İçeriğe atla

Kendine acıma

Kendine acıma, bir insanın durumunu kabullenememesi ve etrafındaki olaylara uyum gösterememesi halinde ortaya çıkan bir duygudur. Bu kişilerde mağduriyet duygusu ve diğer kişilerden sempati beklentisi hakimdir.

Kendini zor bir durumda bulan kişilerde, geçici olduğu sürece kendine acıma duygusu normal sayılabilir. Hatta kendine acıyan kişiler zaman zaman diğer kişilerden yardım görürler veya öğüt alırlar. Ancak bu duygunun yerini durumu kabullenmeye ve mücadele arzusuna bırakması gereklidir.

Kendine acıma, olumsuz bir duygudur ve genellikle kişiye yarardan çok zarar verir. Kendine acıyan kişi sorunlarını çözmek yerine pasifleşir ve duyarsız hale gelir. Kendine acıma duygusu kolayca kalıcı hâle gelebilen bir duygudur ve sık sık depresyona yol açar.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bilinç</span> Algı ve bilgilerin zihinde duru ve aydınlık olarak izlenme süreci. Düşünen öznenin kendisini anlama ve bilme durumu.

Bilinç, genel olarak, insanda farkındalığın, duygunun, algının ve bilginin merkezi olarak kabul edilen yetidir. Zihnin kendi içeriklerinin farkında olduğu, içebakış yoluyla bilinen, duyumları, algıları ve anıları ihtiva eden bölümüdür.

  1. Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü;
  2. Öznenin duygularına, algılarına, bilgilerine ve kavrayışlarına bağlı olarak kendini anlama, tanıma ya da bilme yetisi;
  3. Bilme edimi ile bilinen içerik arasındaki ilişkiyi her ikisini de içerecek biçimde bir üst düzeyde kurabilme becerisi;
  4. Acı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini olanaklı kılan ana ilke;
  5. Düşünen öznenin kendisine dönerek, kendisini kendi düşünceleri ile kavraması, kendisine bir başkası olarak dışarıdan bakabilmesi durumu;
  6. “İçebakış” yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gerçekliğini kavrama edimi;
  7. Zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği;
  8. Kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup bitenlere yönelik incelmiş sezgisi, bütün yaşadıklarına ilişkin genel görüşü;
  9. Üzüntü, sevinç, hüzün gibi tek tek yaşantı durumlarına ilişkin kendilik izlenimleri, şeylerin kişiye nasıl göründüğüne yönelik görüngübilimsel yaşantılar bütünü.

Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.

Psikolojik işkence, özellikle korku, utanç ve suçluluk duygusu gibi duygular yaratarak bir kişiyi cezalandırma yöntemi.

<span class="mw-page-title-main">Öfori</span> Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu

Öfori, zevk veya heyecan ve yoğun refah ve mutluluk duygularının deneyimi veya etkisidir. Aerobik egzersiz, kahkaha, müzik dinlemek veya yapmak ve dans etmek gibi bazı doğal ödüller ve sosyal aktiviteler öfori durumuna neden olabilir. Öfori aynı zamanda mani gibi bazı nörolojik veya nöropsikiyatrik bozuklukların bir belirtisidir. Romantik aşk ve insan cinsel tepki döngüsünün bileşenleri de öforinin indüksiyonu ile ilişkilidir. Birçoğu bağımlılık yapan bazı ilaçlar, rekreasyonel kullanımlarını en azından kısmen motive eden öforiye neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sadomazoşizm</span> Sadizm, karşısındaki kişiye acı vermek veya eziyet etmekten seksüel bir haz duymanın adıdır.

Sadizm, karşısındaki kişiye acı vermek veya eziyet etmekten seksüel bir haz duymanın adıdır. Bu adın kaynağı, Fransız filozof ve sadistik öykü yazarı Marquis de Sade'den gelmektedir. Sadizm'in acıyı duyan taraf açısından karşıtı olan olgu ise mazoşizm olup kendisine acı verilmesinden, eziyet edilmesinden cinsel bir zevk alma duygusudur. Genellikle, dövülme, aşağılanma, bağlanma, işkence edilme, vb. seksüel fanteziler içerir. Bazen de kişilerden biri köle olur ve diğer kişi ona tasma takar. Bu isim ağırlıklı olarak mazoşist bir içeriği olan "Venus in Furs" romanıyla tanınan 19. yüzyıl yazarlarından Leopold von Sacher-Masoch'dan gelmektedir.

Lee Strasberg Amerikalı yönetmen, oyuncu, yapımcı ve oyunculuk öğretmeni.

<span class="mw-page-title-main">Kâbus</span> kişilerin uyuduğu anda düşlerinde gördükleri kötü görüntü, deneyim

Kâbus en genel olarak uyurken kişiye güçlü bir duygusal rahatsızlık veren rüyalardır. Hayalet, canavar, cadı, vahşi hayvan gibi korku ve terör ögeleri içerebilirler. Acı çekme, düşme, boğulma ve ölme de sık rastlanan kâbuslardandır. Yüksek ateş gibi fizyolojik nedenlerden olabilecekleri gibi, kâbusu görenin hayatındaki beklenmedik bir stres ya da travma gibi psikolojik nedenleri de olabilir. Kimi zaman nedensiz yere görüldükleri de olabilir. Bazen kâbuslar o kadar etkili olur ki, uyuyan kişiyi halen yaşadığı duyguları taşır bir halde uyandırır ve kişi uzun bir süre etkisinden kurtulamaz.

<span class="mw-page-title-main">Utanç (duygu)</span> değersizlik veya aşağılanma duygularıyla ilişkili bilinçli bir duygu

Utanç, içinde bulunulan durumdan kurtulmak isteme durumudur. Bir insan herhangi bir olaya karşı iç açıcı olmayan duygular besliyorsa bu kişi böyle bir durum karşısında utanç duygusu yaşayabilir. Utanç, çoğu zaman benzer durumlara karşı gösterilebilir. Fakat bu, kişinin genetik yapısı ya da çevresel koşullarla değişmeler yaratabilir. Utanç duygusunu yaşama eylemine ise "utanma" adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Acıma</span>

Acıma, bir insanın, güç durumda olan veya herhangi bir yönü bakımından belirgin bir eksikliği olan canlılara veya varlıklara karşı beslediği bir duygudur. Bu his üzüntü, şefkat ve sevgi kavramlarının oluşturduğu karmaşık bir duygudur. Kısaca; başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü veya merhamettir.

<span class="mw-page-title-main">Şüphe</span> bir olay karşısında duyulan emin olamama veya güvensizlik duygusu

Şüphe veya kuşku, bir insanın, bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusudur. Şüphenin en genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygu"dur. Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir. Aşırı şüphe duyan insanlara "paranoyak" veya "kuşkucu" adı verilir.

Aşağılama veya küçümseme, bir insanın, bir durumu veya bir kimseyi, kendinden daha az sahip olduğu sanısı değerler için kendinden küçük görmektir. Bu kavram çoğu zaman kibir ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bir kimseyi aşağılayan insanlar için çoğu zaman "kibirli" sıfatı kullanılmaktadır.

Boşluk hissi veya boşluk duygusu, sıkıntı, sosyal yabancılaşma ve duyarsızlık ile karakterize edilen insani durumdur. Genellikle bir travma veya depresyon kaynaklı bir duygudur. Boşluk duygusunu yaşayan kişiler kendilerini anlamsız, değersiz, kimsesiz veya yalnız hissederler.

<span class="mw-page-title-main">Yalnızlık</span>

Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken bir insan içindeki boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur. Ayrıca yalnızlığın farklı türleri vardır. Örneğin bir kişi kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. Yalnızlık, sadece etrafında kimsenin olmaması değildir.

<span class="mw-page-title-main">Halinden memnunluk</span> duygusal durum

Hâlinden memnunluk, bir insanın bulunduğu fiziksel ve ruhsal durumdan hoşnut olma duygusudur. Bu duyguya sahip olan kişi kendini kaygı, ihtiyaç veya arzu duygularından arınmış hisseder. Sevinç ve mutluluk kavramlarına kıyasla daha kendi hâlinde bir hoşnutluk hâlidir. Kişiyi rahatsız edecek kuvvetler azaltılmış ve bir denge hâline ulaşılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Minnet</span>

Minnet veya şükran bir insanın aldığı yardımdan dolayı duyduğu hoşnutluk duygusudur. Genellikle teşekkür etme yoluyla ifade edilen bir duygudur.

<span class="mw-page-title-main">Cesaret</span>

Cesaret, aynı zamanda yiğitlik, kararlılık, ataklık ve dayanıklılık özelliklerini de içeren, korku, acı, risk, belirsizlik veya tehdit ile başa çıkabilme yeteneğidir.

<span class="mw-page-title-main">Düşmanlık</span> duygu yüklü öfkeli davranış biçimi

Düşmanlık bir insana karşı duyulan öfke ve nefretin birleşmesiyle insanın, öfke ve nefret duyduğu kişiye beslediği bir tür kötü duygudur.

<span class="mw-page-title-main">Empati</span>

Empati, eşduyum ya da duygudaşlık, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir. Kendi duygularını başka nesnelere yansıtmak anlamında da kullanılır.

İlgisizlik, Apati, çevre ile ileri derecede ilgisizlik, kayıtsızlık ve duyarsızlık halidir. Sağlıklı bireyler yaşadığı veya hissettiği olumsuz veya olumlu tüm olaylara olumlu veya olumsuz bir tepki verir. Apati olan kişilerde bu durum tam tersine olmak üzere çevrede gelişen tüm olaylara karşı tepkisiz kalırlar. Şizofreni, Tükenmişlik sendromu, Alzheimer, Hebefrenikler, Pick hastalığı, Ataraksiya gibi psikolojik rahatsızlıklarda Apati sendromu görülür.

<span class="mw-page-title-main">Takıntılı aşk</span> Psikolojik durum

Takıntılı aşk veya obsesif sevgi, Psikiyatri tanımında yanlış olduğunun fark edilmesi durumunda bile kaldırılamayan, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki aşk duygusudur. Mükemmelleştirme veya idealleştirme ile takıntı durumu daha da artabilir. Aşık olunan kişi hakkında aşırı miktarda zaman harcama eylemlerinde bulunmayı içerir.