Polimer, bir veya daha çok monomer türünden türetilen birçok tekrarlayan alt birimden oluşan çok büyük moleküllerden veya makromoleküllerden oluşan bir madde veya malzemedir. Geniş özellik spektrumları nedeniyle, hem sentetik hem de doğal polimerler günlük yaşamda temel ve yaygın roller oynar.
Yonca, baklagiller (Fabaceae) familyasından uzun yıllar yaşayan, gerek yeşil ot gerekse kuru ot olarak değerlendirilebilen çok yıllık bir serin mevsim yem bitkisi türü.
Su yosunları ya da algler, sucul fotosentetik ökaryotları tanımlamak için kullanılan ve birbirleriyle akraba olmayan çeşitli grupları içine alan resmî olmayan bir terimdir. Grup, Chlorella gibi tek hücreli mikroalglerden, kelp gibi çok hücreli ve makroskopik kahverengi alglere kadar çeşitli farklı şubeden canlıyı kapsar. Mavi-yeşil algler olarak da adlandırılan siyanobakteriler gibi prokaryotlar, genellikle alg olarak nitelendirilmezler. Ayrıca yosun tanımı çoğunlukla su yosunları için kullanılsa da; yosunlar, kara yosunları ve su yosunlarını kapsayan genel bir terimdir.
Terpenler hidrokarbonların geniş ve çeşitli bir sınıfıdır, başlıca bitkiler özellikle iğne yapraklılar tarafından üretilmekle beraber bazı böcekler de osmeteriyumlarında terpenler salgılarlar. Reçinenin ve ondan elde edilen terebentinin ana bileşkesidirler. Terpen sözcüğü "terebentin" sözcüğünden türetilmiştir.
Sodyum nitrat formülü NaNO3 olan kimyasal bileşiktir. Güherçile'den ayırmak için Şili güherçilesi (bu ülkede büyük miktarda yığınlar halinde bulunması nedeniyle bu ad verilmiştir) adı da verilen bu beyaz renkli kristal tuz, potasyum nitrata oranla suda çok fazla çözünmektedir. Havadan nem çeker.
Amonyum sülfat, (NH4)2SO4 formülüne ve çok sayıda ticari kullanıma sahip bir inorganik tuzdur. Toprak gübresi olarak yaygın bir şekilde kullanılır. %21 azot ve %24 kükürt içerir.
Sodyum glutamat, MSG veya Çin Tuzu olarak da bilinen monosodyum glutamat; doğal olarak en fazla ortaya çıkan esansiyel olmayan amino asitlerden biri olan glutamik asidin sodyum tuzudur. ABD Gıda ve İlaç Dairesi MSG'yi Genellikle Güvenli Kabul Edilir (GRAS) olarak sınıflandırırken Avrupa Birliği de gıda katkı maddesi olarak sınıflandırmıştır. MSG'nin HS kodu 29224220 olup E numarası E621'dir. MSG glutamatı, diğer gıdalardaki umami tadınının aynısını vermektedir. Kimyasal olarak her ikisi de aynıdır. Endüstriyel gıda üreticileri, diğer tatların genel algısını dengelediği, harmanladığı ve birleştirdiği için MSG'yi aroma artırıcı olarak pazarlamakta ve kullanmaktadır. Monosodyum glutamatın ticari adları arasında AJI-NO-MOTO®, Vetsin ve Ac'cent bulunmaktadır.
Baryum sülfat BaSO4 formüllü inorganik bileşik. Bu beyaz kristal katı renksizdir ve suda çözünmez. Barit halinde bulunur.
Biyokimya mühendisliği, biyolojik ve biyokimyasal olaylara dayalı süreç ve ürünleri tasarlamak, geliştirmek veya kullanmak için mühendislik ilkelerinin benimsenerek uygulanmasıdır. Biyoproses mühendisliği olarak da bilinen ve biyolojik olayları kimyasal prensiplerle araştıran, analiz eden bir mühendislik dalıdır. Canlı bir organizmada meydana gelen kimyasal olayların incelenmesi ile başlayan biyokimya araştırmaları günümüzde başta tıp olmak üzere tarım, beslenme ve ilaç endüstrisinde de uygulama alanı bulan bir bilim dalı haline gelmiştir. Biyoloji ve kimya temel bilimlerinin bir çalışma alanı olan biyokimya, temel mühendislik prensipleriyle birçok çalışmanın gelişmesine öncülük etmiştir.
Kıyı taşkını, normalde kuru halde bulunan yüzeyin deniz suyu ile sular altında kalmasıyla meydana gelir. Kıyı taşkınlarının kapsamı, su basmasına maruz kalan kıyı arazilerinin topografyası tarafından kontrol edilen iç su taşkınlarının nüfuz etmesinin bir fonksiyonudur. Deniz suyu, araziyi birkaç farklı yoldan sular altında bırakabilir:
- Doğrudan sel - Deniz yüksekliğinin kara yüksekliğini aştığı, genellikle dalgaların kumul gibi doğal bir bariyer oluşturmadığı yerlerde
- Bir bariyerin üst üste binmesi - Bariyer doğal veya insan mühendisliği olabilir ve üst üste binme, Fırtına sırasında veya genellikle sahil açıklarındaki yüksek gelgitler nedeniyle meydana gelir. Dalgaların yüksekliği bariyerin yüksekliğini aşar ve su, arkasındaki toprağı sulamak için bariyerin üstünden akar. Üst üste binme, savunma yapılarını zayıflatabilecek önemli miktarda kara yüzeyini aşındırabilen yüksek hız akışlarına neden olabilir.
- Bir bariyerin ihlali - yine bariyer doğal (kumul) veya insan mühendisliği olabilir ve ihlal büyük dalgalara maruz kalan açık kıyılarda meydana gelir. İhlal, bariyerin deniz suyunun iç kısımlara uzanmasına ve alanları silmesine izin veren dalgalar tarafından parçalandığı veya yok edildiği yerdir.
Arap zamkı; Zamk-ı Arabî, Sudan zamkı, akasya zamkı, Senegal zamkı, Hint zamkı olarak da bilinir. Arap zamkı, akasya ağacının iki türü olan, Senegal akasyası ve Vachellia (Acacia) seyal sertleşmiş özsuyundan oluşan doğal bir zamktır. "Arap zamkı" terimi, belirli bir botanik kaynağı göstermez. Birkaç durumda, sözde "arap zamkı" akasya türlerinden toplanmamış bile olabilir. Ancak, Combretum, Albizia veya diğer bazı cinslerden kaynaklanmış olabilir. Zamk, ticari olarak Sudan (80%) ve Senegal'den Somali'ye kadar tüm Sahel boyunca olan yabani ağaçlardan hasat edilir. "Arap zamkı" adı Ortadoğu'da en azından 9. yüzyılın başlarında kullanılmıştır. Arap zamkı ilk olarak Arap limanları üzerinden Avrupa'ya taşındığı için adı böyle kaldı. Arap zamkı ağırlıklı olarak, arabinoz ve galaktozdan oluşan glikoproteinler ve polisakkaritlerin kompleks bir karışımıdır. Suda çözünür, yenilebilir ve esas olarak, gıda endüstrisi ile meşrubat endüstrisinde, E numarası E414 koduyla kıvam arttırıcı olarak kullanılır. Arap zamkı, geleneksel taş baskıda önemli bir bileşendir ve baskıda, boya üretiminde, tutkalda, kozmetikte ve mürekkeplerde ve tekstil endüstrilerinde viskozite kontrolü dahil olmak üzere çeşitli endüstriyel uygulamalarda kullanılır. Ancak, daha ucuz maddeler bu rollerin çoğu için onunla rekabet etmektedir.
Biyo-mürekkepler, 3B baskı kullanarak tasarlanmış yapay olan canlı dokuyu üretmek için kullanılan malzemelerdir. Bu mürekkepler hücrelerden oluşur, ancak genellikle hücreleri saran ek malzemelerle birlikte kullanılır. Hücrelerin ve biyopolimer jellerin kombinasyonu biyo-mürekkep olarak tanımlanır. Reolojik, mekanik, biyofonksiyonel ve biyouyumluluk gibi belirli özellikleri olması gerekir. Bu mürekkepler, doku mühendisliği ve rejeneratif tıp için en gelişmiş araçlardan biri olarak kabul edilir.
Gıda kimyası gıdada bulunan başlıca bileşenleri, gıdayı oluşturan renkleri, tatları ve meydana gelen reaksiyonlar gibi pek çok farklı konuları ele almaktadır.
Genellikle polimer malzemeleri tasarlayan, analiz eden ve değiştiren bir mühendislik alanıdır. Polimer mühendisliği, petrokimya endüstrisi, polimerizasyon, polimerlerin yapısı ve karakterizasyonu, polimerlerin özellikleri, polimerlerin birleştirilmesi ve işlenmesi ve ana polimerlerin tanımı, yapı özellik ilişkileri ve uygulamalarının yönlerini kapsar.
Mikrobiyoloji, mikroorganizmaları inceleyen biyolojinin alt dallarından biridir. Mikro; gözle görülemeyecek kadar küçük, -biyo; canlı ve -loji; bilim anlamına gelmektedir. Mikrobiyoloji; mikroorganizmaların yapısı, çeşitliliği ve bunların toprak, su, bitki, gıda, hayvan ve insan vücudundaki faaliyetleriyle ilgilenmektedir.
Sodyum klorür, yaygın olarak 'tuz' ismiyle bilinen kimyasal formülü NaCl; 1/1 oranında sodyum ve klorür iyonları olan iyonik bileşik. Molar kütleleri sırasıyla 22.99 ve 35.45 g/moldur. 100 g NaCl, 39.34 g Na ve 60.66 g Cl içerir. Sodyum klorür, deniz suyunun tuzluluğundan ve birçok çok hücreli organizmanın hücre dışı sıvısından en çok sorumlu olan tuzdur. Yenilebilir sofra tuzu biçiminde yaygın olarak bir çeşni ve gıda koruyucusu olarak kullanılır. Birçok endüstriyel proseste büyük miktarlarda sodyum klorür kullanılır ve daha ileri kimyasal sentezler için hammadde olarak kullanılan sodyum ve klor bileşiklerinin ana kaynağıdır. Sodyum klorürün ikinci bir ana uygulaması donma sıcaklığı altındaki havalarda yolların buzunun çözülmesidir.
Yeşil kompozitler ya da biyokompozitler olarak da adlandırılır; yenilenebilir kaynaklardan veya biyolojik maddelerden kaynaklanan hem takviyelerden hem de polimer matris fazından oluşan farklı türde biyo-kompozit malzemeler olarak tanımlanmaktadır. Yeşil kompozitler, çok çeşitli takviye elemanı ve matris malzemelerin kullanımına uygun, iyi mukavemet ve boşluklu yapılarından dolayı iyi ses yalıtım özelliğine sahip, kolayca işlenebilen ve yeni üretim teknikleri gerektirmeyen, mikro ya da nano seviyede çalışılabilen, geri dönüştürülebilir, yenilenebilir, sürdürülebilir doğa dostu malzemelerdir. Yakın geçmişte kendini dünyaya kısa bir sürede tanıtan kompozit malzemeler uzay-hava sistemleri, otomotiv, spor eşyaları gibi birçok gündelik alanlarda vazgeçilemez hale gelmiştir. Genellikle kompozit malzemeler, çeşitli biçimlerde tasarlanabilir olmalarına karşın çoğunlukla epoksi, polipropilen, polietilen vs. bir polimer matrise cam, karbon, aramid veya ultra yüksek moleküler ağırlıklı polietilen liflerin takviyesiyle meydana gelmektedirler. Kompozit malzeme kullanımı artmasının avantajı olmasının yanında oluşacak malzeme için tüketilen atıklar sorun oluşturmaktadır. Ayrıca kompozit malzemeler iki farklı malzemeden meydana geliyor olması geri dönüşümünü zorlaştırmaktadır.
Gıda endüstrisi, dünya nüfusu tarafından tüketilen gıdanın çoğunu sağlayan karmaşık, çeşitli işletmelerden oluşan küresel bir ağdır. Gıda endüstrileri terimi, gıda maddelerinin üretimi, dağıtımı, işlenmesi, dönüştürülmesi, hazırlanması, muhafazası, nakliyesi, belgelendirilmesi ve paketlenmesine yönelik bir dizi endüstriyel faaliyeti kapsamaktadır. Günümüzde gıda endüstrisi, büyük ölçüde emek-yoğun olan küçük, geleneksel, aile tarafından yürütülen faaliyetlerden büyük, sermaye-yoğun ve son derece mekanize endüstriyel süreçlere kadar uzanan imalat ile son derece çeşitlenmiştir. Birçok gıda endüstrisi neredeyse tamamen yerel tarıma, ürüne veya balıkçılığa bağlıdır.
Fruktan, fruktoz moleküllerinin bir polimeridir. Kısa zincir uzunluğuna sahip fruktanlar, frukto-oligosakkaritler olarak bilinir. Fruktanlar agave, enginar, kuşkonmaz, pırasa, sarımsak, soğan, yacon, jícama, arpa ve buğday gibi hem monokot hem de dikot besinler başta olmak üzere anjiyospermlerin %12'sinden fazlasında bulunabilir.
Demir (II) sülfat veya demir sülfat FeSO4•xH2O formülüne sahip bir dizi tuz anlamına gelir. Bu bileşikler en yaygın olarak heptahidrat (x = 7) olarak bulunursa da x için birkaç değer bilinmektedir. Hidratlı form tıp alanında demir eksikliğini tedavi etmek ve ayrıca endüstriyel uygulamalar için kullanılır. Antik çağlardan beri, Zaç-ı Kıbrıs ve yeşil vitriyol (vitriyol, sülfat için eski bir isimdir) olarak bilinen, mavi-yeşil heptahidrat (7 molekül su içeren hidrat) bu maddenin en yaygın şeklidir. Tüm demir (II) sülfatlar suda çözünerek oktahedral moleküler geometriye sahip ve paramanyetik olan aynı akua kompleksi [Fe(H2O)6]2+ verir.