
Buddha, Sanskrit dilinde “uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek” anlamına gelen “budh” fiilinin geçmiş zaman kipidir. "Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamına gelir.

Yeşil renk elektromanyetik tayf'ın insan gözüyle görülebilen renklerinden biridir. Turuncu ve mor ile birlikte ara renklerden birini oluşturur. Dalgaboyu 550 nanometre kadardır. Karşıt rengi kırmızı'dır.
Miladi 6. yüzyıl, 501'den 600'e kadar sürmüş yüzyıldır.

Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'te Gök Tanrı ya da Gök'ün yüce tinidir. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çözümlenen sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir. Yer Tengri; Gök Tengri'nin torunu, Kayra Han'ın oğlu, Ülgen'in kardeşi ve Erlik'in amcası. Gök Tengri; ise Kayra Han'ın babası, Yer Tengri'nin dedesi, Ülgen'in dedesi ve Erlik'in büyük dedesi.

Artist, sanatçı veya sanatkâr, hayatını sanatına göre şekillendiren; sanat ile uğraşan kişi. Edebiyat, müzik, resim ve daha birçok farklı sanat dalı ile uğraşan kişiler için kullanılan ortak ad.

Pamuk, ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından anavatanı Hindistan olan kültürü yapılan bir bitki türüdür.

Abhazca, Kuzeybatı Kafkas dillerinden biridir. Esas olarak Abhazya, Türkiye’de, Suriye, Almanya, Hollanda, Rusya ve Acaristan 'da konuşulur. Abhazya Cumhuriyeti’nin Rusça ile birlikte resmi dilidir. Abhazca, Abhazya’da yaklaşık 150 bin kişi tarafından konuşulur.

Fars Eyaleti, İran'ın 31 eyaletinden birisidir.
Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.

Hiciv, hicviye ya da yergi, edebiyat ve sanatta, bir kişi, bir olay ya da durumun, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür..
Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.
Adak, herhangi bir dilek yerine geldiğinde karşılığında yapılacağı veya verileceği söylenen şey ve bunun sonucunda insanın kendisini Tanrı'ya karşı yükümlü kıldığı durum. Osmanlıca nezir kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Kutsal varlıklardan yardım dilemek amacıyla kurban kesme, saçı verme, mum yakma, para bağışlama gibi eylemlerde bulunma taahhüdü. Hatta bir şeyden vazgeçme örneğin bir hayvanı doğaya salma bile adağın kapsamına girer. Örneğin Türkçe ile uzak akraba olan Yakut dilinde Adık olarak söylenen bu sözcük bazı nesnelerin yakılmasını ve hayvanların özgür bırakılmasını da ifade eder. Bu yüklenim yerine getirilmediği takdirde kişinin başına olumsuzluklar, hatta felaketler geleceğine inanılır.

Yevanik,, Helenistik dönem'den beri varlığı süren Romanyot 'un konuştuğu bir lehçedir. Koini Yunancası'nın bir kolu olan ve çok büyük bir olasılıkla ölü olan ya da neslinin yok olmasının eşiğinde olan bu dilde İbraniceden kelimeler de bulunur. Yunanlar tarafından kolayca anlaşılabilen Yevanik, Romanyotlar tarafından İbranice harfler kullanılarak yazılır.

Törüngey, Türk ve Altay mitolojisinde ilk insan, Adem. Türüngey (Torongay) olarak da bilinir. Yeryüzünde yaratılan ilk kişi olduğuna inanılır. İnsanların atasıdır. Gökte yaşamaktadır. Ne bir ulusa ne de bir boya (kabileye) sahip değildir. İlk önceleri eşi de yoktur. Sonradan yeryüzüne gönderilmiştir. Yeryüzüne gönderilirken Ulukayın (veya Ulu Ata) tarafından kendisine Su, Ateş ve Demir verilmiştir. Karısının adı Ece (Eje)’dir. Elli kapılı, kırk pencereli, çatısı otuz kirişli bir evi vardır. Öküzleri tarla sürmede kullanan kişidir. Köten (saban) sürmeyi bulan kişi de odur. Kımızı bulan da odur. Kımız içme töreni ona aittir. Bazen göklerden mi indiği yerden mi çıktığı belli olmayan kişi olarak betimlenir. Bazen de gökten düştüğü söylenir. Ateşi elde etmiştir. Ve kendisi yurdundan kovar, bu durum kovulma motifiyle de bağlantılıdır. İslam, Hristiyanlık ve Museviliğin etkisiyle çamurdan yaratıldığı inancı yerleşmiştir. Karısıyla birlikte adları Ecey (Ece) ve Elley (Ele) şeklinde de geçer.

Kırmızı, al veya kızıl, parlak gökkuşağının en dışındaki renk. Sarı ve mavi gibi ana renklerden biridir. Güneş içteki gökkuşağındaki kırmızı renk ve gözümüzün açısı 42 derecedir. Elektromanyetik tayfın görülebilen renklerinden biridir. Kırmızı ışığın dalga boyu 630-760 nanometre civarındadır. Kırmızı en düşük frekanslı renktir. Kırmızının altındaki frekanslara kızılötesi denir. Karşıt rengi mavidir. Kırmızının, tamamlayıcı rengi yeşildir.

Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya. Kırkavlan da denilir. Bilinmeyen bir yerlerde yaşayan kırk kutlu kişidir.

Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.

Bişkek Han, Türk ve Kırgız mitolojisinde evliya ve/veya aynı zamanda inanç iyesi. Bişkek Ata olarak da bilinir. İnançlı insanları korur ve imanlarını sağlam tutmalarını sağlar. Kırgız kültüründe önemli bir yere sahiptir ve başkentlerine adını veren kişidir. Bişkek'in önceki ismi Pişpek'tir. Sonradan değişikliğe uğrayıp Bişkek adını almıştır. Bir evliya olduğu kadar aynı zamanda savaşçı bir kahramandır. Kırgızistanın başkentine adını veren kahramanın aslında bu ruhun adı verşilmiş bir kişi olduğu söylenebilir. Kimilerine göre Pişbeg sözcüğü Beş Bey demektir ve Bişkek Ata da bunların en büyüğüdür. Beş Bey olgusuna Uygurlarda Mani dini ile bütünleşen efsanelerinde rastlanmaktadır.
Ay Han - Türk ve Altay mitolojisinde Ay Kağanı. Moğolca da Sara Han veya Hara Han olarak bilinir. Oğuz Han’ın ikinci eşinden olan oğludur. Ongunu kartaldır. Kartal hükümranlığı simgeler. Buryatçada Hara sözcüğü Ay demektir, bazı kayıtlarda Oğuz Han’ın babasının adı Kara Han, iken bazı kaynaklarda Ay olarak gösterilmesi bu kelime benzeşimi nedeniyle olabilir. Hâlbuki gerçekte Ay Han, Oğuz Han’ın oğlunun adıdır. Ay pek çok kültürde dişil bir varlıktır, ancak Türklerde hem dişi hem de erkek Ay Tanrısı mevcuttur. Fakat özellikle vurgulanması gereken husus, Ay Han’ın bir Tanrı değil, kutsal bir kişi olarak kabul edildiğidir. Ay sözcüğü burada nitelik veya özellik değil bir sıfattır. Ay Ata ile karıştırılmamalıdır.
Lihtenştayn'daki Türkler, kökleri Türkiye'ye, Kıbrıs'a veya geçmişte Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olan devletlerdeki Türk azınlıklara dayanan kişilerdir.