İçeriğe atla

Kireneli Hegesias

Modern Libya'nın kuzeybatısında, Hegesias'ın yaşadığı Kirene harabeleri.

Hegesias (Yunanca, Ἡγησίας; yaklaşık MÖ 290)[1] veya Kireneli Hegesias, Kirene Okulu'ndan bir filozoftu. Eudaimonia'nın (mutluluğun) elde edilmesinin imkansız olduğunu ve acı ve kederden kaçınımın hayatın amacı olması gerektiğini savundu. Zenginlik, yoksulluk, özgürlük ve kölelik gibi basmakalıp değerlerin hepsi önemsizdir, acıdan daha fazla zevk üretmez. Cicero, Hegesias'ın ἀποκαρτερῶν (Açlıktan Ölüm) adlı bir kitap yazdığını ve bu kitap yoluyla pek çok insanı ölümün hayattan daha arzu edilir olduğuna ikna ettiğinden bahseder; bundan ötürü Hegesias'ın İskenderiye'de öğretmenlik yapması yasaklanmıştı. Bazıları tarafından Hegesias'ın Budist öğretilerinden etkilendiği düşünülür.[2]

Yaşamı

Laertios Diogenes, Hegesias'ın, Aristippos'un öğrencisi olan Kireneli Antipatros'un öğrencisi olan Epitimedes'in öğrencisi olan Paraebates'in öğrencisi olduğunu aktarır. Anniceris'in öğrenci-arkadaşıydı, ancak Anniceris'in yumuşattığı ve geliştirdiği sistemi nihilist bir çerçevede geliştirerek Anniceris'ten ayrıldı.[3]

Felsefesi

Hegesias, zevki yaşamın amacı olarak görme konusunda Aristippos ile aynı fikirdeydi; ancak insan yaşamına bakışı çok daha karamsardı. Eudaimonia ulaşılamaz olduğundan, Bilge'nin amacı acı ve kederden kurtulmak olmalıydı. Her insanın kendine yeter olmasından ötürü dışsal hayırların hiçbiri gerçek zevk kaynağı olamazdı ve reddedilmeliydi; haz hâlâ en yüksek iyi idi ancak onu ulaşmak kesinlikle imkansızdır -bu imkansızlığın sonucu olarak Hegesias, intiharı öğütlerdi.[4][5] David Hume, Jeremy Bentham gibi filozoflar çok sonraları Hegesias'ın hazcılığını daha ılımlı hale getireceklerdir.[6]

Tam mutluluğun var olması mümkün değildir; beden pek çok acı ve keder ile doludur ve ruh bedene bu noktada eşlik eder ve beden sıkıntılı olduğunda ruh da sıkıntılı olur ve ayrıca talih, umut ederek yaşattığımız birçok şeyi boşa çıkarır; öyle ki, tüm bu nedenlerle, mükemmel mutluluk, kavrayış dışıdır. Dahası, yaşam kadar ölüm de arzu edilesidir. Ayrıca, doğal olarak hoş veya nahoş bir şey olmadığını, ancak arzu, nadirlik veya çokluk nedeniyle bazı insanların memnun ve bazılarının olmadığını söylüyorlar; ayrıca zenginliğin ve yoksulluğun zevk üzerinde hiçbir etkisi yoktur, çünkü zenginler fakir insanlardan farklı bir şekilde haz almazlar. Aynı şekilde, köleliğin ve özgürlüğün, asaletin ve doğuştan gelen alçaklığın, şan ve rezilliğin, haz standardı ile ölçüldüğünde olduğunda önemsiz şeyler olduğunu söylerler. Aptal kişi için yaşamanın faydalı olduğunu, ancak bilge kişi için bunun fark etmeyeceğini eklerler; ve bilge kişinin her şeyi kendi iyiliği için yapacaktır; bunun için ise hiç kimseyi kendisiyle eşit görmeyecektir; ve eğer bir başkasından oldukça büyük avantajlar elde edecek olsaydı, elde ettiklerinin, kendi kendine sağlayabileceği şeylerle eşit olmayacağını bilecektir.[3]

Bu nedenle Bilge, kendisinden başka hiçbir şeyle ilgilenmemelidir; eylem oldukça kayıtsızdır; ve eğer eylem öyleyse, yaşam da öyledir, yani yaşam, hiçbir şekilde ölümden daha arzu edilir olamaz.

Bilge kişi, en büyük iyiliğin tüm sıkıntı ve acılardan uzak kalmak olduğunu düşünür, kötü olandan kaçınma girişiminde olduğu gibi, iyi olanın peşinde koşmaya kendini fazla kaptırmaz: ve bu amaca en iyi şekilde zevkin etkin nedenlerini gözetmeyenler ulaşır.[3]

Hegesias'a dair en güçlü anlatı, "Açlıktan Ölüm" (Yunanca: ἀποκαρτερῶν) adlı bir kitap yazdığını iddia eden Cicero'nun tanıklığıdır.[7] Kitap, kendini aç bırakmaya karar vermiş bir adamın arkadaşlarına ölümün aslında hayattan daha fazla istenilebilir olduğuna ikna etmesini ve insan sefaletine dair kasvetli açıklamalar içermekteydi. Eserin içeriği o kadar güçlü idi ki, birçok insana kendilerini öldürmeleri yönünde ilham verdi; bunun sonucunda yazar "mukni-i mevt, ölüm iknacısı, ölüme azmettiren" anlamına gelen "Peisithanatos" soy adını aldı.[5] Bu kitap İskenderiye'ye yayınlandı, ardından II. Ptolemaios tarafından ders vermesi yasaklandı.[4]

Asoka Fermanları'na göre, Kral Asoka zamanında Budist proselitizm.

Hint felsefesi ile ilişkisi

Kireneli Hegesias zamanında Kirenelilerin felsefesi; Pyrrhonculuk, Epikürcülük ve ayrıca Budizm ile benzerlikler taşıyacak şekilde gelişti.[8] Hegesias'ın yıldızının parladığı zamanlarda Kirene hükümdarları, Mısır kralı II. Ptolemaios valileri olarak Ophellas, ardından Magas; MÖ 276'dan itibaren ise bağımsız kral olarak Magas idi. Hem Ptolemaios hem de Magas'ın, Asoka Fermanları'na göre Hint kralı Büyük Asoka'dan gelen Budist misyonerlerin alıcıları oldukları iddia ediliyor.[8][9][10] Asoka,13 numaralı kaya fermanlarında şunları söyler:

Şimdi, Tanrıların Sevgilisi'nin Dharma tarafından en iyi fetih olması için yapılan fetihtir. Ve (Dharma'nın fethi) burada yapıldı, sınırlarda, altı yüz yojana ötede, Yunan kralı Antiohos'un hüküm sürdüğü yerde; Ptolemy, Antigonos, Magas ve İskender adlı dört kralın ötesinde; aynı şekilde, güneyde Cholas, Pandyas ve Tamraparni'ye kadar. Burada, Yunanlar, Kambojalar, Nabhakalar, Nabhapamktiler, Bhojalar, Pitinikalar, Andhralar ve Palidalar arasındaki kralın hükümranlığında, insanlar her yerde Tanrıların Sevgilisi'nin Dharma'daki talimatlarını takip ediyor. Tanrıların Sevgilisi'nin elçilerinin bulunmadığı yerlerde bile, bu insanlar dahi, Dharma uygulamasını ve Dharma'da Tanrıların Sevgilisi tarafından verilen emirleri ve talimatları duymuş olarak, onu izliyorlar ve böyle yapmaya devam edecekler.

— Asoka Fermanları, Ana Kaya Fermanları[11]

Hegesias felsefesi, Budizm''in ilkeleriyle,[8] özellikle Dört Yüce Gerçek ve Dukkha, "acı çekme" kavramıyla çarpıcı benzerlikler gösterir. Bu nedenle bazen Hegesias'ın MÖ 3. yüzyılda yöneticilerine gönderildiği iddia edilen misyonerlerin etkisi aracılığıyla Budist öğretilerinden doğrudan etkilenmiş olabileceği düşünülmektedir.[12][13]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel

  1. ^ Dorandi 1999, s. 47.
  2. ^ Preus, Anthony (12 Şubat 2015). Historical Dictionary of Ancient Greek Philosophy. Rowman & Littlefield. ISBN 9781442246393. 4 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022 – Google Books vasıtasıyla. 
  3. ^ a b c Laërtius 1925, s. 93-96.
  4. ^ a b Arslan 2006, s. 169.
  5. ^ a b Gökçe, Gevher (1 Nisan 2017). "İyi Ölümden Kötü Ölüme, "İstemli" Ölümden "İstemsiz" Hayata; Öl[dür]me ve Yaşa[t]ma Hakkı Üzerine". MSGSÜ Sosyal Bilimler (15): 57-91. ISSN 1309-4815. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  6. ^ Arslan 2006, s. 169-170.
  7. ^ Cicero, Tusculanae Quaestiones, 34.
  8. ^ a b c Clayman, Dee L. (15 Şubat 2014). Berenice II and the Golden Age of Ptolemaic Egypt (İngilizce). Oxford University Press. ISBN 9780195370898. 1 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022 – Google Books vasıtasıyla. 
  9. ^ Allen, Charles (21 Şubat 2012). Ashoka: The Search for India's Lost Emperor. Little, Brown Book Group. ISBN 9781408703885. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022 – Google Books vasıtasıyla. 
  10. ^ Ruiter, Branko van Oppen de (3 Şubat 2016). Berenice II Euergetis: Essays in Early Hellenistic Queenship. Springer. ISBN 9781137494627. 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022 – Google Books vasıtasıyla. 
  11. ^ "The Edicts of King Ashoka: an English rendering by Ven. S. Dhammika". www.accesstoinsight.org. 17 Ocak 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  12. ^ Lafont 2000, s. 78-85.
  13. ^ "Encyclopédie sur la mort | Hégésias De Cyrène". Encyclopédie sur la mort. 20 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Caynizm</span> Hindistan kökenli antik bir din

Jainizm, Cainizm veya Caynizm, geleneksel anlamda Jain Dharma olarak bilinen Güney Asya kökenli din ve felsefe. Bugün modern Hindistan'da azınlık olmakla beraber ABD, Batı Avrupa ve Afrika'da büyüyen topluluklar halinde varlığını sürdürmektedir. Jainistler hâlâ antik Şraman'ı (श्रमण) - bir tür sofu (çileci) gelenek - devam ettirmektedirler. Ruhanî özgürlük ve kurtuluş kavramı temelinde kurulmuş olan Jainizm tüm canlıların eşit olduğunu ve özellikle şiddet karşıtlığını savunur. Özdenetim Jainlerin mokşa, Keval Gnan veya ruhun gerçek doğasının anlaşılmasına giden yoldur.

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Kali Yuga, Hint Zaman Anlayışı'na göre maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü zaman devresidir. Hindu metinlerinin çoğu yorumcusuna göre Kali Yuga Krişnanın ömrünün sona ermesinden itibaren başlayan –yaklaşık 5000 yıl önce MÖ 3102– ve 1200 yıl sürecek olan bu zaman döngüsü içinde Vişnunun son avatarı Kali, elinde kılıcı ve beyaz ata binmiş olarak ortaya çıkacak ve kötülüğü yok edecektir.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hrisippos</span> Yunan Stoacı filozof

Solili Chrysippus veya Hrisippos, Yunan Stoacı bir filozoftur. Kilikya'nın Soli kentinin yerlisiydi, ancak genç bir adam olarak Atina'ya taşındı ve burada Stoacı okulda Cleanthes'in öğrencisi oldu. Cleanthes, MÖ 230 civarında öldüğünde, Chrysippus okulun üçüncü başkanı oldu. Üretken bir yazar olan Chrysippus, okulun kurucusu Citium'lu Zeno'nun temel doktrinlerini genişletti ve ona Stoacılığın İkinci Kurucusu unvanını kazandırdı.

Felsefede, hazcılık veya hedonizm, hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüş. Hedonizm terimi felsefe, sanat ve psikolojide hem duyusal hazzı hem de daha entelektüel veya kişisel arayışları kapsayan bir dizi teori veya uygulamayı kapsayabilmektedir. Aynı zamanda bu terim günlük dilde başkalarının zararı pahasına kısa vadeli haz peşinde koşan egoist kişiler için de bir aşağılama ifadesi olarak kullanılabilmektedir. Felsefede hedonizmin temsilcisi olarak gözüken Kirene Okulu, Sokrates'in öğrencisi Aristippos tarafından kurulmuş, daha sonra Epikür tarafından devam ettirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Epikür</span> Antik Yunan filozofu

Epikuros veya kısaca Epikür, felsefe tarihinin en etkili okullarından biri olan Epikürcülüğün kurucusu Antik Yunan filozoftur.

<span class="mw-page-title-main">Stoacılık</span> felsefi sistem

Stoacılık, MÖ 3. yüzyılın başlarında Atina Agorası'nda Kıbrıslı Zenon tarafından kurulan bir Helenistik felsefe ekolüdür. Mantık sistemi ve doğal dünya hakkındaki görüşleriyle beslenen bir kişisel erdem etiği felsefesidir ve erdem pratiğinin eudaimonia'ya ulaşmak için hem gerekli hem de yeterli olduğunu savunur: Kişi etik bir yaşam sürerek gelişir. Stoacılar eudaimonia'ya giden yolu erdemi uygulayarak ve doğaya uygun yaşayarak geçirilen bir hayatla özdeşleştirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hermetizm</span>

Hermetizm, Antik Mısır'da yaşamış bilge Hermes Trismegistus'un iddia edilen öğretilerine dayanan felsefi ve dini bir sistemdir.

Helenistik Dönem, Büyük İskender'in istilalarıyla başlayan, Antik Dünya'da Grek etkisinin doruğa ulaştığı dönemdir. Dönem, Klasik Grek Dönemini izlemiştir ve Helenistik Dönem'in ardından, Klasik Grek egemenliğindeki bölge Roma Cumhuriyeti hakimiyetine geçmiştir. Bu dönemde dahi Klasik Grek kültürü hâlen Roma hakimiyetine sızmıştır. Öyle ki Latincenin yanı sıra Grekçe konuşulmaya ve yazılmaya devam edildi. Helenistik Dönem bazen, Klasik Grek Uygarlığı'nın gerileme ve çöküş dönemi olarak görülmektedir. Bir başka açıdan da Klasik Grek Uygarlığı ile Roma Uygarlığı arasında bir geçiş dönemi olarak görülür. Dönemin başlangıcı çoğu kez Büyük İskender'in ölüm tarihi olan MÖ 323 olarak alınır. Dönemin sonu ise Yunanistan Yarımadası'nın Roma Cumhuriyeti tarafından işgal edildiği MÖ 146 olarak kabul edilir. Bazı tarihçiler ise Büyük İskender'in imparatorluğu'ndan kalan son devlet olan Ptolemaios Hanedanlığı'nın Aktium Savaşı'nda yenilgiye uğrayıp yıkıldığı tarih olan MÖ 31-30 tarihini Dönem'in sonu olarak kabul ederler.

<span class="mw-page-title-main">I. Seleukos</span>

I. Seleukos Nikatōr Büyük İskender'in Makedon kumandanı. İskender'in ölümünden sonra başlayan Diadoki Savaşları'nda Seleukos, Seleukos hanedanını ve Seleukos İmparatorluğu'nu kurmuştur. Krallığı İskender'den sonra kurulan devletler arasında Roma yayılmasına karşı en uzun süre direnen ülkelerden biridir. Mısır'daki Ptolemaios Krallığı Seleukosların çöküşünden sonra 34 yıl daha dayanabilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dikaiarhos</span> MÖ 4. yüzyıl Yunan filozof ve coğrafyacı

Messanalı Dicaearchus, ayrıca Dicearchus veya Dicearch olarak da bilinen Yunan filozof, kartograf, coğrafyacı, matematikçi ve yazardır.

<span class="mw-page-title-main">Ksenokrates</span> MÖ 4. yüzyıl Yunan filozofu, matematikçi ve bilgin

Kalkedonlu Ksenokrates, Yunan filozof, matematikçi ve MÖ 339/8'den 314/3'e kadar Platonik Akademinin lideri (bilgin) Öğretileri, genellikle matematiksel öğelerle daha yakından tanımlamaya çalıştığı Platon'un öğretilerini takip etti. Ayrıca otuz üçler konseyinin hevesli bir öğrencisiydi. Üç varoluş biçimini ayırt etti: Duyarlı, anlaşılır ve ikisinin birleşiminden oluşan üçüncüsü, sırasıyla duyu, akıl ve görüşe karşılık geliyordu. Birliği ve dualiteyi evreni yöneten tanrılar ve ruhu kendi kendine hareket eden bir sayı olarak görüyordu. Tanrı her şeyi kuşatır ve ilahi ile ölümlü arasında, ruhun koşullarından oluşan iki şeytani güç vardır. O, matematiksel nesnelerin ve Platonik Fikirlerin, onları ayıran Platon'un aksine aynı olduğunu savundu. Ahlakta, erdemin mutluluk ürettiğini, ancak harici malların ona hizmet edebileceğini ve amacını gerçekleştirmesini sağlayabileceğini öğretti.

Ptolemy III Euergetes MÖ 246'dan 222'ye kadar Mısır'daki Ptolemaios hanedanının üçüncü firavunuydu. Ptolemaios Krallığındaki hükümdarlığı sırasında gücünün zirvesine ulaştı.

Berenice II Euergetis MÖ 250'den itibaren Sirenayka kraliçesi ve MÖ 246'dan MÖ 222'ye kadar Ptolemaios III Euergetes'in eşi olarak Ptolemaik Mısır'ın kraliçesi ve eş vekili idi.

<span class="mw-page-title-main">IV. Ptolemaios Filopater</span>

Ptolemi IV Filopator, Ptolemi III ve Berenike II'nin oğlu, MÖ 221'den 204'e kadar Ptolemaik Mısır'ın dördüncü Firavunuydu.

V. Ptolemy Epiphanes, IV.Ptolemy Philopator ve Mısırlı III.Arsinoe'ün oğludur. Temmuz veya Ağustos 204'ten Eylül 180'e kadar Ptolemaios hanedanının beşinci hükümdarıydı. Ptolemy, ailesi şüpheli koşullarda öldüğünde, beş yaşında tahtı miras aldı. Yeni naip Agathocles, geniş çapta hakarete uğradı ve MÖ 202'de bir devrimle devrildi, ancak onu izleyen vekiller dizisi yetersiz kaldı ve krallık felç oldu.Seleukos Kralı Antiochos III ve Antigonid kralı Philip V Beşinci Suriye Savaşını başlatmak için krallığın zayıflığından yararlandı. Ptolemy V, kendi kendini ilan eden firavunlar Horwennefer ve Ankhwennefer'in önderlik ettiği yaygın bir Mısır isyanıyla karşı karşıya kaldı ve bu, Yukarı Mısır'ın çoğunun ve Aşağı Mısır'ın bazı kısımlarının da kaybedilmesine neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Tutku</span>

Tutku, belirli bir kişi veya şeyle ilgili olarak güçlü ve inatçı veya zar zor kontrol edilebilen duygu veya eğilimi belirtmek için kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefî karamsarlık</span>

Felsefi karamsarlık, hayata veya varoluşa olumsuz bir değer atfeden felsefi görüşler ailesidir. Felsefi kötümserler genellikle dünyada ampirik olarak acıların zevklere üstün geldiğini, hayatın ontolojik veya özünde canlı varlıklara karşı olduğunu ve varoluşun temelde anlamsız veya amaçsız olduğunu iddia ederler. Bununla birlikte, bu duruma verdikleri tepkiler çok çeşitlidir ve yaşamı onaylayıcı olabilir.