Komut kümesi mimarisi, CPU'nun yazılım tarafından nasıl kontrol edileceğini tanımlayan bilgisayar soyut modelinin bir parçasıdır. ISA, işlemcinin ne yapabileceğini ve bunu nasıl yapacağını belirterek donanım ve yazılım arasında bir arayüz gibi davranır.
Soyut cebir veya soyut matematik, matematiğin bir alanı olup, cebirsel yapılar üzerinde çalışır. Cebirsel yapılar, elemanları üzerinde belirli işlemlerin uygulandığı kümelerdir ve gruplar, halkalar, alanlar, modüller, vektör uzayları, kafesler ve alan üzerindeki cebirler içerir. Soyut cebir terimi, 20. yüzyılın başlarında temel cebirden ayırmak amacıyla türetilmiştir. Soyut cebir ileri matematik için temel hale geldikçe basitçe "cebir" olarak adlandırılırken, "soyut cebir" terimi pedagoji dışında nadiren kullanılır.
İsim, özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcüklerdir. Sıfat, zarf, zamir gibi kelime grupları isim soylu kelimeler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılır:
- Oluşlarına (maddelerine) göre
- Verilişlerine (adlandırmalarına) göre
- Kelime yapısına göre
- Sayılarına göre
Eğitimsel ölçme, genel anlamda ölçme, bir olguya anlamlı sayı ya da semboller atama işlemidir. Eğitsel ölçme ise bu olguların öğrenme ürün ya da sürecine göre kazanımları kapsar. Eğitimsel ölçmelerin amacı ölçülmesi amaçlanan öğrenme yapılarının görgül kestirimlerini sağlamaktır. Bu amaca yönelik olarak değişik ölçme modelleri geliştirilmiştir.
Soyutlama, bir kavramın bilgi içeriğini azaltma veya indirgeme sürecine denir. Bu indirgeme, çoğunlukla belirli bir amaç için gerekli olan bilginin daha rahat elde edilebilmesi için yapılır.
Sezgicilik ya da entüisyonizm, felsefi bir kavram olarak sezgiye akıl, zihin ve soyut düşünme karşısında hem öncelik hem de üstünlük tanıyan felsefe akımıdır. Henri Bergson akımın kurucusudur, bu nedenle kimi zaman felsefe tarihinde Bergsonculuk olarak adlandırılması da söz konusudur.
Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Var olanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bildirir. Salt bir var olma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, var olan her şeyin gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.
Assembly dili, bir işlemcinin komut kümesi üzerine tanımlanmış alt seviye bir dildir. Assembly dili kolay hatırlanabilir semboller tanımlar ve böylece işlemcinin makina koduna karşılık gelen sayı dizilerinin bilinmesine gerek kalmaz. Assembly dili, platformdan bağımsız yüksek seviyeli programlama dillerinin aksine, işlemci mimarisine bağımlıdır. Tipik uygulamaları; cihaz sürücüleri, alt seviyeli dahili (embedded) ve gerçek zamanlı sistemlerdir. Bır assembly programı assembler kullanılarak makine koduna çevrilir.
Programlama dizisinde nesne-yönelimli programlamada, nesne, basit yapılı blok programları olarak kullanılan, işletim zamanı verilerinin saklanması için oluşturulmuş özel birimidir. Programın işlemlerde bir koleksiyon gibi veya programın bilgisayarda komutlar listesi gibi basitçe göründüğü geleneksel bakış açısının tersine, bu nesneler birbiri üzerinde rol oynar. Her nesne mesaj alımına, veriyi işlemeye ve diğer nesnelere veri aktarımına yatkındır. Her nesne farklı rollerde ve sorumluluklarda yer alan veya bağımsız küçük makineler olarak gözlemlenebilir.
Düşünce ya da fikir, dünya modellerinin var oluşuna izin veren ve böylece etkin olarak onların amaçlarına, planlarına, sonlarına ve arzularına bağlı olan uğraştır. Kelimeler bilmeye, sezgiye, bilince, idealarına ve imgeleme içeren benzer kavramların ve süreçlerine başvurur.
Rassal değişken kavramının geliştirilmesi ile, sezgi yoluyla anlaşılan şans kavramı, soyutlaştırarak teorik matematik analiz alanına sokulmuş ve bu geliştirilen matematik kavram ile olasılık kuramı ve matematiksel istatistiğin temeli kurulmuştur.
Simetri, ilki belirsiz bir mükemmellik veya güzelliği yansıtan bir muntazamlık veya estetik olarak hoşa giden bir orantılılık ve denge duygusu olarak; ikincisi kesin ve iyi tanımlanmış biçemsel sistemin kurallarına göre gösterilebilen veya ispat edilebilen bir denge ve orantılılık kavramı veya "kendine benzeşme örneği"' olarak iki şekilde tanımlanır. Sıkışma mükemmelliğine ve tabii düzenine izafe eden biçim tanımlı geometrik ölçüsüne denir.
Matematiksel model, bir sistemin matematiksel kavramlar ve dil kullanılarak tanımlanmasıdır. Matematiksel model geliştirme süreci, matematiksel modelleme olarak adlandırılır. Matematiksel modeller, doğa bilimlerinde ve mühendislik disiplinlerinde bunun yanı sıra sosyal bilimlerde kullanılır. Matematiksel modelleri daha çok fizikçiler, mühendisler, istatistikçiler, operasyon araştırma analistleri ve ekonomistler kullanır. Model, bir sistemi açıklamaya, farklı bileşenlerin etkilerini incelemeye ve bir davranış hakkında öngörüde bulunmak için yardımcı olabilir.
Java Sanal Makinesi (JSM), Java platformunun nesne modülü formatı olan class uzantılı sınıf dosyalarının belleğe yüklenip çalıştırılması için gereken hizmetleri sunan bir sistem programıdır ve temel görevinin sınıf dosyalarını yorumlamak olduğu söylenebilir. Ancak, JSM'ni salt bir yorumlayıcı olarak görmek büyük haksızlık olur. Zira, yorumlama ile birlikte JSM'nin şu görevleri de vardır.
- Belleğe yükleme ve çalıştırma sırasında güvenlik denetimlerinin yapılması
- Sınıf dosyalarının çalıştırılması esnasında yığın bellekte oluşabilecek çöplerin toplanması
- Yorumlamanın getirdiği çalışma hızındaki düşüşü azaltmak amacıyla kodun anında derleme kullanılarak daha hızlı çalıştırılması (seçimlik)
Nesne yönelimli programlama dillerinde arayüz, değişik sınıflardan nesnelerin kategorize edilmesini sağlayan bir soyut tür çeşitidir. Tanımlanmakta olan kategorinin birbirleriyle alakasız sınıfları ortak bir çatı altında toplaması nedeniyle, arayüz tanımları, soyut sınıfların aksine, listeledikleri iletilerin gerçekleştirim ayrıntısı olan herhangi bir bilgi içeremezler. Dolayısıyla, bir arayüz tanımı iletilere karşılık gelen bir altyordam gövdesi veya altalan tanımı içeremez. Bir başka açıdan bakarsak, arayüz tanımında yer alan programlama öğelerinin zaman içinde değişme olasılığı düşük öğeler olması gerekir. Buna göre, arayüz tanımları gerçekleştirimci ile kullanıcının paylaştığı ve sabit olma özelliği bulunan altyordam imzaları ile simgesel sabit tanımlarını barındırabilir.
Erişilmez kod bilgisayar programlamada programın başka yerlerinden kontrol akışı olmayan kaynak koduna verilen addır.
Gereksiz kod, bir programlama terimi olup bir sebepten dolayı gereksiz olup kaynak veya derlenmiş koda denir. Bu kod hiçbir zaman yürütülmemektedir. Çoğu zaman bu koda erişilmez kod da denir. Ayrıca yürülmesine rağmen dışarıda bir etkisi görünmeyen, yani çıktısını değiştirmeyen koda da gereksiz kod denmektedir. Bu tür koda ölü kod da denmektedir.
Dart, ilk kez Google tarafından geliştirilen ve daha sonraları ECMA tarafından standart (ECMA-408) haline getirilen açık kaynaklı ve genel-amaçlı bir programlama dilidir. Dart dili kullanılarak web, sunucu, mobil uygulamalar ve IoT cihazları geliştirilebilir.
Parametre belirli bir sistemi tanımlamak veya sınıflandırmak için yardımcı olabilecek herhangi bir özellik. Parametre, sistemi tanımlarken veya performansını, durumunu değerlendirirken yararlı veya kritik olan bir sistem unsurudur.
Felsefede, kimlik, Latince identitas ("benzerlik") kelimesinden gelir ve her şeyin yalnızca kendisiyle olan ilişkisi demektir. Özdeşlik kavramı, ayırt edilemeyen özdeşlik ve zamanla değişen kişisel kimlik de dahil olmak üzere birçok felsefi sorgulamanın oluşmasına yol açar. Niteliksel özdeşlik ve sayısal özdeşlik arasındaki ayrımı yapabilmek önemlidir. Örneğin, annesi seyrederken birbiriyle aynı bisikletleri kullanan iki çocuğun yarıştığı varsayılırsa, bir yanda iki çocuğun aynı bisikleti kullanması, diğer yanda aynı anneye sahip olması arasındaki farktır. Burada işlenecek konu daha katı şekilde olan sayısal özdeşliktir. Felsefi kimlik kavramı, psikoloji ve sosyal bilimlerde kullanılan ve daha aşina olunan kimlik kavramından farklıdır. Felsefi kavram daha çok x ve y'nin sadece ve sadece tek ve aynı şey veya birbirleri ile birebir eş olanlar arasındaki ilişkiye odaklıdır. Sosyolojik kimlik kavramı ise bu durumun aksine, kişinin benlik algısı, sosyal sunumu ve daha genel anlamda kişinin kendisini diğerlerinden ayıran benzersiz veya niteliksel özelliklerine odaklıdır