İçeriğe atla

Kaynaştırma (eğitim)


Eğitimde kaynaştırma uygulaması, özel gereksinimli öğrencileri, belirli zaman dilimlerinde veya tam zamanlı olarak genel eğitim sınıfına yerleştirme uygulamasıdır.[1]

Engelli öğrenciler için kaynaştırma eğitimi, özel gereksinimli öğrencilerin sosyal becerileri ve sosyal uyum becerilerinin gelişimi için değerlidir. Bu sayede öğrenciler okul günü boyunca akranlarıyla vakit geçirip toplumsal hayata daha iyi uyum sağlarlar. Siyasi çevrelerde kaynaştırma uygulamalarının kaldırılmasını destekleyen görüşlere rağmen[], birçok araştırmacı, eğitimci ve veli bu sınıfların önemini savunmaktadır.[2]

Kaynaştırılan öğrenciler genellikle genel eğitim sınıfına yanlarında getirdikleri bazı desteklerle katılırlar. Yaygın bir destek ise bire bir öğrencinin yanında derslere giren gölge öğretmendir. Bu öğretmenler öğrencilere sınıfta yardımcı olur. Diğer ekipmanlar ise, özel eğitim sınıflarından getirilen ve genel eğitim sınıfının gerektirdiği duruma ayak uydurmalarına yardımcı olan araçlar olabilir. Bu araçlar, işitme engelli bir öğrencinin akranlarıyla iletişim kurmasına yardımcı olan bir işitme cihazı, Down sendromu tanısı konmuş bir öğrenci için özel bir sandalye veya tekerlekli sandalyede oturan bir öğrenci için özel bir masa olabilir. Bu öğrencilerin bazıları ödevlerde veya sınavlarda özel düzenlemelere ihtiyaç duyabilir.[3]

Hem kaynaştırma felsefesinin savunucuları hem de kapsayıcı eğitim felsefesinin savunucuları, engelli çocukların engelsiz akranlarıyla birlikte eğitim görmelerinin anlayış ve hoşgörüyü teşvik ettiğini, tüm yeteneklere sahip öğrencilerin okul dışı dünyada işlev görmeleri için daha iyi hazırlanmalarını sağladığını öne sürmektedirler.[4] Özel gereksinimli çocuklar, kaynaştırmanın bir sonucu olarak sosyal damgalanmayla karşılaşabilirler, ancak bu durum aynı zamanda sosyal gelişimlerine de yardımcı olabilir.[5]

Avantajları

Engelli öğrencilere faydaları

  • Daha iyi sosyal beceriler: Her türlü kaynaştırma uygulaması, engelli öğrencilerin gözlem yoluyla sosyal becerileri öğrenmelerine, çevrelerindeki dünyayı daha iyi anlamalarına ve "normal" topluluğun bir parçası haline gelmelerine olanak tanır. Kaynaştırma, özellikle otizm ve DEHB sahibi çocuklar için faydalıdır. Otizimli çocukların kaynaştırma sırasında yaşıtları olan engelli olmayan çocuklar ile etkileşime girme olasılığı, sınıf dışında sosyal ilişkiler kurma olasılığından altı kat daha fazla görülmüştür.[6] Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar ilgi alanlarının ciddi şekilde kısıtlı olması, iletişim ve sosyal etkileşimde anormallikler yaşaması nedeniyle,[7] tipik gelişim gösteren çocuklar ile daha fazla etkileşim kurmak onlar için faydalı olabilir.1999 yılındaki bir çalışma, Down sendromlu öğrencilerin kaynaştırma ortamında diğer insanlarla iletişim kurma olasılığının üç kat daha fazla olduğunu göstermiştir.
  • Yüksek Akademik Başarı:

Kaynaştırma normal gelişim gösteren öğrenciler için de faydalıdır. Engelli öğrenciler ile akranları arasındaki iletişim kanallarını açar. Sınıf içi etkinliklere dahil edilmeleri durumunda, tüm öğrenciler bu öğrencilerin ekstra yardıma ihtiyaç duyabileceği konusunda daha duyarlı hale gelir.

Engelli olmayan öğrencilere faydaları

Engelli ve engelli olmayan öğrencilerin birlikte eğitiminin, okul dışı dünyada daha iyi işlev gösterebilmeleri için tipik gelişim gösteren öğrencileri daha iyi hazırlayan bir anlayış ve hoşgörü ortamı yarattığına dair araştırmalar mevcuttur. Kapsayıcı bir beden eğitimi programına katılan engelli olmayan öğrenciler, benlik kavramı, hoşgörü, öz değer ve diğer insanları daha iyi anlamada artışlar bildirmiştir.[8] Öğrenciler ayrıca, kaynaştırma programının kendi hayatlarında engellilik ile başa çıkmaya hazırlamaları açısından önemli olduğunu belirtmişlerdir.[9] Kaynaştırmadan gelen olumlu yönler genellikle temas kuramına atfedilir.[10] Temas kuramı, farklılıklara sahip insanlar arasındaki sık, anlamlı ve olumlu etkileşimlerin tutum değişikliklerine yol açma eğiliminde olduğunu savunur [11]

Tersine kaynaştırma

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Articles Accessed in October 2006". Obstetrics & Gynecology. 109 (1): 1. Ocak 2007. doi:10.1097/00006250-200701000-00001. ISSN 0029-7844. 
  2. ^ Sindelar, Paul T.; Deno, Stanley L. (Ocak 1978). "The Effectiveness of Resource Programming". The Journal of Special Education (İngilizce). 12 (1): 17-28. doi:10.1177/002246697801200105. ISSN 0022-4669. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  3. ^ "Bridges4Kids - An all-volunteer, non-profit parent organization providing information and referral services to parents and professionals helping children from birth through transition to adult life". www.bridges4kids.org. 21 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  4. ^ "IDEA Funding: Time for a New Approach," Mandatory Funding Proposal. IDEA Funding Coalition. 20 Şubat 2001. s. 2. 
  5. ^ Li, Shuqing; Mao, Yuetong (2022). "Advantages and Disadvantages of Special Needs Children in Regular Classroom". Advances in Social Science, Education and Humanities Research. Paris, France: Atlantis Press. doi:10.2991/assehr.k.220504.153. 
  6. ^ Wolfberg, P.J.; Schuler, A.L. (1 Ocak 1999). "Fostering peer interaction, imaginative play and spontaneous language in children with autism". Child Language Teaching and Therapy (İngilizce). 15 (1): 41-52. doi:10.1191/026565999667036164. []
  7. ^ Tidmarsh, Lee; Volkmar, Fred R (Eylül 2003). "Diagnosis and Epidemiology of Autism Spectrum Disorders". The Canadian Journal of Psychiatry (İngilizce). 48 (8): 517-525. doi:10.1177/070674370304800803. ISSN 0706-7437. 3 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  8. ^ Suomi, Joanne; Collier, Douglas; Brown, Lou (Ocak 2003). "Factors Affecting the Social Experiences of Students in Elementary Physical Education Classes". Journal of Teaching in Physical Education. 22 (2): 186-202. doi:10.1123/jtpe.22.2.186. ISSN 0273-5024. 30 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  9. ^ Block, Martin E.; Burke, Kevin (Ocak 1999). "Are Children with Disabilities Receiving Appropriate Physical Education?". TEACHING Exceptional Children (İngilizce). 31 (3): 18-23. doi:10.1177/004005999903100304. ISSN 0040-0599. 18 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  10. ^ Lieberman, Lauren J.; James, Alisa R.; Ludwa, Nicole (Mayıs 2004). "The Impact of Inclusion in General Physical Education for All Students". Journal of Physical Education, Recreation & Dance (İngilizce). 75 (5): 37-41. doi:10.1080/07303084.2004.10607238. ISSN 0730-3084. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 
  11. ^ Chu, Donald; Griffey, David (Aralık 1985). "The Contact Theory of Racial Integration: The Case of Sport". Sociology of Sport Journal. 2 (4): 323-333. doi:10.1123/ssj.2.4.323. ISSN 0741-1235. 17 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Zekâ geriliği</span> nörogelişimsel bozukluk

Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.

<span class="mw-page-title-main">Ebeveyn</span> biyolojik ya da manevi çocuğa sahip anne/baba

Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çocuk gelişimi</span>

Çocuk gelişimi, doğumdan ergenliğin sona ermesine kadar insanlarda meydana gelen biyolojik, psikolojik ve duygusal değişiklikleri içerir. Çocukluk, yaşamın erken çocukluk, orta çocukluk ve geç çocukluk (preadolesans) olmak üzere 3 aşamasına ayrılır. Erken çocukluk tipik olarak bebeklikten 6 yaşına kadar uzanır. Bu dönemde, ilk kelimeler, emeklemeyi öğrenme ve yürümeyi öğrenme gibi yaşamın dönüm noktalarının çoğu bu dönemde gerçekleştiğinden, gelişim önemlidir. Orta çocukluk/ergenlik öncesi ya da 6-12 yaşlarının bir çocuğun hayatındaki en önemli yıllar olduğuna dair spekülasyonlar vardır. Ergenlik, tipik olarak 12-13 yaşlarında ortaya çıkan menarş ve spermarş gibi belirteçlerle tipik olarak ergenliğin ana başlangıcı civarında başlayan yaşam aşamasıdır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 10-19 yaş olarak tanımlanmıştır. Gelişim sürecinde, bireysel insan bağımlılıktan artan özerkliğe doğru ilerler. Öngörülebilir bir sekansa sahip sürekli bir süreçtir, ancak her çocuk için benzersiz bir seyri vardır. Aynı hızda ilerlemez ve her aşama bir önceki gelişimsel deneyimlerden etkilenir. Doğum öncesi yaşam sırasındaki genetik faktörler ve olaylar gelişimsel değişiklikleri güçlü bir şekilde etkileyebileceğinden, genetik ve doğum öncesi gelişim genellikle çocuk gelişimi çalışmasının bir parçasını oluşturur. İlgili terimler, yaşam boyu gelişime atıfta bulunan gelişim psikolojisini ve çocukların bakımıyla ilgili tıp dalı olan pediatriyi içerir.

Ayşegül Ataman, Türk akademisyendir.

Fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (FeTeMM), bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltma. Amerika Birleşik Devletleri'nde STEM olarak adlandırılan bu standart, okul düzeyinde matematik ve fen bilimleri derslerinin bütünleştirilmesi olarak yaygınlaşmış olsa da mühendislik ve teknolojinin sınıf içi ve sınıf dışı etkinlikler ile öğretilmesi olarak da anlaşılmaktadır. Örnek olarak, Amerikalı fen eğitimi standartlarına mühendislik ve mühendisliğin doğasının ve ortak çekirdek matematik müfredatına ise matematiksel modellemenin eklenmesi gösterilebilir. Her ne kadar ABD bağlamında STEM, ekonomik anlamda ilerleme ve liderlik için insangücü ihtiyacını karşılamayı ve güçlendirmeyi hedeflese de toplumsal barış ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada bir araç olarak da kullanılabileceği savunulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İşitme Engelli Çocuklar Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi</span> işitme engelli çocuklar için eğitim merkezi

İşitme Engelli Çocuklar Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi (İÇEM) Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi'ndedir. İÇEM'de işitme engelli çocuklar vardır. İÇEM'de çocuklar cihaz takarak duyabilirler, konuşabilirler. 2012-2013 öğretim yılında İÇEM'in müdürü Prof. Dr. Ümit GİRGİN'dir. Prof. Dr. Ümit Girgin, 33 yıldır işitme engelli çocuklarla çalışmaktadır.

Sosyal dışlanma, toplumsal dışlanma ya da sosyal marjinalizasyon, toplum içinde karşılaşılan engeller ve toplumun dışına itilme durumlarını anlatan bir terimdir. Avrupa'da yaygın olan bu terim ilk olarak Fransa'da kullanılmıştır. Eğitim, sosyoloji, psikoloji, siyaset ve ekonomi gibi çeşitli disiplinlerde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Akran grubu</span> yaklaşık olarak aynı yaştaki ve genellikle benzer rütbe veya sosyal statüdeki ortaklar

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

Sosyal öğrenme, akranlar arasındaki sosyal etkileşim yoluyla toplumsal bir ölçeğe kadar bireysel veya grupla öğrenmeden daha geniş ölçekte gerçekleşen öğrenmedir. Tutum ve davranışlarda bir değişikliğe yol açabilir veya açmayabilir.

Montessori metodu, İtalyan doktor Maria Montessori tarafından geliştirilmiş bir eğitim yöntemidir.

Sosyal duygusal gelişim, çocuk gelişiminin bir alanını kapsamaktadır. Çocukların duyguları anlama, deneyimleme, ifade etme ve yönetme becerilerini içeren bir gelişim alanıdır. Başkalarıyla anlamlı ilişkiler geliştirmesi kendisini daha iyi tanıyabilmesi ve daha iyi kararlar verebilmesi sosyal duygusal gelişimiyle birlikte gelişen becerilerdir. Kapasiteleri doğrultusunda kazandıkları gelişim ögelerini aşamalı olarak hayatlarına geçirdikleri bütünleştirici bir süreçtir. Bununla birlikte sosyal duygusal gelişim birçok ögeyi içeren fakat bunlarla sınırlı olmayan çok çeşitli beceri ve yapıları kapsamaktadır. Bahsedilen bu ögelerden bazıları şunlardır: öz farkındalık, ortak dikkat, oyun, zihin teorisi, öz saygı, duygu düzenleme, arkadaşlıklar ve kimlik gelişimi.

Eğitim yönetimi; bir grubun, bir eğitim sistemini yürütmek için yapıları denetlemek, planlamak, strateji oluşturmak ve uygulamak için, insan ve malzeme kaynaklarını birleştirdiği eğitim sisteminin yönetimini ifade etmektedir. Eğitim; bilgi, beceri, değer, inanç, alışkanlık ve tutumların, öğrenme deneyimleriyle bireylere kazandırılması durumudur. Eğitim sistemi; bakanlıklar, sendikalar, yasal kurullar, kurumlar ve okullar gibi eğitim kurumlarındaki profesyonellerden oluşan büyük bir sistemdir. Eğitim sistemi, zenginleştirmek ve geliştirmek için birlikte çalışan siyasi başkanlar, müdürler, öğretim personeli, öğretim dışı personel, idari personel ve diğer eğitim profesyonellerinden oluşur. Eğitim sisteminin tüm seviyelerinde ise yönetim gerekmektedir. Yönetim; bir kurumun planlanması, organize edilmesi, uygulanması, gözden geçirilmesi, değerlendirilmesi ve bütünleştirilmesi konularını içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Roma'da eğitim</span>

Antik Roma'da eğitim, Cumhuriyet'in başlarında gayriresmi, ailesel bir eğitimken; geç Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemlerinde bir sisteme dayanan eğitime doğru ilerledi. Roma eğitim sistemi Yunan eğitim sistemine dayanıyordu ve Roma eğitim sistemindeki özel öğretmenlerin çoğu Yunan köleler ya da yine Yunan azat edilmiş kişilerdi. Roma'da kullanılan eğitim metodolojisi ve müfredatı, Roma'nın tüm eyaletlerinde kopyalandı ve daha sonraki Batı uygarlığı eğitim sistemleri için bir temel oluşturdu. MS 2.yüzyıla kadar organize eğitim nispeten nadir olarak uygulandı ve bu zamana kadar uygulanan Roma eğitim sürecine dair sadece birkaç birincil kaynak var. Aile babasının Romalı aileler üzerinde sahip olduğu geniş güç nedeniyle, Romalı çocuklara sağlanan eğitimin düzeyi ve kalitesi aileden aileye büyük farklılıklar gösteriyordu; yine de, Roma kültürü sonralarda babaların çocuklarını bir dereceye kadar eğitmelerini beklemeye başlayacak şekilde gelişim gösterdi, siyasete girmek isteyen herhangi bir Romalıdan tam ve üst düzey bir eğitim bekleniyordu.

Eğitsel oyunlar, eğitim amacıyla açıkça tasarlanmış veya ikincil ya da ikincil eğitim değeri olan oyunlardır. Bir eğitim ortamında her tür oyun kullanılabilir, ancak eğitici oyunlar, insanların belirli konular hakkında bilgi edinmelerine, kavramları genişletmelerine, gelişimi pekiştirmelerine, tarihi bir olayı veya kültürü anlamalarına veya bir beceriyi öğrenmelerine yardımcı olmak için tasarlanmış oyunlardır. Oyun türleri arasında tahta, kart ve video oyunları bulunmaktadır.

Özel eğitim, öğrencilerin bireysel farklılıklarına; akademik, sosyal, günlük yaşam ve benzeri yetersizliklerine hitap eden geliştirilmiş ve bireyselleştirilmiş eğitim anlayışıdır. Özel eğitim, öğrenme güçlüğü, gelişimsel yetersizlikler, iletişim bozuklukları, duygusal ve davranışsal bozukluklar, fiziksel engelli ve diğer yetersizlik sınıfında olan veya yetersizliği olmayıp özel yeteneği yani yüksek yeterliliği olan öğrencilere uygun eğitim sağlamayı amaçlar. Yetersiz veya yüksek yeterliliğe sahip öğrencilerin farklı öğretim yaklaşımları, teknoloji kullanımı, özel olarak uyarlanmış bir öğretim sınıfı, ek ders, BİLSEM, destek eğitim odası veya ayrı bir özel eğitim okulu vb gibi eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanır.

Özel gereksinim, Özel gereksinime ihtiyaç duyan bireylerin^ günlük yaşamsal, sosyal, psikolojik eğitsel ve benzeri tüm gereksinimlerini belirtmek için kullanılan bir ifadedir. Otizm, asperger, down sendromu, motor bozukluğu, disleksi, diskalkuli, disgrafi, görme ve işitme yetersizliği vb gibi engel durumları için farklı farklı gereksinim türleri vardır bu sebeple bireysel özelliklerine göre her bir birey için farklı farklı özel gereksinimler belirlenir.

Eğitimde Bütünleştirme veya Toplumsallaşma, tüm öğrencilerin eğitime ve öğrenmeye eşit erişim ve fırsatlara sahip olmasını sağlayan bir yaklaşımdır .Bütünleştirme yaklaşımı, özel eğitim bağlamında, bireyselleştirilmiş eğitim programı gibi uygulamalarla birlikte ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımın temelini oluşturan düşünce, özel gereksinimli öğrencilerin karma öğrenim deneyimlerinin, sosyal etkileşimlerde daha başarılı olmalarını ve dolayısıyla yaşamlarında daha ileriye gitmelerini sağlayacağıdır. Bütünleştirme modelinin arkasındaki felsefe, özel eğitim sınıflarının ve özel eğitim okullarının kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaz, ancak yine de bu imkanları sunar. Bütünleştirme modelleri, eğitim yöneticileri tarafından özel eğitimde tecrit modellerinden mümkün olduğunca uzaklaşma amacıyla uygulamaya konur. Bu uygulamanın temel düşüncesi, hem genel eğitim öğrencilerinin hem de özel eğitim öğrencilerinin sosyal açıdan gelişmesidir. Daha başarılı öğrenciler akran öğreticisi rolü üstlenirken, daha az başarılı öğrenciler genel eğitim öğrencilerinin empati öğrenmeleri için motivasyon kaynağı olur.

Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP), Özel eğitime gereksinim duyan bireylerin değerlendirme sonuçları esas alınarak; gelişim özellikleri, eğitim ihtiyaçları ve performansları doğrultusunda hedeflenen amaçlara ulaşmaya yönelik hazırlanan ve bu bireylere verilecek destek eğitim hizmetlerini de içeren kapsamlı ve bireyselleştirilmiş programları ifade eder.

İki kere farklılık, (Twice-exceptional) Özgül Öğrenme Güçlüğü (ÖÖG), Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ya da Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) gibi güçlükler yaşayan üstün zekâlı bireyler için kullanılan bir kavramdır.

<span class="mw-page-title-main">Video model öğrenme</span> Öğrenme metodu

Video model öğrenme, video kayıtlarını eğitim amaçlı kullanarak öğrenciye hedef davranışları öğretmek için uygulanan kanıta dayalı gözlemsel bir öğretme uygulamasıdır. Video modelden farklı olarak Video öz modellemede, bireyler kendilerini video üzerinde başarılı bir şekilde bir davranış sergilerken gözlemler ve daha sonra hedeflenen davranışı taklit eder. Video modelleme, sosyal iletişim öz bakım ve atletik performans dahil olmak üzere birçok beceriyi öğretmek için kullanılabilir; otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar için ümit vadettiğini göstermiştir. Video modellemenin teorik kökleri, gözlem yoluyla öğrenme yeteneğine dikkat çeken Bandura'nın(1969) sosyal öğrenme kuramı çalışmasına dayanmaktadır.