İçeriğe atla

Kilikya Ermeni Krallığı

Kilikya Ermeni Krallığı
Կիլիկիոյ Հայոց Թագաւորութիւն
1080-1375
Kilikya Ermeni Krallığı bayrağı
Üst: Ruben Hanedanı tarafından tercih edilen bayrak (1198-1219) Alt: Lüzinyanlar tarafından tercih edilen bayrak (1341-1375)
{{{arma_açıklaması}}}
Arma
Krallığın sınırlarını gösteren harita
TürPrenslik (1080-1198)
Moğol İmparatorluğu'nun ve daha sonra İlhanlı'nın vasalı (1245-1335)
BaşkentTarsus (1080-1198)
Sis (1198-1375)
Yaygın dil(ler)Ermenice (resmi)
Latince
Eski Fransızca
Resmî din
Ermeni Apostolik
HükûmetFeodal Monarşi
Tarihçe 
• Kuruluşu
1080
• I. Levon'un ilk Kilikya Ermeni Kralı oluşu
6 Ocak 1198
• Moğollara bağlanması
1236
• Sis'in Memlûk Sultanlığı tarafından fethedilmesi sonucunda krallığın yıkılması
1375
• Dağılışı
1375
Öncüller
Ardıllar
Büyük Selçuklu Devleti
Doğu Roma İmparatorluğu
Ermeni Krallığı (ortaçağ)
Memlûk Sultanlığı
Kıbrıs Krallığı

Kilikya Ermeni Krallığı, Kilikya Ermeni Prensliği ya da kısaca Kilikya, 1080-1198 arası prenslik ve 1198-1375 arası krallık olan Çukurova bölgesinde bulunan bir devlettir. Bölgedeki I. Ruben adında olan bir Ermeni beyi tarafından Bizans İmparatorluğundan aldığı toprak üzerine kurulmuştur ve zamanla daha geniş bir alana yayılmıştır. 1375'te Memlük Sultanlığı tarafından varlığına son verilmiştir.

Tarihi

I. Levon devletin ilk kralı olmuştur. Devlet Haçlılarla ve özellikle Fransızlarla sıkı ilişkiler kurmuştur. Komşu Hristiyan ve Müslüman devletlerle ve kendi içinde mücadelelerde bulunmuştur. Moğol istilasından sonra İlhanlılara bağlanmış ve birlikte Memluk Devletine karşı savaşmıştır. Devlet 1252'den sonra Hethumid Hanedanı tarafından yönetilmiştir. Memluklar 1375 senesinde Sis'i ele geçirince devlet son bulmuştur ve bundan sonra bölgede Memluklere bağlı Ramazanoğlu Beyliği kurulmuştur. Kilikya Kralı unvanı Lüzinyan Hanedanına geçmiştir. Başkenti ve kilisenin merkezi Sis idi. Krallığın pek çok kalesi vardı ve ayrıca Toros dağları tabii bir savunma bölgesi oluşturuyordu.

Arapça kaynaklardan Kilikya bölgesinde karşılaşılan halkın Rum olduğu anlaşılmakta, bu belgelerde Ermeni halkından söz edilmemektedir, Ermenilerin Kafkasya ile ilişkili olduğu yazılmaktadır. Bizans 10. yüzyılda doğu ve kuzeybatı Anadolu'daki Ermeni halkı zorla Çukurova bölgesine yerleştirdiği bilinmektedir.[1] Ermeni nüfusunu zorunlu göçe geçiren ilk Bizans imparatoru II. Basileios'dur. Yaklaşık 50 bin kişilik bir Ermeni nüfusu Orta Anadolu'ya göç ettirmiştir. Daha sonra Türk akınlarının baskısıyla 1064 yılında bu aileler Toroslar'a kaçışmışlardır. Zaten 1045 sonrasında Türklerin Doğu Anadolu'ya akınları buralardaki Ermenileri de göçe zorlamıştı. Toroslar ve güneyinde toplanan bu Ermeni nüfusu "Kilikya Ermeni Baronluğu"'nun kurulmasına zemin hazırlamıştır. I. Haçlı Seferi sırasında Haçlılar tarafından da desteklenip bu baronluğu kurmuşlardır.[2] Haçlıların yıllar süresinde devam eden destekleriyle baronluk krallığa dönüştürülmüştür. Kilikya Ermeni Krallığı tarihi boyunca Bizans İmparatorluğu'na, Papalık'a, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'na, Büyük Selçuklu'lara, Anadolu Selçuklu Devleti'ne, İlhanlılar'a, Kudüs Krallığı'na ve Memlûk Sultanlığı'na tabi olarak varlığını sürdürebilmiştir.[1] Bağlılıkları konusunda titiz ve girişken olmuşlardır. Örneğin Anadolu Selçuklu Devleti'nin Kösedağ Muharebesi yenilgisinden sonra Konya istikametinde ilerleyen Moğol kuvvetleri nedeniyle Ermeni krallığına sığınan I. Alaeddin Keykubat'ın eşi, I. Gıyaseddin Keyhüsrev'ın annesi Hunat Hatun, Ermeniler tarafından Moğollara teslim edilmiş, kısa süre sonra Moğollar tarafından öldürülmüştür.[3]

Özellikle İlhanlı'lara bağlılıklarını göstermek konusunda son derece girişken bir tutum izlemiştir. Bu yüzden sık sık Memluk sultanlarının hışmını üzerlerine çekmişlerdir. Çoğu kez Memluk tüccarlarına engel olunagelmiştir. Memluk Sultanlığı, demir ve başta gemi yapımı için kereste ihtiyacını Anadolu'dan ithal etmektedir.[4]

Krallığın tarihi boyunca her zaman Haçlılarla iyi ilişkiler içinde olduğunu söylemek zordur. Kilikya, Antakya Haçlı Krallığı ana yayılma hatlarından biri olduğundan aralarında zaman zaman sürtüşmeler yaşanmıştır. Bununla birlikte Ermeni Kralları Haçlı tarikatlarının yüksek mevkiinde bulunan şövalyelere imtiyazlar ve kaleler bağışlamışlardır.[5]

Fotoğraflar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b İlyas Gökhan, sh.: 71
  2. ^ İlyas Gökhan, sh.: 74, 75
  3. ^ İlyas Gökhan, sh.: 70
  4. ^ Gülay Çalık, Sultan Baybars ve Haçlılarla Mücadelesi (Gazi Üniversitesi, master tezi, Ankara 2008) sh.: 51
  5. ^ Mehmet Ersan, Wilband von Oldenburg Seyahatnamesine Göre XIII. Yüzyılın Başlarında Çukurova 27 Temmuz 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu Selçuklu Devleti</span> Batı Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş olan, Anadoluda hüküm sürmüş eski bir devlet (1077–1308)

Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti veya Rum Sultanlığı, Selçuklu Türklerinden olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu'da İznik başkent olmak üzere 1077 yılında kurulmuş olan Türk devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Kösedağ Muharebesi</span> Selçuklular ile Moğollar arasında 1243 yılında yapılan savaş

Kösedağ Muharebesi, 3 Temmuz 1243 tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar arasında gerçekleşen ve Selçuklu Devleti'nin yenilip Moğol tâbiiyetine girmesiyle sonuçlanan muharebedir. Kösedağ Muharebesi, sonuçları bakımından Türk tarihi içerisinde özel bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">I. Süleyman Şah</span> Anadolu Selçuklu Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı

Kutalmışoğlu Süleyman Şah veya kısaca Kutalmışoğlu, Türkiye Selçuklu Devleti'nin kurucusudur. Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunudur. Babası Kutalmış Bey'dir. Erhan Afyoncu'nun tespitlerine göre mezarı Halep Kapısı'ndadır. Kutalmışoğlu Süleyman Şah öldüğünde Caber Kalesi'ne defnedildiği yönündeki rivayetler doğru değildir. Zira Kutalmışoğlu öldürüldüğünde Caber Kalesi henüz Selçuklu Hanedanı tarafından ele geçirilmemişti.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu beylikleri</span> 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde kurulmuş olan Türk ülkelerine verilen genel ad

Anadolu Beylikleri, Anadolu Türkmenlerinin 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu’da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Beylikleri denir. Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">İlhanlılar</span> İran merkezli Moğol devleti (1256–1335)

İlhanlılar veya İlhanlı Devleti, Cengiz Han'ın torunu Hülagû Han tarafından, merkezi Tebriz olmak üzere Orta Doğu'da kurulan Moğol devletidir.

<span class="mw-page-title-main">I. Mesud</span> 4. Anadolu Selçuklu Sultanı

I. Rükneddin Mesud (1095-1156) en uzun süre hüküm sürmüş Anadolu Selçuklu Sultanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">I. Baybars</span> 1260-1277 arasında Memlûk Devleti sultânı

I. Baybars ya da tam künyesiyle el-Melikü'z-Zâhir Rüknüddîn Baybars el-Bundukdârî, Mısır ve Suriye'de hüküm sürmüş Kıpçak asıllı Memlûk Devleti sultanıdır. Baybars, muhtemelen 15 yaşında köle olarak satın alınıp bir memlûk olarak yetiştirilmiş, yeteneği sayesinde hızla terfi ederek emirliğe kadar yükselmiştir. Mansure Muharebesi ve Ayn Calut Muharebesi'ni başarılı sevk ve idaresiyle bu muharebelerin kazanılmasında başrol oynamış ve ün kazanmıştır. Mısır Eyyûbî sultanı Turanşah'ı bir suikastla öldürmesinden sonra Kutuz sultan olmuş, Baybars çeşitli nedenlerle onu da öldürerek Memluk Sultanlığı hükümdarı olmuştur. Devletin gerçek anlamda kurucusu olarak kabul edilir. Pek çok Haçlı kalesini ve kentini ele geçirmiş, Levant'daki Haçlı varlığını birkaç sahil kentine kadar daraltmış, İlhanlılar'ın Kuzey Suriye'deki varlığına son vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti'ni İlhanlı işgalinden kurtarmak için Anadolu'ya bir sefer düzenlemiş olmasına rağmen Anadolu Selçuklu yöneticilerinden vadedilen desteği göremeyince ülkesine geri dönmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Anavarza</span>

Anavarza, Türkiye'nin Adana ilinde, Kozan sınırları içerisinde, Kadirli, Ceyhan ve Kozan ilçe sınırlarının kesiştiği yerde, tarihi Kilikya bölgesinde bulunan antik kent. Çevresi mesire yeri olarak kullanılır. Kilikya ovasının önemli merkezlerinden olan Anavarza'nın antik kaynaklarda adı Anazarbos, Anazarba, Aynızarba veya Anazarbus olarak geçer.

III. Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Sultanı ve IV. Kılıç Arslan'ın oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Antakya Prensliği</span> 1098-1268 arası Levanttaki Haçlı devleti

Antakya Prensliği, Birinci Haçlı seferi sonrasında Antakya kenti civarında Haçlılar tarafından kurulmuş bir devletti.

<span class="mw-page-title-main">Ruben Hanedanı</span> 1080-1375 yılları arasında Kilikya Ermeni Krallığını yöneten aile

Ruben Hanedanı, 1080-1375 yılları arasında Kilikya Ermeni Krallığı'nı yöneten ailedir. Bu aile ilk defa Bizans İmparatoru II. Basileios döneminde duyulmaya başlandı. Ülkeyi yöneten hükümdarlar şunlardı:

Kilikya, günümüzdeki Çukurova bölgesini de içine alan Antik Çağ'daki bölgenin adıdır. Kilikya ayrıca aşağıdaki anlamlara gelebilir:

<span class="mw-page-title-main">Bizans-Osmanlı savaşları</span> Osmanlı zaferi

Bizans-Osmanlı Savaşları, 154 yıl süren bir dizi savaştan ibarettir. Savaşlar sonucunda Osmanlı İmparatorluğu yükselmeye devam etmiş, Bizans İmparatorluğu ise düşmüştür.

<span class="mw-page-title-main">I. Levon</span>

II. Leo, ayrıca II. Leon, II. Levon ya da II. Levon, Onuncu Kilikya Ermeni Lordu ya da "Dağların Lordu" ve ilk Kilikya Ermeni kralı ya da I. Levon.

<span class="mw-page-title-main">Dokuzuncu Haçlı Seferi</span>

Dokuzuncu Haçlı seferi 1271-1272 yıllarında yapılan ve bazen Sekizinci Haçlı seferi ile birlikte olduğu kabul edilen Kudüs'ün bulunduğu Hristiyanlar için Kutsal Topraklar'a Orta Çağlar Haçlı seferlerinden sonuncusu.

<span class="mw-page-title-main">Vadi'l-Haznedar Muharebesi</span> Moğolların 1299da Memlüklere karşı kazandığı zafer

Vâdi'l-Haznedâr Muharebesi ya da Üçüncü Humus Muharebesi, Batı Suriye'de, Humus kentinin hemen kuzeydoğusundaki Vadi'l-Haznedar'da, Mısır kökenli Memlük Sultanlığı ve Moğol İmparatorluğu'nun, İran merkezli İlhanlı İmparatorluğu kolu ve bu kola yardım eden Kilikya Ermeni Krallığı ile Gürcü Krallığı arasında, 22-23 Aralık 1299 süresince yapılan ve Suriye Moğol Akınları içerisinde Moğol zaferiyle sonuçlanan tek savaştır. Bu savaş sonrasında, daha önceki 4 savaşı kaybeden Moğollar kendilerine güven kazanarak, güneye ilerlemiş ve 1303'te, yine Memlüklerle Şakhab Muharebesi'ni yapmışlardır. Ancak orada da yenilgiye uğrayan Moğol İmparatorluğu, Suriye akınlarına son vererek Suriye'yi terk etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kilikya</span> Anadoluda Toros dağlarıyla çevrili alanı kapsayan antik bölge

Kilikya, Anadolu'nun Alanya'dan başlayıp, doğuda Kinet Höyük'te son bulan, kuzeyden de Toros dağlarıyla çevrili alanı kapsayan antik bölgedir.

<span class="mw-page-title-main">Namrun Kalesi</span> Çamlıyaylada bir Kale

Namrun Kalesi, Türkiye'nin Mersin şehrine bağlı Çamlıyayla ilçesinde yer alan bir kaledir. Genel özellikleri daha eski tarihleri işaret ettiği için, Asurluların "İllubru" adlı kalesi olduğu da söylenir. Orta Çağ'da Kilikya Ermeni Krallığı'nın bir parçası iken, kale Lampron adıyla biliniyordu ve Ermeni Hethumid prenslerinin atalarının ikamet yeriydi. Toros Dağları'nda yer alan kale, Tarsus ve Gülek Boğazı'na geçiş yapar.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu'nun Moğollar tarafından istilası</span>

Anadolu'nun Moğollar tarafından istilası, Kösedağ Muharebesi ile sonuçlanan 1241-1243 seferinden başlayarak çeşitli zamanlarda meydana geldi. Selçukluların 1243'te teslim olmasından sonra, 1335'te İlhanlılar'ın düşüşüne kadar Anadolu üzerindeki gerçek güç Moğolların elindeydi. Selçuklu Sultanı birkaç kez isyan çıkardığı için 1255'te Moğollar Orta ve Doğu Anadolu'yu kasıp kavurdu. İlhanlılar garnizonu Ankara yakınlarında konuşlanmıştı. Bir Moğol valisinin ve Hülâgû'nün bir oğlunun mezarları da dahil olmak üzere Moğol kültürel mirasının kalıntıları Türkiye'de hala görülebilmektedir.