İçeriğe atla

Kirkor Zohrab

Kirkor Zohrab Efendi
Meclis-i Mebûsan
3., 4. ve 5. Dönem Mebusu
Görev süresi
17 Aralık 1908 - 20 Temmuz 1915
Seçim bölgesi1908İstanbul
1912İstanbul
1914İstanbul
Kişisel bilgiler
Doğum 26 Haziran 1861(1861-06-26)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 20 Temmuz 1915 (54 yaşında)
Urfa yakınları, Osmanlı İmparatorluğu
Milliyeti Osmanlı Ermeni
Partisi Osmanlı Ahrar Fırkası (IV. Dönem)
Hürriyet ve İtilaf Fırkası (V. Dönem)

Kirkor Zohrab Efendi (ErmeniceԳրիգոր Զոհրապ; 26 Haziran 1861 - 1915), Osmanlı Ermenisi yazar, akademisyen, siyasetçi ve avukat. Ermeni Kırımı'nın başlangıcında Osmanlı hükûmeti tarafından İstanbul'da tutuklandı ve yargılanmak üzere Diyarbakır'da bir askeri mahkemeye gönderildi. Yolculuk esnasında 15-20 Temmuz 1915'te Urfa yakınlarındaki Karaköprü'de Çerkez Ahmet, Halil ve Nazım'ın başını çektiği bir grup eşkıya tarafından öldürüldü.[1][2]

Yaşamı

26 Haziran 1861'de İstanbul'un Beşiktaş semtinde doğdu. İlkokula, 1867'de semtin Makruhyan Ermeni Okulu'nda başladı. 1870 yılında babasının ölümü ve annesinin tekrar evlenmesiyle taşındıkları Ortaköy semti'nde, Tarkmançats Ermeni Okulu'na devam etti. Edebiyat öğretmeni şair-yazar Tomas Terziyan'ı örnek alarak, şiirler ve kompozisyonlar yazmaya başladı. 1873 yılında mali sıkıntılardan dolayı Tarkmançats Okulu kapanınca, Katolik Lusaroviçyan Okulu'na geçti. 1876 yılında Galatasaray Mekteb-i Sultanisinin Mühendislik bölümüne girdi. İlk yazıları Ermenice yayınlanan Lrakir gazetesinde 1878'de yayınlandı. 1879 yılında Ingenieur des Ponts et Chaussées (inşaat mühendisi) diploması alarak mezun oldu. 1880'de üvey babası avukat Avedis Yordamyan'ın bürosunda ona yardım etmeye başladı ve Galatasaray Sultanisi Hukuk Bölümü'ne kaydoldu. 1881'de Darülfünun'un yeni açılan Mekteb-i Hukuk'una geçerek üç yıllık eğitimini 1883'te tamamladı. 1884 yılında Edirne'ye gidip vilayet nezdindeki özel kurul önünde verdiği sınavla "birinci sınıf avukat" diplomasını aldı.

1885 yılında Klara Yazıcıyan'la evlendi. Ayrı bir ev kurarak Kandilli'ye yerleştiler, dört çocukları oldu. En son İstanbul Ayaspaşa Gümüşsuyu Apartmanı 3. katında oturdular.

Meslek yaşamı

Taksim'de Zohrab'ın evinin bulunduğu apartman
La Question arménienne

Mizah yazarı Hagop Baronyan'ın başyazarlığında, Ermenice Yergrakunt (Yerküre) edebiyat dergisini çıkardı. Dergi, daha sonra yazar Yeğya Demircibaşyan'ın yönetiminde 1889'a kadar yayınlandı. Sırpuhi Düsap'ın kadın eşitliğini ve özgürlüğünü savunan romanı Mayda'nın yayınlanması üzerine Zohrab, Yergrakunt'ta bu eseri ve yazarını ağır bir şekilde eleştirdi. Devrin saygın öğretmenlerinden Reteos Berberyan'ın aynı dergide Düsap'ı savunan yazısına da, sert bir karşılık vermekten çekinmedi. Bu arada Hukuk-ı Ceza Müruruzamanları konulu ilk mesleki çalışması yayınlandı. Arpiar Arpiaryan'dan ve realizm akımından etkilendi; eğitici, halkı bilinçlendirici yazılar yazmaya yöneldi. Yergrakunt'ta Anhedatsadz Serunt Mı (Yok Olan Kuşak) adlı romanı tefrika edildi.

Gülizar adlı bir Ermeni kızını kaçıran, köyleri talan eden Musa Bey aleyhinde, İstanbul'a gelerek dava açan Gülizar ve 50 Muşlu Ermeni'nin açtığı Gülizar Davasına Vıramşabuh Manuşyan ve Simon Tıngıryan'la birlikte 1889 yılında avukat tayin edildi. Arpiar Arpiaryan'ın kurduğu Hayrenik (Vatan) gazetesinde yazmaya başladı. 1892'de ise Hırant Asadur ve Dikran Gamsaragan'la birlikte Masis haftalık dergisini çıkardı; ertesi yıl dergi kapanınca uzun süre yayın dünyasından uzak kaldı. Zareh Yusufyan'ın 1898'de tekrar yayına soktuğu Masis'in yayın kurulunda Sibil ve Hırant Asadur ile birlikte yer alarak, ilerici, aydınlatıcı, dürüst, halktan yana bir yayın politikası izledi. Birçok öykü kaleme aldı.

Tarihi Dreyfus Davası için Fransızca bir savunma hazırlayıp, 1899'da Dreyfus'u savunan Yahudi Komitesi'ne gönderdi. Komiteden bir teşekkür mektubu ve Dreyfus portreli altın bir madalya aldı. Bir süre sonra, avukatlığı engellendiği, rejimle de barışık olmadığı için 1908'de Fransa'ya gitti. Ardından, II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte İstanbul'a döndü. Avukatlığın yanı sıra Darülfünun Hukuk Fakültesi'nde Ceza Hukuku müderrisliği yaptı, Ceza Kanunu'nda değişiklik yapacak kurulda yer aldı.

20. Yüzyıl başlarında Dzağig yayın çevresi içindendi.[3] Zohrab, bir sebeple Marcel Leart takma adını kullanarak, Osmanlı Devleti'ndeki Ermeni nüfusun miktarları hakkında (yüksek gösteren) tezler ileri süren 1913'te Fransızca olarak La Question Armenienne a la Lumiere des Documents (Belgeler Işığında Ermeni Sorunu) adıyla yayınlanan bir kitap çalışması hazırladı.[4]

1909 yılında Azadamard'da (Özgürlük Mücadelesi) yazmaya başladı. Eçer Uğevori mı Orakren (Bir Yolcunun Güncesinden Sayfalar) başlığı altında Avrupa gezi notlarını tefrika etti. Osmanlı Hürriyet ve Teavün-i Millî Cemiyeti'ne üye oldu. Prens Sabahattin'in Ahrar Fırkası paralelinde, liberal fikirleri ve etnik gruplar arasında eşitliği savundu. Önce Ermeni cemaat meclisine üye seçildi, sonra üç kez seçim kazanarak yedi yıl üyeliğini sürdürdüğü Osmanlı Meclis-i Mebûsan'ında İstanbul mebusu olarak bulundu. Milletler arasında dost ve kardeşçe ilişkilerin ve toplumsal eşitliğin kökleşmesi anlayışına bağlılığı ile bu yönde düzenlemeler yapılmasına çalıştı. Doğu vilayetlerinde can ve mal güvenliğini sağlayacak reformların önemini savundu. Güçlü bir donanma kurulması, gayrimüslimlerin de askere alınması, "gayrimeşru çocuk" kavramının terk edilmesi, kadınlar lehine yasal değişiklikler yapılması yönünde ve daha birçok konuda etkili meclis konuşmalarıyla tanındı. Genellikle İttihat ve Terakki ile paralel yönde oy kullandı. 1909 Adana olayları ve Türk-Ermeni ilişkileri konularında dikkatle incelenmesi gereken konuşma, tutum ve raporları bulunmaktadır.

Ölümü

Kirkor Zohrab, Osmanlı Devleti'ni yönetmekte olan İttihat ve Terakki hükûmeti tarafından 14 Mayıs 1915´te çıkarılan Tehcir Kanunu gereğince 21 Mayıs 1915'te tutuklandı. Erzurum Mebusu Vartkes Hovhannes Serengülyan'la birlikte Diyarbakır'da Divan-ı Harp önüne çıkarılmak üzere trene bindirildi. Önce Konya'ya, ardından Adana ve Halep'e gönderildi. Halep'te, iki mebusun yakın arkadaşı olan vali Mehmed Celal Bey tarafından bir otele yerleştirilmiş ve İstanbul'a dönebilmeleri için Celal Bey ve diğer bazı Türk dostlarınca Talat Paşa ve Cemal Paşa'lar nezdinde girişimler başlatılmıştır. Ancak, bir kaynağa göre, İstanbul'a geri çağrılan Vali Celal Bey olmuş, aynı gün iki Ermeni mebus Urfa'ya gönderilmiştir. Urfa'da, bir kaynağa göre, hapiste tutulan mebuslar, aynı kaynağa göre, Osmanlı mebusu Mahmut Nedim Bey'in evinde yemeğe davet edilmiş iken, polislerce yemek esnasında götürülmüşlerdir. Birinde iki mebus, diğerinde Urfa piskoposu Ardavast Kalenderyan ve şehrin iki Ermeni ileri geleni olmak üzere, iki araba halinde hareket edilmiş, Karaköprü (veya Şeytan Deresi) mevkiinde yolları çeteci Çerkes Ahmet ve yardakçıları Nazım ve Halil tarafından kesilmiş ve iki mebus öldürülmüştür. Çerkes Ahmet'in anlattıkları seneler sonra "Yeni İstiklal" gazetesinde neşredilmiştir. Ahmet şu kelimelerle itirafta bulunmuştur: "...sonra, Zohrab'ı tuttum, ayağımın altına aldım, taşla başına vura vura geberttim".[5] Ölümlerden sonra yeni Halep valisi Mustafa Abdülhalik, Sevkiyat Müdürü Abdülahad Nuri Bey, Urfa mutasarrıfı ve Şevket Paşa gibi askeri yetkilileri aylarca meşgul eden resmi soruşturma ve dosya tekemmülü sürecinin ve çetebaşı Çerkes Ahmet'in Ahmet Refik Altınay'a verdiği 29 Aralık 1918 tarihli İkdam Gazetesi'nde yayınlanan bilgilerin oluşturduğu bu karışık cinayet anlatımları dışında bilinen, Zöhrap'tan alınan en son haberin karısına yolladığı 15 Temmuz 1915 tarihli mektup olduğudur. Zohrab'ın Urfa belediye doktoru Tahsin imzalı kalp krizinden ölüm ifadesi taşıyan sertifikası 20 Temmuz 1915 tarihini taşımaktadır (Zohrab'ın kalp rahatsızlığı bilinmekteydi ve Vartkes'in eşi yeni doğum yapmıştı). Zohrab ve Serengülyan'ın ölümleri olayı 28 Kasım 1916'da Meclisi Mebusan'da da gündeme getirilmiştir.

Kirkor Zohrab'ın ölümünden kısa bir süre sonra, eşi Klara Yazıcıyan ve çocukları Dolores, Hermine, Leon ve Annen'in, Bulgaristan yoluyla Avrupa'ya gitmelerine izin verilmiş, çocuklarından Dolores Zohrab, dönemin ABD biracılık sektörünün önde gelen isimlerinden Henry L. Liebmann ile evlenmiştir. Hayır işlerinde kendini göstermiş olup, Columbia Üniversitesi'nde Ermeni öğrencilere yönelik olarak ve özellikle Orta Doğu ve Asya dilleri ve kültürleri eğitimi için başlatmış olduğu kapsamlı bir burs programı ve 1987'de faaliyete geçmiş Krikor ve Klara Zöhrap Enformasyon Merkezi (Krikor and Clara Zohrab Information Center) halen ailenin ismini yaşatmaktadır.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ (Fransızca) Kévorkian, Raymond H. "R. P. Yervant P‛erdahdjian: événements et faits observés à constantinople par le vicariat [patriarcal] (1914-1916) 3 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.," Revue d'histoire arménienne contemporaine 1 (1995), p. 254.
  2. ^ El-Ghusein, Fà'iz (1918). Martyred Armenia. Londra: C. Pearson Arthur. ss. 17-20. 
  3. ^ Mildanoğlu, Zakarya (24 Eylül 2016). "'Şekilden şekle giren' ve handan hana göçen bir Dzağig". Agos. 25 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Mart 2021. 
  4. ^ Marcel Leart, La Question Armenienne a la Lumiere des Documents, Paris, 1913.
  5. ^ İki Komite ve İki Kıtal, Ahmet Refik Altınay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 2010, ISBN 9789753332439

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Emin Yurdakul</span> Türk şair ve milletvekili

Mehmet Emin Yurdakul, Türk şair ve milletvekili. "Türk Şairi", “Millî Şair” olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Rüstem Bilinski</span>

Ahmet Rüstem Bey veya doğumundaki adı ile Alfred Bilinsky, Polonyalı ve İngiliz kökenli Türk diplomat, siyasetçi, gazeteci ve yazardır.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Kemal Tengirşenk</span> Türk politikacı ve diplomat

Yusuf Kemal Tengirşenk Osmanlı Meclis-i Mebûsan'ında ve TBMM'nin ilk dönemlerinde milletvekilliği, İstanbul Barosu başkanlığı, ayrıca farklı hükûmetlerde İktisat, Hariciye ve Adliye Vekilliği görevleri yürütmüş, 91 yıllık ömrünün son 40 yılını akademisyen olarak sürdürmüş bir siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Ferit Tek</span> Türk politikacı

Ahmet Ferit Tek, Türk siyasetçi, diplomat, fikir adamı.

1914-1918 Osmanlı Meclis-i Mebusanı, Bâb-ı Âli Baskını sonrası 1914'te tek parti düzeninde seçime gidildi ve V. Meclis-i Mebûsan 87 sandalyenin tamamını İttihat ve Terakki kazandı. Bu Meclis I. Dünya Savaşı boyunca görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Ağaoğlu (siyasetçi)</span> Azerbaycanlı siyasetçi ve gazeteci

Ahmet Akif Ağaoğlu, Azerbaycan asıllı Türk siyasetçi, hukukçu, yazar ve gazeteci. Liberal Kemalizmin kurucusuydu.

<span class="mw-page-title-main">Şakir Kesebir</span> Türk politikacı

Mehmet Şakir Kesebir, Türk siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Gabriel Noradunkyan</span> Ermeni asıllı Osmanlı diplomat ve devlet adamı

Gabriyel (Kapriel) Efendi Noradunkyan, Hariciye Nazırlığı, Babıali Hukuk Müşavirliği gibi yüksek düzeyde görevlerde bulunmuş Ermeni asıllı Osmanlı diplomat ve devlet adamı. Ayrıca Paris Barış Konferansı ve Lozan Barış Konferansı'nda Ermenileri temsil etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hrant Asadur</span>

Hrant Asadur, Osmanlı Ermenisi tarihçi ve hukukçudur.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Ermeni Patrikhanesi</span>

İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ermenilerin ruhani ve dünyevi işlerini yönetmek üzere 1461'de Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulmuş olan teşekküldür. Günümüzde Apostolik Kilisesi'ne (Gregoryen) mensup Türkiye Ermenilerinin dini önderliğini yapmaktadır. 1915 Ermeni Kırımı'ndan beri cemaatleri küçülmüştür. Patrikhane merkezi İstanbul'un (Kumkapı) semtinde bulunan Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi'dir.

Türk Derneği, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da kurulmuş bir dernektir. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk milliyetçi kuruluş olarak kabul edilir.

Ahmet Hamdi Ülkümen, Nebizade Hamdi Bey, Türk gazeteci, siyasetçi, eğitimci.

<span class="mw-page-title-main">24 Nisan 1915'te Ermeni aydınların sürgünü</span>

Ermeni aydınların sürgünü veya diğer adıyla Kızıl Pazar, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı içerisinde iken başkent İstanbul'daki Ermeni toplumunun önde gelen insanları tutuklaması ve tehcir etmesidir. Tutuklular, 24 Nisan 1915 tarihinde Dahiliye Nazırı Talat Paşa'nın emriyle Ankara yakınlarındaki iki merkeze taşındı. 27 Mayıs 1915 tarihinde Tehcir Kanunu'nun kabulü ile birlikte daha sonra sürdürülen bu aydınların çoğu öldürüldü. 24 Nisan, Ermeni tehcirinin başlangıç günü olarak kabul edilmekte ve Ermenistan'da ve Ermeni toplulukları tarafından "Ermeni Soykırımını Anma Günü" olarak anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ohannes Vartkes Efendi</span>

Ohannes Vartkes Efendi veya Vartkes Serengülyan Osmanlı Ermenisi siyasetçi ve aktivist. Meclis-i Mebûsan Erzurum milletvekiliydi. Ermeni Kırımı sırasında öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Zabel Sibil Asadur</span>

Zabel Asadur doğum adıyla Zabel Hancıyan, Türkiye Ermenisi romancı, şair, yazar, yayıncı ve hayırseverdir.

<span class="mw-page-title-main">Arpiar Arpiaryan</span> Ermeni yazar

Arpiar Arpiaryan etkili bir 19. yüzyıl Ermeni yazarı, Ermeni edebiyatında realizmin öncüsü ve siyasi bir aktivisttir.

Osmanlı Ermenileri listesi, kayda değer Osmanlı Ermenilerinin bir kısmını listelemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Zeki Bey</span>

Zeki Bey Osmanlı bürokratı, gazeteci ve öğretmeni. Osmanlı basın tarihinin üçüncü basın şehidi, katilleri yakalanıp yargılanan ilk gazeteci.

<span class="mw-page-title-main">Arşak Çobanyan</span> Ermeni yazar (1872-1954)

Arşak Çobanyan Osmanlı Ermenisi kısa öykü ve oyun yazarı, gazeteci, editör, şair, çevirmen, edebiyat eleştirmeni, dilbilimci ve romancı.

<span class="mw-page-title-main">Nusret Bey</span> Türk öğretmen, devlet adamı (1875-1920)

Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey, Türk öğretmen ve idarecidir. Ermeni Tehciri'inde vazife almasıyla ve bu tehcirde Ermenileri öldürdüğü ve mallarından kazanç sağladığı iddia edilerek idam edilmesiyle bilinir. 15 ay kürek cezasına çarptılırmış olduğu hâlde Divân-ı Harp-i Örfi yasadışı şekilde toplanıp cezası idam cezasına dönüştürdü. 5 Ağustos 1920'de Beyazıt Meydanı'nda idam edildi. Ferid Paşa hükûmetinden sonraki Ahmet Tevfik hükûmeti iktidara gelince ailesi suçsuz olduğunu iddia ederek davaların tekrar incelenmesini talep etti. İncelemelerin ardından Nusret Bey'in suçsuz yere asıldığı kanıtlanmıştır. 25 Aralık 1921'de TBMM tarafından "millî şehit" ilan edilmiştir.