İçeriğe atla

Kimyasal oksijen jeneratörü

Oksijen jeneratörü, bulunduğu yerde havanın içindeki oksijenin ayrılması ile ihtiyaca uygun miktarda basınç ve saflıkta oksijen üreten sistemlerdir. Oksijen genel olarak beş farklı işlemle elde edilir: Hava ayrıştırma (ASU), basınç salınımlı adsorpsiyon (PSA), vakum basınç salınımlı adsorpsiyon (VPSA), elektroliz ile su ayrıştırma ve membran teknolojisi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer</span> Bir gök cismini çevreleyen gaz katmanları

Atmosfer, gaz yuvarı veya hava yuvarı herhangi bir gök cisminin etrafını saran ve gaz ile buhardan oluşan tabaka.

<span class="mw-page-title-main">Oksijen</span> sembolü O ve atom numarası 8 olan kimyasal element

Oksijen atom numarası 8 olan ve O harfi ile simgelenen kimyasal elementtir. Oksijen ismi Yunanca ὀξύς (oxis - "asit", tam anlamıyla "keskin", asitlerin acı tadı kastedilir) ve -γενής (-genēs) ("üretici", tam anlamıyla "sebep olan şey") köklerinden gelmektedir, çünkü isimlendirildiği zamanlarda tüm asitlerin oksijen içerikli olduğu sanılırdı. Standart şartlar altında, elementin iki atomu bağlanarak çok soluk mavi renkte, kokusuz, tatsız, diatomik yapıdaki, O2 formülüne sahip dioksijen gazını oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Karbondioksit</span> Renksiz, kokusuz, yoğunluğu 152,0 °Cde ve 36 atmosfer basıncında kolayca sıvılaşan ekşimsi tatta bir gaz (CO2)

Karbondioksit, kovalent bağlı bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan moleküle sahip, normal koşullarda gaz hâlinde bulunan bileşiğin adıdır. Renk ve kokusu yoktur. Kimyasal formülü CO2 şeklinde olup molekül ağırlığı 44,009 g/mol'dür. Karbon içeren besin maddelerinin metabolize edilmesi sonucu meydana gelen bir son üründür. Küresel ısınmada önemli bir pay sahibidir. Yerden yansıyan güneş ışınlarının atmosferden çıkma oranını azaltır.

<span class="mw-page-title-main">Benzinli motor</span>

Benzinli motor, bir tür içten yanmalı motordur. Benzinli motorlarda kullanılan yakıt benzin olup, yakıt dizel motordan farklı olarak karbüratör adı verilen bir düzenek sayesinde, sıvı olarak değil buharlaşıp hava ile karışarak silindire girer.

<span class="mw-page-title-main">Motor</span>

Motor, bir enerji formunu mekanik enerjiye çeviren makinedir. Motorlar kuvvet makineleridir.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Mol</span>

Avogadro sayısı kadar atom ya da molekül içeren maddeye 1 mol denir. Mol, hiçbir zaman belli bir kütleyi ifade etmez.

<span class="mw-page-title-main">Turboşarj</span> Motora daha fazla hava pompalayıp güç üreten parça

Turbo, içten yanmalı motorlarda pistonların hızlı hareketleri esnasında azalan hava emişini, yani pistonlara ihtiyaç duydukları havayı pompalayan atmosfer basıncına ek basınç yaratan bir mekanizmadır.

<span class="mw-page-title-main">Silikat</span> mineral grubu

Silikat, mineral grupları arasında en geniş gruptur.

Standart hidrojen elektrodu (SHE) (veya Normal hidrojen elektrodu (NHE)), bir redoks elektrodu olup oksidasyon-redüksiyon potansiyellerinin termodinamik ölçümlendirilmesinin temelini oluşturur. Mutlak eletrot potansiyeli 25oC de 4,44 ± 0.02 V olmasına rağmen, tüm diğer elektrot reaksiyonlarıyla karşılaştırılabilmesinde temel olması açısından, hidrojenin standart elektrot potansiyel değeri (E0) tüm sıcaklıklarda sıfır olarak kabul edilmiştir. Herhangi bir elektrodun potansiyeli, standart hidrojen elektrodunun aynı sıcaklıktaki potansiyeli ile karşılaştırılır.

<span class="mw-page-title-main">Vurgun</span>

Vurgun veya dekompresyon hastalığı, kısa sürede yüksek basınçlı bir bölgeden alçak basınçlı bir bölgeye geçilmesi nedeniyle vücutta gaz kabarcıklarının oluşması sonucu ortaya çıkan gaz embolizmidir. Özellikle dalgıçlar, pilotlar veya su altı inşaat işçileri gibi basınç değişimi etkisinde kalanlarda rastlanır. Sünger avcılarında görülen bu tabloya halk dilinde vurgun denir. Dekompresyon sözcüğü "basınç azalması" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Oksijen zehirlenmesi</span>

Oksijen zehirlenmesi yüksek kısmi basınçta moleküler oksijen (O2) solunmasının zararlı etkileriyle oluşan durumdur. Tarihsel olarak merkezî sinir sistemiyle ilgili duruma Paul Bert etkisi ve pulmoner olana da Lorrain Smith etkisi denir. Bert ve Smith 19. yüzyılın sonlarında bu durumları keşfeden ve ilk olarak tarif eden araştırmacılardır. Ciddi vakalar, en çok merkezî sinir sistemi, akciğer ve gözlerde görülen etkilerle (prematüre bebeklerde), hücre zedelenmesi ve ölümle sonuçlanabilir. Oksijen zehirlenmesi, aletli dalış yapanlar, yüksek yoğunlukta suplemental oksijen verilenler (özellikle prematüre bebekler) için bir endişe unsurudur.

<span class="mw-page-title-main">Azot jeneratörü</span>

Azot jeneratörü, bulunduğu yerde havanın içindeki azotun ayrılması ile ihtiyaca uygun miktar, basınç ve saflıkta azot üreten sistemlerdir. Azot genel olarak üç farklı işlemle elde edilir: Hava ayrıştırma (ASU), basınç salınımlı adsorpsiyon (PSA) ve membran teknolojisi.

<span class="mw-page-title-main">Yoğunlaşma</span>

Yoğunlaşma veya yoğuşma, maddenin fiziksel halinin gaz fazından sıvı faza değişimi ve buharlaşmanın tersidir. En sık su döngüsü anlamında kullanılır. Atmosfer içinde bir sıvı veya katı bir yüzey veya Yoğunlaşma bulutu ile temas ettiğinde, su buharının sıvı suya değişmesi olarak da tanımlanabilir. Doğrudan gaz fazdan katı faza geçiş gerçekleştiğinde, değişime kırağılaşma denir.

Gaz ayırma, gazları birbirinden ayırarak birden çok gazı ya da tek bir gazı elde etmek için kullanılan farklı tekniklerin her birini tanımlayan kavramdır. Basınç salınımlı emilim, vakum salınımlı emilim ve sıcaklık salınımlı emilim olmak üzere üç salınımlı emilim tekniğinin yanı sıra kriyojenik ayırma ve membran gaz ayırma gibi yöntemler mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Hava ayırma</span> kimyasal işlem

Hava ayırma, Dünya'nın atmosferindeki havanın, kendisini oluşturan bileşenlere ayrılması işlemidir. Bu işlem için en yaygın kullanılan yöntem ayrımsal damıtmadır. Kriyojenik hava ayırma üniteleri; azot, oksijen veya argon elde etmek için kullanılır. Diğer yöntemler arasında membran, basınç salınımlı emilim ve vakum salınımlı emilim yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Faz yüzey bilimi</span>

Faz yüzey bilimi, katı - sıvı arayüzleri, katı - gaz arayüzleri, katı - vakum arayüzleri ve sıvı - gaz arayüzleri dahil olmak üzere iki fazın arayüzünde meydana gelen fiziksel ve kimyasal olayların incelenmesidir. Yüzey kimyası ve yüzey fiziği alanlarını içerir. İlgili bazı pratik uygulamalar yüzey mühendisliği olarak sınıflandırılmaktadır. Bilim heterojen kataliz, yarı iletken cihaz üretimi, yakıt hücreleri, kendi kendine monte edilen tek tabakalar ve yapıştırıcılar gibi kavramları kapsar. Faz yüzey bilimi arayüz ve kolloid bilimi ile yakından ilgilidir. Arayüzey kimyası ve fizik her ikisi için de ortak konulardır. Yöntemler farklı. Buna ek olarak, arayüz ve kolloid bilimleri, arayüzlerin özelliklerinden dolayı heterojen sistemlerde ortaya çıkan makroskopik olayları inceler.

<span class="mw-page-title-main">Langmuir adsorpsiyon modeli</span>

Langmuir adsorpsiyon modeli, bir adsorbatın izotermal koşullarda ideal bir gaz olarak davrandığını varsayarak adsorpsiyonu açıklar. Modele göre adsorpsiyon ve desorpsiyon tersinir işlemlerdir. Bu model, bu koşullar altında katı biradsorban üzerine absorbe edilen hacmine, V, bağlı olan kısmi adsorbatın kısmi basıncını, bile açıklar. Şekilde gösterildiği gibi, adsorbanın, adsorbatları bağlayabilen bir dizi farklı bölgeden oluşan ideal bir katı yüzey olduğu varsayılır. Adsorbat bağlanması, adsorbat gazlı molekül ve boş bir sorpsiyon sahası, S arasında bir kimyasal reaksiyon olarak işlenir. Bu reaksiyon, ilişkili bir denge sabiti ile ile adsorbe edilmiş bir tür ile sonuçlanır.

<span class="mw-page-title-main">Salınımlı yörünge</span> yörüngesel tedirginlikler

Astronomide ve özellikle astrodinamikte, uzaydaki bir nesnenin zamanın belirli bir anındaki salınımlı yörüngesi, tedirginlikler olmasaydı merkezi cisim etrafında sahip olacağı kütleçekimsel Kepler yörüngesidir. Yani, mevcut yörünge durum vektörleriyle örtüşen yörüngedir.