Çevre mühendisliği, doğal kaynakların kullanımı ve insan sağlığına uygun çevre koşullarının yaratılması ile ilgili mühendislik dalıdır. Diğer mühendislik dallarından farklı olarak, doğanın kaynaklarını tüketmeyi değil, doğaya sahip olduklarını geri vermeye çalışan bir mühendislik dalıdır.
İnsinerasyon, atığın içerisindeki organik materyalin, yüksek sıcaklık ve fazla oksijen eşliğinde yakılma işlemidir.
Radyoaktif atıklar, serbestleştirme sınırlarının üzerinde aktivite konsantrasyonu içeren ve bir daha kullanılması düşünülmeyen nükleer ve radyoaktif maddeler ile radyoaktif madde bulaşmış ya da radyoaktif olmuş yapı, sistem, bileşen ve malzemelerdir.
Elektronik atık veya e-atık, elektronik cihazların kullanım ömrünün tamamlanması ya da bizim bildiğimiz haliyle çöpe dönüşmesidir. Günlük hayatta kullandığımız televizyon, radyo, bilgisayar, yazıcı, çamaşır makinesi, buzdolabı vs gibi elektronik eşyalar, kullanım ömrü bittiğinde elektronik atık sınıfına girmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde e-atığın gayri resmi olarak işlenmesi, olumsuz insan sağlığı etkilerine ve çevre kirliliğine yol açabilir.
Sodyum hipoklorit, (NaClO) bir tür tuzdur. Günlük hayatta beyazlatıcı çamaşır sularında kullanılmaktadır. Oda koşullarındaki klor ile sabunlardaki sodyum hidroksit tepkimeye sokularak üretilmektedir.
İnşaat ya da yapım, bina, altyapı, endüstriyel sanayi yapıları gibi insan ihtiyaçlarına karşılık gelen, üretime dayalı her çeşit yapının amacına uygun inşa edilme sürecidir. İnşaat tipik olarak bilinen bir müşteri için yerinde gerçekleşirken, imalattan imalata farklı olarak, belirlenmiş bir alıcı olmadan benzer ürünlerin seri üretimini de gerektirir. Sanayi yapıları gelişmiş ülkelerdeki gayrisafi yurtiçi hasılanın % 6 ila % 9'unu oluşturur. İnşaat planlama, tasarım ve finansman ile başlar; proje inşa edilinceye ve yapı kullanıma hazır oluncaya kadar devam eder.
Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.
Tehlike sembolleri, özel sembollerdir. Bu semboller, insanları tehlikeye karşı uyarmak amacıyla kullanılmaktadır. Bunlar genellikle resim veya yazılardır. Semboller nasıl bir tehlike bulunduğu hakkında bilgi verir.
Atık, kullanılmış, artık istenmeyen ve çevre için zarar oluşturan her türlü maddedir. Biyoloji'de ter, üre, dışkı gibi canlı artıkları da atık olarak kabul edilir.
En basit çekirdek olan hidrojen çekirdeği hariç bütün çekirdeklerde nötron ve proton bulunur. Nötronların protonlara oranı hafif izotoplarda birebir oranındayken periyodik tablonun sonundaki ağır elementlere doğru bu oran gittikçe artmaktadır. Bu oran daha da artarak nüklitin artık kararlı olmadığı bir noktaya gelir. Daha ağır nüklitler, dışarıya verecekleri fazla enerjileri olduğundan kararsızlardır. Bunlara radyonüklit denir. Bu süreçte radyonüklid radyoaktif bozunmaya uğrar ve bu esnada gama ışını ve/veya atom altı parçacıklar yayabilir. Bu parçacıklar iyonlaştırıcı radyasyonu oluştur. Radyonüklidler doğada bulunabildikleri gibi yapay yollarla da üretilebilirler.
İlaç kirliliği, ilaçlar ve ilaç metabolitleri tarafından oluşan, atık sular ile deniz çevresine ulaşabilen çevre kirliliğidir. İlaç kirliliği bu nedenle başta su kirliliği şeklindedir.
Sodyum azotür, NaN3 formüllü inorganik bileşiktir. Bu renksiz tuz çoğu araba hava yastığı sisteminde kullanılan gaz oluşturucusudur. Diğer azotür bileşiklerinin hazırlanabilmesi için de kullanılır. İyonik bir maddede olan sodyum azotür, suda oldukça iyi çözünür ve güçlü bir toksiktir.
Radyoaktif kirlenme veya radyoaktif kontaminasyon, radyoaktif maddelerin yüzeylerde; katı, sıvı veya gaz içinde kasıtsız ve istemeden bulunması durumudur.
İzosiyanatların, hammaddesi petroldür. Poliüretan üretiminde sıvı kimyasallar ve sertleştirici olarak kullanılır. İzosiyanatlar, izosiyanat grubu (-NCO) bileşikler içerir. Poliüretan köpüklerin, termoplastik elastomerlerin, spandex liflerinin ve poliüretan boyaların bileşenleri olan poliüretan polimerleri üretmek için alkol (hidroksil) grupları içeren bileşiklerle reaksiyona girerler ayrıca izosiyanatlar metallerle de bağ yapabilir. İzosiyanatlar, tüm poliüretan ürünlerinde hammadde olarak kullanılır. İzosiyanatların reaktiflik derecesi oldukça yüksektir. Elyaflarda, kaplamalarda ve elastomerlerde yaygın şekilde kullanılırlar ve gün geçtikçe otomobil endüstrisinde, otomobil tamirlerinde ve bina yalıtım malzemelerinde daha fazla kullanılmaktadır. İçerisinde izosiyanat bulunduran püskürtme poliüretan ürünleri, metal kullanılan malzemeler için koruyucu kaplamalar da dahil çimento, ahşap, cam elyafı, çelik ve alüminyum korumak için geniş bir çevrede perakende, ticari ve endüstriyel kullanımlar için geliştirilmiştir. Odun selülözünün hidroksil grupları ile üretanlar kovalent bağ oluşturdukları için çok kuvvetli tutkallar üretilebilir. İzosiyanatlar içerisinde N = C = O fonksiyonel grubu olan bir organik kimyasal ailesidir. Endüstriyel ortamlarda bulunan en yaygın izosiyanatlar, bunlar:
- Toluen diizosiyanat (TDI)
- Metilen bis (fenilizosiyanat) (MDI) veya metilen difenil diizosiyanat
- Naptalen diizosiyanat (NDI)
- Heksametilen diizosiyanat (HDI)
- İzofor diizosiyanat (IPDI)
Çevre kimyası, doğal yerlerde meydana gelen kimyasal ve biyokimyasal olayların bilimsel bir araştırmasıdır. Potansiyel kirliliği kaynağında azaltmaya çalışan yeşil kimya ile karıştırılmamalıdır. Hava, toprak ve su ortamlarındaki kimyasal türlerin kaynakları, reaksiyonları, taşınması, etkileri ve kaderlerinin incelenmesi; ve insan aktivitesinin ve biyolojik aktivitenin bunlara etkisi olarak tanımlanabilir. Çevre kimyası, atmosfer, su ve toprak kimyasını içeren, aynı zamanda analitik kimyaya büyük ölçüde güvenen, çevre bilimi ve diğer bilim alanlarıyla ilgili olan disiplinlerarası bir bilimdir.
Dünya çapında, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), her yıl 400 milyon tondan fazla tehlikeli atığın, çoğunlukla sanayileşmiş ülkeler tarafından üretildiğini tahmin etmektedir. Bunun yaklaşık yüzde 1'i uluslararası sınırların ötesine taşınıyor ve transferlerin çoğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) içindeki ülkeler arasında gerçekleşiyor. Sanayileşmiş ülkelerin, tehlikeli atıklarını bertaraf için sanayileşmekte olan ülkelere göndermelerinin nedenlerinden biri, tehlikeli atıkların kendi ülkelerinde bertaraf edilmesinin yüksek maliyetli olmasıdır.
Sürdürülebilir kimya olarak da adlandırılan yeşil kimya, tehlikeli maddelerin kullanımını ve üretimini en aza indirecek veya ortadan kaldıracak ürün ve süreçlerin tasarımına odaklanan bir kimya ve kimya mühendisliği alanıdır. Çevre kimyası kirletici kimyasalların doğa üzerindeki etkilerine odaklanırken, yeşil kimya yenilenemeyen kaynakların tüketimini azaltma yollarını araştırır, kirliliği önlemek için teknolojik yaklaşımlar geliştirir ve kimyanın çevresel etkisine odaklanır.
Sıfır atık atık önlemeye odaklanan ve tüm ürünlerin yeniden kullanılmasına teşvik eden bir dizi ilkedir. Bu ilkelerin amacı çöplüklere,okyanusa veya çöp yakma fırınlarına çöp gönderilmesini engellemektir.Şu anda, dünyada plastiklerin sadece %9’u geri dönüştürülmektedir.Bu sistemde bir malzeme optimum tüketim seviyesine kadar yeniden kullanılır. Sıfır Atık Uluslararası İttifakı (ZWIA) tarafından kabul edilen tanım şöyledir:
Sıfır Atık: Tüm ürün, ambalaj ve malzemelerin sorumlu bir şekilde üretilmesi, tüketilmesi, yeniden kullanılması ve geri kazanılması yoluyla tüm kaynakların yakılmadan, çevreye veya insan sağlığını tehdit eden toprağa, suya veya havaya deşarj edilmeden korunmasıdır.
Maden atıkları, bir cevherin ekonomik olmayan kısmından değerli fraksiyonu ayırma işleminden sonra arta kalan malzemelerdir. Artıklar, bir cevher veya mineral gövdesinin üzerinde yer alan ve madencilik sırasında işlenmeden yer değiştiren atık kaya veya diğer malzemeler olan aşırı yükten farklıdır. Maden atıkları, insanlığın ürettiği en büyük atık miktarıdır.
Küresel atık ticareti, atıkların daha ileri seviyede arıtılması, bertaraf edilmesi veya geri dönüşümü için ülkeler arasında gerçekleşen uluslararası atık ticaretidir. Zehirli veya tehlikeli atıklar genellikle gelişmekte olan ülkeler tarafından gelişmiş ülkelerden ithal edilmektedir.