İçeriğe atla

Kemençe

Karadeniz kemençesi
# Parça adı (Rumca) İşlev
1 Tepe (To Kifal) Tutucu
2 Kulak (Otia) Telleri tutup, germek
3 Boyun (Goula) Avuç içiyle kavranan yer
4 Kravat (Spaler) Klavye
5 Kapak Rezonans
6 Ses delikleri (Rothounia) Sesin akustiği
7 Eşek (Gaidaron) Telelri taşımak
8 Palikar "yiğit" (Palikar) Tutucu
9 Gövde (Soma) Ana gövde
10 Solucan (Stoular) akustik
11 Teller, Hordes Sesin oluşması
Suluboya çalışma: Kemençe çalan iblis, MS 15. yüzyıl. Timur dönemi İran veya Türkistan
Kemençe yapım çalışma tezgâhı

Kemençe, rebap, keman türü yaylı çalgılarla akraba olduğu düşünülen, bir yay yardımıyla çalınan üç telli geleneksel halk çalgısının adı olup, klasik kemençe ile karıştırılmasını önlemek amacıyla Karadeniz kemençesi olarak da adlandırılmaktadır.

Tarihi

Bilinen en eski yaylı enstrüman olan rebap (Arapça rababah) Avrupa'ya, 9. yüzyılda Bizans üzerinden (lyra adıyla) ve MS 11. yüzyılda Müslüman Arapların kontrolü altında olduğu dönemde İspanya üzerinden Rebec adıyla iki koldan yayılmış, Orta Çağ ve Erken Rönesans dönemi boyunca yoğun olarak kullanılmıştır.[1] Çok sayıda farklı teoriye karşın Karadeniz kemençesinin Rumlar tarafından Kapadokya kemanesi olarak da adlandırılan Kabak kemaneden form olarak ne zaman farklılaştığı kesin olarak bilinmemektedir.

Araştırmacı yazar Mehmet Bilgin'in Doğu Karadeniz Etnik Tarihi Üzerine adlı yazdığı kitapta, Karadeniz kemençesinin Kıpçak Türkleri'ne ait bir çalgı olduğunu, Gagavuz Türkleri'nin de bu çalgıya kumança ve oyununun adına da Horon dediklerini yazmıştır.

Coğrafi dağılım

Karadeniz kemençesi temel müzik aleti olduğu özellikle Ordu'nun Perşembe ilçesinden itibaren Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Artvin'in Arhavi, Hopa ve Borçka'nın bazı köylerinde, Bayburt'un kuzeyinde kalan köylerinde, Sivas'ın iç Karadeniz bölgesinde kalan Suşehri, Akıncılar çevresinde ve Cumhuriyet döneminde doğu karadenizlilerin topluca göç ettiği Samsun, Adapazarı, İzmit, Yalova, Orhangazi ve köylerinde ve büyük şehirlerde, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesiyle Yunanistan'a giden Rumlar tarafından başta Selanik olmak üzere Kuzey Yunanistan'da yer alan göçmen köylerinde kullanılmaktadır. Kemençe artık evrensel bir çalgı aleti olmak yolunda emin adımlarla ilerlemiştir. İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde de ilgisi görülmektedir.

Osmanlı Halep'inde Müslüman ve Hristiyanlardan müteşekkil bir müzik grubu, 1794. Sırasıyla tef, tambur, ney, kemençe ve nagara çalan müzisyenler görülmektedir.

Akort

Karadeniz kemençesi genellikle beş yarım sesten oluşan aralıklarla örneğin G [sol] –D [re] –A ([la]) veya E [mi] –A [la] –D [re)formunda akort edilmekle birlikte, nadiren de olsa tulum ezgileri çalınmak istendiğinde (özellikle Trabzon Maçka) da (A [la] – A [la] – D [re] formu kullanılmaktadır. Mübadeleye kadar Rumlar tarafından Trabzon da yoğun olarak kullanılan tulum 1970'lere kadar Trabzon'un Holo [2] ve Maçka bölgelerinde de Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Geçmişte yaygın olarak yapılan küçükbaş hayvancılığın terkedilmesi tulum ve şimşir kavalın yerini kemençeye bırakması sonucu getirmiş olmalıdır.[3]

Yapım

Kemençenin gövdesi dut, karadut, akçaağaç ardıç, ladin veya erik ağacından tamamen elde oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır.[4] Özellikle Görele, Tirebolu, Espiye, Samsun Alaçam, Eynesil, Mesudiye, Akyazı, Vakfıkebir, Akçaabat, Tonya, Maçka, Sürmene'de süreklilik arzeden kemençe yapımcılığı genellikle babadan oğula geçmekte ve yapımcılar hiçbir resmi eğitim kurumunun formasyonundan geçmemektedirler. Kelkit Vadisi'nin Suşehri, Şebinkarahisar bölgesinde kemençe yapımı özellikle Alevi kökenli bölgelerde gelenek olarak devam ettirilirken bugün sadece icracıları kalmıştır. Bu bölgede kemençe genellikle dut ve erik ağacından yapılırdı, ön kapak gürgen, yay ise aygır kılından yapılırdı. 19. yüzyıla dek bağırsak olan teller yerini metal olanlara bırakmıştır. Teller inceden kalına doğru zil, sağır ve bam olarak adlandırılmaktadır.

Şebinkarahisar/Suşehri ve Vadi Bölgesi çevresine özgü Kemençe

Çok yakın zamana kadar bu kemençe formu standart kemençe formu ile beraber İç Karadeniz Bölgesinde Şebinkarahisar, Alucra, Suşehri, Akıncılar, İmranlı, Çamoluk, Koyulhisar ve Gölova çevresindeki ilçelerde kullanılmaktaydı ve gelenek olarak icra edilmekteydi. Bugün ise yörede standart kemençe formuna geçiş başlamıştır.Her iki formunda kullanıldığı Kelkit Vadi bölgesin de, Karadenizin sahil tarafında çalınan standart kemençeye göre bu bölgedeki kemençe form olarak değişim yaşamamıştır. Zamanla farklılaşan burgular ve kemençenin kafa kısmı ilk formuna en yakın şekilde kalmıştır. Yöredeki kemençe en çok erik ağacından yapılıp, kapak kısmında Borçka ladinin yerine daha sert olan gürgen ağacı kullanılırdı. Yayı ise aygır kılından yapılırdı. İnce tel sahildeki formdan farklı olarak bam telinin yerine takılır, bam teli ise ince sesli telin takıldığı sol tarafa takılırdı. Ses olarak bölge genellikle ince sesli olan zil kemençeyi tercih etmekteyse de orta sesli ve pes kemençelere de eğilim vardır. Bölgedeki ilçelerden hala kemençe icracıları çıkmakta, özellikle Alevi köylerinde bu bir gelenek olarak devam etmekteydi.

Örnek kemençe ölçüleri (Görele kemençesi)

Görele kemençesi, yürek biçimindeki burguluğu, kısa sapı dar ve uzun gövdesiyle dikkat çekicidir, narindir. Göğsündeki delikler kemanınkini andırır. Bir kuyrukla gövdeye bağlanan teller, eşikle dip eşiğin üstünden geçilerek akort burgularına bağlanır, sarılır. Göğüsle teknenin dibi arasına can direği denen bir ahşap çubuk sıkıştırılır. Can direği tel köprünün altında bulunur. Can direği ses özelliği kazandırır kemençeye. Can direği olmazsa yeterli ses çıkmaz. Kemençe çalınırken sol elle tutulur, sapından kavranır kemençe, havada durdurulur. Kemençeyi tutan sol el, parmakları tellere basarak istenen sesleri bulur. Sağ eldeki yay tellere sürtülür. Bir tel üstündeki melodi(ezgi, hava) çalınırken kemençenin yayı bu telin yanındaki tele de sürtülür. Kemençe dörtlü paralelle çalışır (ikili, dörtlü, altılı seslere paralel ses denir). Kemençemizin orta teli (la) ortak çalınır. Orta telle birlikte, ince tele de kalın tele de istenen sese göre birlikte basılır (Kemençede sağ tel kalın, sol tel incedir). Kemençe çalınış özelliğiyle, dörtlü paralel çalışma yönüyle doğu tekniği içinde çok sesli tek çalgıdır. Müzikte, çok seslilikte yapı farkı görülür. Doğuda koma sistem, Batıda tampere sistem vardır.

Görele kemençesinin özellikleri: Kemençe ardıç, erik, dut, kiraz ağacından yapılır. Kapağı ladin ağacındandır. Kapak kalınsa ince ses, kapak inceyse kalın ses verir. Kemençeyle her ezgi çalınabilir. Perdesizdir.

Kulak yeteneğine, parmak yeteneğine bağlı olarak çalınır.

  • Tekne boyu : 41 cm
  • Tutma yeri (sap, tuşe) : 10 cm
  • Baş (kafa) : 6.5 cm
  • Geniş taban eni : 10 cm
  • Dar taban eni : 6.5 cm
  • Derinlik : 2.5 cm
  • Kapak kalınlığı : 2 mm'ye yakın
  • Kulak-Ön yüzeyin üstünde : 1.5 cm
  • Kravat : 18.5 cm
  • Tel alt bağlantı kuyruğu : 13 cm
  • Tel köprüsü genişliği : 5 cm
  • Tel köprüsü yüksekliği : 1.2 cm
  • Yay boyu : Aşağı yukarı kemençe boyu kadar
  • Kapak üzerinde bulunan
  • Durumundaki cep uzunluğu : 5.5 cm
  • İki cep arası : 3 cm
  • Kemençenin boyu : 55 cm

Sürmene yapımı kalın kemençe ölçüleri

  • Kemençe boyu : 51 cm
  • Tekne boyu : 41.5 cm
  • Geniş taban tekne
  • ön yükseklik : 5 .5 cm
  • Tutma yeri (sap) dar
  • Taban arka yükseklik : 5 cm
  • Geniş taban eni : 10 cm
  • Dar taban eni : 7 cm
  • Tekne taban kalınlığı : 3.5 mm
  • Tekne yan kalınlık : 3.5 mm
  • Tekne yan yükseklik : 5 mm
  • Klavye tel yükseklik
  • (Burgulara yakın kısım) : 0.8 mm
  • Klavye tel yükseklik
  • (tekne tarafında olan kısım : 2.5 mm
  • Kapak üstü kaş uzunluk- en : 6 cm – 3.3 mm
  • Kapak üstü kaşın tekne dar
  • Kısım uzaklığı –yukarıdan : 28 cm
  • Kapak üstü kaşın tekne geniş
  • Kısım uzaklığı –aşağıdan : 14 cm
  • Klavye : 8 cm
  • Klavye genişlik : 2.5 cm
  • İki kaş arası mesafe : 3 cm
  • Tel alt bağlantı kuyruğu : 10 cm
  • Zil (ince)tel : 0.25–028 mm
  • Orta tel : 0.28-0.30 mm
  • Kalın tel : 2 numara, sarma tel (keman teli)
  • Yay boyu : 50 cm
  • Eşik yükseklik : 2 cm
  • Burgu bağlantı kafa derinlik -
  • Genişlik : 4.5 cm—2.5 c
  • Kapak kalınlığı : 2 mm
  • Kazıkdan Dize Kadar 10 cm

Notlar

  1. ^ Özhan Öztürk. Karadeniz, 2005 s. 653
  2. ^ Çaykara ve Sürmene ilçelerini birleştiren boğaz çevresinde yer alan ana dili Rumca olan köyler
  3. ^ Özhan Öztürk. Karadeniz, 2005 s. 654
  4. ^ Ardıç ve dut özellikle tercih edilir

Kaynakça

  • Mustafa Duman Trabzon Araştırmaları Merkezi Vakfı. İstanbul, 2004
  • Özhan Öztürk .Karadeniz ANsiklopedik Sözlük. 2. Cilt. Heyamola Yayıncılık. Istanbul. 2005. ISBN 975-6121-00-9
  • Anabrittanica Genel Kültür Ansiklopedisi (1993), İstanbul
  • Tanju Ozanoğlu.
  • Doğu Karadeniz Bölgesinin Etnik Tarihi üzerine, Mehmet Bilgin, Serender Yayınevi, Trabzon, 2007

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bağlama</span> Türk halk müziğinde önemli yeri olan telli çalgı

Bağlama ya da saz, Türk halk müziğinde yaygın olarak kullanılan telli tezeneli bir çalgı türüdür. Tezene denilen kiraz ağacı kabuğundan yapılmış bir mızrapla tellere vurularak çalınır. Tekne bir kütükten oyulmuştur ve armut biçimindedir.

<span class="mw-page-title-main">Tulum (çalgı)</span> Karadeniz bölgesine özgü üflemeli çalgı

Tulum, Anadolu'nun kuzeydoğusunda Rize, Artvin, Ardahan, Erzurum ve Gümüşhane'de kullanılan nefesli bir halk çalgısı. Balkan yarımadası ve İskoçya'da kullanılan gaydadan en önemli farklı pes sesleri kontrol edebilen boruya sahip olmamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ut</span> Telli müzik aleti

Ut ya da Ud, telli bir müzik aleti. Kelimenin aslı Arapçada sarısabır veya ödağacı anlamındaki el-oud dan gelir. Baştaki el- sözcüğünün, bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış, geriye kalan oud kelimesini de - gırtlak yapıları ayna uygun olmadığı için - "ut" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı olan batılılar, 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı Seferleri sırasında tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza, fr:luth, en:lute, de:Laute, it:liuto, Alaut (İsp.)Laúd, Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan isimler vermişlerdir. Hatta saz yapıcılığı anlamında kullanılan lütiye kelimesi de yine lütfen yapılmadır.

<span class="mw-page-title-main">Davul</span> vurmalı çalgı

Davul, bilinen en eski vurmalı çalgılardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Cura</span> Türk halk müziğinde telli bir çalgı

Cura, Yörük halk çalgılarından biridir. Akdeniz ozanları tarafından çoklukla kullanılan bu çalgının uzunluğu 55–60 cm kadardır ve bağlama ailesinin en küçük çalgısıdır. Cura genellikle altı, beş, dört ya da üç tellidir. İki telli curalar da vardır. Bu curaların alt teli "la", üst teli "re" sesine ayarlanmıştır. Curaların tekne derinlikleri ile göğüs genişlikleri 15 cm dolayındadır. Sap uzunlukları ise 40 cm kadardır. Sapın ucundaki burgu denen anahtarlarla çalgı akort edilir. Dört telli curalarda üstteki tel ahenk telidir. Öbür teller bu ahenk telinin sesine ayarlanır. Sapları kısa olduğu için curalarda az sayıda perde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kabak kemane</span>

Kabak kemane, Türk halk müziği'ndeki telli, yaylı ve deri kapaklı sazların tek örneğidir. Kökeni Orta Asya'ya dayanmaktadır. Kabak kemane, Türkiye’de özellikle Batı Anadolu’da Ege Bölgesi’nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, kabak kemane, rebap ve ıklığ gibi adlar ile bilinmektedir. Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir. Gövdesi kabak veya hindistan cevizi, göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır. Yörelere göre farklılık gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Tar (çalgı)</span> Telli bir çalgı

Tar, uzun saplı; İran, Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve kısmen Türkiye'de kullanılan telli bir çalgıdır. Tar (تار) kelimesi, Farsçada "tel" anlamına gelir. Tar çalan kişiye ise tarzen veya tarist denmektedir. Bu çalgının iki buçuk oktav ses sahası bulunmaktadır. 8 yıl önce UNESCO tarafından Dünya Miras Listesinde alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Klasik kemençe</span>

Klasik kemençe, Klasik Türk müziğinde kullanılan, tırnak ile çalınan, yaylı çalgılardan biridir.

Bağlama ailesi, Türk halk müziğinin mızraplı çalgılarından oluşur. Bağlama, cura, divan sazı, bozuk, çöğür, iki telli, tanbura ve meydan sazı, bağlama ailesinin başlıca çalgılarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dutar</span>

İran ve Orta Asya'nın birçok yerinde kullanılan Dutar; Fars, Uygur, Özbek ve Türkmen halklarıyla adeta özdeşleşmiştir. Adı, "iki tel" anlamına gelen دو تار dotār, Farsça kelimeye dayanmaktadır. Dutar'ın gövde ve sap uzunluğu.100–120 cm kadardır. Dombra gibi asıl gövde armudi biçimde ağaç oyma veya yapıştırma olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kontrbas</span>

Kontrbas, keman ailesinden, yaylılar grubunun en kalın sesli çalgısıdır. 4 telli ve 5 telli olmak üzere iki türü bulunur. 5 telli olan kontrbasa senfonik orkestra eserlerinin icrasında sık olarak ihtiyaç duyulmaktadır. Kontrbasın, özel bir tür çelikten yapılmış dört teli vardır. Bunun yanında yalnız bağırsak ya da bağırsak üzerine çelik sargı veya başka yapay malzemeler kullanılarak hazırlanmış teller de bulunabilmektedir. Yay kullanılarak ya da parmaklar yardımıyla çalınır. Diğer yaylı çalgılardan farklı olarak iki çeşit yay modeli bulunmaktadır. Bunlar Alman ve Fransız olarak adlandırılmaktadır. Alman modelde yay yan taraftan kavranarak tutulurken, Fransız modelde yay yukarıdan tutulur. Ayrıca senfonik orkestraların, caz, pop ve rock müzik topluluklarının ana çalgılarından biridir. Kontrbas, özellikle caz müziğin vazgeçilmez çalgısı olmuştur. Kontrbas Violone adı verilen bir Rönesans çalgısından türemiştir. 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar bir değişim süreci geçirmiştir. 18. yüzyılın ikinci yarısında bugünkü biçimini almıştır. Çok büyütülmüş bir keman görünümündedir. Boyu 1,80 metre, eni 60 cm olan kontrbas bu boyutları nedeniyle ayakta ya da yüksek bir tabureye oturularak çalınır. Bu enstruman için eser yazmış olan bestecilerin başında; K.D.von Dittesdorf, G.B.Vanhal, J.M.Sperger, V.Pichl, A.F.Hoffmeister, G.Bottesini, D.Dragonetti, A.Misek, S.Koussevitzky gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kanun (çalgı)</span>

Kanun, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaygın olarak kullanılan bir telli çalgıdır. İsmi Arapça 'yasa ve yönetmek' manasındaki 'kanun' kelimesinden gelmektedir. Araplar ise kelimeyi Grekler'in 'κανών' (kanṓn) kelimesinden ödünç almışlardır. Kanun çalgısının bilinen tarihi MÖ. 19. yüzyıla dayanmaktadır. Bilinen en eski kanun Süryaniler'in Nimrud adlı şehrinde bulunmuştur.

Türk halk müziği çalgıları, geçmişten günümüze Türk halk müziğinde kullanılan enstrümanlardır. Bu çalgılar telli, nefesli ve vurmalı olmak üzere üç ana başlıkta incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yaylı tambur</span>

Yaylı tambur, yayla çalınan bir tambur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edilmiş ve daha sonraki yıllarda Ercüment Batanay ve Fahrettin Çimenli tarafından geliştirilerek bugünkü hâline getirilmiştir.

Hegit, Türk halk müziğinde kullanılan ve yapımı yörelere göre değişiklik gösteren Orta Asya kökenli yaylı bir çalgının ortak adıdır. Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Teke Yöresi, Çukurova ve Kastamonu'da çalınsa da çoğu yerlerde neredeyse tamamen unutulmuş ve en fazla kullanıldığı Teke yöresinde dahi kaybolma sürecine girmiştir. Yörük kemençesi, tırnak kemane, egit gibi adlarla da anılır. Su kabağından veya ağaçtan yapılabilir. Su kabağı dikine kesilerek üzerine deri gerilir ve kabağın sapı da çalgının kolunu oluşturur. Ağaçtan yapılan hegit ise Karadeniz Kemençesiyle birlikte Türk halk müziği yaylı çalgılarının tahta kapaklılar sınıfına girer.

Divan sazı, bağlama ailesi içinde büyük boy bir bağlama türüdür.

Şıçepşin, şıkepşin veya Çerkes kemençesi, yaylı çalgılar sınıfından Adıgelerin kullandığı müzik aleti. Temelde kemençe ile benzerlikler gösterir.

Sarod Lavta ailesinden olan ve Hindistan kuzey bölgesinde kullanılan çalgı. 1950'li yıllardan beri kullanılmaktadır. Klasik özellikteki dans orkestralarında ve tabla ile tamburayla beraber bir solo çalgısı olarak bilinmektedir. Hindistan cevizi kabuğundan yapılan bir mızrak eşliğinde çalınır. Derin teknesinin göğüs kısmına deri gerilerek büyük boyuttaki ağaç kütüğünün yontulup oyulması ile üretilir. Gövde ile sap kısmı birbirinden tamamen ayrık bir nitelik taşımaz. Gövde kısmının burguluk öncesi uzun, üçgen kısmı ise boştur. Burayı kapatan parlatılmış özellikteki metal plaka ise perdelik (tuş) görevi üstlenir. Dört adet melodi telinden ayrı olarak birçok ahenkli teli vardır. Melodi telleri ise orta doé-'dan başlar ve "do-fa-sol-do" şeklinde devam edip akort edilir. Ayrıca ahenk tellerinin burgular sap boyunca dizilmiş ve sıralanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tar (müzik aleti)</span>

Tar, Azerbaycan'da yaygın olarak kullanılan telli bir müzik aletidir.

Karadeniz kemençesi veya Laz kemençesi, Yunanistan ve Türkiye'de kullanılan yaylı müzik aletidir. Genellikle dörtlü aralıklarla B-E-A şeklinde akortlanmış üç teli vardır. Pontus Rumlarının önde gelen müzikal halk çalgısıdır. 11. ve 12. yüzyıllar arasında icat edildiği tahmin edilmektedir. Kemençe, birçok ahşap türünden yapılabilmektedir.