedirler.

Klasik Batı Müziği çalgıları

Yaylı çalgılar bir orkestranın en önemli öğesidir. Yayla sürtündüğünde titreşen tellerden oluşan tahta çalgılardır. Diğer bir adı da "keman ailesi"dir.

  • Keman: Yaylı çalgıların en küçüğüdür. Soprano ses verir.
  • Viyola: Kemandan biraz daha büyük, tınısı daha lirik bir çalgıdır. Alto ses verir.
  • Çello (Viyolonsel): Sesi insan sesine en yakın olan çalgı olarak da bilinir. Bir ucu yere dayanarak çalınır. Tenor ses verir.
  • Kontrbas (veya sadece Bas): Yaylı çalgılar arasında en büyük olanıdır (Boyu bir insan boyuna ulaşır). Bas ses verir.
  • Klavsen: Klavyeli bir çalgıdır barok döneminin en önemli çalgısıdır.

Avrupa'da yaylı çalgılar "telli çalgılar" olarak adlandırılır ve böylece bu aileye arp (harp) da eklenir. Arp, çok sayıda tele ve pedala sahip olan bir çalgıdır ve telleri parmakla çekilerek titreştirilir. Keman ailesinin üyeleri de buna benzeyen bir biçimde çalınmaya müsaittir (pizzicato). Piyano: Tuşlu bir telli çalgıdır.

Üflemeli çalgılar

İçlerine üflenen nefes sayesinde titreşen çalgılardır. İki gruba ayrılırlar: Tahta üflemeliler ve Bakır üflemeliler. Bu gruplar çalgıların imal edildikleri maddeye göre ayrılmaz, çalışma stillerine göre ayrılır.

  • Flüt: Üflemeli bir çalgı türüdür. Gerektiği gibi çalınmadığında ve çok sesli çalındığında dengeyi bozar.
  • Klarnet: Tek kamışlı tahta üflemelidir. 19. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Hafif boğukça fakat parlak bir ses çıkarır. Orkestrada normal klarnetten daha kalın ses çıkaran basklarinet de kullanılır.
  • Obua: Çift kamışlı tahta üflemelidir. Barok dönemden beri orkestraların en popüler çalgılarındandır. Keskin ve acıklı bir sesi vardır. Orkestralarda obuanın yanı sıra biraz daha kalın ses veren korangle (İngiliz kornosu) da kullanılır.
  • Fagot: Çift kamışlı tahta üflemelidir. Gizemli ve kadifemsi bir sesi vardır. Orkestralarda fagotun yanı sıra, normal fagottan bir oktav daha kalın ses çıkarabilen kontrfagot da kullanılır.
  • Trompet: Pistonlu bakır üflemelidir. Parlak ve coşkulu bir sesi vardır.
  • Trombon: Sürgülü bakır üflemelidir. Trompetten daha kalın ses çıkarır. Sesi biraz daha soğuktur.iticidir.
  • Korno: Pek çok yerinden bükülmüş çok uzun bir borudan oluşur. Dairesel bir şekle, boğuk bir sese sahiptir.
  • Tuba: En kalın sesli bakır üflemelidir. Kornonun daha büyüğü sayılabilir. Pistonludur.
  • Kornet: En ince ses çıkaran metal üflemeli çalgıdır. (1871)

Vurmalı çalgılar (Perküsyon)

Tokmak, baget veya fırça gibi cisimlerle vurularak titreştirilen çalgılardır. Orkestranın en arkasında bulunurlar.

  • Timpani: Küçük orkestra davullarıdır. Yarım küre biçimindedirler. Çıkaracakları nota, derileri gerilerek ayarlanabilir.
  • Zil: İki dairesel bakır levhadan oluşur, birbirlerine çarpılarak ses çıkartılır.
  • Üçgen: Bir metal çubuğun üçgen şekli oluşturacak şekilde bükülmesiyle yapılır. Küçük bir sopayla vurularak kısa ama etkili bir çın sesi verir.
  • Kastanyet: İspanyol kökenlidir. İki küçük tahta parçasından oluşur, bunların birbirine vurulmasıyla ses çıkarır.
  • Çıngırak: Metalden yapılmış konik biçimli bir çalgıdır. İçinde yine metalden küçük bir tokmak asılıdır, çıngırak sallandıkça koninin iç yüzeyine çarparak ses verir.
  • Tef: Yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılır ve parmak vuruşlarıyla çalınır. Her vuruşta, kasnaktaki ince pirinçten 4-8 çift küçük zil tınlar.
  • Trampet: Dairesel bir metal gövdenin iki tarafına gerilmiş deriden ve bir derinin hemen altındaki gerili kirişlerden oluşur. Bagetle vurulduğunda deriler kirişlerle titreşir ve güçlü, keskin bir pat sesi çıkar.

Kaynakça

  1. ^ "Gotik Dönem | Ortaçağ'da Avrupa + Bizans". Khan Academy. 21 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2022. 
  2. ^ "Polifonik melodi ne demek? - Palintest.gen.tr". palintest.gen.tr. 15 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Ekim 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Barok müzik</span> Avrupada 1580-1760 arasında biçimi ve müzik dilini etklemiş sanat anlayışı

Barok müzik, Batı Avrupa kökenli yaklaşık 1600 ile 1750 yılları arasında Batı klasik müziği'nin bir dönemi veya tarzıdır. Bu dönemi Rönesans müzik dönemi izledi, ardından Klasik dönem takip etti ve galant stili Barok ve Klasik dönemler arasındaki geçişi sağladı. Barok dönemi üç ana aşamaya ayrılmıştır: erken, orta ve geç. Zamanla örtüşecek şekilde bu üç dönem, geleneksel olarak 1580'den 1650'ye, 1630'dan 1700'e ve 1680'den 1750'ye dek olan süreçleri kapsar. Barok müzik, "klasik müzik" kanonu'nun önemli bir bölümünü oluşturur ve şu anda yaygın olarak çalışılmakta, çalınmakta ve dinlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Partisyon</span> topluluklar için yazılan eserlerin bir bütün halinde görülmesini sağlayan nota

Partisyon orkestra, oda müziği topluluğu, koro, bando gibi topluluklar için yazılan eserlerin bir bütün halinde görülmesini sağlayan notadır.

<span class="mw-page-title-main">Konçerto</span>

Konçerto, sanatçının bir veya birkaç müzik çalgısıyla virtüözitesini ve müzikal yeteneklerini dinleyiciye sunmak amacıyla icra edilen müzik parçasının genel adıdır.

Müzik, geçmiş ve şimdiki bilinen her kültür ve dinde zaman ve mekânlar arasında büyük çeşitlilik gösterir. En izole edilmiş kabile grupları da dâhil olmak üzere dünyadaki tüm insanlar bir müzik türüne sahip olduklarından, müziğin, insanların dünyaya yayılmasından önce atalardan oluşan topluluklarda mevcut olduğu sonucuna varılabilir. Sonuç olarak, ilk müzik Afrika'da icat edilmiş ve daha sonra çeşitli çalgılar yapmak için çeşitli materyaller kullanarak insan hayatının temel bir bileşeni hâline gelmiş olabilir.

Tahta nefesli çalgılar 4 ana gruba ayrılır ve kendi içlerinde de gruplandırılırlar :

Orkestra, dört ana enstrüman grubundan çeşitli elemanların birlikte müzik yaptığı, büyüklüğü esere göre değişebilen çalgılar topluluğudur. Sözcük, Antik Yunan tiyatrosunda koraya ayrılan yer anlamına gelen Grekçe ὀρχήστρα sözünden türemiştir. Orkestra elemanları 18. ve 19. yüzyıl boyunca yapılan çeşitli eklemelerle hızlı bir büyüme göstermiştir. 20. yüzyılda ise orkestralarda kompozisyon açısından ciddi bir değişiklik yaşanmamıştır. Elli ya da daha az müzisyenden oluşan görece küçük orkestralar oda orkestrası olarak adlandırılabilir. Tam kadro bir orkestra ise yaklaşık 100 kişiden oluşur ve senfoni orkestrası ya da filarmoni orkestrası olarak anılabilir. Bu iki adlandırma arasında orkestranın özelliğini aktaran kesin bir ayrım bulunmamaktadır. Ancak farklı adlandırmalar aynı şehirde yerleşik iki orkestrayı ayırmak için kullanılabilir. Orkestralar, bazı eserlerde bir soliste eşlik ederken, koro ile birlikte de kullanılabilir. Her enstrüman grubunun farklı teknik özellikleri, tınısı ve önemi vardır. Besteci ifade etmek istediği konuyu ya da duyguları bu enstrümanların ses tınılarına veya çalınma tekniklerine göre kendine en yakın şekilde, belirli bir teknik bilgi ve mantık içerisinde kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Blokflüt</span>

Blok flüt özellikle eğitim amaçlı olarak yaygın şekilde kullanılan ağaç üflemeli bir çalgı. Yan flütten ayırt etmek için "düz flüt" de denir:

Sol el ağızlığa sağ el kuyruğa gelir

<span class="mw-page-title-main">Tuba (çalgı)</span>

Tuba, genellikle pirinç ve bakırdan imâl edilen, geniş, konik borulu ve pistonlu üflemeli bir çalgıdır.

Sonat müzikte, tam olarak ve kantatın anlamına gelmektedir. Müzikal literatürde ise söylenen değil çalınan bir parçayı ifade eder. Müzik tarihi boyunca evrilmesi sonucu belirsizleşen terim, klasik çağ öncesi çeşitli biçimleri belirtir. Bir ya da iki çalgı için bestelenen, allegro, adagio, andante gibi türlü karakterlerde üç ya da dört bölümden oluşan, müzik eseridir. Sonatlar genellikle dört muvmanlı olan piyano, keman, viyolonsel gibi solo çalıgılarla, piyano eşliğinde yaylı ya da üflemeli çalgılardan birine yazılan kompozisyonlardır.

<span class="mw-page-title-main">Brandenburg Konçertoları</span>

Brandenburg Konçertoları, Johann Sebastian Bach'ın 1721 yılında Brandenburg-Schwedt uçbeyi Christian Ludwig'e sunduğu, 6 konçertodan oluşan enstrümantal eserlerine verilen addır. Bu konçertolar, Barok döneminin en sevilen ve sık seslendirilen orkestra eserleri olarak addedilirler. Bu 6 eser Brandenburg uçbeyi Christian Ludwig için yazıldığı ve 24 Mart 1721 günü imzalanmış sunum yazısıyla ona gönderildiği için sonradan Brandenburg Konçertoları olarak anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yaylı çalgı</span> yayın tel üstünde kaydırılarak titreşim yoluyla ses oluşturulmasını sağlayan çalgı topluluğu

Yaylı çalgılar, yayın tel üstünde kaydırılarak titreşim yoluyla ses oluşturulmasını sağlayan çalgı topluluğudur. Yaylı çalgılar orkestrada kendine özgü yere sahiptir. Orkestrada 1. ve 2. kemanlar, viyolalar, çellolar ve kontrabaslar yaylılar olarak adlandırılır. Bütün klasik müzik bestecileri yaylıları kullanmıştır. Ayrıca, bazı eserlerde iki adet çello bulunabilir.

Gryphon, 1970'lerde müzik yapan, sıra dışı tarzları ve enstrümanlarıyla dikkat çeken İngiliz progresif rock grubudur. Grubun müziği, İngiliz halk müziği, rönesans müziği ve rock müziğinin etkilerini taşır.

<span class="mw-page-title-main">La minör keman konçertosu (Bach)</span>

Keman, Yaylı Çalgılar ve Sürekli Bas için BWV 1041 eser sayılı la minör Konçerto, Johann Sebastian Bach Köthen'de Prens Leopold'un sarayında müzik yöneticisi iken, keman ve diğer çalgılar için sonat, süit, konçerto ve benzeri birçok çalgısal eser yazmıştır. Keman konçertolarını da 1717-1723 yıllarında yazdığı düşünülmektedir. Eserin orijinal el yazması partitürü kayıptır fakat 1730'lu yıllara ait çalgısal partilerinin besteciye ait el yazmaları günümüze ulaşmıştır. Bu kopyalar eserin yazıldığı gerçek tarih konusunda müzikologları düşündürmüş ve sürekli farklı argümanların ortaya atılmasına neden olmuştur. Bach 1730'lu yıllarda Leipzig'de, Collegium Musicum orkestrasının direktörlüğünü yapmakta iken, eseri solo klavsen ve yaylılar için bir ton aşağı aktararak yeniden düzenlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Alessandro Scarlatti</span> İtalyan besteci

Alessandro Scarlatti, özellikle opera eserleri ve oda kantataları ile ünlü olan İtalyan Barok dönem klasik batı müziği bestecisidir. Napoli ekolu opera janrının bulucusu olduğu kabul edilir. Oğulları Domenico Scarlatti ve Pietro Filippo Scarlatti de tanınmış klasik batı müziği bestecileridir.

Capriccio Alman besteci Richard Strauss tarafından hazırlanmış olan bir perdelik operadır ve alt başlık olarak "Müzik İçin bir Konuşma Konusu Parçası " isimlidir. Bestecinin son opera eseridir. Opera eserinin prömiyer temsili 26 Ekim 1942'de Bayerische Staatsoper, Münih'te yapılmıştır. Eserin Almanca librettosu 1934-1941 döneminde Stefan Zweig ve Joseph Gregor'un ilk fikirlerine ve çalışmalarına bağlı olarak sonradan Richard Strauss tarafından Hans Swarowsky katkısıyla geliştirilmiş ve en sonunda eserin nihai librettosu Clemens Krauss tarafından hazırlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">György Ligeti</span> Macar besteci

György Ligeti. Modern Romanya'da Transilvanya'da Macar asıllı bir ailenin çocuğu olarak doğan; Romanya ve Macaristan'da müzik eğitimi yapan; sonra Avusturya'ya göç edip o ülke vatandaşı olan modern batı müziği bestecisi ve müzik öğretmeni.

<span class="mw-page-title-main">İki keman için re minör konçerto (Bach)</span>

'İki keman, yaylı çalgılar ve sürekli bas için BWV 1043 eser sayılı re minör konçerto, Johann Sebastian Bach'ın 1720-1732 yılları arasında Köthen'de yazdığı sanılan çalgısal bir eseridir. Kısaca 'İkili Konçerto olarak da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sürekli bas</span>

Barok dönemde (1600-1750) neredeyse evrensel geçerliliği olan sürekli bas partisi, bir bas çizgisi ve bir akor sürekliliği sağlayarak müziğin armonik yapısını oluşturmak için ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Genellikle continuo olarak kısaltılır ve sürekli bas partisini seslendiren çalıcılara sürekli bas grubu denir.

<span class="mw-page-title-main">L'estro armonico</span>

L'estro armonico, Op. 3, İtalyan besteci Antonio Vivaldi'nin ilk olarak 1711'de Amsterdam'da yayınlanan yaylı çalgılar için 12 konçertodan oluşan setin adıdır. Vivaldi'nin Op. 1 on iki trio sonatı ve Op. 2 on iki keman sonatı, sadece sonat biçimde eserler içeriyordu, bu yüzden L'estro Armonico bestecinin yayımlanan ilk konçerto derlemesi olma özelliğini de taşımaktadır. Ayrıca ilk kez bir İtalyan yayın evi yerine yabancı bir yayın evi olan Estienne Roger'ı seçti. Her konçerto sekiz partili şekilde basılmıştır: 4 keman, 2 viyola, viyolonsel ve sürekli bas.

<span class="mw-page-title-main">Pit orkestra</span>

Pit orkestra, operalarda, balelerde, müzikallerde ve müzik içeren diğer gösterilerde sanatçılara eşlik eden bir tür orkestra türüdür. Bu terim, bir piyanodan daha fazlası kullanıldığında sessiz filmlere eşlik eden orkestralar için de kullanılmıştır. Opera ve bale performanslarında, çukur orkestrası tipik olarak bir senfoni orkestrasına benzer boyuttadır, ancak parçaya bağlı olarak daha küçük yaylı ve bakır çalgı grupları içerebilir. Bu tür orkestraların boyutları yaklaşık 30 kişiden 90-100 müzisyene kadar değişebilir. Bununla birlikte, finansal, mekân ve hacim kaygıları nedeniyle, 2000'lerde müzikal tiyatro çukur orkestrası önemli ölçüde daha küçüktür.