Yunan mitolojisi, Antik Yunanistan'da dünyanın yaratılışı, tanrı, tanrıça ve kahramanların hayatı hakkındaki söylence ve öğretileri içermekle kalmayıp aynı zamanda Eski Yunan dininin gövdesini oluşturmaktadır. Günümüzde, bu mitoloji hakkındaki bilgilerimizi bu sözlü edebiyatın yazılı hâllerinden alıyoruz. Tarihçiler, mitoloji hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için o dönemin sanatındaki ipuçlarını bile toplar.
İçrekçilik, batınilik ya da ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil olmayanlardan gizlenerek, bir üstat tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir. Çoğunlukla ezoterik (içrek) yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde kullanılır.
Firavun Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu.
Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.
Hermetizm, Antik Mısır'da yaşamış bilge Hermes Trismegistus'un iddia edilen öğretilerine dayanan felsefi ve dini bir sistemdir.
İskenderiyeli Hero, memleketi İskenderiye, Roma dönemi antik Mısır'da faal olan bir Greko-Mısır matematikçi ve mühendisti. Genellikle antik çağın en büyük deneycisi olarak kabul edilir ve çalışmaları Helenistik bilimsel geleneğin temsilcisidir.
Klasik antik çağ, MÖ 8. yüzyıl ile MS 5. yüzyıl arasındaki Greko-Romen dünyası denen, Antik Yunanistan ve Antik Roma'nın iç içe geçmiş uygarlıklarını kapsayan, Akdeniz merkezli kültürel tarih dönemidir. Bu çağ, hem Yunan hem de Roma toplumlarının geliştiği ve Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya'nın büyük bölümünü etkileyen bir dönemdir.
Hadad, Haddad, Adad ; Kenan ve eski Mezopotamya dinlerinde fırtına ve yağmur tanrısıydı. Ebla'da MÖ 2500'de "Hadda" olarak tasdik edildi. Haddad Levant'tan Amoritler tarafından Mezopotamya'ya tanıtıldı ve burada Akad tanrısı Adad olarak tanındı. Adad ve Iškur genellikle Hurri tanrısı Teshub için kullanılan sembolün aynısı olan logogram 𒀭𒅎 dIM ile yazılır. Hadad ayrıca Pidar, Rapiu, Baal-Zephon veya genellikle basitçe Ba'al olarak da adlandırılırdı, ancak bu unvan diğer tanrılar için de kullanılıyordu. Boğa, Hadad'ın sembolik hayvanıydı. Sakallı görünüyordu, "boğa boynuzlu" bir başlık takarken sık sık bir sopa ve şimşek tutuyordu. Hadad, Yunan Zeus, Roma tanrısı Jüpiter ve Hitit fırtına tanrısı Teshub ile eşitlendi.
Tanrı'nın Şehri, özgün Latince adıyla De Civitate Dei Augustinus tarafından 5. yüzyılın başlarında Latince yazılmış bir kitaptır.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Arnavutça, ait olduğu Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne ait özellikler barındırmasına rağmen bulunduğu grup içinde yalıtılmış bir haldedir. Arnavutçanın dahil olduğu bu grupta konuşulmaya devam eden diğer diller Ermenice ve Yunancadır. Dilin kökeni hakkındaki ilk çalışmaları yapan ve Arnavutçanın Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne mensup olduğunu kanıtlayan kişi Alman filolog Franz Bopp'dur. Arnavutçanın, eski zamanlarda Balkanlar'da konuşulan bir dil olan İlir diliyle bağlantısı olup olmadığı sıklıkla tartışılan bir konudur.
Bizans Rumları, Bizans Grekleri veya Bizans Yunanları, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ'da Yunanca konuşan Hristiyan Romalılardır. Onlar, Bizans İmparatorluğu, Konstantinopolis ve Küçük Asya, Yunan adaları, Kıbrıs ve güney Balkanların bazı bölgelerinin ana sakinleriydi veya en büyük azınlık ya da çoğunluğu oluşturuyorlardı, Levant ve kuzey Mısır'ın kıyı kent merkezlerinde de mevcutturlar. Tarih boyunca, Bizanslı Yunanlar, kendilerini Romalılar olarak tanımlar, ancak modern tarihçilikte "Bizanslı Yunanlar" olarak adlandırılırlar.
İskit dini, Klasik Antik Çağ boyunca Orta Asya ve Doğu Avrupa'nın Karadeniz-Hazar stepleri içerisinde egemen olmuş antik bir halk olan İskitlerin mitolojilerini, ritüel uygulamalarını ve inançlarını kapsar. Din hakkında bilinen az şey, 5. yüzyıl Yunan tarihçisi ve etnografı Herodot'un eserine dayanır. İskit dininin, öncülü olan Proto-Hint-İran diniyle ilgili olduğu ve daha sonra gelecek Slav, Macar ve Türk mitolojilerinin yanı sıra bazı çağdaş Doğu İran ve Oset geleneklerini de etkilediği varsayılmaktadır.
Gaius Julius Hyginus, M.Ö. 64 ile M.S. 17 yılları arasında yaşamış oyun yazarıdır. Alexander Polyhistor'un öğrencisi ve Augustus'un azatlısıdır. Suetonius'un De Grammaticis'inde yazdığına göre, Augustus tarafından Palatine kütüphanesinin yöneticiliğine atanmıştır. Yine Suetonius'a göre ilerleyen yaşlarda sefalete düşmüş ve Clodius Licinus'un maddi desteği ile hayatına devam edebilmiştir.
Bithynialı Theodosius, kürenin geometrisi üzerine bir kitap olan Sphaerics 'i yazan bir Yunan astronom ve matematikçi.
İskenderiyeli Stephanus, Neo-Platonik gelenekteki felsefenin yanı sıra simya, astroloji ve astronomi üzerine de yazan bir Bizanslı filozof ve öğretmen. Mısır'ın Müslümanlar tarafından fethinden önce İskenderiye akademik geleneğinin son temsilcilerinden biriydi.
Interpretatio graeca, diğer kültürlerin mitolojisini ve dinini yorumlamak veya anlamaya çalışmak için kullanılan bir söylemdir. Eski Yunan dini kavram ve uygulamalarını, tanrıları ve mitleri, eşdeğerlikleri ve ortak özellikleri kullanarak kendi kültürüne empoze etmektir.
Orbis Pictus veya Orbis Sensualium Pictus, Çek eğitimci John Amos Comenius tarafından yazılan ve 1658'de yayımlanan, çocuklara yönelik bir ders kitabıdır. İlk olarak Latince ve Almanca yayımlanan ve daha sonra resimlerle yaygın olarak kullanılan bu ilk çocuk ders kitabı, daha sonra birçok Avrupa dilinde yeniden yayımlandı. Devrimci kitap, hızla Avrupa'ya yayıldı ve yüzyıllar boyunca çocukların tanımlayıcı ders kitabı oldu.
Bibliothiki ayrıca Sahte-Apollodoros Bibliothiki'sı olarak da bilinir. Yunan mitleri ve kahramanlık efsanelerinin bir özetidir ve genellikle MS birinci veya ikinci yüzyıla tarihlenen üç kitap halinde düzenlenmiştir.
Gerardus Cremonensis, bilimsel kitapların Arapçadan Latinceye çeviren İtalyan tercümandır. Kastilya Krallığı'nda Toledo'da çalıştı ve Toledo'daki kütüphanelerden Arapça kitaplar aldı. Kitaplardan bazıları orijinal olarak Yunanca yazılmıştı ve o zamanlar Konstantinopolis'te iyi bilinmesine rağmen, Batı Avrupa'da Yunanca veya Latince olarak mevcut değildi. Gerardus Cremonensis, on ikinci yüzyılda Arapların ve eski Yunanlıların astronomi, tıp ve diğer bilimlerdeki bilgilerini Latince olarak kullanıma sunarak Batı ortaçağ Avrupa'sını canlandıran Toledo Çevirmenler Okulu arasında en önemli çevirmendir. Gerardus'un en ünlü çevirilerinden biri, Toledo'da bulunan Arapça metinlerden Batlamyus'un Almagest eseridir.