İçeriğe atla

Kehriz

Kerhiz sisteminin kesiti

Kehriz veya kariz (Az.: kəhriz; Uy.: كارىز, kariz, кариз; Ar.: قناة, qanāt; Fa.: كاريز, kārēz), kurak bölgelerde, sularını toplamak için oluşturulur ve bazı durumlarda su yatırır ve ekseni yüzeye çıkarır. Eski Çağlardan itibaren var olan, ilk Urartu madencilerin işbirliği ile ve sonra Ahameniş krallarının katkısı ile, yer altı tünel kazım yöntemleri geliştirilmiş, neredeyse mükemmel bir kehriz uygulayım bilimi oluşmuştur.

Yağmur suları, karadan denizlere % 10'u yüzeyden ve % 90'ı yer altından ulaşır. Su taşıyan bu yeraltı katmanlara, sutaşır (yeraltı suyunu taşıyan geçirimli katman) denir ve iki türde olabilir. Birincisine, Yer yüzeyinde su geçirmeyen katmanlara “sınırlı“ denir. İkincisine de, Sutaşır denir, bu tür genellikle, binlerce km2 alanda, yüzlerce metre derinliğindedir, çok eski oluşum ve şimdiki iklim koşulları altında tekrar doldurulamayan, ancak kehriz uygulama bilgisi ile dışarı ulaşır.

Tasarım ve yapım

Kehriz yapım nedenleri

Yüksek alanlarda oluşan uygarlıklarda kehriz uygulama bilgimi gelişiminin ve çoğalmasının nedenlerinden birincisi, büyük akarsuların eksikliği ve ikincisi yerleşim yerleri yakınlarında yağışı bol olan dağ veya sıradağların olmamasıdır. Buzul çağı'nın bitiminde sonra oluşan, kurak iklim kuşağı, büyük denizlere uzak, yamaç yağmurlarından yoksun, nemli havanın ulaşamadığı alanlardır. Son derece yüksek buharlaşma oranı olan kurak iklimde kısmen sorumludur ve bundan dolayı yüzey tatlı su kaynakları çabuk kurumaktadır. Dağlarda yeraltı su düzeyi yüksek olduğundan, daha fazla derinliklere kaybolmadan önce suyun yolunu kesmek gerekir. İşte burada kehriz düzenleri en doğru seçenektir.

Tasarım

İlk önce, yer altı su damarlarına ulaşana dek deneme kuyuları kazılarak düzenli ve yeterli su akışının belirlenmesi gerekir. Bu işlem başarılı olursa, yüzeyde gelecekte kehriz güzergâhı tasarlanır ve ilk önce yeraltı su yüzeyine kadar ulaşan ana kuyu (gamaneh) kazımı ile esas iş başlar.

Yapım

Geleneksel kehrizler muqannī adı verilen yetenekli işçi topluluğu tarafından el işçiliği ile kazılmıştır. Bu meslek tarihsel olarak iyi ücretli ve genellikle babadan oğula teslim edilmiştir.[1] Günümüz İran'da da, kehriz inşaatçılarına "moqannī" ve kuyu kazanlara "čāh-kan" veya "čāh-ḵū", kuyudan toprak çekmeye yarayan çıkrığa'da "čarḵ-e čāh" denilir. Bunlar yarı göçebe, gizli kalıtsal bilgi iletimi olan (babadan oğula geçen) akraba insanlardır.

Bir kehriz düzeni, yer altında açılan yolun süzülme bölümü, yer altında açılan yolun su iletim bölümü, 20 ile 35 metre aralıkla kazılmış dikey kuyular, açık su yolu, küçük su toplama göleti ve sulama alanından oluşur. Sızma ve buharlaşmadan dolayı su yitimini önlemek için su yolunun çoğunluğu yer altındadır. Bir kehriz, pompa ihtiyacını ortadan kaldırarak tamamen yerçekimi gücü ile beslenir. Dünyanın pek çok kurak bölgelerinde eski kehrizler hala kullanılmaktadır ve yeni kehrizler yapım aşamasındadır. İran'ın yüksek düzlüklerinde, bugün (qanat denilen) en büyük yoğun yer altı su yolları bulunur. Bazen kehrizler, yer altı sularını yüzeye çıkarmak için mevsimlik akarsulara koşut olarak kazılır, kurak dönemlerde ve yağmurlu dönemlerde çamurlu nehir sularından süzülmüş temiz su sağlayacaktır.

Yeni bulunmuş 10. yüzyılda Farslı bir bilim adamı Mohammed Karaci (Abū Bakr ibn Muḥammad ibn al Ḥusayn al-Karajī (veya al-Karkhī) tarafından yazılan İnbat al-miyah al-khafiya adlı kitap'ta qanat yapımı üzerine bir bölüm vardır. Onun yazdığı kehriz uygulama bilgisi, on bir yüzyıl sonra temelde bu bugünkü uygulama ile aynıdır.[2]

Kıtalara göre kehrizler

Asya

Afganistan

Yüzlerce yıldır kullanılmakta olan kariz yapılar, özellikle Kandahar, Uruzgan, Nimruz ve Helmand gibi güney Afganistan illerinde bulunmaktadır. Hatta, Farah vilayetinde, Baḏāl Kāṟēz, Kārēze Ḩakim, Šāh Nawāz Kārēz, Ḏe Wazīṟ Kāṟēz ve Moḩammaḏ Sa‘iḏ Kāṟēz adlarında yerleşim yerleri bulunur.

Azerbaycan

Azerbaycan'da, kehrizler, Gence, Karabağ, Nahçıvan və Bakü gibi geniş alanda yaygındır. Həmdullah Qəzvini, 14. yüzyılda Tebriz ve onun etrafında 900 kehriz olduğunu iletmiştir.

Çin

Doğu Türkistan

Günümüzden 2500 yıl kadar önce Uygur Türkleri Doğu Türkistan'ın Turfan bölgesinde 'kariz' denen yer altı su kanalları yapmıştır. Bu yer altı su kanalarının sayısı 1.000 altında ve toplam uzunluğu 5000 km'yi bulmaktadır.[3] Bu karizlerin bir kısmı günümüzde de kullanılabilmektedir. Yatay yer altı kanalı olan karizler ile binlerce yıldır çöl ortasında oluşturulan tarım alanları sızıntı ve buharlaşma olmadan yer çekimi gücü ile çalışan bir sistemle sulanmıştır. Dursun Özden, tarihsel ve bilimsel bilginin eksik olduğu karızlar konusunda yazdığı Uygur Karızlarına Yolculuk ve ((Turfan Karız Cenneti)) adlı kitapları ve ((Uygur Karızları)) belgeseli bulunmaktadır.

Ermenistan

Kehrizler, Ermenistan'da İran ile sınır Syunik güney eyaletindeki Şvanidzor köyünde korunmuştur. Kehrizler, Ermenice kahrezes olarak adlandırılır. Şvanidzor köyünde 5 kehriz vardır. Dördü XII-XIV, hatta daha köy kurulmadan önce inşa edilmiştir. Beşinci kehriz 2005 yılında inşa edilmiştir. I. II. ve V. kehrizler içme suyu içindir. Kehriz III. ve IV. oldukça kötü durumdadır. Yaz aylarında, özellikle Temmuz ve Ağustos'ta su miktarı çok azalır, bu da su sisteminde endişe veren bir durum yaratmaktadır. Yine de, kehrizler toplum için sulama ve içme suyu ana kaynağıdır.

İran

İran'da bir Kanatın içi

Yazılı kayıtlar küçük şüphe bıraksa da eski İran (Fars) kehriz'in doğum yeridir. MÖ 7. yüzyılda, Asur Kralı II. Sargon İran'a bir sefer sırasında, burada bir yer altı su dağılım düzeni bulunduğunu bildirmiştir. Yirminci yüzyılın ortalarında, İran'da yaklaşık 50.000 kehrizlerin kullanımda olduğu tahmin edilir.[1] Bilinen en büyük ve en eskisi 2700 yıl sonra dahi, hala yaklaşık 40.000 kişiye içme ve tarımsal su sağlayan İran'nın Gonabad şehrindedir. Başlıca kuyu derinliği 360 metre'den fazla ve uzunluğu 45 kilometredir. Tebriz, Zencan, Yezd, Horasan ve Kirman gibi bilinen bölgelerde geniş bir kehriz düzenleri vardır. Kopet Dağları eteklerinde yer alan vahalara, su, yeraltı tünelleri (kārīz) ile gelmektedir.

Geleneksel Fars mimarisinde, bir kehriz küçük qanat'dır. İran'da iyi bilinen qanāt (yeraltı su kanalları) ile birlikte, kuyular (čāh)'da, İran yeraltı kaynaklarının seferberliği için büyük bir önem taşır.

Irak

2009 yılında UNESCO adına Oklahoma Eyalet Üniversitesi Coğrafya Bölümü tarafından Irak'ın Kürdistan bölgesinde, kehriz sistemleri incelenmiş, yapılan araştırmalara göre, 683 kehriz sistemleri bulunmuş, bunlardan 2004 yılında 380'i ve 2009 yılında ise sadece 116'sı etkindir. Kehrizlerin düşüş nedenleri 2004 yılı öncesine kadar "terk etme ve ilgisizlik", "kuyulardan aşırı su çekilmesi" ve 2005'ten beri, kuraklıktır. Su kıtlığı, geçimleri kehriz sistemlerine bağımlı 100.000 üzerinde insanın, 2005 yılından bu yana evlerini terk etmek zorunda kaldığı söylenir. Araştırmalara göre, tek bir kehriz, yaklaşık 9.000 bireyler için yeterli su ve 200 hektar üzerinde tarım arazisini sulama yeteneğine sahip olduğu söylenir. Kehrizleri eski haline döndürmek için, UNESCO ve Irak hükûmeti 2010 yılında başlayacak olan bir kehriz, Yenilenmek için Toplum Girişimi tasarlamışlardır. Kehrizlerin çoğunluğu Süleymaniye Valiliğinde (% 84), çok az sayıda da Erbil Valiliğinde (% 13), özellikle geniş ova çevresinde ve Erbil kentinde bulunmaktadır.[4]

Kazakistan

Bilimsel araştırmalar sonucu Türkistan vahalarında bugüne kadar Sauran, Türkistan, Çernak, Babaikorgan ve Karaşik gibi beş orta çağ yerleşim yerlerinde kehriz bulduğunu bildirilmiştir. 16. yüzyılda yaşamış Tacik yazar Makhmud Zainaddin Vasifi, "İnanılmaz Olaylar" adlı kitabında, Orta Asya'nın vaha şehri Sauran (günümüz güney Kazakistan'da)'da, iki kehriz (kâriz) sıralarının mümkün kıldığı bir čahārbāḡ ("dörtgen bahçeler", yolları veya su yolları bakışımlı dört bölüme bölünmüş, bir dörtköşe bahçe), onun bu güzelliğini "ne karada ne de denizde" hiç görmediğini yazmıştır. Vasifi tarafından belirtilen "Büyük Sauran kehrizi"'nin kaynağı, Sauran'ın 7 km. kuzeyindeki Orta Çağ Mirtobe kalesi'nin çevresinde bulunur. Bu kehrizler 200 Hint köle tarafından inşa edilmiştir. Bunların arasında en büyüğü olan Sauran'daki bir fersah (7,5 km) uzunlukta, yer altı su yolu 200 gyaz (1 gyaz = 0,6 m) ve taban su seviyesi ise 50 gyazderinliktedir.

Suriye

Suriye'de de çok sayıda kehriz bulunmuştur. Çok yaygın yeraltı su pompaları düzenleri, taban su seviyesini ve kehriz düzenlerinde suyu düşürmüştür. Kehrizler kurumuş ve ülke çapında terk edilmiştir.[2]

Türkiye

Anadolu'da MÖ 9. ve 6. yüzyılların sahibi Urartu'ların kalıtı olan kehrizler, Osmanlı döneminde bile Van şehrine hem içme suyu sağlamış, hem de bahçe ve tarla sulamasına kullanılmıştır. Anadolu'da bilinen kariz yapılara Gaziantep, Şanlıurfa, Van ve İskilip kentlerinde rastlanılmıştır ve bunlarda günümüzde hala kullanılmaktadırlar. Anadolu Selçuklu Devleti'nden Cumhuriyet Dönemi'ne kadar kehrizlerin bakım ve onarım işleri vakıflar eliyle yürütülmüştür. 1926 yılı 10 Mayıs tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 831 sayılı "Sular Kanunu" ile bütün su vakıfları mal varlıkları ile birlikte yerel belediyelere geçmiştir. Anadolu'da yer altı su yolları için karız, kariz, kares, kehriz, keerüz, kevrüz, kevriz, keriz, teşme gibi değişik yöresel isimler kullanılır.

Ürdün

Roma İmparatorluğu altında kuzey Ürdün'de 94 km uzun Gadara su kemeri, en uzun aralıksız şimdiye kadar yapılmış kehriz arasındadır. Radyokarbon tarihçesi, orta bölümü MS 130 ile 210 arasında yapıldığını göstermiştir. Toplam uzunluğu mevcut olan bilgi üzere 170 km'den fazla, bunlardan üç yeraltı bölümleri, 1,11 ve 94 km. uzunluğundadır.[5] Kireç taşı, havadaki karbondioksit gazının etkisi altındadır ve suya dayanıklı değil ve su geçirgendir. Tünelin su geçirmez sıvanması gerekir ve sıvanın su geçirmemesi için harçın içine, genellikle yanardağ çökelti taşı (tüf) tozu veya puzolan eklenmiştir.

Arap yarımadası

Birleşik Arap Emirlikleri

Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Al-Ayn (Arapça: العين‎, al-ʿayn) vahasında bulunan hurma-koruları ve bahçeler hala geleneksel falaj (qanat) düzenleri ile sulanmaktadır.

Umman

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'ne göre, yerel dilde Aflaj (çoğul) ve Falaj (tekil) denilen, 3,000 yakın kehriz düzenlerinin günümüz Umman'da kullanılmaktadır. Umman'nın eski başkenti Nizva çevresinde günümüzde dahi kullanılan bir falaj düzeni yapılmıştır. Temmuz 2006'da, bu sulama sistemini temsil eden beş örnekleri, bir Dünya Miras Alanı olarak kaydedilmiştir.[6] Umman Aflaj Sulama sistemleri, Dünya Mirası listesinde, Kültürel v ölçütleri içinde yer almaktadır.

Notlar

  1. ^ a b Kheirabadi, Masoud (1991). Iranian Cities: Formation and Development. University of Texas Press. ISBN 0-292-78517-8. (İngilizce)
  2. ^ a b Waterhistory.org Qanats 19 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  3. ^ Karez (Qanats) of Turpan, China 2 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  4. ^ UNESCO Water shortage fueling displacement of people in northern Iraq, UNESCO study finds 19 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)
  5. ^ Mathias Döring, "Wasser für Gadara – 94 km langer antiker Tunnel im Norden Jordaniens entdeckt" 5 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Querschnitt 21: s. 25–35. (Almanca)
  6. ^ Aflaj Irrigation Systems of Oman 23 Haziran 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce)

7- ^Anatolion Water Civilization^ "Anatolion Karezes" (Ozden, Dursun) İstanbul, Turkey (İngilizce)

Kaynakça

  • P.W. English, 1990 ‘Qanats and life worlds in Iranian Plateau villages’ Yale F&S Bulletin, No.103.
  • Makhmud Zainaddin Wasifi, Surprising events
  • Dursun Özden, 2004 "Uygur Karızlarına Yolculuk" Kaynak Yayınları
  • Dursun Özden, 2008 "Uygur Karızları" Kültür Bakanlığı
  • Dursun Özden, 2010 "Turfan Karız Cenneti" Yoleri Yayınları
  • Dursun Özden, 2011 "Anadolu Karızları" Kültür Bakanlığı
  • Dursun Özden, 2011 "Anadolu Su Medeniyeti" TRT Belgesel
  • Dursun Özden, 2012 "Kutsal Su Zemzem / Zübeyde Su Yolu" TRT Belgesel
  • Dursun Özden, 2013 "Mekke Su Yolları" Belgesel film, Kültür Bakanlığı
  • www.dursunozden.com.tr

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sincan Uygur Özerk Bölgesi</span> Çin Halk Cumhuriyetinde özerk bölge

Sincan veya Şincan Uygur Özerk Bölgesi, Türkiye Türkçesinde yazılmış resmi Çin devlet kaynaklarında Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi veya sadece Xinjiang olarak geçer, Çin'in kuzeybatısında bulunan bir özerk bölge. Güneyde Tibet Özerk Bölgesi, güney doğuda Çinghay ve Gansu eyaletleri, doğuda Moğolistan, kuzeyde Rusya, kuzeybatıda Kazakistan ve batıda Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan ve Hindistan kontrolündeki Keşmir bölgesiyle komşudur. 1.664.897,17 km² yüzölçümü ile Çin Halk Cumhuriyeti'nin en geniş idari bölgesidir. Başkenti Urumçi, resmî dilleri Uygurca ve Standart Çincedir.

Yer altı suyu seviyesi veya yer altı su tablası iki zon arasında atmosfer basıncı ile su basıncının eşit olduğu yüzeye denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Asya</span> Asyanın okyanuslardan uzak iç kesimi

Orta Asya, dar anlamıyla geçmişte Sovyetler Birliği'nin parçası olan beş ülkeyi tanımlar. Geniş anlamda ise Afganistan, Pakistan'ın kuzeyi, Çin'in batısı, Moğolistan ve Rusya'nın bir kısmı ile kuzeydoğu İran'ı içeren bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan coğrafi terim. Asya'nın dünya okyanuslarından uzak iç kesimini belirtmek için kullanılır, bölgenin bu denizlere kapalı oluşu başlıca ana özelliğidir. Orta Asya, aynı zamanda Türk halklarının anayurdudur.

Dursun Özden Türk gazeteci, şair, araştırmacı ve gezi yazarı belgeselci.

Celâlî isyanları, 16. ve 17. yüzyıllarda, Osmanlı yönetimindeki Anadolu'da Yavuz Sultan Selim döneminde başlayan ve Sultan I.Ahmet dönemine kadar devam eden zaman zarfında devlete karşı ekonomik, sosyal, askerî ve siyasi nedenlerle çıkarılan ayaklanmalara verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Akarsu</span>

Akarsu, yeryüzünde ya da yer altında belirli bir yatak içinde, eğim boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur. Çoğunlukla tatlı sudan oluşan akarsular, tatlı su gölleriyle birlikte insanlığın temel su ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar. Bunun yanında gıda, enerji ve turizm sektörleri tarafından da kullanılırlar.

<span class="mw-page-title-main">Cennet ve Cehennem Çökükleri</span> Mersinde obruk (mağara şeklinde doğal çökük) ve müze

Cennet ve Cehennem Çökükleri veya Cennet ve Cehennem Obrukları, Silifke ilçe merkezine 25 km mesafede Antik Narlıkuyu Limanının 2 km kuzeybatısında, Korykos'un (Kızkalesi) 5 km batısında yer almaktadır. Yer altı sularının uzun yıllar boyunca kireç tabakasını eriterek içerisindeki suyun boşalması ile altı oyulan tavan yapısının çökmesiyle meydana gelmiş doğal obruk oluşumlardır.

<span class="mw-page-title-main">Maden suyu</span> yeraltı sularından kuyu açılarak veya kaynaktan doldurularak elde edilmiş içme suyu

Maden suyu, jeolojik ve fiziksel olarak koruma altında tutulan yeraltı sularından kuyu açılarak veya kaynaktan doldurularak elde edilmiş, çözünmüş katı madde içeriği toplam 250 ppm'den daha az olmayan sulara verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Konya Ovası</span>

Konya Ovası, İç Anadolu Bölgesi'nin orta ve güney kesiminde yer alıp, büyük bölümü Konya ili içinde yer alan çanak biçimli ovadır.

<span class="mw-page-title-main">Minyatür</span> kendine has bir biçimi olan resim

Minyatür, kendine has bir biçimi olan resim çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Akifer</span>

Ekonomik olarak önemli miktarda suyu depolayabilen ve yeterince hızlı taşıyabilen (iletken) geçirimli jeolojik birimlerdir. Akiferler, yer altı sularını tutması ve çekilebilmesi için, yüksek porozite (gözeneklilik) ve permeabiliteye (geçirgenlik) sahip olmalıdır. Pekişmemiş kumlar ve çakıllar, kum taşları, konglomeralar, kireç taşları, dolomitler, bazalt akıntıları, çatlaklı plütonik ve metamorfik kayaçlar akifer olarak nitelendirilen kayaçlardır.

Tarih boyunca tüm kültürlerde olduğu gibi insan yaşamını ve yerleşimini belirleyici öğelerinden birisi tuz ise diğeri de su olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sulama</span>

Sulama, mahsullerin, peyzaj bitkilerinin ve çimenlerin büyümesine yardımcı olmak için toprağa kontrollü olarak su verilmesidir. Sulama, 5.000 yılı aşkın bir süredir tarımın ana özelliklerinden biri olmuştur ve dünya çapında birçok kültür tarafından geliştirilmiştir. Sulama, kuru alanlarda ve ortalamanın altında yağış alınan zamanlarda mahsullerin yetiştirilmesine, peyzajın korunmasına ve bozulmuş toprakların yeniden yeşillendirilmesine yardımcı olur. Bu kullanımlara ek olarak sulama, mahsulleri dondan korumak, tahıl tarlalarında yabani ot büyümesini engellemek ve toprak konsolidasyonunu önlemek için de kullanılır. Ayrıca hayvanları serinletmek, tozu azaltmak, kanalizasyon suyunu bertaraf etmek ve madencilik faaliyetlerini desteklemek için de kullanılır. Yüzey ve yüzey altı sularının belirli bir yerden uzaklaştırılmasını sağlayan drenaj ise genellikle sulama ile birlikte incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Turfan Havzası</span>

Turfan Havzası, Çin'in Doğu Sincan Bölgesi'nde bir çökelti havzadır.

<span class="mw-page-title-main">Nil</span> Afrikadaki başlıca nehir ve dünyanın en uzun nehri

Nil, 6650 km. uzunluğu ile dünyanın en uzun nehridir. Havzası Afrika kıtasının onda birini kaplar. Güneyden kuzeye doğru akar ve Beyaz Nil, Mavi Nil ve Atbarah olmak üzere üç ana kolu vardır. Nehrin en uzaktaki kaynağı Burundi'de oğu Afrika Göller Bölgesi'ndeki Kagera Nehri olarak doğar ve Tanzanya, Ruanda ve Uganda sınırlarını oluşturarak Victoria Gölü'ne dökülür.

<span class="mw-page-title-main">Sultansazlığı Millî Parkı</span> Türkiyede bir ulusal park

Sultan sazlığı, İç Anadolu Bölgesinde Kayseri il sınırları içerisinde Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçelerinin oluşturduğu üçgen içerisinde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de kuraklık</span>

Türkiye'de kuraklık, yağışların azaldığı belli dönemlerde ortaya çıkan doğal bir kuraklık olaydır. Yağış azalmasıyla başlayan meteorolojik kuraklık, tarımsal kuraklık ve hidrolojik kuraklığa dönüşmektedir. Türkiye'de iklim değişikliği ile bazı yıllarda görülen kuraklıkların günlük hayatın parçası olması beklenmektedir.

Çökme, zemin yüzeyinin çok az yatay hareketle veya hiç yatay hareketle aniden batması veya kademeli olarak aşağı doğru çökmesidir veya iç güçlerin etkisiyle, yer kabuğunun bir bölümünün asal durumunu yitirerek alçalması. Çökme kavramı sadece aşağı doğru hareketin büyüklüğü veya alanı ile ölçülemez. Doğa ve insan kaynaklı oluşabilir. Birincisi çeşitli karst fenomenleri, permafrostun çözülmesi, konsolidasyon, organik toprakların oksidasyonu, yavaş kabuk çözgüsü, normal faylanma, kaldera çökmesi veya katı bir kabuğun altından sıvı lavlarının çekilmesi içerir. İnsan faaliyetleri, yeraltı madenciliği veya yeraltı sıvılarının ekstraksiyonunu, örnek petrol, doğalgaz veya yeraltı suyu. Zemin çökmesi jeologlar, jeoteknik mühendisleri, sörveyörler, mühendisler, şehir planlamacıları, toprak sahipleri ve genel olarak halk için küresel bir endişe kaynağıdır.

<span class="mw-page-title-main">Turfan Karızı</span>

Çin'in Sincan Özer Bölgesi'ndeki Turfan Depresyonu'nda bulunan Turfan'daki Turpan su sistemi ya da Turfan su sistemi Turfan halkı tarafından uyarlanan dikey bir tünel sistemidir. Yerel Uygur dilinde karız kelimesi "kuyu" anlamına gelmektedir. Turfan, karız su sistemini ve diğer tarihî eserleri sergilemeye adanmış Turfan Su Müzesi'ne de ev sahipliği yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye coğrafyası</span> Suriyenin coğrafi özellikleri

Suriye, Batı Asya'da, Arap Yarımadası'nın kuzeyinde, Akdeniz'in doğu ucunda yer almaktadır. Kuzeyde Türkiye, batı ve güneybatıda Lübnan ve İsrail, doğuda Irak ve güneyde Ürdün ile komşudur. Batıda sıradağlardan ve iç kesimlerde sarp bir alandan oluşur. Doğuda Suriye Çölü, güneyde ise Cebel el-Dürzi Sıradağları yer almaktadır. İlk bölge Fırat Vadisi tarafından ikiye bölünür. Fırat üzerinde 1973 yılında inşa edilen bir baraj, Suriye'nin en büyük gölü olan Esad Gölü adında bir rezervuar oluşturur. Suriye'nin en yüksek noktası Lübnan sınırındaki 2,814 metre yüksekliğindeki Hermon Dağı'dır. Nemli Akdeniz kıyısı ile kurak çöl bölgeleri arasında, ülkenin dörtte üçüne yayılan ve çöl boyunca esen sıcak ve kuru rüzgarları alan yarı kurak sarp bir bölge yer alır. Suriye'de toprakların yüzde 28'i ekilebilir, yüzde 4'ü kalıcı ürünlere ayrılmış, yüzde 46'sı çayır ve mera olarak kullanılırken sadece yüzde 3'ü orman ve ağaçlıktır.