Psikoterapi, bireylerin duygusal ve davranışsal sorunlarının çözümünü, ruh sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasını amaçlayan tekniklerin genel adı. Psikoterapi her zaman sadece tek tek bireyleri konu almaz, zaman zaman incelenen tüm bir ailenin etkileşimsel meseleleri zaman zamansa incelenen bir çiftin birbiriyle olan ilişkisindeki bazı sorunların ruh sağlığı temelindeki kökleri olabilir. Ruh-zihin sağlığına dair sorunların psikolojik, sosyolojik veya somatik boyutları olabilir.

Sigmund Freud veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörolog. Psikanaliz, hasta ile psikanalist arasında gerçekleşen diyalog yoluyla psikopatolojik vakaları tedavi etmekte kullanılan klinik yöntemidir. Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır. Freud'a göre, bilinç dışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler. Ancak söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.

Nietzsche Ağladığında Irvin D. Yalom tarafından yazılmış, ümitsizliği ve yanılsamaları konu alan bir düşünsel romandır.

Bilinç dışı, Sigmund Freud'un psikanaliz kuramında geliştirilmiş bir kavramdır. Buna göre; bilinç yapısı ikili bir nitelik taşır, yani görülen bilinç durumlarının gerisinde çok daha derinde ve görünmez bir bölgede işleyen başka bir yapı daha söz konusudur. Bu bölgenin adı bilinç dışıdır ve bilinç durumunu etkileyen asıl şey bu yapıdır. Freud'un bilinçaltı ile ilgili imgelemeyi güçlendiren bir yorumu vardır. Freud bilinci okyanustaki buz dağına benzetir. Suyun altında kalan kısım bilinçaltı, su üzerinde kalan kısım bilinçtir. Bu yoruma göre bilinçaltıyla ilgili araştırma ve sentezlerde bulunmuştur. Bilinçaltının rüyalarla açığa çıkacağını savunmuş ve hastalarıyla bunu örneklendirmiştir.

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

Josef Breuer, nörofizyolojide önemli keşifler yapan ve 1880'lerde Anna O. olarak bilinen hastası Bertha Pappenheim üzerinde yaptığı çalışmalar ile konuşma tedavisini geliştiren seçkin bir Yahudi asıllı Avusturyalı doktordu. Breuer, aynı zamanda arkadaşı ve aile dostu Sigmund Freud'un psikanalizi kurması yolunda büyük bir rol oynamakla beraber, kendi fikirleriyle Freud'u etkileyip psikanalizin temel dinamiklerini ortaya attı. Irvin D. Yalom, Nietzsche Ağladığında isimli eserinde başkahraman olarak kendisinden bahseder.
Savunu nevrozu, (Fransızca nevrose de defense, İngilizce defense-neurosis) bilinçdışına itilmiş içtepi ve duygulara karşı kendini savunmaktan kaynaklandığını ileri sürdüğü nevrozlara Sigmund Freud'un verdiği toplu bir isimdir.
Korku nevrozu, başlıca belirtisi korku olan nevroz tablosu, şeklidir.
Konversiyon histerisi, bir nevroz çeşidi, belirtilerini konversiyon bozukluğunun belirtilerinin oluşturduğu histeri tablosudur.
Gerçeklik ilkesi, (Fr. principe de realite, İng. reality-principle, principle of reality) Sigmund Freud'a göre ruhsal olaylara egemen olan iki ilkeden birisidir. Ötekiyse Haz ilkesidir.
Bilinçdışına itim, (Fr. refulment, İng. represion.) gerçekleştirilmesi uygun görülmeyen içgüdüsel isteklerin ya da bunların belli düşünce, imaj ve tasarım kılığına bürünmüş temsilcilerinin bilinçten itilip uzaklaştırılmasını ve daha sonra bilinçte boy göstermesinin önlenmesini sağlayan bir savunu mekanizmasıdır. Geriye itim olarak da bilinir.
Ambivalenz, yani duygu; birbiriyle bağdaşmayan duygu, düşünce, istek ve amaçların kişide aynı zamanda toplanmasıdır.
Güncel nevroz, (Fr. nevrose actuelle, İng. actuel neurosis) diğer adıyla aktüel nevroz; Sigmund Freud'un çocuklukta değil durumlarda yaşanan çatışmaların yol açtığını ileri sürdüğü nevroz çeşitidir. Psikonevrozlardan ayrılır.
Yaşamım ve Psikanaliz, Sigmund Freud tarafından kaleme alınan, bilimsel çalışma ve çatışmalarının anlatan, fikir arkadaşlarının ve ayrı düşen dostlarının nasıl ve hangi gerekçelerle ayrıldığını ele alan psikanaliz için başvuru niteliğinde kitabıdır.

Anna Freud, Avusturyalı psikanalist.

Sabina Spielrein (Rusça: Сабина Нафтуловна Шпильрейн, nüfus kaydında Sabina Naftulovna Spielrein) Yahudi kökenli hekim ve ilk kadın psikanalist. Psikanaliz'in geliştirilmesine ve bir yöntem olarak kullanılmasına büyük katkıları olmuş, ölüm içgüdüsünü ve tahrip içgüdüsünü sistematik bir şekle sokmuştur. Genç yaşta ağır bir depresyon geçirdiğinde Carl Jung'ın önce hastası, sonra asistanı, sonra da sevgilisi olmuştur. Jung ile ilişkileri Cronenberg'in 2011 yapımı A Dangerous Method adlı sinema filmine konu olmuştur. Ayrıca Sigmund Freud'la tanışmış, yazışmış ve mesleki bir ilişkisi olmuştur. İsviçreli gelişim psikoloğu Jean Piaget ile de psikanaliz üzerine çalışmıştır. İsviçre ve Rusya'da psikiyatrist, psikanalist, öğretmen ve çocuk doktoru olarak çalıştı. Otuz yıllık profesyonel kariyeri boyunca üç dilde psikanaliz, gelişim psikolojisi, psikodilbilim ve eğitim psikolojisini kapsayan 35'in üzerinde makale yayınladı. Psikanaliz alanındaki çalışmaları arasında 1912 yılında Almanca yazdığı "Varlığın Sebebi Olarak Yıkım" başlıklı makalesi de yer alır. Çalışmaları, mektupları ve bulguları Sigmund Freud ve doktoru Carl Jung'a yaramıştır. Sovyetler Birliği'ndeki Nazi Almanyası işgali sırasında 29 ve 16 yaşlarındaki iki kızıyla birlikte SS ölüm mangası tarafından öldürülmüştür.

Anna O. ya da gerçek adıyla Bertha Pappenheim, psikanaliz tarihinin ilk kadın hastası. Viyanalı Bertha Pappenheim (1859-1936), Anna O. takma adıyla Sigmund Freud ve Josef Breuer ekseninde üne kavuştu. Anna O. babasının hayatını kaybetmesinden sonra ağır histeri rahatsızlıkları yaşadı. 1880 yılında Josef Breuer ile tanışarak hastalığı hakkında ona detaylı bilgiler sundu, hastalık belirtileri dışında düşlem ve varsayımlarını da onunla paylaştı. Breuer ile konuşmaları ağırlıklı olarak hipnoz tekniği ile gerçekleşiyordu. Bu konuşmalar zamanla "gerçek bir klinik stratejisinde" özgün bir tedavi şeklini aldı. Anna O. bunu "konuşarak tedavi" olarak yorumluyordu. Sonraları bu yöntem psikanaliz tekniğinin habercisi olarak görülmeye başlandı ve Breuer ve Freud tarafından "katarsis yöntemi" adıyla yaygınlaştırıldı.

Serbest çağrışım, danışanın, terapi amacını, uygunluğunu ve bağlantısını düşünmeden, aklına gelen düşünceleri, imgeleri ve düşünümleri, paylaşarak terapiste veri sağlayan ve terapi için taban oluşturan, temelde bilinçdışı çağrışımlarla yürüyen bir psikanalitik yöntemdir. Serbest çağrışım yöntemi Sigmund Freud tarafından hamisi ve meslektaşı Josef Breuer'in hipnoz tekniğinden esinlenilerek oluşturulmuştur.
Psikanalitik teori, psikopatolojiyi tedavi etmek için klinik bir yöntem olan psikanalizi yönlendiren kişilik organizasyonu teorisi ve kişilik gelişiminin dinamiğidir. İlk olarak 19. yüzyılın sonlarında Sigmund Freud tarafından ortaya konan psikanalitik teori, ortaya atılışından bu yana birçok iyileştirme geçirdi. Psikanalitik teori, yirminci yüzyılın son üçte birinde, 1960'lardan sonra psikolojik tedavilerle ilgili eleştirel söylem akışının bir parçası olarak tam olarak öne çıktı. Freud, beyin analizini ve fizyolojik çalışmalarını durdurmuş ve odağını zihni ve zihni oluşturan ilgili psikolojik özellikleri incelemeye, özgür birliktelik ve aktarım olgularını kullanarak tedaviye kaydırmıştı. Çalışması, yetişkinlerin zihinsel işleyişini etkileyebilecek çocukluk olaylarının tanınmasını vurguladı. Genetik ve daha sonra gelişimsel yönleri incelemesi psikanalitik teoriye özelliklerini kazandırdı. 1899'da Rüyaların Yorumu'nu yayınlamasıyla başlayan teorileri öne çıkmaya başladı.

Bertha Pappenheim, Avusturyalı bir Yahudi feminist, sosyal bir öncü ve Yahudi Kadınlar Derneği'nin kurucusuydu. Anna O. takma adıyla, aynı zamanda Sigmund Freud'un ve Breuer'in yazdığı yazı nedeniyle Josef Breuer'in en iyi belgelenmiş hastalarından biriydi.