İçeriğe atla

Kiralite

Genel bir aminoasidin kiral özelliği.

Kiral terimi, kendisinin rotasyonla elde edilemeyen bir ayna görüntüsünü oluşturabilen veya bu ayna görüntüsüne sahip olan cisimleri, özellikle molekülleri tanımlamak için kullanılır. Kimyada bu moleküllere enantiyomer veya enantiyomerizm veya kiralite özelliği gösterir denir. Kiral sözcüğü, kendisi de sağ ve sol arasında ayna görüntüsüne sahip olduğundan, insan elinden gelmektedir. Parmakların karşılıklı duruşlarından dolayı, 2 eli çevirerek tam olarak üst üste getirmek mümkün değildir.[1] Sarmallar, kiral ortamlar, kiralite özellikleri,[2] ve simetri kavramlarının tamamı sağ ve sol el sistemiyle(ellilik) ilgilidir.[3][4]

Dalgaların sağ-sol el sistemine göre yayılması

Doğrusal polarize olmuş ışık. The block of vectors represent how the magnitude and direction of the electric field is constant for an entire plane, which is perpendicular to the direction of travel

Elektromagnetik dalgaranın ellilik sistemine göre yayılması bir dalga polarizasyonudur ve sarmallar kullanılarak ifade edilebilir. Bir elektromagnetik dalganın polarizasyonu, o dalganın yönelimini tanımlayan bir özelliktir. (Örneğin zamanla değişen vektör elektrik alanı temsil etmektedir. Betimleme için yandaki şekle bakınız.).

Şekilde görüldüğü gibi polarizasyon zamanın fonksiyonu şeklinde hareket eden bir elektrik alan vektörü şeklinde yorumlanabilir. Elektrik alan dalganın yayılma daoğrultusuna dik bir düzlemde gösterilmiştir.

Sol el (saat yönünde), çembersel polarize olmuş ışığın animasyonu.

Genel olarak polarizasyon eliptiktir. Polarizasyonun birbirine dik 2 ekseninin yönelimleri birbirine eşit olduğu durumda polarizasyona özel olarak çembersel polarizasyon denir. Bu ana eksenlerden biri sıfır ise polarizasyon lineerdir.

Matematiksel olarak eliptik polarizasyon farklı büyüklükte ve aralarındaki faz farkı π/2 olan aynı frekanslı 2 elektrik alan vektörünün süperpozisyonu şeklinde yazılabilir.[5][6]

Çembersel Polarizasyon

Bir elektromagnetik dalganın çembersel polarizasyonunda elektrik alan vektörünün ucunun bıraktığı iz bir helikstir. Elektrik alanın yayılma doğrultusuna dik bir yönde kesilen her düzlemdeki iz düşümü bir çember tanımlar. Çembersel polarizasyon farklı büyüklükte ve aralarındaki faz farkı pi/2 olan aynı frekanslı 2 elektrik alan vektörünün süperpozisyonu şeklinde yazılabilir.[7]

  Bu madde ABD Genel Hizmetler Yönetimi kamu malı materyali içermektedir. Materyalin kaynağı "Federal Standard 1037C" dokümanıdır. Kaynağa bu web sayfasından ulaşabilirsiniz.  in support of the series on U.S. military standards relating to telecommunications, MIL-STD-188

Optik Aktiflik

Çembersel Dikroizm

Kiral Maddelerin Çeşitleri

Ellilik kiral malzemelerin temel özelliğidir. Ellilik homojen kiral materyallerin iç yapılarının bir sonucudur. Örneğin izotropik bir kiral materyal elli moleküllerin rastgele dispersiyonlarını içerir. Öte yandan makroskopik seviyede kiral materyallerin aktifliği net biçimde görülebilir. Örneğin kolesterik sıvı kristallerin molekülleri rastgele bir dağılım sergilemesine rağmen madde bütün olarak kiral özellik gösterir. Polarizatörler gibi değişik çeşitli kiral materyal örnekleri de mevcuttur.[8]

Parantez içinde, 3. bir tip kiral materyal de bilim dünyasına eklenmiştir. Bu materyaller yüzeylerinde spiraller oluşturularak elde edilir.

Kiral Materyallerdeki İtici Casimir Kuvveti

Doğada gözlemlenebilen Casimir kuvvetlerinin hemen hemen tamamı çekici ve nano ve micro boyuttaki sistem parçalarının birbirine yapışmasını sağlayarak bu sistemleri işlemez hali getirici niteliktedir. Bu araştırmacıların uzun zamandır çözmeye çalıştıkları bir problemdi. U.S. Department of Energy's Ames Laboratory. de Casimir kuvvetlerini manipüle etme konusunda yapılan teorik buluşlardan sonra artık gelecekte nano boyuttaki makineler enerji sağlık ve endüstri gibi geniş bir kullanım alanına sahip olabilecek. Matematiksel simülasyonlarla yapılan temel sarsıcı araştırma, birbirlerine aşırı derecede yaklaştırıldıklarında, birbirlerine itici bir kuvvet uygulayabilecekleri olasılığını gözler önüne serdi. Bu Casimir kuvvetini kullanan itici kuvvet, bir gün nano boyuttaki makinelerin içinde meydana gelen sürtünmenin üstesinden gelebilir.

Ames Lab. ında bir fizikçi ve Iowa State University de bir professor olan Costas Soukoluis, nano boyuttaki sürtünme kuvvetleri çok küçük olmasına karşın, bu boyutta çalışması için tasarlanan aletlerin çalışmasını önemli ölçüde engeller, şeklinde açıklıyor. Ames Lab. asistanı Thomas Koschny de dahil olmak üzere Soukoluis ve takım arkadaşları Casimir efektini kullanmak için kiral meta malzemeleri kullanan ilk kişiler oldular. Onların çalışmaları aslında Casimir kuvvetlerini manipüle etmenin mümkün olduğunu gösterdi.

Bulgular Physical Rewiew Letters'ın 4 Eylül 2009 sayısında ‘’Kiral metamateryallerdeki itici Casimir kuvveti’’ başlığı altında yayınlandı. Bu çalışmanın önemini anlamak, kiral malzemelerin eşsiz yapısını ve Casimir kuvvetlerini anlamayı gerektiriyor. İsmini Hollandalı fizikçi Hendrik Casimir den alan Casimir kuvvetleri ilk olarak 1948 de keşfedildi. Casimir, quantum mekaniğini kullanarak enerjinin boşlukta dahi varolması gerektiğini öngördü ki bu da birbirine çok yaklaştırılan cisimler arasında doğabilecek kuvvetlere neden oluyor. En basit haliyle iki paralel levha için, Casimir bu levhalar arasındaki açıklık azaldıkça aralarındaki enerji yoğunluğunun da azalması gerektiğini öne sürdü ki bu aynı zamanda bu levhaları birbirlerinden ayırmak için bir iş yapılması gerektiği anlamına gelir. Bir başka deyişle bu levhaları birbirlerine doğru çeken çekici bir kuvvetin varlığından söz edilebilir. Doğada gözlemlenen Casimir kuvvetleri neredeyse her zaman çekici niteliğe sahip olduklarından nano boyuttaki makinelerin parçalarının birbirlerine yapışmasına yol açarak onların çalışmasını olanaksız hale getirir. Bu bilim adamlarının uzun süredir üzerinden gelmeye çalıştıkları bir problemdi. Bu yeni buluş aslında gösterdi ki kiral meta malzemeleri kullanarak itici bir casimir kuvveti üretebilmek aslında mümkün. Kiral malzemelerin ortak bir özelliği vardır: bu malzemelerin moleküler yapısı onların ters kopyalarıyla üst üste gelmesini engeller, tıpkı insan eli gibi. Bu malzemelere doğada sık rastlanılır. Şeker bunlara bir örnektir. Öte yandan doğal kiral malzemeler pratik bağlamda yeteri kadar güçlü bir itici Casimir kuvveti oluşturamazlar. Bu sebepten dolayı, araştrıma grupları dikkatini kiral meta materyaller üzerine yoğunlaştırmıştır. Bu şekilde adlandırılmalarının nedeni doğada bulunmamalarıdır. Yapay olmaları onlara eşsiz bir avantaj veriyor, diyor Kochny ve ekliyor: Doğal malzemeleri kullandığınızda sadece doğanın size verdikleriyle yetinmek zorunda kalırsınız, yapay malzemeleri kullandığınızda ise tam olarak ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir malzeme yaratabilirsiniz.’ Araştırmacıların üzerinde odaklandıkları kiral materyaller enerji dalgalarının doğasını değiştirebilecek eşsiz bir geometrik yapıya sahiptir. Şu anki çalışma, bu Metamateryalleri yarı iletken litografik teknikler kullanarak üretmenin getirdiği zorluklardan dolayı şu an matematiksel simülasyonlarla sürdürülüyor. Bu Metamateryallerin pratik anlamda sürtünme kuvvetini engelleyebilecek kadar güçlü casimir kuvveti üretip üretemeyeceği üzerine henüz daha çalışma yapılması gerekirken, casimir kuvvetinin pratik uygulamaları Los Alamos ve Sandia laboratuvarları gibi DOE tesislerinde yakın araştırma altına tutulmuş durumda.[9][10]

Şablon:DoEfrom Ames Laboratory6 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Prelog, Vladmir (12 Aralık 1975). Chirality in Chemistry (PDF). Nobel Lecture. Zürich, Switzerland: ETH, Laboratory of Organic Chemistry. ss. 203-204. 30 Ağustos 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Ağustos 2009. 
  2. ^ Lakhtakia, Akhlesh (1994). Beltrami Fields in Chiral Media. Nobel Lecture. Singapore: World Scientific. 3 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ağustos 2011. 
  3. ^ Zouhdi, Saïd (1 Aralık 2008). Metamaterials and Plasmonics: Fundamentals, Modelling, Applications. New York: Springer-Verlag. ss. 3-10, Chap. 3, 106. ISBN 9781402094064. 
  4. ^ Note: For more discussion regarding wave propagation and handedness see: Talk:Polarizer/Lengthy quotes
  5. ^ Description of Polarization. Federal Standard-1037C. Aug 23 2000. Accessed on 2010-06-28.
  6. ^ Wavelength is the distance between points of corresponding phase of two consecutive cycles of a wave. The wavelength, is related to the propagation velocity, v, and the frequency, f, by = v /f . Federal Standard-1037C 6 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Aug 23, 2000. Accessed on 2010-06-28
  7. ^ "circular polarization". Telecommunications: Glossary of Telecommunication Terms. Institute for Telecommunication Sciences and National Communications System. 23 Ağustos 2000. 29 Haziran 2013 tarihinde kaynağından (Federal Standard 1037C) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Temmuz 2010. 
  8. ^ T.G. Mackay and A. Lakhtakia (2010). "Negatively refracting chiral metamaterials: a review". SPIE Rev. Cilt 1. s. 018003. doi:10.1117/6.0000003. 
  9. ^ Soukoulis, Costas (Senior Physicist) (7 Aralık 2009). "Metamaterials could reduce friction in nanomachines". Ames Laboratory. 28 Mayıs 2010 tarihinde kaynağından (Research team has a new application for metamaterials that has potential to eliminate mechanical friction in nanotechnology) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2006.  Ames Laboratory is a U.S. Department of Energy Office of Science research facility operated by Iowa State University.
  10. ^ Soukoulis, Costas (Senior Physicist) (7 Aralık 2009). "Metamaterials could reduce friction in nanomachines". Eureka Alert -Ames Laboratory press release. 6 Eylül 2015 tarihinde kaynağından (Copyright info here.) arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2006.  Ames Laboratory is a U.S. Department of Energy Office of Science research facility operated by Iowa State University.

İleri Metinler

Dış bağlantılar

  • Mullen, Leslie, Science Communications (9 Mayıs 2001). "Life's Baby Steps (Chirality)". NASA Astrobiology Institute. 20 Şubat 2013 tarihinde kaynağından ("Billions of years ago, amino acids somehow linked together to form chainlike molecules".) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2010. 
  • Ames Laboratory. Press release archives. accessed:2010-06-28.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Maxwell denklemleri</span>

Maxwell denklemleri Lorentz kuvveti yasası ile birlikte klasik elektrodinamik, klasik optik ve elektrik devrelerine kaynak oluşturan bir dizi kısmi türevli (diferansiyel) denklemlerden oluşur. Bu alanlar modern elektrik ve haberleşme teknolojilerinin temelini oluşturmaktadır. Maxwell denklemleri elektrik ve manyetik alanların birbirileri, yükler ve akımlar tarafından nasıl değiştirildiği ve üretildiğini açıklamaktadır. Bu denklemler sonra İskoç fizikçi ve matematikçi olan ve 1861-1862 yıllarında bu denklemlerin ilk biçimini yayımlayan James Clerk Maxwell' in ismi ile adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik</span> elektrik yükünün varlığı ve akışı ile ilgili fiziksel olaylar

Elektrik, elektrik yüklerinin akışına dayanan bir dizi fiziksel olaya verilen isimdir. Elektrik sözcüğü Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Elektriğin Türkçe eş anlamlısı çıngı sözcüğüdür. Ayrıca Anadolu ağızlarında elektrik anlamında yaldırayık sözcüğü tespit edilmiştir. Elektrik, pek çok farklı şekillerde var olabilir. Örneğin, yıldırımlar, durgun elektrik, elektromanyetik indüksiyon ve elektrik akımı gibi. Ek olarak, elektriğin elektromanyetik radyasyon, radyo dalgaları gibi oluşumları olduğu bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nanoteknoloji</span> Maddenin atomik kontrolü

Nanoteknoloji, maddenin atomik, moleküler ayrıca supramoleküler seviyede kontrolüdür.

<span class="mw-page-title-main">Anten (elektronik)</span> elektrik gücünü radyo dalgaları ile çeviren elektronik aygıt

Elektronikte antenler, boşluktaki elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların iletim hatları içerisinde yayılmasını sağlayan veya iletim hatlarından gelen sinyalleri boşluğa dalga olarak yayan cihazlardır. Antenlerde enerjinin iletimi ve alınması anteni oluşturan metal iletkenlerin uygulanan elektrik akımı ile yüklenmesi ile gerçekleşir. Alıcı antene eşlenen güç sinyalin arttırılması için bir amplifikatöre iletilebilir. Antenler radyo, telsiz ve benzeri kablosuz iletişim cihazlarının temel elemanlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrostatik</span> durağan elektrik yüklerinin incelenmesi

Elektrostatik, duran veya çok yavaş hareket eden elektrik yüklerini inceleyen bir bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Rayleigh saçılması</span>

Rayleigh saçılımı, ışığın veya diğer elektromanyetik radyasyonun, ışığın dalga boyundan daha küçük tanecikler tarafından saçılımını ifade eder. Bu isim, İngiliz fizikçi Lord Rayleigh'ın adına ithafen verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ampère kanunu</span>

Klasik elektromanyetizmada Ampère yasası kapalı bir eğri üzerinden integrali alınmış manyetik alanla o eğri üzerindeki elektrik akımı arasındaki ilişkiyi açıklayan yasadır. James Clerk Maxwell yasayı hidrodinamik olarak 1861 tarihli Fizikte kuvvet çizgileri üzerine makalesinde tekrar kanıtlar. Yasanın matematiksel ifadesi şu anda klasik elektromanyetizmayı oluşturan dört temel Maxwell denkleminden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Casimir kuvveti</span>

Casimir kuvveti, 1948'de keşfedilip ilk kez 1997'de ölçülmüştür. Bir kertenkelenin yüzeye sadece tek bir parmağının ucuyla yapışabilme becerisinde görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Alan (fizik)</span>

Alan, fizik kuramlarında kullanılan, matematikteki cebirsel alanın tüm özelliklerini taşıyan terim. Genellikle bu etki 100 nanometre ve daha küçük skalalarda etkili olur. Bu etki nanoteknolojiyle aynı ölçeğe denk gelir. Bir alan mekan ve zaman içinde her bir nokta için bir değeri olan bir fiziksel miktardır. Örneğin, hava durumu, rüzgâr hızı uzayda her nokta için bir vektör atayarak tarif edilmektedir. Her bir vektör bu noktada hava hareketinin hızını ve yönünü temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Polarizasyon</span>

Polarizasyon dalganın hareket yönüne dik gelen düzlemdeki salınımların yönünü tanımlayan yansıyan dalgaların bir özelliğidir. Bu kavram dalga yayılımı ile ilgilenen optik, deprembilim ve uziletişim gibi bilim ve teknoloji sahalarında kullanılmaktadır. Elektrodinamikte polarizasyon, ışık gibi elektromanyetik dalgaların elektrik alanının yönünü belirten özelliğini ifade eder. Sıvılarda ve gazlarda ses dalgaları gibi boyuna dalgalar polarizasyon özelliği göstermez çünkü bu dalgaların salınım yönü uzunlamasınadır yani yönü dalganın hareketinin yönü tarafından belirlenmektedir. Tersine elektromanyetik dalgalarda salınımın yönü sadece yayılımın yönü ile belirlenmemektedir. Benzer şekilde katı bir maddede yansıyan ses dalgasında paralel stres yayılım yönüne dik gelen bir düzlemde her türlü yönlendirmeye tabi olabilir.

Mikroelektro-mekanik sistemler (MEMS) günümüzde var olan mekanik ve elektrik sistemlerin entegre ve minyatürize versiyonları olup mikron boyutlarında olan bu sistemleri nanoelektromekanik sistemler (NEMS) vasıtası ile nanoteknoloji uygulamaları için de kullanmak da mümkündür. MEMS kavramı ilk olarak 1987 yılında bir mikrodinamik çalıştayı esnasında telaffuz edilmiştir. Fakat MEMS kavramının ortaya çıkması esas olarak entegre devre çalışmalarında yaşanan gelişmeler ışığında olmuştur. Bu gelişmeler içinde kalıba alma, kaplama teknolojileri, ıslak oyma metotları, kuru oyma metotlarında yaşanan gelişmeler mikro aygıt yapımını mümkün kılmıştır. Küçük aygıtların yapılması konusunda ortaya çıkan ilk fikir ünlü fizikçi Richard Feynman tarafından 1959 yılında yapılan "There's plenty of room at the bottom" isimli konuşmada ortaya atılmıştır. Mikro-elektromekanik sistemlerin boyutları 1 ile 100 mikrometre arasında değişim gösterir. Bu küçük boyutlarda standard fizik kuralları genellikle geçersizdir. MEMS yapılarında yüzey alanının hacime oranı oldukça yüksektir bu sebep ile yüzey etkileri hacim etkilerine baskın gelir. Mikro elektro-mekanik sistem yapıları üç bölümden oluşur. Bu bölümler mekanik bölüm, mekanik bölümü çalıştıran tahrik bölümü ve mekanik hareketin davranışını inceleyen algılama bölümü olarak özetlenebilir. MEMS tahrik mekanizmaları verilen tahrik tipine göre farklılık gösterir. MEMS yapıları termal, elektrostatik, manyetik, pnömatik ve optik olarak tahrik edilebilir. Algılama işlemi ise genellikle optik ve elektronik sinyaller vasıtası ile yapılır. MEMS, Makina-Malzeme-Elektronik başta olmak üzere, temelde tüm mühendislik dalları ve temel bilimlerle birlikte pek çok dalı kapsayan çalışmaların yapıldığı disiplinlerarası bir kavramdır.

<span class="mw-page-title-main">Polarizörler</span>

Polarizörler belirli bir polarizasyondaki ışığı geçirip diğer polarizasyondaki dalgaları bloke eden optik filtrelerdir. Tanımlı olmayan veya karışık bir polarizasyona sahip bir ışık demetini iyi tanımlanmış polarizasyondaki bir demete dönüştürür. Yaygın polarizör çeşitleri lineer(doğrusal) polarizörler ve dairesel polarizörlerdir. Polarizörler birçok optik teknik ve alette kullanılır, polarize filtreler de fotoğrafçılıkta ve sıvı kristal ekranlarda uygulama sağlar. Polarizörler aynı zamanda ışıktan başka elektromanyetik dalgalar, örneğin radyo dalgaları, mikrodalgalar, X-ışınları için de yapılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Yer değiştirme akımı</span>

Elektromanyetizmada yer değiştirme akımı elektrik yer değiştirme alanının değişim oranıyla tanımlanan bir niceliktir. Yer değiştirme akımının birimi akım yoğunluğu cinsinden ifade edilir. Yer değiştirme akımı gerçek akımlar gibi manyetik alan üretir. Yer değiştirme akımı hareketli yüklerin yarattığı bir elektrik akımı değil; zamana bağlı olarak değişim gösteren elektrik alanıdır. Maddelerde, atomun içerisinde bulunan yüklerin küçük hareketlerinin de buna bir katkısı vardır ki buna dielektrik polarizasyon denir.

Bir nanoanten, ışığı elektrik gücüne dönüştürmek için geliştirilmiş deneysel bir teknoloji olan nanoskopik rektifiye bir antendir. Yani nanoantenler ile ilgili kavram kablosuz güç iletiminde kullanılan bir cihaz olan rektifiye antenlere dayanır. Bir rektifiye anten radyo dalgalarını doğru akıma dönüştüren özelleştirilmiş bir radyo antenidir. Işık, radyo dalgalarına benzeyen elektromanyetik dalgalardan oluşur fakat; daha küçük dalga boylarına sahiptir. Bir nanoanten, nanoteknoloji kullanılarak üretilmiş, ışık için anten görevi gören ve ışığı elektrik akımına dönüştüren, hemen hemen bir ışık dalgası boyutunda olan çok küçük rektifiye antendir. Nanoanten dizilerinin geleneksel güneş pillerine göre daha verimli bir şekilde güneş ışığını elektrik gücüne dönüştüren bir araç olmaları beklenir. Bu fikir ilk olarak Robert L. Bailey tarafından 1972 yılında ortaya atılmıştır. 2012 itibarıyla enerji dönüşümünün mümkün olduğunu gösteren sadece birkaç adet nanoanten cihazı üretilebilmiştir. Nanoantenlerin bir gün fotovoltaik piller kadar etkin maliyetli olabilecekleri halen bilinememektedir. Bir nanoanten, nanoantenin boyutuna uygun spesifik dalga boylarını absorbe etmek için tasarlanmış bir elektromanyetik kollektördür. Bu günlerde Idaho Ulusal Laboratuvarları 3-15 μm uzunluğundaki dalga boylarını absorbe etmek üzere tasarlanmış bir nanoanten tasarlamaktadır. Bu dalga uzunluğu 0.08 - 0.4 eV foton enerjisine karşılık gelir. Anten teorisine göre, bir nanoanten, nanoantenin boyutu belirli bir dalga boyu için optimize edilmiş olmak koşuluyla, herhangi bir dalgaboyundaki ışığı verimli bir şekilde absorbe edebilir. İdeal olarak nanoantenler 0.4 - 1.6 μm arasındaki dalga boylarını absorbe etmek için kullanılmalıdırlar. Çünkü bu aralıktaki dalga boyları, uzak- kızılötesinden daha yüksek enerjiye sahiptirler ve solar radyasyon spektrumunun yaklaşık olarak %85'ini oluştururlar.

Fizikte sanal parçacık, sıradan parçacıkların özelliklerini sergileyen fakat sınırlı bir süreliğine var olan geçici dalgalanma olarak tanımlanır. Sanal parçacık kavramı sıradan parçacıklar arasındaki etkileşimi sanal parçacıklar arasındaki değiş tokuş olarak tanımlayan kuantum alan teorisinin Pertürbasyon teorisi kısmında ortaya çıkar. Sanal parçacıkları içeren herhangi bir süreç sanal parçacıkları iç çizgilerle temsil eden ve Feynman diyagramı olarak bilinen şematik tasarımı doğrular.

<span class="mw-page-title-main">Enantiyoselektif sentez</span>

Enantiyoselektif sentez ya da asimetrik sentez, bir kimyasal sentez şeklidir. IUPAC, bir veya daha fazla yeni kiralite elementinin bir substrat molekülünde oluşturulduğu ve stereoizomerik ürünleri eşit olmayan miktarlarda üreten kimyasal reaksiyon olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Yüzey plazmonu</span>

Yüzey plazmonları, yalıtkanlık sabitinin işaret değiştirdiği iki yüzey arasında uyarılabilen delokalize elektron salınımlarıdır; bunlara örnek olarak görünür ışıkta dielektrik ve metaller arası yüzeyler verilebilir. Plazmonlar plazma salınımlarının kuantasıdır; bu elektromanyetik dalgaların kuantizasyonunun fotonlar olmasıyla benzer durumdur. Yüzey plazmonları toplu plazmon salınımlarından daha az güce sahiptir; yüzey plazmonlarının aksine bu tip salınımlar Fermi gazlarında boylamasına gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Negatif indisli metamalzeme</span>

Negatif indisli metamalzemeler (NIM), kırılma indisi belli frekans aralıklarında negatif değer alan metamalzemelerdir. Kırılma indisinin negatif olması bu yapay malzemelerde "negatif kırılma" gibi doğal malzemelerde bulunmayan özelliklere sahip olmasını sağlamaktadır. Bu malzemelerin yapay tepkileri dolayısıyla elektrodinamikteki standart sağ el kuralı kuralı bu ortamlarda tersine döner; bu nedenle negatif indisli metamalzemeler aynı zamanda "solak malzemeler" olarak bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nanofotonik</span>

Nanofotonik ya da nano-optik, ışığın nanometre boylarındaki özelliklerini ve bu boyutlardaki maddelerle etkileşimini inceleyen fotonik ile nanoteknolojinin bir alt dalıdır. Optik, malzeme bilimi ile elektrik mühendisliği ile yakın bir ilişki içinde olan nanofotoniğin uygulamaları arasında dalga boyundan küçük nano-anten sensörleri, nanometre boyutlu dalga kılavuzları, yeni nesil fotolitografi teknikleri, yüksek çözünürlüklü mikroskoplar ve metamalzemeler bulunmaktadır.

Ortwin Hess, Trinity College Dublin (İrlanda) ve Imperial College London'da yoğun madde optiği alanında çalışan Almanya doğumlu bir teorik fizikçidir. Yoğun madde teorisi ve kuantum optiği arasında köprü kurarak, kuantum nanofotonik, plazmonik, metamalzemeler ve yarı iletken lazer dinamiğinde uzmanlaşmıştır. 1980'lerin sonlarından bu yana, 300'den fazla hakemli makalenin yazarı ve ortak yazarıdır; bunlardan en bilinen, "Trapped rainbow' storage of light in metamaterials" adlı makalesine 400'den fazla kez atıfta bulunulmuştur. Kuantum kazanımlı aktif nanoplazmoniklere ve metamalzemelere öncülük etti. 2014 yılında, güçlendirilmiş yüzey plazmon polaritonlarının boşluksuz (nano-) lazerleme ve lokalizasyonu için yeni bir yol olarak "durdurulmuş ışıkla lazerleme" ilkesini tanıttı. Bu ilke, ona 33 h-endeksi kazandırdı.