
Eozin katrandan elde edilen turuncu-pembe renkli bir boyadır.

Sarıhumma Grip benzeri bir tablodan, ağır karaciğer hastalığı ve kanamalı ateşe kadar geniş bir hastalık tablosuna yol açan akut viral bir hastalıktır.

İdrar, sidik veya çiş, insanda ve diğer pek çok hayvanda böbreklerde kanın filtrelenmesiyle oluşan sıvıdır. Böbreklerden üreter yoluyla idrar kesesine taşınan sıvı daha sonra üretra vasıtasıyla boşaltılır. İdrar oluşumu, vücutta mineral ve diğer maddelerin dengesinin sağlanmasında etkilidir. Vücutta olması gerekenden fazla olan veya vücuda zararlı olan maddeler idrar yolu ile dışarı atılır. İdrar, içinde erimiş ya da süspansiyon durumunda bulunan birçok maddeyi uzaklaştırır.

Ruj, dudağa renk vermesi için kullanılan ve içinde pigmentler, yağlar, balmumu ve yumuşatıcı maddeler içeren bir kozmetik ürünüdür. Çeşitli renklerde, ışıltılı, simli olabilir. Makyaj ürünlerinin en çok tercih edilen ürünüdür. Dudak kalemi, dudak parlatıcısı ve dudak renklendiricisi ile beraber kullanılır. Ruj kelimesi Fransızcada "kırmızı" anlamına gelen "rouge" kelimesinden gelmektedir. Rujun içinde ozokerit, lanolin ve ceserin mumları, balmumu, kastor yağı, beyaz mineral yağı, lanolin yağı, hidrolenmiş bitkisel yağlar, oleil alkol ve bromo asitler bulunmaktadır. Dünyada her üç kadından biri ruj kullanmaktadır ve hayatı boyunca bir kadın ortalama altı gram ruj yutmaktadır.

Streptococcus mutans çoğunlukla insan ağız boşluğunda bulunan gram-pozitif, fakültatif anaerobik bir bakteridir ve diş çürüğünün oluşumunda önemli bir etkendir. Mikroorganizma ilk kez 1924'te Clarke tarafından tanımlanmıştır.

Boyama tekstil malzemesi olan gevşek lif, iplik ve kumaşa renk verme işlemi veya boya ile giysiyi biçimlendirmedir.

Akrilik boyalar ve cilâlar, plastik bazlı karışımlardan oluşan renklendiricilerdir. Bu renklendiriciler, genellikle su ile seyreltilebilir ve su geçirmez bir tabaka oluşturmak için de kullanılabilir. Organik karışımlardan oluşan akrilik boyalar da vardır.

Dekstrinler nişasta ya da glikojenin hidrolizi ile üretilen düşük moleküler ağırlıklı bir karbonhidrat grubudur. Dekstrinler α-(1→4) ya da α-(1→6) glikosidik bağları ile bağlanmış D-glikoz birimlerinin polimer karışımlarıdır.

Mycobacterium ya da Mycobacteriaceae; aside dirençli, uzun veya kısa çomaklar halinde, hareketsiz, sporsuz, kapsülsüz ve aerobik özelliğe sahip mikroorganizmalardır. Mikobakteriler standart hücre duvarı yapısına sahip değildirler ve gram pozitif veya gram negatif olarak sınıflandırılamazlar. Bilinen anlamda kapsül bulunmamasına rağmen hücre duvarlarında çok fazla lipid bulunur. Bu madde mikroorganizmayı hem çevresel koşulların etkisinden korur hem de normal boyalarla boyanamama özelliğini de meydana getirir. Bu nedenle mikobakterileri boyamak için alttan hafifçe ısıtılmaları gerekir.
Hematoksilen - Eozin Boyama, rutin incelemelerde ve patoloji laboratuvarlarında vazgeçilmez bir histolojik boyama tekniğidir. Temel prensibi, mavi-mor renk veren hematoksilen ile, pembemsi kırmızı renk veren eozin'in hücreleri boyamasıdır.

Ziehl-Neelsen boyası, Ehrlich-Ziehl-Neelsen boyası veya asit-fast boyama bakteriyolojik tanılama için kullanılan bir boyama yöntemidir. İki Alman doktor: bakteriyolog Franz Ziehl (1859-1926) ve patolog Friedrich Neelsen (1854-1898) tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Özellikle Mycobacteria türleri gibi asite dirençli mikroorganizmaları tanımlamak için kullanılan özel bir bakteriyolojik boyadır. Tüberküloz hastalığından sorumlu olduğu için en önemli kullanım alanı Mycobacterium tuberculosis'dir. İnsanlarda hastalığa neden olan diğer önemli Mycobacterium türleri, Mycobacterium leprae, Mycobacterium kansasii, Mycobacterium marinum, Mycobacterium avium kompleksin üyeleri içinde kullanılır. Aynı zamanda Nocardia gibi bazı diğer bakterilerin boyanmasında da kullanılabilirler. Mycobacterium tuberculosis gibi asit dirençli organizmalar hücre duvarları içinde mikolik asitler denilen lipid maddelerden büyük miktarda içerirler. Bu asitler Gram boyama gibi sıradan yöntemler ile boyanmaya dirençlidirler.. Ziehl-Neelsen boyamada kullanılan reaktifler karbol fuksin, asit alkol ve metilen mavisidir. Aside rezistant basil (ARB), boyama sonrası parlak kırmızı görünür.

Asit haslığı bakterilerin, laboratuvar boyama prosedürleri boyunca, özellikle asitler tarafından gerçekleştirilen renksizleştirmeye karşı dirençlerini ifade eden fiziksel özellik. Numunenin bir parçası boyandığında, bahsi geçen organizmalar, çoğu boyama protokolünde yaygın olan, asit veya etanol temelli renksizleştirme prosedürlerine karşı direnç gösterebilirler ve bundan dolayı asit has ismini alırlar.

Auramin-rodamin boyama (AR), Truant Auramin-rodamin boyama olarak da bilinir, asit has basiliyi, floresan mikroskopiyi kullanarak, görüntülemek için kullanılan bir histolojik teknik. Özellikle Mycobacterium cinsinin görüntülenmesinde kullanılır. Boyama sonrası Asit has organizmalar kırmızımsı-sarı floresan bir görünüm kazanırlar. Auramin-rhodamin boyama sadece asit has organizmalara özel bir uygulama değildir. Alternatifi olan Ziehl-Neelsen boyama daha zahmetli ve hassas bir yöntem olduğundan auramin-rhodamin boyama görüntüleme için sık kullanılır.

Auramin O florensan boya olarak kullanılan bir diarilmetan boya. Saf halinde sarı iğne kristalleri olarak görünür. Suda ve etanolde oldukça iyi çözünür..
İndigo boya, kendine özgü mavi renkte olan organik bileşiktir. Tarihsel olarak indigo, bazı bitkilerin yapraklarından çıkarılan doğal bir boyaydı ve bu süreç ekonomik olarak önemliydi, çünkü mavi boyalar bir zamanlar nadirdi. Bugün üretilen indigo boyanın büyük bir yüzdesi, her yıl birkaç bin ton sentetiktir. Genellikle denim kumaşı ve mavi denim pantolonla ilişkilendirilen mavidir.

Giemsa boyası, adını Alman kimyager ve bakteriyolog Gustav Giemsa'dan alan, sıtma ve diğer parazitlerin histopatolojik tanısında ve sitogenetikte kullanılan bir nükleik asit boyasıdır.

Wright boyası, kan hücresi tiplerinin ayırt edilebilmesini kolaylaştıran hematolojik bir boyadır. Aslında eozin (kırmızı) ve metilen mavisi boyaların bir karışımıdır. Öncelikle ışık mikroskobu altında incelenecek periferik kan yaymalarını, idrar örneklerini ve kemik iliği aspiratlarını boyamak için kullanılır. Sitogenetikte, sendromların ve hastalıkların teşhisini kolaylaştırmak için kromozomların boyanmasında kullanılır.

Kristal viyole veya jansiyen moru; heksametil pararosanilin klorür veya metil viyole 10B olarak da bilinen histolojik bir boya ve Gram boyama yönteminde bakterileri sınıflandırmak için kullanılan bir triarilmetan boyadır. Kristal viyole antibakteriyel, antifungal ve antelmintik (vermisit) özelliklere sahiptir ve eskiden topikal bir antiseptik olarak kullanılmaktaydı. Tıbbi kullanımının yerini büyük ölçüde daha modern ilaçlar almıştır ancak halen Dünya Sağlık Örgütü tarafından listelenmektedir.

Laboratuvarda boyama, numunelerde genellikle mikroskobik düzeyde kontrastı artırmak için kullanılan tekniktir. Boyalar, histolojide, sitolojide ve hastalıkların mikroskobik düzeyde incelenmesine ve teşhisine odaklanan histopatoloji, hematoloji ve sitopatoloji gibi tıp alanlarında sıklıkla kullanılır. Boyalar biyolojik dokuları, hücre tiplerini veya tek tek hücreler içindeki organelleri tanımlamak için kullanılabilir.
Hücre zarfı, bir bakterinin iç hücre zarını ve hücre duvarını içerir. Gram-negatif bakterilerde bir dış zar da bulunur. Bu zarf, hücre duvarının bulunmadığı Mollicute'lerde mevcut değildir.