İçeriğe atla

Klarnet

Bir klarnetin teiele'si
Klarnet çalan bir adam

Klarnet (klarinet ya da gırnata), sert ve dayanıklı ağaçlardan genellikle de abanoz ağacından yapılan üflemeli bir çalgı türüdür. Bir çeşit sert kauçuk olan ebonitten, ayrıca metalden yapılanları da vardır.

Tanımı

Klarnet üflemeli bir çalgıdır Klarnetler, beş parçanın birleşmesinden oluşur, bunlar:

  • Ağızlık (Bek)
  • Fıçı (Barel)
  • Üst gövde
  • Alt gövde
  • Kalak (Pavillon da denir)

Klarnetin gövdesi silindir biçimindedir. Kalak bölümü ise obuanın kalağına oranla daha geniştir. Dikkatlice yontulup biçimlendirilen bu kamış parçası, ağızlık üzerine takılır. Çalıcının nefesi ile titreşime geçirilen kamış, boru içindeki havayı titreşime geçirerek ses elde edilmesini sağlar. Çalıcının sol eli yukarıda, sağ eli ise aşağıda olmak üzere az bir eğimle yere doğru tutulur.

Flüt ve obuada olduğu gibi, klarnetin gövdesinde de ses deliklerini açmaya ve kapatmaya yarayan metal bir mekanizma vardır. 1840 sıralarında "Boehm sistemi" flüte uygulandıktan sonra, Paris Konservatuvarı öğretim üyesi ve klarnetçi Klosé, bu sistemin klarnete de uygun olduğunu görmüş ve Boehm sistemi klarnete uygulanmıştır. Daha sonra farklı zamanlarda farklı kişiler tarafından bu sistem geliştirilmiştir.

Klarnetin tarihçesi

Klarnet, tarihi 19. yüzyılda Chalumeau (Şalümo) adıyla orkestralarda icra edilen bu nefesli saz klarnetin atasıydı. Fransızcadan gelen bu isim nefesli sazların genel adıydı. Aynı yüzyılda Denner adlı çalgı yapım ustası Şalümo'yu geliştirerek bugünkü sisteme doğru ilk adımı atmıştır. 18. yüzyılda keşfedilen enstrümanın orkestraya dâhil edilmesi 1750 yılında olmuştur. 1800'lü yıllarda klarnetin oda orkestralarında yaygınlaşmasında Mozart'ın rolünün büyük olduğu bilinmektedir. 1812'de Paris Konservatuvarında öğretim üyesi olan Ivan Müller klarnete farklı mekanikler ekledi. Müller'in 13 tuşlu hale getirdiği enstrüman Denner'in sistemine göre daha karmaşıktı. 1840 yılında ses sistemleri için metal tuş mekanizması flüt ve obuada olduğu gibi klarnette de kullanılmıştır. Paris Konservatuvarı Klarnet bölümü öğretim üyesi Klose, Boehm Sistemi'ni klarnete uyguladıktan sonra 1860 yılına kadar enstrüman üzerinde mekanik gelişmeler devam etti. 1900-1925 yılları arasında klarnet artık radyo ve stüdyo kayıtlarında önemli yer tutmaya başladı. Perde sistemlerinin esas amacı akustiğin daha kaliteli elde edilmesi yönünde idi. Şalümo ile 1600'lerde 1,5 oktav ses genişliğiyle yola çıkan klarnet Mozart'ın konçerto ve Quintetlerinde yumuşak ve koyu sesiyle klasik, caz ve pop orkestralarının vazgeçilmez nefesli sazı olarak bugün konservatuvarlarda eğitim metotlarında ve müzik literatüründe yerini almıştır.

Klarnet türleri

Klarnetlerin Çok kalabalık bir ailesi vardır.Buna benzer birçok türden oluşur..

  • Mi bemol küçük klarnet (yazılan notanın küçük üçlü ince sesini duyurur)
  • Re küçük klarnet * Do klarnet (yazılan notanın aynısını duyurur)
  • Si bemol klarnet (yazılan notanın büyük ikili kalın sesini duyurur)
  • La klarnet (yazılan notanın küçük üçlü kalın sesini duyurur)
  • Basset horn (Fa) (Yazılan notanın tam beşli kalın sesini duyurur)
  • Mibemol alto klarnet (yazılı notanın büyük altılı kalın sesini dyurur)
  • Si bemol basklarnet (yazılan notanın büyük dokuzlu kalın sesini duyurur)
  • La basklarnet (yazılı notanın 1 oktav ve küçük üçlü kalın sesini duyurur)
  • Si bemol kontrabasklarnet (yazılı sesin 2 oktav ve büyük ikili kalın sesini duyurur)

Bu çalgıların tümünün çalınışı aynıdır. Bir tanesinin iyi çalmayı öğrenen, çok kısa bir alışma devresinden sonra, herhangi bir diğerini çalabilir. Yalnızca dört tanesi sürekli orkestrada kullanılır.

  1. Mi bemol küçük klarnet
  2. Si bemol klarnet
  3. La klarnet
  4. Si bemol basklarnet

Bu dört çalgının da dördü birden her yapıtta kullanılmaz. Genellikle besteciler iki si bemol klarnet kullanırlar. Üçlü orkestra kuruluşu ise, bunlara bir de bas klarnet eklenir. Daha büyük orkestralarda mi bemol klarnet ve bir si bemol klarnet daha eklenebilir.

La klarnet Si bemol klarnete çok yakın bir çalgıdır. La klarnetin boyu Si bemol klarnete göre biraz daha uzun, ses rengi biraz daha koyudur. Çalınışı ve ses genişliği aynıdır. Yalnız, Si bemol klarnet yazılı olan notanın büyük ikili kalınını, La klarnet ise küçük üçlü kalınını seslendirir. Besteciler bu iki klarnet türünden birini kullanırlar. Bunun en önemli nedenleri şunlardır:

  1. Daha koyu bir ses rengi isteniyorsa.
  2. Yapıtta çok diyez varsa.
  3. Klarnet partisinin en kalınından Do diyez sesinin kullanılması gerekiyorsa.

Ses genişliği

Klarnetin notaları sol anahtarı üzerine yazılır. Ses genişliği neredeyse 4 oktav kadardır. Bu genişlik içinde tüm diatonik ve kromatik sesler elde edilebilir. Dördüncü ek çizgideki sol notasından daha ince notaların çalınması biraz güç olduğu için bu sesler pek kullanılmaz. Eğer kullanılması isteniyorsa da küçük klarnet kullanılır. En kalın mi notasından bir sonraki oktav içerisindeki si bemol notasına kromatik olarak olarak, aşağıdan yukarıya doğru ses deliklerinin sırasıyla açılması yoluyla elde edilir. Bu Si bemolün incesindeki seslerin elde edilişi, flüt ve obuadakinden biraz farklıdır. Flüt ve obuada en kalındaki esas seslerden sonra gelen sesler, bu esas seslerin ikinci doğuşkanları (bir oktav incesi) olarak, daha incelerde ise, esas seslerin genellikle dördüncü doğuşkanları (iki oktav incesi) olarak elde edilirler. Klarinette ise (gövdesi silindir biçiminde olduğundan) elde edilen doğuşkanlar tek sayılıdır (3, 5, 7, 9). Üçüncü çizgi Si sesi klarnetin yazılı en kalın sesi olan mi sesinin dudak ve nefes ayarı, ayrıca bir yardımcı perde yardımı sonucunda çıkarılabilen üçüncü doğuşkanıdır yani 1 oktav ve tam 5'li. bu Si sesinden üçüncü ek çizgi Fa' ya kadar olan sesler kromatik olarak bu yolla elde edilir. Fa' nın daha incesindeki sesler çeşitli yollardan, her klarnetçiye ve klarnet yapısına göre değişebilen yollarla elde edilir.

Galeri

Klarinetin tınlama bölgeleri

Klarinetin dört farklı tınlama bölgesi vardır:

  1. Kalın ses bölgesi : En kalın ses olan Mi' den bir oktav incesi Fa diyez notasına kadar olan bölgedir. Zengin, madeni, gizemli, karanlık ve dramatik sözcükleri ile tanımlanabilir. Bu ses bölgesine "Şalümo" (Chalumeau) bölgesi de denir. "Şalümo" klarnetin atası olan eski bir çalgının adıdır.
  2. Kötü sesler : Sol notasından üç yarım perde sonraki si bemol notasına kadar olan bölgedir, klarnetin en kötü sesleridir, zayıf, soluk hem de elde edilmesi biraz daha güçtür.
  3. Orta ses bölgesi : Si notasından ikinci ek çizgi Do notasına kadar olan ve klarnetin en güzel sesleridir. Bu bölgeye "Klarino" (Clarino) ses bölgesi denir. En güzel ve en etkili klarnet soloları bu ses bölgesinde yazılmıştır. Bu sesler duru, parlak, ılık ve etkileyicidir.
  4. İnce ses bölgesi : İkinci ek çizgi Do' dan sonraki daha ince seslerdir. Gür çalındığında sert ve rahatsız edici fakat kısık sesle çalındığında ılık ve yumuşak, flüt ses rengine yakın bir tını özelliği gösterir.

Teknik özellikleri

Klarnet, çeviklik bakımından flüte çok yakındır. Her çeşit hızlı, parlak, gösterişli pasajlar, diziler, arpejler, grupetto ve benzeri figürler, tril ve tremololar rahatlıkla çalınabilir. Genellikle tek dil kullanırlar. Çift dil ve üç dil çok zor olduğundan, özel durumlar olmadıkça kullanılmaz. Bir ses bölgesinden başka bir ses bölgesine geniş aralıklı atlamalar, klarnete özgü kolaylıklardan biridir. Ancak hızlı tekrarlanan sesleri çalmakta oldukça sınırlıdır. Klarnetin en önemli özelliklerinden biri de, gürlük kontrolü bakımından son derece yetenekli olmasıdır. Çok kısık sesle ve çok gür sesle çalınabilir.

Orkestradaki önemi

Klarnete orkestrada hızlı, akıcı, parlak, gösterişli pasajlardan geniş duygusal ezgilere dek her türlü görev verilir. Duru ve parlak ses rengi ile birleşen etkili kreşendo ve dekreşendo yeteneği, klarnetin "Espressivo" solo pasajlarda sık sık görevlendirilmesine neden olur. Ses rengi diğer tahta üflemeliler ile iyi kaynaşır. Başka çalgılardaki temaları katlamak, gerekirse arka plandaki armonileri sağlamak ve eşlik figürlerini seslendirmek klarnetin yapabileceği en önemli görevlerdir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Ney, üflemeli çalgıdır. Kaşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati't-Türk adlı Türk kültür ve dilini anlatan eserinde, sagu denilen, "erler" için düzenlenen, ölüm, erdem ve acıları anlatan törenlerde kullanıldığını aktarmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Partisyon</span> topluluklar için yazılan eserlerin bir bütün halinde görülmesini sağlayan nota

Partisyon orkestra, oda müziği topluluğu, koro, bando gibi topluluklar için yazılan eserlerin bir bütün halinde görülmesini sağlayan notadır.

Bir sese ayırıcı özelliğini (adını) veren frekans, aslında, o sesin üstünde, onunla aynı anda tınlayan farklı seslere temel oluşturan en kalın sese aittir. Temel sesin üzerinde tınlayan bu seslere doğuşkanlar ya da armonikler denir. Temel ses kadar güçlü olmamaları nedeniyle, doğuşkanlar tek tek açık bir biçimde duyulmazlar. Ama sesin niteliğini belirledikleri için önemlidirler; ayrıca sese belli bir parlaklık katarlar. Söz gelimi, bir obua sesi ile bir klarnet sesini birbirinden ayırabilmemizi sağlayan, bu çalgıların çaldıkları esin üzerinde oluşan doğuşkanların birbirinden farklı güçte duyulmalarıdır. Farklı çalgılara ya da farklı insan seslerine göre aynı tondaki sesin taşıdığı renk farklılığını tınısını bu doğuşkanlar belirler.

Tahta nefesli çalgılar 4 ana gruba ayrılır ve kendi içlerinde de gruplandırılırlar :

Orkestra, dört ana enstrüman grubundan çeşitli elemanların birlikte müzik yaptığı, büyüklüğü esere göre değişebilen çalgılar topluluğudur. Sözcük, Antik Yunan tiyatrosunda koraya ayrılan yer anlamına gelen Grekçe ὀρχήστρα sözünden türemiştir. Orkestra elemanları 18. ve 19. yüzyıl boyunca yapılan çeşitli eklemelerle hızlı bir büyüme göstermiştir. 20. yüzyılda ise orkestralarda kompozisyon açısından ciddi bir değişiklik yaşanmamıştır. Elli ya da daha az müzisyenden oluşan görece küçük orkestralar oda orkestrası olarak adlandırılabilir. Tam kadro bir orkestra ise yaklaşık 100 kişiden oluşur ve senfoni orkestrası ya da filarmoni orkestrası olarak anılabilir. Bu iki adlandırma arasında orkestranın özelliğini aktaran kesin bir ayrım bulunmamaktadır. Ancak farklı adlandırmalar aynı şehirde yerleşik iki orkestrayı ayırmak için kullanılabilir. Orkestralar, bazı eserlerde bir soliste eşlik ederken, koro ile birlikte de kullanılabilir. Her enstrüman grubunun farklı teknik özellikleri, tınısı ve önemi vardır. Besteci ifade etmek istediği konuyu ya da duyguları bu enstrümanların ses tınılarına veya çalınma tekniklerine göre kendine en yakın şekilde, belirli bir teknik bilgi ve mantık içerisinde kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Pikolo flüt</span>

Pikolo flüt, büyük flütün hemen hemen yarısı kadar uzunluktadır. Büyük flütteki kuyruk bölümü pikolo flütte yoktur. Bu nedenle de büyük flütün en kalın sesleri olan Do ve Do diyez sesleri küçük flütte bulunmaz. Bunun dışında ses genişliği, mekanizması ve çalınış yöntemi büyük flütle aynıdır. Tek farkı yazılan notaları bir oktav inceden çalar. En ince sesleri çok parlak ve rahatsız edicidir. Bu sesler orkestranın bütün olarak çaldığı gür kısımlarda kullanılır. En kalın seslerinin tınısı ise soluk ve zayıf olduğundan, ancak özel bir tını istenildiği takdirde kullanılır ve orkestrasyon buna göre sağlanır.

Bas klarnet, normal klarnetin bir oktav kalından çalan çeşididir. Günümüzde Bas klarinet deyince akla si bemol bas klarinet gelmektedir. Bir de La bas klarinet vardır ve La klarinetin bir oktav kalından çalan çeşididir. Bazı besteciler eserlerinde gerek gördükleri için kullanmakla birlikte genelde partisyonlarda bu enstrümana pek sık rastlanmamaktadır. Çalıcı La bas klarinet partisini aktararak Si bemol bas klarinet ile çalabilir.

<span class="mw-page-title-main">Pikolo klarinet</span>

La bemol (A♭) klarnet, klarnet ailesinin halen üretilmekte olan en yüksek perdeli enstrümanıdır. Yaygın olarak kullanılan B♭ klarnetin yarısından biraz daha uzundur ve E♭ klarnetten bir minör yedili, bir tam dörtlü daha yüksek perdelidir. Bir transpoze enstrümanı olarak, yazılandan minör bir altıncı daha yüksek ses çıkarır, bu nedenle en düşük yazılı nota E3, konser C4 olarak duyulur. XIX. yüzyılın başlarında, farklı perdelerde birkaç küçük klarnet ortaya çıkmıştır. A♭ klarnet, özellikle Verdi'nin opera banda bölümlerinde yer aldığı ve günümüze kadar askeri bandolarda varlığını sürdürdüğü İtalya'da olmak üzere Avrupa nefesli bandolarında benimsenmiştir. Bazen çağdaş klasik müzikte, Béla Bartók ve John Tavener gibi bestecilerin eserlerinde ve büyük klarnet korosu çalışmalarında da kullanılır. İtalyan yapımcılar Ripamonti ve Orsi tarafından ve Almanya'da Foag Klarinetten, Herbert Wurlitzer ve Schwenk & Seggelke tarafından üretilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Fagot</span>

Fagot, ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Ses aralığı 3,5 oktav olan, akçaağaç, ahşabı ve metal borudan yapılan fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.

İngiliz kornosu veya kor angle, üflemeli bir çalgı olan obuanın bir çeşididir.

Çalgı topluluğu, değişik çalgıların bir arada bulunduğu küçük müzik topluluğudur. Bu çalgı topluluklarının dalları da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Trompet</span>

Trompet, bir ağızlık ve kendi üstüne kıvrılmış silindir bir borudan oluşan nefesli çalgıdır. (~Fr trompette / İt trompetta [küç.] bir nefesli çalgı, askerî borazan < İt tromba boru +ette) Aerophone sınıfına ait bir bakır üflemelidir.

Klasik Batı Müziği, kökeni Antik Yunan müzik kültürüne dayandırılan, daha sonra Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşüyle başlayan Orta Çağ ve Gotik dönemde çok sesliliğin gelişimiyle beraber daha da biçimlenmiş, kilise ve saray baskısı altında Rönesans'ın erken yüzyılında vokal polifoni çerçevesi içinde gelişmiş, Yüksek Rönesans ile beraber çalgı müziğinin de yükselişiyle içeriği bugünün klasik müzik olarak adlandırılan biçimleri ve teknikleriyle gelişimini sürdürmüş bir kurumsal müziğin, kilise baskısına direnen halk müziğinin dans ve şarkı biçimleriyle karşılıklı etkileşimi sonucu gelişimini sürdürmüş olan, uluslararası olarak kabul görmüş müzik türüdür. En önemli özelliği, çok sesli ya da çok ezgili (polifonik) ve çok ritmli (poliritmik) olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Obua</span>

Obua, nefesli çalgılar ailesinden bir müzik aletidir. 1170 yılından önce "hautbois" denilen obuanın sözcük kökeni Fransızcadan İngilizceye geçen HAUT ("yüksek") ve BOIS bileşik kelimesinden türetilmiştir. Obua, ağız ve hava basıncıyla çalınır.

Mehmet Nemutlu,, Türk çağdaş müzik bestecisidir.

<span class="mw-page-title-main">Yan flüt</span>

Flüt, yanlamasına çalınan, metalden ya da tahtadan yapılabilen bir üflemeli çalgıdır. Flüt ailesinin en yaygın türüdür, orkestralarda ve bandolarda sıkça kullanılır. Pikolo flüt, alto flüt, bas flüt gibi enstrümanlar da flüt ailesindendir; Pikolo flüt normal flütün yarısı boyundadır, alto flüt ise normal flütlerden biraz daha büyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Mellofon</span>

Mellofon Fa, Sol, Si Bemol ve Mi Bemol seslerine akort edilebilen, 2 ya da 3 valflı bir bakır nefesli çalgıdır. İçine hava nefes üflelenen ana borusu, euphonium ve flugelhorn'da olduğu gibi konik yapıdadır. Orta sesli bakır nefesliler sınıfına giren çalgı, genellikle küçük ve büyük çaplı açık hava bandolarında, çok nadiren de konser bandoları ve klasik müzik orkestralarında kornonun yerini alır. Özellikle açık hava bandolarında tercih edilmesinin sebebi, çan kısmının kornonun aksine arkaya ya da yana değil öne doğru bakması ve bu özelliği sayesinde sesi açık havada daha uzağa fırlatabilmesidir. Kornoda çalgı akordu elin çan içindeki pozisyonu değiştirilerek yapılırken, mellofonun akordu, üzerindeki akort mandalı kaydırılarak yapılır. Çalıştaki parmak pozisyonları başta trompet, alto ve tenor korno olmak üzere, pek çok valflı bakır nefesli çalgılarla aynıdır. Genellikle konser salonlarında değil, açık havada tercih edildiğinden, mellafon için çok nadiren solo eser yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sürekli bas</span>

Barok dönemde (1600-1750) neredeyse evrensel geçerliliği olan sürekli bas partisi, bir bas çizgisi ve bir akor sürekliliği sağlayarak müziğin armonik yapısını oluşturmak için ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Genellikle continuo olarak kısaltılır ve sürekli bas partisini seslendiren çalıcılara sürekli bas grubu denir.

<span class="mw-page-title-main">Pit orkestra</span>

Pit orkestra, operalarda, balelerde, müzikallerde ve müzik içeren diğer gösterilerde sanatçılara eşlik eden bir tür orkestra türüdür. Bu terim, bir piyanodan daha fazlası kullanıldığında sessiz filmlere eşlik eden orkestralar için de kullanılmıştır. Opera ve bale performanslarında, çukur orkestrası tipik olarak bir senfoni orkestrasına benzer boyuttadır, ancak parçaya bağlı olarak daha küçük yaylı ve bakır çalgı grupları içerebilir. Bu tür orkestraların boyutları yaklaşık 30 kişiden 90-100 müzisyene kadar değişebilir. Bununla birlikte, finansal, mekân ve hacim kaygıları nedeniyle, 2000'lerde müzikal tiyatro çukur orkestrası önemli ölçüde daha küçüktür.

Frederic Rzewski'nin bestelerinin listesi.