İçeriğe atla

Klasik fizik

Modern Fiziğin dört ana alanı

Klasik fizik tamamlanmış veya uygulanabilir olan fiziğin, eski tarihlerde düşünülmüş modern teorilerle ilgilenir. Şu an kabul edilmiş bir teori modern sayılıyorsa ve o teorinin giriş cümlelerinde başlıca paradigma değişiminden bahsediliyorsa, eski teorilere (veya eski paradigmaya dayanan yeni teorilere) genellikle “klasik” denilir. Bir klasik teorinin tanımı aslında içeriğine bağlıdır. Klasik fizik kavramı, modern fizik için fazlasıyla karmaşık olan belirli durumlarda kullanılır.

Genel bakış

Klasik teorinin, fizik için çok farklı iki anlamı vardır. Kuantum mekaniği kavramında, klasik teori, niceleme paradigmasını kullanmayan, görelilik içeren klasik mekanik teorilerine bağlıdır. Buna genel kuantum mekaniğiyle iş birliği yapmayan, görelilik ve klasik elektromanyetizma gibi klasik alan teorileri dâhildir.[1] Genel görelilik ve özel görelilik kavramında, klasik teoriler Galileo’nun görelilik kuramına itaat eder.[2] Klasik fizikte yer alan teoriler ve dalları;

Modern fizikle karşılaştırılması

Klasik fiziğin tersine, “modern fizik”, kuantum fiziği ve 20-21. yüzyıl fiziğine genel olarak daha az bağlı bir kavramdır. Modern fizik, uygulanabilir olduğunda kuantum kuramı ve görelilik kuramı içerir.

Klasik fizik yasaları yaklaşık olarak geçerli sayıldığında bir klasik sistem, klasik limit kabul edilebilir. Pratikte, atom ve moleküllerden büyük fiziksel objeler klasik mekanik ile rahatlıkla anlaşılabilir. Buna iri ölçekli ve astronomik alandaki objelerde dâhildir. Klasik fizik yasaları atomsal düzeye inildiğinde, bozulur ve kesin sonuçlar vermez. Uzunluk ölçekleri ve alan kuvvetleri kuantum mekaniğinin etkilerinin geçersiz kabul edildiği büyüklüklerde elektromanyetik alanlar ve kuvvetler, klasik termodinamikle açıklanabilir. Determinist tabirler kuantum fiziğinde var olsa bile kuantum fiziğinin tersine klasik fizik tamamlanmış determinizm ilkeleriyle nitelenebilir.

Görelilik içermeyen klasik fiziğin bakış açısından, genel ve özel görelilik tahminleri, özellikle zamanın akışı, uzayın geometrisi, maddenim serbest düşteki hareketi ve ışığın yayılımı ile ilgilenen klasik fizik teorilerinin tahminlerinden çok daha farklıdır. Eskiden ışık yayılan ortamın sabit olduğu varsayılarak, daha sonraları var olmadığı ispatlanan esir denilen madde içinde ilerlelediği varsayılıyordu.

Matematiksel olarak klasik fizik denklemlerinde Planck sabiti görünmez. esir teoremi ve karşılılık ilkesine göre, süperakışkanlık gibi birkaç istisna dışında, bir sistem genişleyince veya ağırlaşınca klasik dinamik ortaya çıkar. İşte bu yüzden günlük hayatta kuantum mekaniğini ihmal ediyoruz. Fakat, klasik-kuantum uyumu günümüzde en hareketli alanlardan biridir. Bu alan, kuantum fiziği yasalarının klasik düzeyin sınırlarında klasik fiziğe nasıl yer verdiğiyle ilgilenir.

Bilgisayar modelleme ve elle hesaplama, modern ve klasik karşılaştırma

Yalnızca kuantum ve göreliliksel teoriyi kullanan bir bilgisayar modellemesi

Günümüzde bilgisayarlar, özel denklemin kaşifi Newton'un (diferansiyel calculus'ün babalarından biri) bile saatlerce uğraşıp çözebileceği klasik bir diferansiyel denklemi çözmek için saniyeler içinde milyonlarca aritmetik işlemler yapar.

Bilgisayar modelleme kuantum ve göreceli fiziği kullanır. Klasik fizik büyük sayıda parçacıklar için kuantum mekaniğinin sınırı gibi düşünülebilir. Öte yandan klasik mekanik (klasik fiziğin bir bölümü) göreliliksel mekanikten türetilir. Işık hızından çok küçük hızlar için c2'in paydada büyük olduğu terimler ihmal edilebilir. Daha sonra bu formüller Newton kinetik enerjisinin ve momentumunun standart tanımlarına indirgenir. Özel görelilik ve Newton mekaniği olması gerektiği gibi uyumlu. Bilgisayar modelleme mümkün olduğunca gerçekçi olmalıdır. Klasik fizik süperakışkanlık olayı gibi bir hata öne sürüyor. Kuantum teorilerinin zaman harcadığı doğrudur ve bilgisayar olanakları klasik denklemleri kullanmakla azalabilir. Ancak zamandan tasarruf etmek için güvenilirliği feda edemeyiz.

Bilgisayar modelleme bir nesneyi incelerken (herhangi sayıda parçacıklı bir parçacık sistemi) göreceli ya da kuantum, hangi teorinin kullanılmasına enerji kriterlerini kullanarak karar verir. Nesnenin hızı ve büyüklüğü (ya da parçacık sistemi) yalnızca akademik çalışmalarda ve mühendislik calculusünde kullanılır (inşaat mühendisleri bir köprü ya da ev yapmak için klasik fiziği kullanır). Bir fizikçi deneyin başlangıcında gerçek kalkulus işlemi başlamadan bir yaklaşımda bulunmak için klasik fiziği kullanır.

Bilgisayar modellemede klasik fizik hariç tutulursa nesnenin hızını kullanmaya ihtiyaç yoktur. Düşük enerjili nesneler kuantum teorisiyle, yüksek enerjili nesneler de görelilik teorisiyle halledilebilir.[3][4][5] .

Kaynakça

  1. ^ Morin, David (2008). Introduction to Classical Mechanics. New York: Cambridge University Press. ISBN 9780521876223. 
  2. ^ Einstein, Albert (2004) [1920]. Relativity. Translated by Robert W. Lawson. New York: Barnes & Noble. ISBN 9780760759219. 
  3. ^ [Wojciech H. Zurek, Decoherence, einselection, and the quantum origins of the classical, Reviews of Modern Physics 2003, 75, 715 or http://arxiv.org/abs/quant-ph/0105127/ 23 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.>
  4. ^ Wojciech H. Zurek, Decoherence and the transition from quantum to classical, Physics Today, 44, pp 36–44 (1991)
  5. ^ Wojciech H. Zurek: Decoherence and the Transition from Quantum to Classical—Revisited Los Alamos Science Number 27 2002

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Klasik mekanik</span>

Klasik mekanik, makroskobik boyutlarda cisimlerin hareketlerini hem deneysel hem de matematiksel olarak inceleyen, fiziğin iki ana dalından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Mekanik</span> kuvvetlere veya yer değiştirmelere maruz kalan fiziksel cisimlerle ilgilenen bilim

Mekanik, fiziğin fiziksel nesnelerin hareketleriyle, özellikle kuvvet, madde ve hareket arasındaki ilişkilerle ilgili alanıdır. Nesnelere uygulanan kuvvetler yer değiştirmeler veya bir nesnenin çevresine göre konumunda değişikliklerle sonuçlanır. Fizik'in bu dalının kökenleri Antik Yunanistan'da Aristoteles ve Arşimet'in yazılarında bulunur.. Erken modern dönem sırasında, Galileo, Kepler ve Newton gibi bilim adamları şimdiki klasik mekaniğin temellerini attılar. Klasik mekanik, duran veya ışık hızından çok daha düşük hızlarla hareket eden cisimlerle ilgili klasik fizikin bir dalıdır. Kuantum aleminde olmayan cisimlerin hareketini ve üzerindeki kuvvetleri inceleyen bilim dalı olarak da tanımlanabilir. Alan bugün kuantum teorisi açısından daha az anlaşılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Özel görelilik</span> izafiyet teorisi, uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklayan bir bilimsel teoridir

Fizikte, özel görelilik teorisi veya izafiyet teorisi, uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklayan bir bilimsel teoridir. Albert Einstein'ın orijinal çalışmalarında teori, iki varsayıma dayanmaktadır:

  1. Fizik yasaları, tüm süredurum referans çerçevelerinde değişmezdir.
  2. Işık kaynağının veya gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak vakumdaki ışığın hızı, tüm gözlemciler için aynıdır.

Dalga-parçacık ikililiği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında ‘’parçaçık’’ ve ‘’dalga’’ gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikililiği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden bir sonuç olarak açıklar. Bu yargı sıkça kullanılan, dalga-parçacık ikililiğinin tamamlayıcılık görüşüne hizmet ettiğini, birinin bu fenomeni bir veya başka bir yoldan görebileceğini ama ikisinin de aynı anda olamayacağını söyleyen Kopenhag yorumu ile açıklamayı hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Fizik felsefesi</span>

Fizik felsefesi, klasik ve modern fiziğin içerisindeki teori ve yorumları inceleyen bir bilim felsefesi dalıdır. Fizik teorileri ve yorumlarından yola çıkarak sorduğu sorularla çeşitli cevaplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Uzay ve zaman felsefesi, kuantum mekaniği felsefesi, termal ve istatistiksel felsefe gibi alt dallara ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Teorik fizik</span> fizik biliminin bir branşı

Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum mekaniği</span> atom altı seviyede çalışmalar yapan bilim dalı

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bir temel fizik dalıdır. Nicem mekaniği veya dalga mekaniği adlarıyla da anılır. Kuantum mekaniği, moleküllerin, atomların ve bunları meydana getiren elektron, proton, nötron, kuark, gluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışık, x ışını, gama ışını gibi elektromanyetik ışınımlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Alan (fizik)</span>

Alan, fizik kuramlarında kullanılan, matematikteki cebirsel alanın tüm özelliklerini taşıyan terim. Genellikle bu etki 100 nanometre ve daha küçük skalalarda etkili olur. Bu etki nanoteknolojiyle aynı ölçeğe denk gelir. Bir alan mekan ve zaman içinde her bir nokta için bir değeri olan bir fiziksel miktardır. Örneğin, hava durumu, rüzgâr hızı uzayda her nokta için bir vektör atayarak tarif edilmektedir. Her bir vektör bu noktada hava hareketinin hızını ve yönünü temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Görelilik ilkesi</span> Fizik yasalarının tüm referans çerçevelerinde aynı olması gerektiğini belirten fizik ilkesi

Görelik teorisi ya da basitçe fizikte görelilik genellikle Albert Einstein'ın iki teorisini kapsar. Bunlar özel görecelik ve genel göreceliktir.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum alan teorisi</span> hareketli parçacık sistemlerinin kuantizasyonuyla ilgilenen parçacık mekaniğiyle benzer olarak, alanların hareketli sistemlerine parçacık mekaniğinin uygulamasıdır

Kuantum Alan Teorisi (METATEORİ); Klasik Birleşik Alan (KAT) Teorilerini, Özel Görekliliği (SRT), Kuantum mekaniği (KM) teorilerini tek bir teorik çerçeve altında toplayan bir üst teoridir.

Kuantum kütleçekim kuramsal fiziğin bir dalı olup doğanın temel kuvvetlerinden üçünü tanımlayan kuantum mekaniği ile dördüncü temel kuvveti kütleçekimin kuramı olan genel göreliliğini birleştireceği düşünülen bir kuramdır.

<span class="mw-page-title-main">Kopenhag yorumu</span> fizikçi Niels Bohrun oluşturduğu kuantum mekaniği ile ilgili görüşler ve ilkeler dizisi

Kopenhag yorumu, genel olarak fizikçi Niels Bohr'un oluşturduğu kuantum mekaniği ile ilgili görüşler ve ilkeler dizisi. Makro ve mikro durumların ayrı fiziksel ilkelerle inceleneceğini belirtir. Fizikte gözlemin rolünü öne çıkarmasıyla bir devrim niteliğindedir.

Matematiksel model, bir sistemin matematiksel kavramlar ve dil kullanılarak tanımlanmasıdır. Matematiksel model geliştirme süreci, matematiksel modelleme olarak adlandırılır. Matematiksel modeller, doğa bilimlerinde ve mühendislik disiplinlerinde bunun yanı sıra sosyal bilimlerde kullanılır. Matematiksel modelleri daha çok fizikçiler, mühendisler, istatistikçiler, operasyon araştırma analistleri ve ekonomistler kullanır. Model, bir sistemi açıklamaya, farklı bileşenlerin etkilerini incelemeye ve bir davranış hakkında öngörüde bulunmak için yardımcı olabilir.

Modern fizik, klasik fizik ile tanımlanamayan olayları açıklamak üzere ortaya atılmış teorilerin tümüdür. Einstein'ın özel görelilik kuramından, Max Planck'ın kara cisim ışıması kuramına; Schrödinger'in kedisinden, kuark ve bozonlara kadar her şey modern fizik adı altında buluşur.

Parçacık fiziğinde, kuantum alan teorisinin tarihi, 1920’lerin sonlarında elektromanyetik alanın kuantizesiyle çalışan Paul Dirac tarafından oluşturulması ile başlar. Teorideki başlıca gelişmeler 1950’lerde gerçekleşti ve bu gelişmeler kuantum elektrodinamiğinin (KED) başlangıcına neden oldu. KED çok başarılıydı ve “doğaldı”, çünkü aynı temel kavramları doğanın diğer kuvvetlerinde kullanılabilmek için yapılan denemeleri içeriyordu. Bu denemeler, parçacık fiziğinin modern standart modelini üreten güçlü ve zayıf nükleer kuvvetleri ayar kuramının uygulamasında başarılı olmuştu.

<span class="mw-page-title-main">Görelilik teorisi</span> zamanın göreceli olduğunu söyleyen teori

Görelilik teorisi, Albert Einstein'ın çalışmaları sonucu önerilen ve yayınlanan, özel görelilik ve genel görelilik adlarında birbirleriyle ilişkili iki teorisini kapsar. Özel görelilik, yer çekiminin yokluğunda tüm fiziksel fenomenler için geçerlidir. Genel görelilik, yer çekimi yasasını ve bu yasanın diğer doğa kuvvetleri ile ilişkisini açıklar. Astronomi de dahil olmak üzere kozmolojik ve astrofiziksel alem için geçerlidir.

Fizikte, nesnelerin hareketiyle ilgili bir dizi tanınmış teori geliştirilmiştir. En iyi bilinenler arasında aşağıdaki teoriler yer almaktadır:

Fizikte, yerellik ilkesi, bir nesnenin yalnızca yakın çevresinden doğrudan etkilendiğini belirtir. Yerellik ilkesini içeren bir teorinin "yerel teori" olduğu söylenir. Bu, anlık veya uzaktan "yerel olmayan" eylem kavramına bir alternatiftir. Yerellik, klasik fiziğin alan teorilerinden gelişti. Buradaki fikir, bir noktadaki bir nedenin başka bir noktada bir etkiye sahip olması için, bu noktalar arasındaki boşluktaki bir şeyin eyleme aracılık etmesi gerektiğidir. Bir etki uygulamak için, dalga veya parçacık gibi bir şey, iki nokta arasındaki boşluktan geçerek etkiyi taşımalıdır.