İçeriğe atla

Kaside

Kaside (Arapça: قصيدة), genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan bir şiir formudur. Ancak kaside biçiminin şiirin farklı konuları için de kullanıldığı vakidir. Kaside sanatı, öncelikli olarak Araplar tarafından geliştirilmiştir. Kaside, klasik Arap şiirinin en yüksek hali kabul edilmektedir. Eski Arap edebiyatında kasideler birkaç farklı dahili kısımdan oluşacak şekilde nazmedilmiştir.[1]

Türk edebiyatına 13. yüzyılda Araplardan geçmiş bir nazım şeklidir. Türk edebiyatında Kaside şairlerine kaside-gü (kaside söyleyen), kaside-sera ya da kaside-perdaz (kaside yazan) denir.

Özellikleri

  • Nazım birimi beyittir.
  • Beyit sayısı en az 15-30-33 ile en çok 99 arasında değişir.
  • Kasidenin ilk beyitine "matla beyit", son beyitine "makta beyit" denir.[2]
  • Kasidenin ikinci beytine "hüsn-i matla"; sondan bir önceki beytine "hüsn-i makta" denir.[3]
  • Şâir kasidesi içinde matlayı tekrar ederse tecdid-i matla denir.
  • Matlayı birden çok tekrar ederse bu zat-ül metali veya zül metalidir.
  • Şairin mahlasının bulunduğu beyite taç beyit denir.
  • Kasidenin en güzel beyiti beyt-ül kasid olarak isimlendirilir.
  • Aruz ölçüsüyle yazılır.
  • Kafiye düzeni gazelle aynıdır. Yani aa, ba, ca, da, ea, fa ... Ancak gazelden daha uzun bir nazım şeklidir.[4]

İsimlendirilmesi

Konularına göre

Kasidenin methiye bölümünden bahsedilene göre kasideler sınıflandırılır.

  • Allah'ın birliğinden bahsediliyorsa tevhid,
  • Konusu Allah'a yakarış ise münacaat,
  • Muhammed'i övmek amacıyla yazılmışsa naat,
  • Devlet büyüklerini övmek için yazılmışsa methiye,
  • Birini yermek için yazılmışsa hicviye,
  • Birinin ölümü anlatılmışsa mersiye adını alır.

Başlangıcına göre

Kaside, nesip (teşbib) bölümünde anlatılana göre isimler alır. Baharın tasviri yapılıyorsa: Bahariye, Kışın tasviri yapılıyorsa: Şitaiye, Temmuzun tasviri yapılıyorsa: Temmuziye, Ramazanın tasviri yapılıyorsa: Ramazaniye, Atın tasviri yapılıyorsa: Rahşiye, Hamamın tasviri yapılıyorsa: Hamamiye vb.

Redifine göre

Kaside, redifindeki harf ya da kelimeye göre isimler alır. Lamiyye, su kasidesi, Kerem kasidesi, Güneş kasidesi gibi

Kasidenin bölümleri

Nesip (Teşbib)

  • Kasidenin ilk bölümüdür, şiir yönünden en ağır bölümdür.
  • Genelde 15-20 beyit olur.
  • Şair bu bölümde betimleme yapar. Kadın, kış, at, bahar vs. Bu bölüm, mevsim betimlemesi içeriyorsa teşbib adını alır. Diğer durumlarda nesip denir.
  • Ramazan tasvirleri yapılır.

Girizgâh

  • Nesip bölümünden methiye bölümüne geçerken söylenen ve basamak görevinde olan beyitlerdir.
  • Şair bu bölümde övgüye başlayacağını haber verir.
  • 1-2 beyitten oluşur.

Rahîl

  • Rahîl, şairin çölde devesi veya atıyla çıktığı yolculuğu anlattığı kısımdır.[5]

Methiye

  • Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür.
  • Şiir yönü çok zayıf, dil yönü diğer bölümlere göre çok ağırdır.
  • Bu bölümde abartılı bir anlatım göze çarpar.
  • el-Mutenebbî, el-Ahtal ve Hassân b. Sâbit önemli methiye şairlerindendir.

Tegazzül

  • Gazel söyleme anlamına gelir, bütün kasidelerde yoktur.
  • Şair zaman zaman monotonluğunu kırmak için kasidenin içinde, aynı ölçü ve uyakla gazeller yazar.

Fahriye

  • Şairin kendini övdüğü bölümdür.
  • Nefi'nin bazı kasideleri sadece fahriyeden oluşur.
  • Alkame b. Abade'nin şiirlerinde Fahriye bölümlerine rastlamak mümkündür.[6]

Taç beyit

  • Şairin kendisi hakkındaki yeni düşüncelerini söylediği bölümdür.
  • İki üç beyit bulunur.
  • Taç şairin isminin geçtiği beyittir.

Dua

  • Kasidenin son bölümüdür.
  • Birkaç beyit olur.
  • Şair burada övdüğü kişinin başarılı, uzun ömürlü, talihinin iyi olması yönünde dua eder.

Kaside ve tarihsel önemi

Kasideler, sosyal ve kültür tarihi araştırmacısı için önemli bir belge ve bilgi kaynağı olarak değerlendirilebilirler. Resmî tarihi vesikalar kadar, edebî metinlerin de tarih araştırmacısı için önemli bir belge olduğunu ispatlayacak mühim kaynaklar arasındadır.

Kasideler, ideal devlet adamı profili çizme, sosyal ve ekonomik konularda devrin özelliklerini yansıtma, sosyal hayatın değişik sahnelerini anlatma, tarihî şahsiyetlerin biyografik bilgilerine katkıda bulunma, siyasal ve kültürel tarihin pek çok değişik safhası için yazılmış edebi eserlerdir. Namık Kemal'in Hürriyet Kasidesi buna örnek verilebilir.

Kaynakça

  1. ^ Ayyildiz, Esat (31 Aralık 2020). "'Alkame b. 'Abede el-Fahl ve İki Kasidesi". İSTEM (36): 389-415. doi:10.31591/istem.836393. ISSN 1304-0618. 14 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2021. 
  2. ^ "Makta-şiir". 1 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2023. 
  3. ^ "hüsnü matla". Nedir Ne Demek. 2 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2024. 
  4. ^ "Dilbilimi.net" websitesinde Divan Edebiyatı Nazım Biçimleri ve Türleri Online: [1] 29 Mart 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Erişim tarihi: 31 Mayıs 2016
  5. ^ Esat Ayyıldız, Klasik Arap Şiirinde Rahîl Bölümleri 8 Şubat 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Muasır Filoloji ve Edebiyat Tetkikleri, İksad Publishing House, 2020, s. 5-34.
  6. ^ Esat Ayyıldız, "‘Alkame b. ‘Abede el-Fahl ve İki Kasidesi" 10 Kasım 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. İSTEM / 36 (Aralık 2020): 389-415 . https://doi.org/10.31591/istem.836393

Bibliyografya

  • Pala, İskender (1999 27.bas. 2016), Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, İstanbul:Kapı Yayınları, ISBN 9758950218, Sayfa
  • Dilçin, Cem (1983) Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, Ankara:Türk Dil Kurumu Yayınları ISBN 9789751604897
  • İpekten, Haluk (1994, 14.bas.2011), Eski Türk Edebiyatı Nazım şekilleri ve Arûz, İstanbul:dergâh Yayınları, ISBN 9759953539
  • Muallim Nâci, (haz. M. A. Yekta Saraç), (2004) Edebiyat Terimleri: Istılahât-ı Edebiyye, İstanbul:
  • Tural, Sadık Kemal (ed.) (2001, 2003, 2004, 2005, 2006), Türk Dünyası Edebiyat Terimleri ve Kavramları Ansiklopedik Sözlüğü 5 Cilt, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, ISBN 3990000025722
  • İsen, Mustafa; Macit, Mahsun; Horata, Osman; Kılıç, Filiz; ve Aksoyak, İ. Hakkı, (2002) Eski Türk Edebiyatı El Kitabı, İstanbul:Grafiker Yayınları ISBN 9786054512232

Dış bağlantılar

  • Pala, İskender, (2010) "Kaside. Türk Edebiyatı ", Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. c.24 say. 564-566 Online: [2] 29 Mart 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Divan (edebiyat)</span> Divan edebiyatı şairlerinin eserlerini topladıkları antolojik eser

Divan, Divan edebiyatı şairlerinin belli bir düzene göre şiirlerini topladıkları yapıt.

<span class="mw-page-title-main">Nedîm</span> Divan edebiyatı şairi

Nedîm, Divan Edebiyatı eserleri veren Türk bir şairdi. Şöhretini, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1718-1730 yılları arasındaki Lâle Devri'nde kazandı. Hayatı ve eserleri ile Lâle Devri ruhûnun en önemli temsilcisi olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

Fahriye, Divan edebiyatında şairin övünmek için yazdığı şiir türü. Şairlerin kabileleriyle, soylarıyla, kendileriyle, kahramanlıkları ve cesaretleriyle övünmelerini içerir.

Methiye, edebiyatta bir kimseyi veya bir şeyi övmek için yazılmış şiirlerdir. Methiyeler, genellikle padişahları, sadrazamları, devlet ileri gelenlerini ve din büyüklerini övmek için yazılan kasidelerdir. Ancak kaside şeklinden başka nazım şekilleri ile söylenmiş methiyeler de vardır.

Na't, konu olarak İslam dininin son peygamberi Muhammed'i anan ve öven edebi eserlere verilen isimdir.

Atabetü'l-Hakayık, Edip Ahmet Yükneki'nin 12. yüzyılda, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye ettiği, hadis ve Arapça beyitlere dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını, ahlak ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamî düşünce ve görüşlere yol gösterici olmuş eserdir. Hakaniye lehçesi ile yazılmıştır. Eserin adı günümüzde "Hakikatlerin Eşiği" şeklinde aktarılabilir.

Mesnevi, özellikle Arap, Fars ve Osmanlı edebiyatında kendi aralarında uyaklı beyitlerden oluşan ve aruz ölçüsüyle yazılan divan edebiyatı şiir biçimidir.

Su Kasidesi Fuzûlî'nin kasidelerinden biridir. Aruzun "fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilâtün fâ'ilün" kalıbıyla yazılmıştır. Redifi "Su" olduğu için bu şekilde adlandırılır. Fuzûlî bu kasidesini İslam peygamberi Muhammed'i övmek amacıyla yazmıştır. İlk beyit şu şekildedir: Saçma ey göz eşkten gönlümdeki odlâre su / Kim bu denli dutuşan odlâre kılmaz çâre su Kaside üstün bir lirik söyleyiş ve sanatlı anlatımıyla Türk edebiyatının büyük şairlerinden Fuzûlî'nin bir söz şaheseridir.

Beyit, iki mısradan meydana gelen nazım parçası. Batı edebiyatında beyte "kuple" denir. Divân edebiyatında nazım birimi sayılan beyit, aynı vezinde olan ve birbiri peşinden gelen iki mısradır. Çoklukla anlamın tamamlandığı bir bölüm beytin bir nazım birimi olarak kabul edilmesi yüzünden, divan edebiyatı şiirlerinde konu birliği pek az görülür. Divan şairinin bütün düşüncesi, beyitleri meydana getirecek kafiyelerle ikişer mısra söyleyebilmekti. Divan edebiyatındaki bu şiir anlayışı, Türkiye'de "Edebiyat-i Cedide" ile değişmeye başlamıştır. Anlamın bir beyitte tamamlanmasının şart olmadığı sonraki beyitte, hattâ daha sonraki beyitlere geçebileceği hakkındaki örnekler, bu edebiyat akımı ile edebiyatımızda gelişmiştir. Böylece, bir nâzım şeklinde konu birliğine önem verilmesi yoluna geçilebilmiştir.

Cemreviye veya cemreviyye; Divan edebiyatında şairlerin cemrenin düştüğü dönemlerde yazdıkları bir kaside türüdür. Çok sık tercih edilmediğinden dolayı örneklerine az rastlanır. Cemre düşmesinin baharı müjdeleyici bir olay olması nedeniyle cemreviyeler bahariyelerin bir dalı olarak değerlendirilebilir. Teşbib (giriş) bölümü ile başlarlar ve geri kalan bölümlerde diğer kaside türleri ile aynı özellikleri taşırlar.

Terci-i bent, Arap, İran ve Türk edebiyatlarında bentlerden oluşturulan bir nazım şekli.

Matla, Divan edebiyatında bir şiirin ilk beyiti. Daha çok kaside ve gazel türleri için kullanılır. "Doğmak" anlamındadır.

Sözlük anlamıyla “parça” demek olan kıt'a, nazım terimi olarak iki ya da daha çok, 9-10 beyte kadar olan, matla ve mahlas beyti bulunmayan, gazelde olduğu gibi, yani xa xa xa kafiyeli bir nazım şeklinin adıdır. Matla ve mahlas beytinin yokluğu dışında da kıt'a ile gazel arasında şekil ve konu bakımlarından ayrılıklar vardır. İki beyitli kıt'a yazıldığı halde bu kadar kısa ga­zel yoktur. Ayrıca gazelin beyit sayısı sınırlı olduğu halde 15 beyitten de uzun 30-40 beyte kadar uzayan kıt'alar yazılmıştır. Böyle uzun kıt'alara Kıt'a-i ke­bîre denir. Gazeller genellikle aşk ve sevgili konularını işledikleri halde kıt'anın konusu daha geniştir: Felsefî, tasavvufî bir fikir, bir hayat görü­şü, bir nükte, bir kişiyi övme ya da yerme, bir olayın tarihi kıt'anın konusu olabilir.

Hoca Dehhani, Horasanlı şair ve bilim insanı. Divan Edebiyatı'nın ilk şairidir. 13. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında yaşamıştır.

Hürriyet Kasidesi, Tanzimat dönemi yazarlarından Namık Kemal'in hürriyet, özgürlük, vatan ve millet gibi olguları işlediği kasidesi. Namık Kemal'in en çok bilinen eserlerinden biridir. Abdülaziz'in tahtan indirilişi sonrasında sürgünde olduğu Mağusa'dan 1876 yılında başkent İstanbul'a gelen Namık Kemal, daha önceden temellendirip başladığı şiirini yeni özgürlük ortamında tamamladı. Şiir "Kaside-i Hameset" adıyla da bilinirken asıl adı ise "Besâlet-i Osmâniyye ve Hamiyyet-i İnsâniyye"'dir. Edebi özellikler olarak vezin ve kafiye açısından Fehim'in "Kaside-i der şikâyet-i dehr" naziresidir ve aruzun "mefâiilün mefâilün mefâiilün mefâiilün" şekli ile kaleme alınmıştır. Bir kaside olmasına karşın klasik kasidelerden farklıdır çünkü şair kasidenin bölümlerinden nesip, girizgâh, methiye, tegazzül ve duaya yer vermemiştir. Kaside içeriğinde anlamların beyit içerisinde bütünlenmesi ve beyitler arasında ilişki bulunmaması şairin Divan edebiyatı geleneğinden tam olarak sıyrılamadığını göstermektedir. Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi'ne göre hürriyet kavramı Türk düşünce sistemine bu şiirle girmiştir.

'Alkame b. 'Abade el-Fahl,, genellikle 'Alkama el-Fahl şeklinde tanınmaktadır. Temîm kabilesine mensup bir 6. yüzyıl Arap şairdir. 'Alkame'nin bir şiir divanı bulunmaktadır, ancak hayatı hakkındaki bilgiler sınırlıdır. Döneminin meşhur şairlerinden İmru'u'l-Kays ile girdiği şiir atışmasına dair hikâye, Arap edebiyatında bilinen bir anekdottur.

Nesîb klasik Arap şiirinde, kasidenin giriş kısmına verilen isimdir. Klasik kaside daima nesîb bölümüyle başlamasa dahi, İslam öncesi dönemden itibaren kasidelerde girizgah mesabesinde sıklıkla kullanılmıştır. Bu kısımda genellikle aşk temalı anlatımlara değinilmektedir. Sevgilinin göç ettiği diyarlardan bahsedilmesi, sıklıkla rastlanan motiflerden birisidir.

Rahîl, klasik Arap edebiyatında, klasik kasidenin dahili bölümlerinden birine verilen addır. Kadim Arap şairleri genellikle kasidelerine aşka ilişkin konulardan bahsedilen nesîb bölümüyle başlamaktadır. Nesîb bölümünün ardından, çoğu zaman çölde yapılan yolculukların konu edildiği rahîl bölümüne geçiş yapılmaktadır. Rahîl teması bir tür geçiş bölümüdür ve bu bölümü methiye, hiciv yahut fahriye gibi kasidenin ana temasını teşkil eden asli kısım izlemektedir.

Tahmîs, Divan Edebiyatında daha önce yazılmış olan bir gazelin her beytinin başına birinci mısranın kafiyesine uygun bir biçimde ve anlam bütünlüğünü koruyarak üç dize daha katılması ile oluşturulan eserlerdir. Yapılan ekleme ile beş dizelik bir musammat elde edilir.