İçeriğe atla

Kavernöz sinus trombozu

Kavernöz sinus trombozu
Kavernöz sinusten geçen oblik kesit
UzmanlıkNöroloji

Kavernöz sinus trombozu kafa kaidesinde, sfenoid kemiğin sella turcicanın her iki yanında yer alan, beyindeki venöz kanın kalbe gönderilmesinde rol kavernöz sinusun kan pıhtısı ve mikroorganizmalar ile tıkanması durumudur.

Kavernöz sinus trombozu septik tromboz ve aseptik tromboz olarak ikiye ayrılır.[1] En sık görülen tip septik kavernöz sinus trombozudur.En sık sebep kulak, burun, paranazal sinuslerden, dişlerden gelen enfeksiyonlardan kaynaklanır. En sık etken Staphylococcus aureus ve Streptokoklardır.

Semptomları görme kaybı, kemozis, eksoftalmus, baş ağrısı, kraniyal sinir felcidir. Hayatı tehdit eden medikal bir acil durumdur. Hızlı bir şekilde tanı ve tedavisi yapılmalıdır. Tedavide antibiyotik ve/veya cerrahi tedavi kullanılır.[2]

Aseptik kavernöz sinus trombozu ise çoğunlukla travma, dehidratasyon, anemi ve diğer hastalıklardır.[1]

Belirti ve bulgular

Bulgular değişkenlik gösterir. En sık bulgular kavernöz sinus içerisindeki yapıları ilgilendiren bulgulardır. Kraniyal sinirlerden CN III, CN IV, CN V1,V2, CN VI sinir tutulumlarına bağlı bulgular izlenir. Ayrıca gözün venöz drenajındaki bozulmalara bağlı bulgular da ortaya çıkar.

Hastaların klasik başvurusu tek taraflı gözde ve çevresinde ödem, baş ağrısı, propitozdur.[3]

En sık görülen kranial sinir felci CN 6 felcidir. Ayrıca Trigeminal sinirin V1 ve V2 dallarının tutuluma bağlı yüzün üst ve orta yarısında duyu kaybı ortaya çıkabilir.

Göz dibi incelemesinde papil ödem, retinal hemoraji izlenebilir. Görme kayıpları körlüğe kadar ilerleyebilir: Enfeksiyona bağlı, ateş,taşikardi, sepsis izlenebilir. Meningeal enfeksiyon bulgusu olan ense sertliği izlenebilir. CN III felcine bağlı o tarafta pupiller genişleyebilir. Hastalığın başlangıcından itibaren 24-48 saat içerisinde enfeksiyonun karşı kavernöz sinuse geçme eğilimi vardır.

Sebepler

Septik trombozlar en sık burun bölgesinin fronküllerinden (% 50), sfenoidal veya etmoidal sinüzitlerden (% 30) veya diş enfeksiyonlarından (% 10) kaynaklanır.[4] Daha nadir olarak tonsilit, orta kulak iltihabı, orbital selülit gibi sebeplerden de ortaya çıkabilir.

Paranazal sinüslerin oldukça fazla anastomotik bağlantıları vardır. Bu nedenle göz çevresi, burun ve ağız arasındaki alandan superior oftalmik ven ve inferior oftalmik ven]] ile kavernöz sinuse enfeksiyon taşınabilir. Bunun sebebinin önceleri bu venlerin kapaksız olmasından kaynaklandığı düşünülse de yapılan son çalışamalarda fasiyal ven ve oftalmik venlerde kapak bulunduğu gösterilmiştir.[5]

Septik kavernöz sinus trombozunun en sık sebebi % 70 oraınında Staphylococcus aureusdur.[4] Streptokoklar en sık ikinci etkendir. Gram negatif bakteriler ve anaerobik bakteriler de kavernöz sinus trombozuna sebep olabilirler. Nadir olarak Aspergillus fumigatus ve mukormikoz gibi mantarlarda etken olabilirler.

Aseptik tromboz nadir görülür ve neden genellikle travma, dolaşım problemleri, anemi, dehidratasyondur.[1][6]

Tanı

Tanı, klinik olarak konur ve görüntüleme, kan tetkikleri ile doğrulanır. propitoz, pitoz, kemozis, kranial sinir felçleri tanıyı güçlendirir.

Laboratuvar

CBC, sedimantasyon, kan kültürü, sinüs kültürü enfeksiyon durumunu, kaynağı ve etkeni göstermek için yapılan tetkiklerdir. Menenjitten şüphelenilmesi durumunda lomber ponksiyon yapılabilir.

Görüntüleme

Sinüs grafileri ile sinüzit gösterilebilir. Bilgisayarlı tomografi ile sinüzit daha iyi gösterilebilir, ayrıca kavernöz sinuste irregülarite gözlenebilir. Erken dönemde normal olabilir. MRG kavernöz sinus trombozunda tomografiye göre daha hassastır. Serebral anjiyografi invaziv bir yöntemdir ve hassaslığı düşüktür. Orbital venografi tanı için en kuvvetli tetkik olsa da uygulanması oldukça zordur.

Ayırıcı tanı

Tedavi

Enfeksiyonu, kaynağını ve etkeni göstermek tedavinin temelini oluşturur.

Antibiyotik

Enfeksiyon etkeni belirlene kadar geniş etkili antibiyotikler tercih edilmelidir:

  1. Nafsilin 1.5 gr I.V. q4h
  2. Sefotaksim 1.5 - 2 gr I.V. q4h
  3. Metronidazol 15 mg/kg yükleme dozu, 7.5 mg/kg idame I.V. q6h

Etken olarak Metisiline dirençli Staphylococcus aureustan veya Streptococcus pneumoniae gibi etkenlerden şüpheleniliyorsa Nafsilin yerine Vankomisin kullanılabilir.[7] Etken izole edildikten sonra hedefe yönelik tedavi planlanır. Takip esnasında beyin absesi, menenjit, subdural ampiyem gibi komplikasyonlar için dikkatli olunmalıdır. Sepsis ve septik emboli açısından dikkatli olunmalıdır.

Normal şartlarda tedavi süresi intravenöz antibiyotik ile 3-4 hafta devam etmelidir. Kafa içi enfeksiyon yayılım varsa bu süre 6-8 haftaya kadar çıkarılabilir.

Heparin

Heparin ile antikoagülasyon konusu tartışmalıdır ve birbiri ile çelişen çalışma sonuçları mevcuttur. Yan dal uzmanları ile görüşülerek karar verilmesi önerilmektedir.[8] Bir sistematik derlemede heparin kullanımının güvenli olduğu, sakat kalma veya ölüm oranlarını azalttığı gösterilmiştir.[9]

Steroidler

Kavernös sinus trombozunda steroid kullanımı da tartışmalıdır.[3][10][11][12] Hipofizer yetmezlik durumu ve Addison krizi varsa mutlak endikedir.[13][14]

Cerrahi

Enfeksiyon kaynağı sfenoid sinus olduğu düşüğnülüyorsa sfenoidotomi ile cerrahi boşaltım yapılabilir.[15]

Prognoz

Kavernöz sinus trombozu olan hastalarda uygun tedavi ile ölüm oranları % 20'nin altındadır. Antibiyotik öncesi dönemde ölüm oranları % 80-100 civarındaydı. Morbidite oranları ise %70 iken antibiyotik dönemi sonrası bu oran da % 20'nin altına düşmüştür.

Kaynakça

  1. ^ a b c "Cavernous sinus thrombosis: Departmental guidelines" (PDF). 29 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020. 
  2. ^ "Cavernous sinus thrombosis". nhs.uk (İngilizce). 14 Mayıs 2018. 11 Mart 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020. 
  3. ^ a b Igarashi, Igarashi (1995). "Magnetic resonance imaging in the early diagnosis of cavernous sinus thrombosis". Ophthalmologica. Journal international d'ophtalmologie. International journal of ophthalmology. Zeitschrift fur Augenheilkunde. 209 (5). ss. 292-6. doi:10.1159/000310635. PMID 8570157. 
  4. ^ a b Anand, S; Mushin, A S (17 Eylül 2004). "Cavernous sinus thrombosis following prone position anaesthesia". Eye. ss. 803-804. doi:10.1038/sj.eye.6701635. 29 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mayıs 2020. 
  5. ^ Zhang, Zhang (Temmuz 2010). "Ophthalmic and facial veins are not valveless". Clinical & experimental ophthalmology. 38 (5). ss. 502-10. doi:10.1111/j.1442-9071.2010.02325.x. PMID 20491800. 
  6. ^ Brismar, Brismar (Şubat 1977). "Aseptic thrombosis of orbital veins and cavernous sinus. Clinical symptomatology". Acta ophthalmologica. 55 (1). ss. 9-22. doi:10.1111/j.1755-3768.1977.tb06091.x. PMID 576549. 
  7. ^ Munckhof, Munckhof (Nisan 2008). "Cavernous sinus thrombosis and meningitis from community-acquired methicillin-resistant Staphylococcus aureus infection". Internal medicine journal. 38 (4). ss. 283-7. doi:10.1111/j.1445-5994.2008.01650.x. PMID 18380704. 
  8. ^ Bhatia, Bhatia (8 Mart 2006). "Septic cavernous sinus thrombosis secondary to sinusitis: are anticoagulants indicated? A review of the literature". The Journal of Laryngology & Otology. 116 (9). ss. 667-676. doi:10.1258/002221502760237920. PMID 12437798. 
  9. ^ Coutinho, Coutinho (10 Ağustos 2011). "Anticoagulation for cerebral venous sinus thrombosis". The Cochrane database of systematic reviews, 8. ss. CD002005. doi:10.1002/14651858.CD002005.pub2. PMID 21833941. 
  10. ^ Southwick, Southwick (Mart 1986). "Septic thrombosis of the dural venous sinuses". Medicine. 65 (2). ss. 82-106. doi:10.1097/00005792-198603000-00002. PMID 3512953. 
  11. ^ Gallagher, Gallagher (Kasım 1998). "Suppurative intracranial complications of sinusitis". The Laryngoscope. 108 (11 Pt 1). ss. 1635-42. doi:10.1097/00005537-199811000-00009. PMID 9818818. 
  12. ^ "Cavernous Sinus Thrombosis". British medical journal. 2 (4272). 21 Kasım 1942. ss. 612-3. PMID 20784555. 
  13. ^ Silver, Silver (Mayıs 1983). "Hypopituitarism secondary to cavernous sinus thrombosis". Southern medical journal. 76 (5). ss. 642-6. doi:10.1097/00007611-198305000-00027. PMID 6302919. 
  14. ^ Sahjpaul, Sahjpaul (Nisan 1999). "Infratentorial subdural empyema, pituitary abscess, and septic cavernous sinus thrombophlebitis secondary to paranasal sinusitis: case report". Neurosurgery. 44 (4). ss. 864-6; discussion 866-8. doi:10.1097/00006123-199904000-00101. PMID 10201313. 
  15. ^ Kozłowski, Kozłowski (2008). "[Sphenoidotomy--the treatment of patients with isolated sphenoid sinus diseases]". Otolaryngologia polska = The Polish otolaryngology. 62 (5). ss. 582-6. doi:10.1016/S0030-6657(08)70319-6. PMID 19004262. 
Sınıflandırma

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Menenjit</span> beyni veya omuriliği saran zarların iltihaplanma durumu

Menenjit beyni ve omuriliği kaplayan koruyucu zarlarda oluşan akut enflamasyondur(iltihaplanma). Enflamasyon; bakteri, virüs veya diğer mikroorganizmaların enfeksiyonu sonucu ve az da olsa ilaçlar tarafından olabilir. Menenjitte enflamasyonun beyin ve omuriliğe yakınlığı hayatî bir risk taşıyabilir. Bu halde durum acil vaka olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Sinüzit</span>

Sinüzit, yüz sinüsleri yüzeyindeki mukoza zarının iltihaplanması sonucu ortaya çıkan hastalıktır. Burun mukoza iltihabı ya da diş çürüğünden kaynaklanan üst çene kemiği iltihaplanmasından ileri gelir. Burundaki biçim bozuklukları ve polipler sinüzit oluşumunda yardımcı etkenlerdir.

Behçet hastalığı, sistemik etkileri olan yangısal bir hastalıktır. Temel bulguları ilk kez Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanan ve bu nedenle uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılır. Nedeni tam olarak bilinmemektedir; infeksiyon hastalıkları, alerji ya da otoimmun kökenli damar yangıları (vaskülitler) grubuna sokulmaktadır. Bazı araştırmacılar, Behçet hastalığının kalıtsal olabileceğini savunmaktadır. Hastaların çoğu 30-40 yaşlarındaki erkektir. Türkiye'de ve Asya ülkelerinde görece sık görülür. Dünya'da en çok Japonya, Türkiye ve İsrail'de görülür.

<span class="mw-page-title-main">Arpacık (hastalık)</span>

Arpacık, göz silleri enfeksiyonlarından biridir. Hastalık, 1-2 gün içerisinde oluşur ve gözdeki batma, gözkapağındaki gerilmelerle beraber kendini gösterir. Başta bir nokta halinde olan bozulum, 1-2 gün içinde ağızlaşma (püstül) durumuna geçer. Göz kapaklarındaki dış gözyaşı bezlerinin iltihabı sonucu dış arpacık, iç gözyaşı bezlerinin iltihabı sonucu iç arpacık ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Biyofilm</span>

Biyofilm, hücrelerin birbirine ve/ya da bulundukları yüzeye yapıştıkları bir mikroorganizma kümesidir. Birbirine bağlı bu hücreler genellikle kendilerince üretilen hücre dışı polimerik bir maddenin (EPS) içine gömülüdürler. Biyofilm EPS'si DNA, proteinler ve polisakkaritlerden oluşan polimerik bir karmaşadır. Biyofilmler canlı veya canlı olmayan yüzeylerde oluşabilir ve doğal, endüstriyel ve hastane ortamlarında mikrobiyal hayatın baskın yönünü temsil eder.

<i>Staphylococcus aureus</i> Bakteri türü

Staphylococcus aureus, Staphylococcaceae familyasından bakteri türüdür. Gram pozitiflerdendir. Yaklaşık 20 türü bulunur. Nozokomiyal etkenidir. İnsan cilt florasında kommensal olarak da bulunur. Staphylococcus aureus' un oksasilin'e dirençli olup olmaması onun tanımlanmasında etkilidir. Örneğin bu antibiyotiğe hassas olan bir S. aureus, MSSA adını alırken, buna dirençli olan suş, MRSA adını alır. Koyun kanlı agarda altın sarısı koloniler üretir. Bu yüzden tür adı, altın anlamına gelen Latince aureus'dan türetilmiştir. Bu bakterinin katalaz testi olumludur. Clumping factor ve tüp koagülaz testi pozitif sonuç verir. Çeşitli yüzeylerde glikokaliks denen oluşumlar üretir. Bakterinin bunu yayılma ve bulaşma için kullandığı düşünülmektedir. Bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde, asıl enfeksiyon etkeniyle beraber görülmesi, iyileşmeyi geciktirir. Stafilokoklar içerisinde sadece Stafilokok Aureus koagülaz pozitif sonuç verir. Streptokok türünden ayırt etmek için katalaz testi uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Selülit (enfeksiyon)</span>

Bu madde deriyi etkileyen bakteriyel enfeksiyon hakkındadır. Cilt altı yağ dokusunun sebep olduğu pürüzlü görünüm için selülit maddesine bakınız.

Epidural apse, merkezî sinir sisteminin epidural boşluğunda bulunan irin ve bulaşıcı materyallerin toplanması anlamına gelir. Beyin veya omuriliğe komşu olması nedeniyle, epidural apseler zayıflık, ağrı ve felce neden olma potansiyeline sahiptir.

Serebral şantlar hidrosefaliyi tedavi etmede veya şişen beyine bağlı artmış kafa içi basıncı azaltmak için beyin omurilik sıvısı boşaltmak için kullanılır. Eğer hidrosefali tedavi etmezse artmış kafa içi basıncına beyin kan dolaşımın bozulmasına, enfarkt ve kanamalara ve ölümcül olabilen herniasyona, geri dönüşsüz beyin hasarına ve ölüme sebep olabilir. Şantlar çok çeşitli olmakla birlikte en sık kullanılanı, bir kranial ventriküle bağlı uc, buna bağlı tek yönlü çalışan bir valf ve ona bağlı olan, genellikle peritona yerleştirilen bir alt uçtan oluşur. Şantlar arasındaki farklar üretildikleri malzemeler, kullanılan valfin çeşidi ve valfin programlanabilir olup olmamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mastoidit</span> Orta kulak hastalığı

Mastoidit kafatası tabanında bulunan, temrporal kemiğin bir parçası olan ve içierisinde hava hücreleri olan mastoid parçanın enfeksiyonu olarak tanımlanır. Enfeksyon mastoid boşluktaki hava hücreleri içerisindeki mukozal yüzeyin infalamasyonudur. Mastoid parça içerisindeki hava hücreleri kulakla bağlantı halindedir. Mastoidit sıklıkla yeterli tedavi edilmemiş akut Orta kulak iltihabı sonucunda gelişir ve eskiden çocukluk çağında ölüm sebeplerinin önemli bir kısmından sorumluydu. Günümüzde gelişmiş antibiyotikler nedeniyle gelişmiş ülkelerde bu hastalıklar daha çok medikal tedavi ile takip edilemkte, cerrahiye nadiren ihtiyaç duyulamktadır. Antibiyotik reçete edilme oranlarında azalma olması günümüzde orta kulak iltihabı artışına sebep olmamıştır. Bunun bir nedeninin çocukluk çağı aşılarından olan Hemofilus ve Streptokok aşıları olduğu düşünülmektedir.Tedavi edilmemiş enfeksiyonlar komşu kemik yapılara ve kafa içi alana yayılarak ciddi komplikasyonlara sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kavernöz sinus</span>

Kavernöz sinus dural venöz sinuslerden biridir. Sella turcicanın yanında, sfenoid kemik ve temporal kemik arasında, lateral sellar kompartman olarak tanımlanan alan içerisinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Dural venöz sinus</span> dural mater içerisindeki venöz kanallar

Dural venöz sinusler, duranın dış (endosteyal) ve iç (meningeal) yaprakları arasında kalan beynin venöz dolaşımına ait sistemlerdir. Serebral venlerden venöz kan, subaraknoid aralıktan da beyin omurilik sıvısını alır ve en son kafatasından çıkan internal juguler vene boşaltır.

<span class="mw-page-title-main">Galen veni</span>

Galen veni ya da diğer adıyla Vena serebri magna insan beyninin en büyük toplar damarlarından biridir. Bu veni ilk tanımlayan kişi Yunan doktor Galen'dir.

<span class="mw-page-title-main">Vortikoz venler</span>

Vortikoz venler, aynı zamanda Vorteks venleri olarak da bilinirler ve gözün koroid tabakasında venöz drenaj sağlarlar. İnsanda ortalama sayısı 4-8 adet arasında değişir. İnsanların % 65'inde 4 veya 5 tane bulunur. Hemen hemen her kadrana bir tane vorteks veni düşer. Fundoskopik muayenede venin koroidi delip çıktığı nokta izlenebilir. Bu sayede gözün ekvatoru belirlenebilir. Venler koroidden çıktıktan sonra sklera içerisinde arkaya doğru uzanırlar ve göz küresini arka taraftan terke ederler.

<span class="mw-page-title-main">Fasiyal ven</span>

Anterior fasiyal ven yüzün yüzeyel ve büyük toplar damarlarından biridir. Burun kökünden Angular ven olarak başlar. Aynı gövde ile aşağı ilerler, nazal küçük venler bu seyirde fasiyal vene katılır. Seyri fasiyal arter ile birliktedir fakat arter gibi kıvrımlı seyir izlemez.

<span class="mw-page-title-main">Venöz sinus trombozu</span> Serebral sinusler içerisinde pıhtı oluşmasına bağlı ortaya çıkan dolaşım bozukluğu durumu

Serebral venöz sinus trombozu beyinde venöz kanı taşıyan dural venöz sinuslerde pıhtı oluşmasına bağlı ortaya çıkan dolaşım bozukluğu ve beraberinde ortaya çıkan klinik durumu tanımlamak için kullanılır. Semptomlar baş ağrısı, bulanık görme, bulantı, kusma, nöbet, tek veya çift taraflı kuvvet kayıpları, duyu kayıplarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Santral retinal ven</span> optik sinir merkezi boşalması ve sinir hücreleri nin oftalmik yuvarlaklarına dağılmasıdır

Santral retinal ven venöz drenajını retinal kapiller dolaşımdan sağlayan, optik sinir içerisinde ilerleyen bir vendir. Optik sinirden çıktıktan sonra superior oftalmik vene veya direkt olarak kavernöz sinuse boşalabilir. Anatomik farklılıklar izlenebilir.

Klindamisin, osteomiyelit (kemik) veya eklem enfeksiyonları, pelvik inflamatuar hastalık, boğaz ağrısı, zatürre, akut otitis media ve endokardit dahil olmak üzere bir dizi bakteriyel enfeksiyonun tedavisinde kullanılan bir antibiyotik ilaçtır. Ayrıca akne, ve metisiline dirençli bazı Staphylococcus aureus (MRSA) vakalarını tedavi etmek için de kullanılabilir. Kinin ile kombinasyon halinde sıtma tedavisinde kullanılabilir. Ağız yoluyla, damar içine enjeksiyon yoluyla ve cilde veya vajinaya uygulanmak üzere krem veya jel olarak mevcuttur.

Kan dolaşımı enfeksiyonları, enfeksiyonlar bakteriyelolduğunda bakteriyemileri ve enfeksiyonlar mantar olduğunda fungemileri içeren septisemi, kan'da oluşan enfeksiyonlardır. Kan normalde steril bir ortamdır bu nedenle kandaki mikrop'ların bulunması daima anormal bir durumdur. Kan dolaşımı enfeksiyonu, konakçının bakterilere verdiği tepki olan sepsis'ten farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Virchow üçlüsü</span> tromboza katkıda bulunduğu düşünülen üç faktör

Virchow üçlüsü veya Virchow triadı, tromboza katkıda bulunduğu düşünülen üç geniş faktör kategorisini tanımlar: