İçeriğe atla

Keçilerin bulaşıcı plöropnömonisi

Keçilerin bulaşıcı plöropnömonisi, orijinal adıyla Contagious caprine pleuropneumonia, halk arasında ise Keçi ciğer ağrısı olarak bilinir; Batı Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki keçilerde meydana gelen oldukça ölümcül bir hastalıktır.

Etyoloji

Etken Mycoplasma F38 biyotipi olup meydana getirdiği hastalık oldukça bulaşıcı ve ölümcül nitelikte olup sıklıkla klasik bulaşıcı bir plöropnömoni tablosudur. Havaya yayılan etkenlerin solunum yoluyla alınmasıyla ortaya çıkar, bulaşma bu şekilde olmaktadır. Morbidite oranı %100’ü bulurken, mortalite %60-100 arasında değişmektedir. Hayvanların topluca bir arada bulunması, hastalığın yayılmasını kolaylaştırır.

Pnömoni ve plöropnömoni diğer Mycoplasma türlerince de meydana gelip özellikle M. Mycoides capri ve M. Mycoides mycoides’i de içine alan geniş bir koloni tipi tarafından oluşur. Morbidite ve mortalite oranı söz konusu bu türler arasında benzerlik gösterir.

Klinik Bulgular

Yorgunluk, anoreksi, öksürme, hızlı solunum ve burun akıntısı ve buna eşlik eden yüksek vücut sıcaklığı (410C) sıklıkla görülen belirtilerdir. Egzersiz intoleransı ve sonuç olarak respiratorik distres şekillenir.

Hastalığın septisemik formu solunuma ilişkin bulgular ortaya çıkmadan meydana gelebilir.

Lezyonlar: Tipik bulguları, göğüs boşluğu aşırı miktarda saman sarısı renginde sıvı ile doludur. Bunun yanında akut fibrinöz pnömoni ve buna eşlik eden fibrinöz plöritis gözlenir. Bazen bir akciğerde sınırlı konsolide alanlar gözlenir. İnterlobuler septalar seröfibrinöz sıvı biri-kimine bağlı olarak değişen derecelerde gerginleşir. Contagious bovine pleuropneumonia’den farklı olarak nekrotik sekesterleşme nadiren gözlenir ve lezyonlar sağ kalan hayvanlarda iyileşebilir. Bazı enfeksiyonlar ise fibrinöz perikarditis, fibrinopurulent artritis ve meningitis ile seyredebilir.

Tanı

Klinik bulgular, hastalığın epidemiyolojisi ve nekropsi bulguları doğrultusunda hastalığı saptamak mümkündür. Etken izolasyonu yoluna gidilebilir ancak bu zordur çünkü etkeni üretmek zordur ve özel besiyeri gerekir. Akut olaylarda plöral sıvılardan alınan örnekler karanlık saha mikroskopunda incelenecek olursa filamentöz etkenler gözlenir. Serolojik testlerden komplement fikzasyon, pasif hemaglütinasyon, ELISA ve lateks aglütinasyon ile tanı konulabilir. Ancak kros reaksiyonların meydana geleceği de göz önünde bulundurulmalıdır.

Kontrol

Hastalıktan etkilenen sürülere karantina uygulaması gereklidir. Aşı uygulamalarının bazı ülkelerde oldukça iyi koruma sağladığı bildirilmiştir.

Kaynakça

  • The Merck Veterinary Manual

İlgili Araştırma Makaleleri

Zatürre, pnömoni ya da batar, akciğerde görülen yangılardır. Klasik pnömonilerde, akciğerlerin hava geçitlerindeki son bölüm ve hava kesecikleri (alveoller) etkilenir. İnterstisiyel pnömonilerde, hava kesecikleri (alveoller) arasındaki bölmeler yoğunlukla etkilenen alanlardır. Akciğerler günde 10.000 litre havayı süzer. Kan dolaşımına oksijen taşıyan solunum havasıyla birlikte çok sayıda katı ve sıvı partikül ile zararlı gazlar da akciğerlere ulaşır. Solunum havası içindeki zararlı etkilere verilen tepkilerin büyük bölümü canlı etkenlerden kökenli infeksiyon hastalıklarıdır. Toksik gazların ve sıvıların büyük bölümü “kimyasal pnömoniler” olarak nitelenir.

<span class="mw-page-title-main">Zehirlenme</span> Kimyasal bir maddenin canlı üzerindeki patolojik etkisidir

Zehirlenme, kimyasal bir maddenin canlı organizma üzerindeki patolojik etkisidir. Görece küçük miktarlarda kimyasal ya da biyokimyasal etki gösteren zehir, süresi ve ağırlığı değişebilen bir hastalık haline ya da ölüme yol açar. Adli tıp uzmanları, zehirlenme olgularını 3 orijine ayırarak inceler:

  1. Kaza
  2. İntihar
  3. Cinayet
<span class="mw-page-title-main">Lupus</span>

Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.

<span class="mw-page-title-main">Şarbon</span> Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan bulaşıcı bir hastalık

Şarbon, antraks veya anthrax; Bacillus anthracis adlı bakteri nedeniyle oluşan zoonotik karakterde bulaşıcı bir hastalık.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık</span> organizmaları olumsuz etkileyen anormal durum

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Lösemi</span> kemik iliğinde oluşan kan kanserleri

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.

<span class="mw-page-title-main">İnflamasyon</span> iltihaplanma

İnflamasyon, canlı dokunun her türlü canlı, cansız yabancı etkene veya içsel/dışsal doku hasarına verdiği sellüler (hücresel), humoral (sıvısal) ve vasküler (damarsal) bir seri vital yanıttır. İnflamasyon normalde patolojik bir durum olmasına karşın, inflamatuar reaksiyon fizyolojik olarak vücudun gösterdiği bir tepkidir. Halk arasında iltihap tabiri yangı için kullanılmasına rağmen sık sık apseler için de iltihap denmesinden dolayı inflamasyon (inflammare) terimini kullanmak daha yerinde olacaktır. Hücre dejenerasyonu ile birlikte inflamasyon konusu, hastalıkların patolojik temelini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Plevral efüzyon</span>

Plevral efüzyon plevral boşlukta sekresyon-absorpsiyon dengesinin bozulması sonucu sıvı birikimidir.

<span class="mw-page-title-main">Sığır vebası</span> Hayvan hastalığı

Sığır vebası, viral bir sığır hastalığı. Son derece ölümcül ve bulaşıcı bir hastalıktır. Hayvanlarda sindirim kanalı mukozasında şiddetli ülseratif ve hemorajik lezyonlarla karakterizedir.

<span class="mw-page-title-main">Peste des petits ruminants</span>

Peste des petits ruminants, PPR, Ovine rinderpest, Pneumoenteritis comlex veya küçük ruminant vebası. Viral bir koyun-keçi hastalığıdır. Bu hastalık koyun ve keçilerin yüksek ateş, gözyaşı ve burun akıntısı, ağız lezyonları, sindirim sistemi mukozasında hemoraji, gastroenteritis, ishal, öksürük, bronco-pneumoni semptomları ile karakterize, mortalite ve morbitide oranı yüksek viral bir hastalıktır.

Infectious bovine rhinotracheitis, IBR ya da Pustuloz balanopostitis. Sığırlarda görülen son derece bulaşıcı, akut ve latent seyirli viral bir hastalıktır.Yüksek morbidite gösterir ancak mortalite düşüktür.

Pulmoner adenomatozis, Ovine pulmonary adenocarcinoma ya da diğer adıyla Jaagsiekte; koyun ve ender olarak da keçilerde gözlenen ve akciğerlerde neoplastik oluşumlarla karakterize bulaşıcı bir viral hastalıktır. Hastalık Avrupa, Asya, Afrika ve Kuzey Amerika ile Güney Amerika'dan bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Akut pulmoner histoplazmozis</span>

Akut pulmoner histoplazmozis (APH) veya diğer adı ile Mağara hastalığı, Histoplasma capsulatum isimli mantara ait sporların solunma yoluyla alınması sonucunda meydana gelen bir mantar hastalığı (mikozis)'dır.

<span class="mw-page-title-main">Sığırların nodüler ekzantemi</span>

Sığırların nodüler ekzantemi ya da Sığır çiçeği, basın tarafından Afrika hastalığı olarak adlandırılmaktadır. Poxviridae ailesi, capripoxvirus genusu içinde yer alan ve Neethling olarak da bilinen virüsun neden olduğu sığırların akut viral bir enfeksiyondur. Hastalık zoonoz değildir, sığırlarda ciddi verim kayıplarına hatta ölümlere yol açar. İlk olarak Afrika'nın güney ülkelerinde çıkmış, buradan Mısır ve İsrail'e yayılmıştır. Kıtada sadece 4 ülke hastalıktan ari olduğunu açıklamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bulaş</span>

Biyoloji ve tıpta bulaş, bir bulaşıcı hastalığın enfekte konakçıdan, doğal konaklardan, vektörlerden veya portörlerden başka canlılara geçmesine denir. Hastalık bulaştıran canlı bazı durumlarda hasta olmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Akut solunum sıkıntısı sendromu</span> Solunum sistemi hastalığı

Şok akciğeri akciğer alveol sistemine özgü hücresel komponentlerin ileri düzeyde etkilendiği akut bir tablodur. ARDS süreci akciğerlerde hızlı başlayan yaygın inflamasyon ile tüm alveolleri etkileyen bir zararla bir solunum yetmezliği türüdür. Etken savuşturulabilirse hastadaki yüzeysel bulgular kısa sürede kaybolur. Etkenin güçlü olduğu olgularda solunum desteği gerektiren yoğun bir hipoksi tablosu gelişir. Mortalite ortalaması: %50 (yaşlılarda%90). Yaşama tutunabilen hastalarda, akciğerlerde, solunum işlevlerini ileri derecede etkileyen yaygın doku yıkımları oluşabilir.

Mycoplasma mycoides, Mollicutes sınıfındaki Mycoplasma cinsinin üyesi olan bir bakteri türüdür. Bu mikroorganizma, geviş getiren hayvanlarda yaşayan bir parazittir. Mycoplasma mycoides, sığırları ve keçi gibi küçük geviş getiren hayvanları enfekte eden iki alt tür içerir: mycoides ve capri.

Mycoplasma ovipneumoniae, en yaygın olarak küçükbaş hayvanlarda yaşayan ve bu hayvanları etkileyen mikoplazma cinsinin üyesi olan bir bakteri türüdür. M. ovipneumoniae, hem primer atipik pnömoniye neden olabilen, hem de enfekte olmuş hayvanları Mannheimia haemolytica da içinde olmak üzere başka etkenlerle ikincil pnömoniye yatkın hale getirebilen evcil koyunlar, evcil keçiler, Amerika yaban koyunları, dağ keçileri ve diğer Caprinae ailesi üyelerinin solunum patojenidir. M. ovipneumoniae'nın patojenitesine katılan mekanizmaları içerisinde, M. ovipneumoniae'nin kendi polisakkarit kapsülü aracılığıyla geviş getiren hayvanların silli epitellerine tutunan makrofaj etkinliğini değiştirme, siliyer antijenler için otoantikor üretimi ve lenfositlerde etkinliğin baskılanması gösterilebilir; bunların hepsi, koyun ve öteki geviş getirenlerde gelişen hastalıklara katkıda bulunan önemli etkenlerdir. Bu bakteri, ayrıca diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlara zemin hazırlayan bir etken davranışı sergileme yeteneğine sahiptir.

Seröz enflamasyon, eksüdatif yangının en hafif türüdür. Akut yangılar genel­likle eksüdatif karakterdedir. Kronik yangılarda da yer yer eksüdasyon görülebilir. Damarlardan çıkan elemanların hangisi daha fazla ise, eksüdatif yangı ona göre adlandırılır:

Q humması veya Q ateşi, insanları ve diğer hayvanları etkileyen bir bakteri olan Coxiella burnetii'nin, neden olduğu bir hastalıktır. Bu organizma doğada yaygın değildir ancak sığır, koyun, keçi, kedi ve köpekler dahil diğer evcil memelilerde bulunabilir. Enfeksiyon, spor benzeri küçük hücreli bir varyantın solunmasından ve enfekte hayvanların süt, idrar, dışkı, vajinal mukus veya meni ile temastan kaynaklanır. Nadiren hastalık kene kaynaklıdır. Kuluçka süresi 9-40 gündür. İnsanlar Q hummasına karşı savunmasızdır. Ateş ve enfeksiyon birkaç organizmadan bile kaynaklanabilir. Bakteri zorunlu hücre içi bir patojendir.