Kilikya korsanları
Kilikya korsanları Antik Çağda Akdeniz’e korku saçan bir Korsan grubudur. Bu grup Taşlık Kilikya denilen ve genellikle Mersin ilindeki Lamas Çayı ile Antalya ilindeki Melas Çayı (Manavgat Çayı) arasında yer alan ve Antik Çağda karadan ulaşılması zor olan kıyılardaki küçük koylarda gizleniyorlardı.
Korsanlığın ortaya çıkması
Büyük İskender MÖ 11 Haziran 323 tarihinde, bugünkü Irak'taki Babil kentinde öldü. Yardımcısı Perdikkas ve Anadolu hakimi Antigonus da öldürülünce, imparatorluk toprakları generalleri arasında bölüşüldü. Bu paylaşmada Suriye ve Kilikya da Irak kralı I. Seleukos Nikator'un payına düştü. Mısır kralı I. Ptolemaios Soter ve I. Seleukos (Nikator) ömür boyu dost kaldılar. Fakat ölümlerinden sonra, MÖ 274 yılından itibaren ardılları arasında bir dizi savaş çıktı. Altı etap süren bu savaşlarda Kilikya birkaç defa el değiştirdi. MÖ 168 yılına kadar süren bu savaşların ilk döneminde Mısır'daki Ptolemaios Krallığı Kilikya'ya hakim oldu. Ancak tarihte Büyük Antiocus adıyla anılan Seleukos kralı III. Antiohos MÖ 198 yılında Panyum Muharebesi sonrasında Ptolemaios devletini yenmeyi başardı ve Kilikya'ya egemen oldu.
Seleukos krallığı MÖ 2. yüzyıl ortalarında bir iç savaşa sahne oldu. Çocuk yaştaki kralın naibi olan Diodotus Tryphon çocuk kralın ölümünden sonra isyan etti ve bir süre için ülke ikiye bölündü. Gerçi isyan MÖ 139 yılında bastırıldı. Ama bu isyandan sonra Seleukos İmparatorluğu kendini toparlayamadı. Güçlü donanması yok olmuştu. Çünkü donanma isyan sırasında Diodutus'la iş birliği yapmıştı ve isyan bastırılınca cezadan korkan kaptanlar ayrılıp korsanlık etmeğe başladılar. Ayrıca Roma İmparatorluğu tarafından MÖ 146 yılında ortadan kaldırılan Antik Kartaca devleti kaptanları da bu korsanlar arasına katılmış olabilirler.
Korsanlık dönemi
Bu korsanlara tarihte "Kilikya korsanları" denilir. Kilikya korsanları Taşlık Kilikya'nın girintili çıkıntılı kıyılarına yerleşip Doğu Akdeniz'de terör estirmeğe başladılar. (Lloyd Seton korsanların doğuda Mersin'e kadar olan bölgeyi kontrol ettiği görüşünde.[1] ) Korsanlar hem denizde hem de kıyıda soygunlar yapıyor, kıyı kentlerini basıp yakaladıkları insanları köle olarak satıyorlar veya fidye karşılığında serbest bırakıyorlardı.[2] Korsanlar o kadar dehşet salıyorlardı ki, bir süre sonra halk arasında "Kilikyalı" ismi korsan anlamına kullanılmağa başlandı. İç kısımdaki Isaua Veus kentinde (günümüzde Konya ili Bozkır ilçesinde) yerleşik İsaura Krallığı da onların müttefikiydi. Deniz kuvveti kalmayan Seleukos İmparatorluğu onları kontrol edemiyordu. Olba Tapınak Devleti ise sahildeki topraklarını bırakmak zorunda kaldı. Onlarla başa çıkabilecek tek güç büyümekte olan Roma İmparatorluğu idi. Ama Romalılar başlangıçta korsanlara karşı müsamahalıydılar. Çünkü korsanlar esir ticaretin yapıyorlardı ve esir pazarlarında Romalı çiftlik sahiplerine boğaz tokluğuna hizmet edecek çiftlik işçisi temin ediyorlardı.
Korsanlığın son dönemi
Korsanlar kendi açılarından büyük bir hata yapıp İtalya kıyılarına da saldırmağa başladılar. Hatta henüz imparator olmamış olan Sezar'ı bile kaçırıp fidye karşılığında serbest bıraktılar.[3] Sonunda Roma senatosu korsanlara karşı harekât başlattı. Sırasıyla Marcus Antonius Orator, Sulla, Servilius Vatia, gibi isimler korsanlara karşı harekât yürüttüler. Fakat kalıcı bir çözüm bulunamadı. Kalıcı çözüm için, Roma senatosu Birinci Triumvira üyesi Pompeius Magnus ya da kısa adıyla Pompey'i olağanüstü yetkilerle bölgeye gönderdi. Pompey kıyıdan 60 kilometre içeriye kadar tam yetkiliydi. Pompey'e verilen yetkilerin çokluğu Kilikya korsanlarının ne büyük tehdit olduğunun da bir işaretidir. Pompey MÖ 66 yılında önce savaşıp korsanları yendi; daha sonra da teslim olup da iş birliği yapacak olan korsanlara toprak vereceğini ilan etti. Bu vaat işe yaradı ve korsanlar tövbe edip, Pompey'nin kendilerine tahsis ettiği topraklara yerleşmeğe başladılar. Korsanlara ait 1300 gemi de yakıldı.
Korsanların sonu
Pompey'nin korsanları yerleştirdiği kentler arasında Adana, Epiphania (günümüzde Erzin) ve Mallus (günümüzde Adana ili Karataş ilçesine bağlı Kızıltahta köyü) gibi yerler vardı. Ama korsanlara tahsis edilen en önemli yer Soli'ydi.[4] Pompey bu amaçla Soli'yi yeniden inşa ettirdi ve adını da Pompeipolis koydu. Bugün Mersin kent dokusu içinde kalmış olan Mezitli- Viranşehir örenleri Pompey tarafından yeniden yaptırılan kentin örenleridir. Korsanlarin soyundan gelenler bu kentte büyük depremlerin yaşandığı 6.yüzyıla kadar yaşadılar.
Kaynakça
- ^ Seton LLoyd:Türkiye'nin Tarihi, ISBN 975-403-084-7 sf 212
- ^ "Aktüel arkeoloji sayfası". 12 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2019.
- ^ "› jul-sezar › biyografi-805220 Timeturk sayfası". 27 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2022.
- ^ "Karamanoğlu Mehmet Bey Universitesinden Mehmet Kurt makalesi". 12 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2019.