İçeriğe atla

Kimyasal silahların kontrolüne ilişkin uluslararası antlaşmalar

Kimyasal silahların kontrolüne ilişkin uluslararası antlaşmalar, kimyasal silah kullanımının, silah kontrol antlaşmaları yolu ile kontrol altına alınmasına yönelik uluslararası girişimlerdir.

1600'lerden bu yana devletler savaş aracı olarak çeşitli kimyasal silahlar geliştirmeye çalışmaktadır.[1] Bu silahların içerdikleri kimyevi maddeler nedeniyle insan üzerinde tahrip edici etkileri vardır. Yüzyıllar boyunca ülkeler ve uluslararası organizasyonlar, silah kontrol anlaşmaları ile kimyasal silahların sınırlandırılması ve kontrol altına alınması için birçok çaba sarf ettiler. Anlaşmaların gerekçesi "bu tür silahların tiksindiriciliği" üzerine olan genel inanç[2] ve kimyasal silahların insaniyet ve uygar savaşımla uyum göstermediği konusundaki genel kabuldür.[3]

Başlangıçta silahsızlanma fikri belli başlı sebeplerle değersiz görülüyordu. Bu sebeplerin en başında teknik sıkıntılar gelmekteydi. Başarının teknik açıdan mümkün olduğu durumlarda da psikolojik etmenler devreye giriyordu. Gerekli sınırlamaları kendi özgürlüklerine müdahale olarak gören hükûmetler anlaşmaya yanaşmıyordu. Silahlanma, uluslararası boyutta yaşanan siyasi güvensizlik ortamının doğal bir sonucu olduğundan silahsızlanma aşamasına geçilmeden önce bu ortamın düzeltilmesine ihtiyaç duyuluyordu.[4]

Kimyasal silahların kontrolü ile ilgili ilk girişimler, bu tür silahların savaşlarda henüz belirgin bir şekilde kullanılmadığı dönemde yapıldı. Gerçekte bunlar hipotetik antlaşmalardı ve yasaklar aşırı derecede kesin ya da kısıtlayıcı değildi. İlk antlaşmaların bir başka önemli özelliği de mütekabiliyet içeriyor olmasıdır.

İki devletin dahil olduğu 1675 Strasbourg Antlaşması'nı saymazsak kimyasal silahların kontrolüne yönelik ilk çok uluslu ve kabul gören adım 1899 Lahey Sözleşmesi ile atıldı. Lahey Sözleşmesi'nin ardından yirmi yıldan az bir süre geçtikten sonra Avrupa'da I. Dünya Savaşı patlak verdi. Savaş esnasında kimyasal silahlar her iki tarafça da yoğun bir şekilde kullanıldı. Bu savaş hala en büyük kimyasal savaş olma niteliğini sürdürür. Savaşta yaşanan olaylar kimyasal savaşın yasaklanmasına yönelik daha eksiksiz ve etkili çabaları ateşledi.[5] Bu çabalar sonucunda, II. Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce Cenevre Protokolü de dahil birçok anlaşma ortaya çıktı.[6] İkinci Dünya Savaşı, kimyasal silahların kullanımı ile ilgili kayda değer bir örnek bulunmaması açısından bir başarı olarak nitelendirilir. Bununla birlikte 2. Dünya Savaşı'ndan yıllar sonra, en önemlisi İran-Irak Savaşı olmak üzere pek çok kimyasal silah kullanılan olay belgelendi. Bu savaş kimyasal silahlarla ilgili yenilenmiş ve daha güçlü yasaklama anlaşmaları için yapılan çağrılara öncülük etti. 13 Ocak 1993'te bu çabalar Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin imzaya açılması ile sonuçlandı. 29 Nisan 1997'de yürürlüğe giren sözleşme ile kimyasal silahların kullanımı ve stoklanmasını tamamen yasaklandı.[7]

Tarihi

Tarihteki ilk yazılı kimyasal silahların kontrolü antlaşması Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve Fransa arasında imzalanan 1675 Strasbourg Antlaşması'dır. Bu iki taraflı paktta iki ülke arasında olacak herhangi bir savaşta zehirli kurşunların kullanımı yasaklandı.[8] Strasbourg Antlaşması sadece, XIV. Luis'in Lorraine bölgesindeki Fransız kontrolünü sağlamaya çalıştığı savaş boyunca geçerli olacaktı. Antlaşmadan birkaç yüzyıl sonra kimya alanındaki gelişmeye bağlı olarak, devletler daha sofistike kimyasal silahlar geliştirdi ve silah kontrolünde öncelikli endişe zehirli kurşunlardan zehirli gazlara kaydı. Bu sebeple 1899 Lahey Sözleşmesi ile devletlerin büyük bir kısmı "boğucu, zehirli ve benzeri gazların savaşta kullanılmayacağı" konusunda anlaştılar.[9] 1899 ve 1907 tarihli Lahey Sözleşmeleri oluşturulurken Brüksel Konferansı'nda hazırlanan Martens hükmünden faydalanıldı. Lahey Sözleşmesi, ancak savaşta taraf olan tüm ülkelerin bu hükümleri kabul etmesi ile uygulanabiliyordu dahası sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda nasıl bir yol izleneceği de belirsizdi.[10] Lahey Sözleşmesi ABD tarafından hiç kabul edilmedi, 4 Eylül 1900'de sözleşmeye taraf olan Almanya ise 1904'te kimyasal maddeler üzerinde, savaşta kullanılmak amaçlı deneylere başladı. 1915'te Almanlar savaşta ilk kez gaz kullandı. Bunu takip eden süreçte itilaf devletleri de savaşta çeşitli kimyasallar kullanmaya başladılar.[11]

Birinci Dünya Savaşı sonrası

Birinci Dünya Savaşı esnasında her iki tarafta da kimyagerler 3000'in üzerinde kimyasal madde üzerinde potansiyel silah araştırması yaptılar. Bu maddelerden 30 kadarı silah olarak kullanıldı.[12] Savaşta sadece kimyasal silah saldırıları ile ölen insan sayısı 100.000'i buldu.[13] Savaş sonrasında genelde silah kontrol antlaşmaları ve özelde de kimyasal silah kontrolü anlaşmaları yenilenen destek kazandı. Savaştaki gaz saldırılarını gördükten sonra halk ezici çoğunlukla zehirli gazların yasaklanmasını destekledi. Aralık 1921'de Amerikalılar arasında yapılan bir araştırmaya göre 367,000 kişi kimyasalların yasaklanmasını desteklerken, sadece 19 kişi bunların gelecekte de kullanılmasını destekledi. Bu kamu görüşü kimyasal silahların yasaklanması yönünde çabaların artmasına sebep oldu.[14]

Almanya'nın zehirli gaz üretmesi ve ithal etmesinin yasaklandığı Versay Antlaşması sonrasındaki dönemde İtalya ve İngiltere kimyasal silah geliştirmeye devam ettiler. Antlaşma sonrası kendi ülkesinde kimyasal silah geliştirmesi yasaklanan Almanya da 1920'lerde bilim insanlarını Sovyetler Birliği'ne gönderdi. İki ülke işbirliği içinde hem endüstriyel hem de silah olarak kullanılmak üzere kimyasallar geliştirdiler.[15] Ateşkes antlaşmalarının ardından bu tür silahların kısıtlanmasına yönelik ilk ciddi deneme 1922'de Washington Konferansı ile yapıldı. Büyük itilaf devletlerinin katılımıyla toplanan konferansın 5'inci maddesi boğucu, zehirli gazlar ile buna benzer nitelikteki sıvılar ve diğer malzemelerin veya cihazların yasaklanmasını içeriyordu. Altıncı madde ise Birinci Dünya Savaşı galibi beş ülkenin (ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Japonya) antlaşmayı onaylamasını şart koşuyordu. Antlaşma Fransa'nın denizaltılar ile ilgili kısmı kabul etmemesi üzerine yürürlüğe girmedi.[16]

1925 Cenevre Protokolü'nün eksiği kimyasal ve biyolojik silahların geliştirilmesi, üretimi ve stoklanmasının yasaklanmamış olması[17] ve kullanım yasağının Avrupa dışında (koloni bölgeleri gibi) geçerli olmamasıdır.[18] Ancak protokol 1972 tarihli Biyolojik Silahlar Konvansiyonu'na uzanan süreci başlatması açısından önemlidir.[17] ABD Cenevre Protokülü'ne 1975 yılına kadar taraf olmadı[19] (Aslında ABD'nin başlangıçta imzaladığı protokol ülkenin senatosu tarafından reddedilmişti[20]). İtalya ise 1928'de protokolü imzalamış olmasına rağmen 1930'larda Etiyopyalılara karşı zehirli gaz kullandı.[13] Tahminlere göre İtalya bu savaşta uçak yolu ile yaklaşık 700.000 ton kimyasal savaş malzemesi kullandı. İtalya, kimyasal silahları savaş suçuna karşı misilleme olarak kullandığını belirterek Cenevre Protokolü'ne aykırı bir durumun olmadığını iddia etti.[21] İkinci Çin-Japon Savaşı'nda protokol bir kez daha ihlal edildi. Japon ordusu bu savaşta farklı kimyasal silahları birçok kez kullandı.[22] Protokol ihlalinin son örneği de Irak'tır. Irak Cenevre Protokolü'nü 1931'de imzalamıştı ancak 1980'lerde İran'a ve 1987-88'de de etnik gruplara karşı kimyasal silah kullandı.[23]

1932'de Birleşmiş Milletler üyesi altmış ülkenin temsil edildiği Dünya Silahsızlanma Konferansı düzenlendi. Konferans, tüm ülkelerin Versay Antlaşması'ndaki kısıtlamalara tabi olmasını isteyen Almanya ile yaşanan anlaşmazlık sonucunda çıkmaza girdi ve sonlandırıldı. 1933 şubatında konferans yeniden toplandı. Büyük Britanya'nın burada sunduğu silahsızlanmaya yönelik anlaşma taslağı Cenevre Protokülü'nden farklı olarak kimyasal silahların anlaşmaya taraf olmayan ülkelere karşı kullanımını da yasaklıyordu. Ancak pek çok kez bahane olarak kullanılan mütekabiliyet ilkesini de barındırdığından bu tür silahların üretimi ya da saklanmasıyla ilgili herhangi bir kısıtlama getirmiyordu. Avrupa ve Asya'da yaşanan iklim değişikliği sonucunda 1936'da silahsızlanma konferansının aktiviteleri durduruldu.[16]

İkinci Dünya Savaşı sonrası

  Kimyasal Silah Konvansiyonu'na taraf olan ülkeler
  Kimyasal silah stoğuna sahip olduğunu açıklayan ve/veya kimyasal silah üretim tesisine sahip olduğu bilinen ülkeler.

İkinci Dünya Savaşı, muharib devletlerden hiçbirinin kayda değer bir şekilde kimyasal silah kullanmaması ile birlikte, kimyasal silah kontrolü için belirgin bir başarı olarak görülüyordu.[24] Savaşın hemen ardından silah kontrol çabaları birinci olarak, muazzam yok edici bir güce sahip nükleer silahlara yöneldi ve kimyasal silahsızlanma öncelikli olmaktan çıktı.[25] Durum böyle iken, Yemen İç Savaşı'ndaki gaz saldırıları[26] ve Kore Savaşı'ndaki kimyasal silahların kullanıldığına dair ithamlarla, kimyasal savaş tekrar yayılmaya başladı.[27] Tüm bu olaylar ABD'nin Vietnam Savaşı'nda ölümcül olmayan dozda kimyasal harp maddesi (gözyaşı gazı ve defoliantlar da dahil)[28] kullanması ile birleşince kimyasal silahsızlanmaya olan ilgi yeniden arttı.[29] Bu ilgi öncelikli olarak bölgesel girişimlerin ortaya çıkmasını sağladı.

25 Nisan 1982'de Bağımsız Silahsızlanma ve Güvenlik Meseleleri Komisyonu (ya da yaygın bilinen adıyla Palme Komisyonu) Avrupa'da kimyasal silahsız bölge oluşturulmasına yönelik bir çağrı yaptı. Bu öneri 1985'te Doğu Almanya'yı yöneten Sosyalist Birlik Partisi ve Batı Almanya'yı yöneten Sosyal Demokrat Parti arasında yapılan anlaşmanın taslak metnine dahil edildi. İki partinin planına göre, başlangıç olarak Orta Avrupa kimyasal silahlardan arındırılmış bölge ilan edilecek sonrasında da bu bölge genişletilecekti.[30] Orta Avrupa dışında, Balkanlar'da Romanya ve Bulgaristan, Latin Amerika'da Peru, Kuzey Avrupa'da Danimarka ve Asya'da da Pakistan ve Hindistan kendi coğrafyalarında kimyasal silahsız bölge oluşturulmasına yönelik çaba sarf ettiler.[31] Bu çabalar o dönem için sonuçsuz kalsa da silahsızlanmaya yönelik ilgiyi diri tutmuş ve sürecin o zamana kadarki en kapsamlı anlaşma olan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ne uzanmasına yol açmıştı.[30][32]

Kimyasal Silahlar Sözleşmesi ile üye ülkelere stoklarındaki kimyasal silahları açıklamaları ve Nisan 2007 sonuna kadar da sahip oldukları bütün kimyasalları yok etmeleri zorunluluğu getirildi. Bunun sonucunda taraf ülkelerce tüm dünyada 70.000 ton kimyasal silah stoğu açıklandı.[33] Bu stoğun %95'i sadece ABD ve Rusya'ya aittir. Kasım 2003 itibarı ile açıklanan kimyasal silahların %11'i imha edilebildi.[33] Kimyasal Silahlar Sözleşmesi ile kimyasal üreticisi ve tüketicisi olan özel şirketler de kontrol altına alındı.[34]

Antlaşmalar listesi

AnlaşmaYılTaraflarYasaklamanın niteliğiKay.
Strasbourg Antlaşması1675 Fransa ve
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu
57'nci madde ile iki ülke arasındaki savaşlarda zehirli mermi kullanımı yasaklandı. [8]
St. Petersburg Deklarasyonu 1868 Kabul görmedi 400 gramın üzerinde patlayıcı, yanıcı, alev alıcı mühimmat kullanımının yasaklanması önerildi. [16]
Brüksel Konferansı1874 Kabul görmedi Zehir ve zehirli silahların kullanımının yasaklanması için önerildi. Bu anlaşma hiçbir zaman benimsenmedi ancak Lahey Konvansiyonları'na öncülük etti. [35]
1899 Lahey Sözleşmesi 1899 31 devlet[N 1]Boğucu, zehirleyici ve benzer gazların kullanımı yasaklandı[36][9]
1907 Lahey Sözleşmesi 1907 35 devlet[N 2]Zehir ve zehirli gazların kullanımı yasaklandı [37]
Versay Antlaşması 1919 Almanya;
İtilaf devletleri
Almanya'nın zehirli gaz üretmesi ve ithal etmesi yasaklandı [5]
Washington Silah Konferansı 1922 Kabul görmedi[N 3]Her türlü kimyasal silahın yasaklanması önerildi [38]
Cenevre Protokolü1925 134 devlet[N 4]Boğucu, zehirleyici ve benzeri gazların ve bakteriyolojik araçların savaşta kullanımı yasaklandı[39][40]
Dünya Silahsızlanma Konferansı1933 Kabul görmedi[N 5]Cenevre Sözleşmesi'nin, kimyasal silahların kesin bir tanımının yapılması ve sözleşmede taraf olmayan ülkelere karşı da kimyasal silah kullanımının yasaklanması şeklinde genişletilmesi önerildi [24]
Biyolojik Silahlar Sözleşmesi1972 162 devlet Her türlü biyolojik silah yasaklandı. Bir kimyasal silah kontrol antlaşması olmadığı halde BS Konvansiyonu kimyasal ve biyolojik silah tartışmalarının sonucu olarak ortaya çıktı ve kimyasal silah antlaşmaları yönünde bir sıçrama tahtasıdır. [41]
Avustralya Grubu1985 41 devlet Bir grup devlet tarafından, kimyasal ve biyolojik silah olarak kullanılabilecek maddelerin ihracatını kontrol altına almak için oluşturdu. Kimyasal silahların nakliyesi yasaklandı ve öncü maddelerin ticareti düzenlendi. [42]
Cenevre Zirvesi 1985 ABD ve SSCB . [43]
Kimyasal Silahların Kullanımı Konferansı 1989 149 devlet Katılımcı devletler Cenevre Protokolü'nü yeniden teyit ettiler. Bütün devletler kimyasal silahların kullanılmaması ve bu tür kullanımların suç teşkil edeceği konusunda fikir birliğine vardı. [44]
[45]
1990 Kimyasal Silah Anlaşması 1990 ABD ve SSCB . [46]
Mendoza Antlaşması 1991 Arjantin, Brezilya, Şili ve Uruguay Bütün kimyasal ve biyolojik silahların kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, saklanması, depolanması ve transferi yasaklandı. [47]
Cartagena Bildirisi 1991 Bolivya, Kolombiya, Ekvador, Peru ve Venezuela Taraf ülkeler kendi bölgelerinde kimyasal silahların yasaklanması konusunda anlaştı. [30]
Hindistan-Pakistan Kimyasal Silahlar Antlaşması 1992 Hindistan ve Pakistan Kimyasal silahlar tümüyle yasaklandı. [48]
Kimyasal Silahlar Sözleşmesi1993 187 devlet Bütün kimyasal silahların kullanımı, geliştirilmesi, üretimi, edinilmesi, saklanması, depolanması ve transferi yasaklandı. Devletler kimyasal silahların yok edilmesi konusunda yükümlüdür. [49]

Kaynakça

  1. ^ Sarıbeyoğlu, Meltem (Nisan 2004). "Kitle İmha Silahlarının Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Uluslararası Düzenlemeler" (PDF). İstanbul Ticaret Üniversitesi Dergisi. Cilt 5. s. 22. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. 
  2. ^ Croddy, s. xxi
  3. ^ Coleman, s. 8
  4. ^ Thomas, Hugh (Ocak-Mart 1960). "Disarmament: Dream or Reality". The Political Quarterly. 31 (1). Londra: John Wiley & Sons, Inc. ss. 17-25. doi:10.1111/j.1467-923x.1960.tb00376.x. 10 Mayıs 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mayıs 2022. 
  5. ^ a b c Coleman, s. 45
  6. ^ Coleman, p. 46
  7. ^ Coleman, s. 150
  8. ^ a b Coleman, s. 7
  9. ^ a b Coleman, s. 9
  10. ^ Aslan, Yasin M. (2008). "Savaş Hukukunun Temel Prensipleri" (PDF). TBB Dergisi, 79. TBB. ss. 235-274. 26 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Ekim 2018. 
  11. ^ Scammell, J.M. (Ekim 1922). "Chemical Warfare in the Future" (PDF) (İngilizce). The North American Review. s. 476. 25 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Mayıs 2009. 
  12. ^ Heller, Charles E. (Eylül 1984). "Chemical warfare in World War I". Library of Congress Cataloging in Publication (İngilizce). Ft. Leavenworth: Command & General Staff College. 4 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. 
  13. ^ a b Spring, Baker (21 Eylül 1992). "The Chemical Weapons Treaty: An Illussory Search for a Panacea" (PDF) (İngilizce). Washington DC: The Heritage Foundation. s. 1. 6 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Nisan 2009. 
  14. ^ Croddy, s. 172
  15. ^ Mauroni, Albert J. (2003). "The Threat Increases: World War II". Chemical and Biological Warfare: A Reference Handbook (PDF) (İngilizce) (1. basım bas.). Santa Barbara, Kaliforniya: ABC-CLIO, Inc. ss. 10. ISBN 1-85109-487-3. 
  16. ^ a b c Zanders, Jean Pasca (Ekim 2003). "International Norms Against Chemıcal And Biologıcal Warfare: An Ambiguous Legacy" (PDF). Journal of Conflict & Security Law. 8 (2). İngiltere: Oxford University Press. ss. 391-410. doi:10.1093/jcsl/8.2.391. 26 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2018. 
  17. ^ a b Sarıbeyoğlu, s. 37
  18. ^ Labanca, Nicola. "Proliferation and Disarmament of Chemical Weapons in the NATO Framework (Lessons from history)" (PDF). Forum on the Problems of Peace and War (İngilizce). NATO. s. 39. 13 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Şubat 2011. 
  19. ^ Özdemir, Çağlar; Bozbüyük, Arif; Hancı, Hamit (2001). "Kimyasal Silahlar:Etkileri, Korunma Yolları" (PDF). Sürekli Tıp Eğitimi Dergisi (STED)- Türk Tabipleri Birliği. Cilt 10 (8 bas.). s. 300. 7 Mart 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Mayıs 2009. 
  20. ^ Mauroni, s. 82
  21. ^ Lenhart, Martha K., (Ed.) (2008). "History of Chemical Warfare". Medical Aspects of Chemical Warfare (PDF) (İngilizce). Washington DC: Office of The Surgeon General Department of the Army, US Army Medical Department Center and School. ss. 9-76. ISBN 978-0-16-081532-4. 3 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2011. 
  22. ^ Raičević, Nebojša (2001). "The History of Prohibition of the Use of Chemical Weapons in International Humanitarian Law" (PDF). Law and Politics (İngilizce). Niş, Sırbistan: Faculty of Law of the University of Niš. ss. 621-622. 2 Ocak 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Nisan 2009. 
  23. ^ Mattis, Frederick (2009). "Prior Prohibition of Chemical and Biological Weapons". Banning Weapons of Mass Destruction (İngilizce). ABD: Greenwood Publishing Group. s. 60. ISBN 978-0-313-36538-6. 
  24. ^ a b c Coleman, s. 152
  25. ^ Croddy, s. 175
  26. ^ Coleman, s. 101–102
  27. ^ Coleman, s. 89
  28. ^ Croddy, s. 161–162
  29. ^ Coleman, s. 152–153
  30. ^ a b c Galtung, Johan (1983). "The Palme Commission Report on Disarmament and Security A Critical Comment". Bulletin of Peace Proposals. 14 (2). Sage Publications, Ltd. ss. 147-152. 5 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ağustos 2021. 
  31. ^ Müller, Harald; Melamud, Aviv; Péczeli, Anna (2013). "From Nuclear Weapons to Wmd: The Development and Added Value of the Wmd-Free Zone Concept" (PDF). Limiting chemical weapons: between regional and global. Stokholm: EU Non-Proliferation Consortium. s. 8. 
  32. ^ "39. A Chemical Weapon-Free Zone in Europe". Bulletin of Peace Proposals. 17 (3). Sage Publications, Ltd. 1986. s. 510. Erişim tarihi: 10 Mart 2020. 
  33. ^ a b Christoff, Joseph A. (Mart 2004). "Delays in Implementing the Chemical Weapons Convention Raise Concerns About Proliferation" (PDF). Report to the Chairman, Committee on Armed Services, House of Representatives (İngilizce). Washington, DC: United States General Accounting Office. s. 2. 13 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2009. 
  34. ^ Herdman, Roger C. (Ağustos 1993). "The Chemical Weapons Convention: Effects on the U.S. Chemical Industry" (PDF) (İngilizce). Washington, DC: U.S. Congress, Office of Technology Assessment. 11 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2011. 
  35. ^ "Project of an International Declaration concerning the Laws and Customs of War. Brussels, 27 August 1874". International Committee of the Red Cross. 2 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2009. 
  36. ^ Sarıbeyoğlu, s. 28
  37. ^ Croddy, s. 171
  38. ^ Croddy, ss. 172–173
  39. ^ Sarıbeyoğlu s. 36
  40. ^ Croddy, p. 173
  41. ^ Coleman, s. 153
  42. ^ Croddy, pp. 180–181
  43. ^ Federation of American Scientists. "Chemical and Biological Weapons Chronology - 1985". 30 Ağustos 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2016. 
  44. ^ Federation of American Scientists. "Geneva Protocol". 17 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2009. 
  45. ^ Coleman, s. 160
  46. ^ The New York Times. "Summit in Washington Summary of U.S.-Soviet Agreement on Chemical Arms". 4 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2016. 
  47. ^ Kelle, Alexander (1 Ocak 1998). Security in a Nuclear Weapons Free World: How to Cope with the Nuclear, Biological and Chemical Weapons Threat. Peace Research Institute Frankfurt. 14530. 
  48. ^ "Joint Declaration on the Complete Prohibition of Chemical Weapons". Federation of American Scientists. 13 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2020. 
  49. ^ Croddy, s. 176-177

Notlar

  1. ^ Tüm liste için bakınız "Declaration concerning Asphyxiating Gases" (PDF). 14 Aralık 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  2. ^ Tüm liste için bakınız "Convention (IV) respecting the Laws and Customs of War on Land" (PDF). 22 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  3. ^ The provisions on chemical warfare were inserted in an agreement of submarines, which did not go into force due to French opposition[5]
  4. ^ Tüm liste için bakınız "List of States Parties To The Protocol" (PDF). 22 Şubat 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  5. ^ The World Disarmament Conference ceased activities in 1936, so the proposed agreement on chemical weapons was never adopted.[24]

Kaynak kitaplar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Savaş suçu</span> Savaş kanunlarının ihlali sonucu ortaya çıkan durum

Savaş suçu, askerî veya sivil, kişi veya kişilerin, savaş kanunları ihlâli için uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçtur. Bunlar özellikle, sivil halkın öldürülmesi, kötü muameleye tabi tutulması veya zorla çalıştırılması, savaş esirlerinin öldürülmesi ya da kötü muameleye tabi tutulması, rehinelerin öldürülmesi, kamu ve özel kişilerin mallarının yağmalanması, gereksiz yere şehirlerin yakılıp yıkılması gibi eylemleri kapsamaktadır. Devletler arası çatışmalarda savaş kanunlarının her ihlâli bir savaş suçu sayılmaktadır, ama devlet içi çatışmalarda yer alan ihlâller savaş suçu sayılmayabilir.

Sinir gazı, solunum, enjeksiyon ya da deriden nüfuz yoluyla vücuda girip nöronlara zarar vererek vücutta, istemsiz kasılma ve ölüme sebep olan kimyasal maddedir.

<span class="mw-page-title-main">Halepçe Katliamı</span> İran-Irak Savaşında Kürtlere karşı düzenlenen başkaldırıyı bastırma operasyonu

Halepçe Katliamı veya Halepçe'ye zehirli gaz saldırısı, İran-Irak Savaşı esnasında Saddam Hüseyin'in, 1986-1988'de Irak'ın kuzeyinde Kürtlere karşı düzenlettiği El-Enfal Harekâtı adlı başkaldırıyı bastırma operasyonunun bir parçasıdır. Kanlı Cuma olarak da bilinen bu ağılı gaz saldırısı Kürt halkına yapılmış bir katliam olarak kabul edilir. Birleşmiş Milletlerce yürütülmüş tıbbi incelemeler sonucunda saldırıda hardal gazı ile türü tespit edilememiş bir sinir gazı çeşidinin kullanıldığı tespit edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">1899 ve 1907 Lahey Sözleşmeleri</span>

1899 ve 1907 Lahey Sözleşmeleri, Hollanda'nın Lahey şehrinde gerçekleşen bir dizi uluslararası toplantılar ve bildiriler serisinin adıdır. İlki 1899 yılında, ikincisi de 1907 yılında gerçekleşmiştir. Cenevre Sözleşmeleri ile birlikte bu sözleşmeler, savaş ve savaş döneminde işlenen suçlarla ilgili düzenlenmiş ilk laik uluslararası dokümanlar arasındadırlar. Bu serinin üçüncüsü 1914 yılında planlanıp, sonradan 1915 yılına ertelendiyse de, I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle gerçekleşemedi.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal savaş</span> Savaşta kimyasal silah kullanma

Kimyasal savaş, kimyasal silahların kullanıldığı saldırılara verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Victor Grignard</span> Fransız kimyager (1871 – 1935)

Victor Grignard, Fransız kimyager.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal silah</span> Bireyleri öldürmek veya zarar vermek için kimyasallar kullanan cihaz

Kimyasal silahlar, insan üzerinde fiziksel veya psikolojik tahrip etkisi yapmak üzere kimyevî maddelerin zehirleyici özelliklerinden yararlanılarak üretilmiş olan maddelerdir. Bu maddeler, cansız olmaları nedeniyle çoğalmaları veya insandan insana veya diğer canlılara bulaşmaları söz konusu değildir.

<span class="mw-page-title-main">Biyolojik silah</span>

Biyolojik bir etken, biyoterörizm veya biyolojik savaş için silah olarak kullanılabilen bir bakteri, virüs, protozoon, parazit, mantar veya toksindir. savaş (BW). Bu yaşayan veya çoğalan patojenlere ek olarak, toksinler ve biyotoksinler de biyo-ajanlar arasında yer almaktadır. Bugüne kadar 1.200'den fazla farklı türde potansiyel olarak silah haline getirilebilir biyo-ajan tanımlanmış ve incelenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cenevre Protokolü</span>

Boğucu, Zehirleyici ve Benzer Gazların ve Bakteriyolojik Araçların Savaşta Kullanımının Yasaklanmasına İlişkin Protokol, biyolojik ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan antlaşmadır. Protokol 17 Haziran 1925'te Cenevre'de imzalandı ve 8 Şubat 1928'de yürürlüğe girdi.

Strasbourg Anlaşması, kimyasal silah kullanımının yasaklanmasına yönelik ilk uluslararası antlaşmadır. Fransa ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasında imzalanan antlaşma savaşta zehirli mermi kullanımının yasaklanması ile ilgiliydi. Antlaşma 27 Ağustos 1675'te imzalandı ve 1925 Cenevre Protokolü'ne kadar kimyasal silahların kullanımını önlemeye yönelik başka bir girişim olmadı.

<span class="mw-page-title-main">Avustralya Grubu</span>

Avustralya Grubu kimyasal ve biyolojik silahları üretmek için gerekli olan teknolojinin izlenmesi ve kontrol altına alınması yoluyla bu tür silahların yagınlaşmasını önlemek amacıyla 1985'te kurulmuş olan gayri resmi ülkeler grubudur. Başlangıçta on beş ülkeden oluşan grup ilk toplantısını Eylül 1989'da Canberra'a gerçekleştirdi. Grup şu anda Meksika dışındaki bütün OECD ülkeleri, Avrupa Komisyonu, 27 AB üyesi ülke, Hırvatistan, Ukrayna ve Arjantin ile birlikte toplam 41 üyeden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal Silahlar Sözleşmesi</span>

Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC), kimyasal silahların üretimini, stoklanmasını ve kullanımını yasaklayan bir silah kontrol antlaşmasıdır. Konvansiyonun tam adı Kimyasal Silahların geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme şeklindedir.

<span class="mw-page-title-main">Fritz Haber</span> Alman kimyager

Fritz Haber Alman kimyager. 1918 yılında Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. I. Dünya Savaşı süresince klor ve diğer zehirli gazları geliştirme ve dağıtımı konusundaki çalışmaları nedeniyle "kimyasal savaşın babası" olarak da tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü</span>

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), Merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan bir hükûmetlerarası organizasyondur. Örgüt, kimyasal silah kullanımı yasaklayan Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'ni imzalayan ülkelere sözleşmedeki kurallara uymayı ve ülkelerin elindeki kimyasal silahların imhasını teşvik eder. Ülkelerin kimyasal silahlı kullandığına dair yapılan denetlemelerin değerlendirmesini yapar.

<span class="mw-page-title-main">İşgal</span> belirli bir gücün bir bölge üzerinde etkin geçici kontrolü

Askerî işgal veya genellikle basitçe işgal, resmi bir egemenlik iddiası olmaksızın, bir egemen güç tarafından bir bölge üzerinde geçici kontroldür. Bölge daha sonra işgal edilen bölge ve hakim güç işgalci olarak bilinir. İşgal, amaçlanan geçici süresi ile ilhak ve sömürgecilikten ayırt edilir. Bir işgalci, yönetimini kolaylaştırmak için işgal altındaki topraklarda resmi bir askeri hükûmet kurabilir ama bu durum işgal için gerekli bir ön koşul değildir.

<span class="mw-page-title-main">2017 İdlib kimyasal saldırısı</span>

2017 İdlib kimyasal saldırısı veya Han Şeyhun kimyasal saldırısı, 4 Nisan 2017 tarihinde Suriye İç Savaşı sırasında İdlib'in Han Şeyhun beldesinde düzenlen kimyasal saldırı. İdlib Sağlık Otoritesi, sarin veya benzeri bir maddeyi içeren zehirli gazın salınımı sonucu en az 74 kişinin öldüğünü ve 557'den fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

<span class="mw-page-title-main">Biyolojik Silahlar Sözleşmesi</span>

Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (BWC) veya tam adı ile Bakteriyolojik ve Toksin Silahların Geliştirilmesi, Üretilmesi ve Depolanması Yasaklanması ve İmha Edilmesi Sözleşmesi, biyolojik silahların üretimini yasaklayan ilk çok taraflı bir antlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">Marcel Junod</span>

Marcel Junod, İsviçreli doktor, Uluslararası Kızıl Haç Komitesi (UKHK) delegesi.

<span class="mw-page-title-main">Uluslararası Boğazlar Komisyonu</span>

Uluslararası Boğazlar Komisyonu, 1923'ten 1936'ya kadar Milletler Cemiyeti'nin himayesinde Türk Boğazlarını yöneten uluslararası bir kurumdu.

<span class="mw-page-title-main">Rusya ve kitle imha silahları</span>

Rusya Federasyonu'nun üç tür kitle imha silahına sahip olduğu bilinmektedir: nükleer silahlar, biyolojik silahlar ve kimyasal silahlar. Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması kapsamında tanınan beş nükleer silah ülkesinden biridir.