
III. Mehmed, divan edebiyatındaki mahlasıyla Adlî, 13. Osmanlı padişahı ve 92. İslam halifesidir. Sancağa giden son, I. Süleyman'dan 30 yıl sonra sefere çıkan ilk padişahtır ve bu nedenle de Avusturya’ya karşı kazanılan Eğri Kuşatması’nda ordunun başında olması nedeniyle kendisine Eğri Fatihi unvanı verilmiştir. Döneminde gerçekleşmiş olan Haçova Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa topraklarında kazandığı son büyük zaferidir. Sancak düzenini kaldırmış ve kendisinden önceki hükümdarlar dönemlerinde de süren Celali İsyanları’nı 1595-1603 yılları arasında kanlı şekilde bastırmıştır.

IV. Murad, dîvân edebiyatındaki mahlası Murâdî, 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan ve Bağdat fatihidir. IV. Murad İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi II. Osman'ın Yedikule Zindanları'nda bir grup isyancı tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. Aklî dengesi bozuk olan amcası I. Mustafa'nın yerine 11 yaşındaki IV. Murad padişah yapıldı.

I. Ahmed, 14. Osmanlı padişahı ve 93. İslâm halifesidir. Sultan III. Mehmed ve Handan Sultan'ın oğludur. Sancağa gitmeyip tahta çıkan ilk Osmanlı padişahıdır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir. Saltanatında Celali isyanları bastırılmıştır. Tarihi yarımadada bulunan ve Mavi Camii olarak da bilinen Sultanahmet Camii, 1609-1617 yılları arasında saltanatı döneminde yaptırılmıştır.

III. Murad, divan edebiyatındaki mahlasıyla Muradi, 12. Osmanlı padişahı ve 91. İslam halifesi. Saltanatı sırasında Osmanlı İmparatorluğu en geniş sınırlara ulaşmasına rağmen, devletteki yozlaşma yine saltanatı sırasında başlamıştır. Saltanatı boyunca sefere gitmemiştir.

Sultan İbrahim, 18. Osmanlı padişahı ve 97. İslam halifesidir. İbrahim, 8 Şubat 1640'ta ağabeyi IV. Murad'ın ölümü üzerine 25 yaşında ve 18. padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı. Şehzadeliğinde çok sıkı bir saray hayatı yaşamış, erkek kardeşleri IV. Murad tarafından öldürtülmüş olduğundan korku içinde büyümüştü.
Divan edebiyatı, Türk kültürüne has süslü ve sanatlı bir edebiyat türüdür. Bu edebiyata genellikle "divan edebiyatı" adı uygun görülmekte olup bunun en büyük nedenlerinden birisinin şairlerin manzumelerinin toplandığı kitaplara "divan" denilmesi olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan, divan edebiyatı gibi tabirlerin modern araştırmacılar tarafından geliştirildiğini ve halk-tekke-divan edebiyatları arasındaki ayrımların bazen oldukça muğlak olduğu ve bu edebiyatlar arasında ciddi etkileşimlerin de bulunduğu vurgulanmalıdır.

Cem Sultan ya da Şehzade Cem, II. Mehmed'in Çiçek Hatun'dan olma en küçük oğlu ve II. Bayezid'in küçük kardeşi. Ağabeyi II. Bayezid ile girdiği taht mücadelesiyle bilinir.

Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş döneminden (1299-1453) sonra geldiği kabul edilen dönemdir. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'un Fethi ile başladığı kabul edilen bu olgunluk döneminin ne zaman sona erdiğiyle ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Osmanlı aydını Kâtip Çelebi, imparatorluğun bu döneminin 1593'te Celâlîlerin ortaya çıkmasına kadar sürdüğünü belirtirken, Naîmâ ise 1683'teki Viyana bozgununu bu dönemin bitişi ve yeni bir dönemin başlangıcı olarak ilan eder.
Saltuknâme, 13. yüzyıl alp-erenlerinden olan ve Rumeli’nin Türkleşmesinde büyük rolü bulunan Sarı Saltuk'un efsanevi hayatını anlatan Anadolu Türk destanlarından biridir. Eserde, Sarı Saltuk'un menkıbelerinin yanı sıra, dönemin önemli kişilerinin menkıbeleri ve bu kişilerin Sarı Saltuk ile olan münasebetleri de anlatılmaktadır.

Surname, Osmanlı dönemi Türk edebiyatında şenlikler hakkında yazılan edebî metinlerin genel adıdır.
Osmanlılarda tarih yazıcılığı, Osmanlı Beyliği'nin kuruluşundan 100-150 yıl sonra başlamıştır. Osmanlı tarih yazıcılığının geç başlaması, Anadolu’da Osmanlılardan önce tarih yazıcılığının gelişmemesi ile bağlantılıdır.

Mara Brankoviç ya da Mara Despina Hatun, Sırp despotu Đurađ Branković ve ve Eirene Kantakouzene'nin kızı, Osmanlı padişahı II. Murad'ın eşidir. Fatih Sultan Mehmed'in üvey annesi olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun diplomatik görüşmelerinde önemli bir rol oynadı. Balkanlar'daki Osmanlı yanlısı partinin önde gelen bir üyesi ve 15. yüzyılın en güçlü kadınlarından biri oldu.
Gaza-name-i Rum — ilk Osmanlı gazavatname örneklerinden biri.

II. Mehmed veya bilinen adıyla Fatih Sultan Mehmed ya da kısaca Fatih, Osmanlı İmparatorluğu'nun 7. padişahıdır. İlk olarak 1444–1446 yılları arasında kısa bir dönem, daha sonra 1451'den 1481 yılındaki ölümüne kadar 30 yıl boyunca hüküm sürdü. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'u fethetti ve yaklaşık bin yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na son verdi. Fetihten sonra "Fâtih" ünvanıyla anılmaya başladı. Bu olay, birçok uzman kişi tarafından Orta Çağ'ın sonu ve Yeni Çağ'ın başlangıcına neden olan tarihî olaylardan biri olarak görülmektedir. Ayrıca bu vesileyle İslam peygamberi Muhammed'in konuyla ilgili "Konstantiniyye elbet fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur." hadisine nâil olduğu için günümüzde Müslüman dünyasının bir kesiminde "kahraman" olarak görülmektedir.
Hoca Sadeddin Efendi, Osmanlı tarihçi, devlet adamı.

İdris-i Bitlisî veya Bitlisli İdris, devlet adamı, tarihçi ve edebiyatçı. Özellikle Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu siyasetinde önemli rol oynadığı söylenir.
Firdevsî Osmanlı Devleti'nde yaşamış bir şair ve çok yönlü bir Alevi-Bektaşi tarikatına mensup Türkmen kökenli bir araştırmacı ve tarihçi yazardı. En meşhur eseri Süleymanname'dir, ayrıca Hacı Bektaş Veli'nin hayatı hakkındaki efsaneleri içeren Velayet-nâme-i Hacı Bektâş Velî'nin derleyicisidir. Firdevsî "uzun" lakabıyla, “İlyas Firdevsî Çelebi” adıyla ve İranlı Firdevsî-i Tûsî’den ayırt etmek için "Firdevsî-i Rumi" ve “Firdevsî-i Horasanî” lakaplarıyla anılırdı. Asıl adı Şerafeddin b. Hızır veya Şerafeddin Musa’dır, mahlas olarak kullandığı Firdevsî-i Rumi ile en iyi bilinir. Çoğu tarih ve edebiyat üzerine olan 40 civarında eser yazmıştır.
Hoca Sinan Paşa, 15. yüzyıl Osmanlı kelam alimi, matematikçi ve devlet adamı.

Hızır Çelebi, 15. yüzyılda yaşamış Osmanlı alimidir. İstanbul'un fethinden sonra yeni başkentin ilk kadısı olarak tayin edilmiştir. Arap ülkelerine gitmeden Arapçayı öğrenen Osmanlı âlimlerinden ve aynı zamanda Fahreddin er-Râzî'nin kelâm ekolünü devam ettirenlerden biridir. Zamanında Arapça, Farsça ve Türkçe şiirleriyle de tanınmıştır. Kaynaklarda ondan "İkinci İbn Sînâ", "ilim dağarcığı" ve "ilmin âlemi" şeklinde bahsedilir.