İçeriğe atla

Karotenoid

ABD'de Yellowstone Millî Parkı'nda bulunan Grand Prismatic Spring sıcak su kaynağını çevreleyen turuncu halka, yosun ve bakterilerin sentezlediği karotenoidlerden kaynaklanmaktadır.

Karotenoid bitkilerde ve bazı diğer fotosentetik mikroorganizmalarda (yosunlar, bazı mantarlar ve bazı bakterilerde) bulunan biyolojik pigmenttir. Altı yüzün üzerinde bilinen karotenoid vardır; ksantofiller ve karotenler olarak iki sınıfa ayrılır.

Karatenoidler, C40 çoklu doymamış (polyunsaturated) hidrokarbonların (karotenler) ve bunların oksitlenmiş türevlerinin (ksantofiller) bir sınıfını oluşturur. Bu bileşikler, yağa zengin bir portakal rengi-kırmızı renk verir. Ham hurma yağı en zengin bitkisel karoten kaynaklarından olup konsantrasyonu 500-700 ppm'dir. Havuca göre 15, domatese göre 300 kat daha fazla retinol eşdeğerine sahiptir. Analizler, α- ve β-karotenlerin toplam karotenoid muhtevasının yaklaşık yüzde 90'ını oluşturduğunu gösterir; geri kalanı ile δ-karoten, γ-karoten, fitofluen, fitoen, zeakaroten, likopen, neurosporen ve α- ve β-zeakarotenlerdir.

Tokoferol ve tokotrienoller ham hurma yağında 600-1000 ppm konsantrasyonunda bulunur. Ana bileşenler γ-tokotrienol (%44), α-tokoferol (%22), δ-tokotrienoldür (%12); geri kalanı ise α- ve β-tokotrienoller, γ- ve δ-tokoferollerden oluşur.

Özellikleri

Kaea doniler ile birleşerek pigmentler oluşur kardonile birleşirse H2O oluşur.

Karotenoidlerin pek çok fizyolojik işlevi vardır. Yapıları gereği serbest radikalleri etkili bir şekilde bertaraf ederler ve bağışıklık sistemini güçlendirirler. Epidemiyolojik çalışmalarda diyetinde ve kan plazmasında yüksek oranda beta-karoten bulunan kişilerde akciğer kanser riskinin anlamlı derecede azaldığı bulunmuştur. Öte yandan sigara kullananaların yüksek dozda beta-karoten kullanmasının kanser riski artırdığı bulunmuştur. Bir olasılıkla aşırı miktarda beta-karotenin yıkım ürünleri plazmadaki A vitaminini azaltıp, sigara dumanının neden olduğu akciğer hücrelerindeki çoğalmayı kötüleştirmektedir.

Hayvanlar karotenoidleri sentezleyemezler ve onları beslenme yoluyla elde etmek zorundadırlar. Buna rağmen bu bileşikler yaygın olarak ve genelde gösteriş amaçlı kullanılırlar. Örneğin, flamingo ve somon balıklarının pembe renkleri, istakozların kırmızı renkleri karotenoidlere bağlıdır. Karotenoidler gösteriş amaçlı kulanılırlar çünkü onların fizyolojik ve kimyasal özellikleri göz önüne alınırsa, bireysel sağlığın samimi bir göstergesidirler ve hayvanlarin kendilerine potansiyel eş bulmalarına yarar.

Aroma kimyasalları

Karotenoid yıkım ürünlerinden iyononlar, damaskonlar ve damaskenonlar, parfüm endüstrisinde yaygın olarak kullanılan kokulu maddelerdir. Hem beta-damaskenon ve beta-iyonon çiçeklerin kokusuna katkıda bulunan başlıca bileşiklerdir. Siyah çay, eski tütün, üzüm ve çoğu meyvedeki tatlı çiçek kokuları karotenoid yıkımı sonucu oluşan aromatik bileşikledir.

Karotenoidlerin kaynakları

En yaygın karotenoidler likopen ve A vitamininin öncülü olan β-karotendir. Bitkilerde ksantofil lutein en bol karotenoiddir. Bitkilerin yapraklarında bulunan lutein ve diğer karotenoidler bariz değildir çünkü klorofil gibi diğer pigmentler tarafından maskelenir.

Ham hurma yağının karotenoid profilini belirlemek için çeşitli analitik metotlar kullanılmaktadır. Farklı adsorbanlar ile yapılan önceki çalışmalarda kolon kromatografisi kullanıldı ve reverse-phase yüksek performanslı sıvı kromatografisinin (HPLC), karotenoidlerin yağdan ayrılmasını sağlamada pek çok avantaj sunduğu görüldü.

  • Çeşitli hurma yağı ekstraktlarının içerdiği karotenoid miktarı:
Hurma Yağı EkstraktıKarotenoid İçeriği (ppm)
Ham Hurma Yağı630-700
Ham Hurma Oleini680-760
Ham Hurma Stearini380-540
İkinci Kez Preslenmiş Yağ1800-2400
Liften Artan Yağ4000-6000

Elde edilişi

Karotenoid yönünden zengin bir yağ, lifleri preslenmiş hurmadan elde edilir. Bu hurma yağının bir yan ürünü olup hurma yağı değirmenlerinde yakıt olarak kullanılır. Ticari ham hurma yağından elde edilen karotenoidler, ekstraksiyon ve fraksiyonlama proseslerinde toplanır. Hurma yağı ekstraksiyonunda kullanılan çift-presleme tekniğini, Malezya'daki birçok değirmen uygulamaktadır. Çift-presleme tekniğinin tek aşamalı preslemeye göre avantajları, lifte daha az yağ kaybına yol açması, çekirdek içini daha yüksek oranda çıkarması, kafes ve vidaların daha az yıpranması ve çekirdek içi yağın ham hurma yağına daha az karışmasıdır. İkinci preslemeden elde edilen yağın karotenoid konsantrasyonu daha yüksektir. Bu, çift presleme sürecindeki ilk preslemenin (yemişin ezilmesini önlemek için) daha düşük basınçla yapılmasından ve ikinci preslemede karotenoid bakımından daha zengin bir yağın ekstrakte edilmesinden dolayı olabilir.

Karotenoidler damıtma adı verilen sınai süreçte de elde edilir. Hurma yağı normal oda temperatüründe yarı katı bir yağdır. Damıtma, hurma yağının kullanımını artırmak için uygulanır; elde edilen ürünler; sıvı yağ (olein, %70-80) ve katı yağdır (stearin, %20-30).

Kaynakça

  • Richard A. Larson; Naturally Occurring Antioxidants, Boca Raton (Lewis Publishers, 1997)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Antioksidan</span>

Antioksidan veya yükseltgeme önleyici, yağların oksidasyonunu yavaşlatan madde. Canlılarda, kimyasal süreçler, özellikle oksitlenme, erkin radikallerin oluşmasına neden olur. Yüksek derecede ayıraç olan serbest radikaller farklı moleküller ile kolayca tepkimeye girebilir ve böylece hücrelere, canlıya zarar verebilir. Antioksidanlar serbest radikallerle tepkimeye girerek hücrelere zarar vermelerini önler. Bu özellikleriyle hücrelerin anormalleşme ve sonuç olarak tümör oluşturma risklerini azalttıkları gibi, hücre yıkımını da azalttıkları için, daha sağlıklı ve yaşlılık etkilerinin en az olduğu bir yaşam yaşama şansını yükseltir.

<span class="mw-page-title-main">Vitamin</span> canlıların az oranda gereksinim duyduğu besin

Vitamin, bir canlının metabolizmasının düzgün çalışması için küçük miktarlarda ihtiyaç duyduğu temel bir mikro besin olan organik bir moleküldür. Esansiyel besinler canlıda ya hiç sentezlenemez ya da yeterli miktarlarda sentezlenemez ve bu nedenle beslenme yoluyla alınması gerekir. C vitamini bazı türler tarafından sentezlenebilirken diğerleri tarafından sentezlenemez; ilk etapta bir vitamin değildir, ikinci sıradadır. Vitamin terimi diğer üç temel besin grubunu içermez: mineraller, esansiyel yağ asitleri ve esansiyel amino asitler. Çoğu vitamin tek bir molekül değil, vitaminler adı verilen ilgili molekül gruplarıdır. Örneğin, sekiz E vitamini vardır: dört tokoferol ve dört tokotrienol. Bazı kaynaklar kolin de dahil olmak üzere on dört vitamini listeler, ancak büyük sağlık kuruluşları on üç vitamini listeler: A vitamini, B1 vitamini (tiamin), B2 vitamini (riboflavin), B3 vitamini (niasin), B5 vitamini, B6 vitamini (piridoksin), B7 vitamini (biyotin), B9 vitamini, B12 vitamini (kobalaminler), C vitamini, D vitamini (kalsiferoller), E vitamini ve K vitamini.

E vitamini, kimyasal yapı itibarı ile bir tokol olup antisterilite vitamin olarak da bilinir. E vitamini yağda çözünen önemli bir antioksidandır ve özellikle hücre zarları ve lipoproteinlerde önemli antioksidan işlevler görmektedir. Epidemiyolojik ve sınırlı ara çalışmalar, E vitamininin kardiyovasküler hastalıkların, bazı kanserlerin ve öteki kronik hastalıkların riskini azalttığını belirlemektedir. Bazı büyük klinik deneylerle E vitamininin sağlığa yararları daha derinlemesine değerlendirilmektedir. Tokollerin farklı bileşikleri E vitamini aktivitesi gösterir. En aktifi alfa-tokoferoldür. Geçmişte asıl olarak α-tokoferol üzerinde yoğunlaşılmışken, bugün öteki tokoferoller ve tokotrienoller daha fazla ilgi çekmektedir. İlk sonuçlara göre bunlar, α-tokoferolden farklı antioksidan ve diğer fonksiyonlara sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hemoglobin</span> Omurgalıların çoğunun kırmızı kan hücrelerinde bulunan oksijen taşıyıcı metaloprotein

Hemoglobin, solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan protein. Eritrositlerin içerisinde bulunur. Oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem molekülleri ile bağlar. Başlıca sentez yeri eritrosit üretimi sırasında kemik iliğidir. Yaş, cinsiyet ve türe göre küçük farklılıklarla da olsa kanda belli bir değerin altında bulunmasına Anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir. Hemoglobinin prostetik grubu hem, proteiniyse globulindir.

Regresyon analizi, iki ya da daha çok nicel değişken arasındaki ilişkiyi ölçmek için kullanılan analiz metodudur. Eğer tek bir değişken kullanılarak analiz yapılıyorsa buna tek değişkenli regresyon, birden çok değişken kullanılıyorsa çok değişkenli regresyon analizi olarak isimlendirilir. Regresyon analizi ile değişkenler arasındaki ilişkinin varlığı, eğer ilişki var ise bunun gücü hakkında bilgi edinilebilir. Regresyon terimi için öz Türkçe olarak bağlanım sözcüğü kullanılması teklif edilmiş ise de Türk ekonometriciler arasında bu kullanım yaygın değildir.

<span class="mw-page-title-main">Demir oksit</span>

Demir oksitler, demir ve oksijenden oluşan kimyasal bileşiklerdir. Sadece birkaç demir oksit tanınır. Hepsi siyah manyetik katılardır. Genellikle stokiyometrik değildirler. Oksihidroksitleri, belki de en iyi bilineni pas olan ilgili bir bileşik sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Virgo (takımyıldız)</span> Başak takımyıldızı

Virgo ya da Başak takımyıldızı, modern 88 takımyıldızdan biridir. Tutulum üzerinde yer alır. Virgo adı Latince'de bakire anlamına gelir. Batısında Aslan, doğusunda Terazi takımyıldızları vardır. En parlak yıldızı Spica sayesinde gökyüzünde kolaylıkla bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">Karoten</span>

Karoten, C40H56 formüllü birbiriyle ilişkili birkaç bileşik için kullanılan bir terimdir. Karoten, fotosentez için önemli bir fotosentetik pigmenttir. Soğurduğu ışığı klorofile aktararak fotosenteze katkıda bulunur. Havuç ve çoğu başka sebze ve meyvelerin turuncu renginden sorumludur.

<span class="mw-page-title-main">Terpen</span>

Terpenler hidrokarbonların geniş ve çeşitli bir sınıfıdır, başlıca bitkiler özellikle iğne yapraklılar tarafından üretilmekle beraber bazı böcekler de osmeteriyumlarında terpenler salgılarlar. Reçinenin ve ondan elde edilen terebentinin ana bileşkesidirler. Terpen sözcüğü "terebentin" sözcüğünden türetilmiştir.

Tokol, yağlı tohumlar ve yenen yağların minör bileşenleri olan tokoferol ve tokotrienollerin ikisine birden verilen addır. Yenen yağlar ve yağlı tohumlar, bozucu prosesleri önleyen veya bunların kontrolünde kullanılabilen aktif bileşenleri içeren sabunlaşmayan maddelerin zengin kaynaklarıdır. Trigliserid olmayan bileşenler öncelikli tokoller, fenolik ve flavonoidler, steroller, fosfolipidler, karotenoidler ve triterpenil alkoller ve fitik asit bileşikler ailesine aittir. Her bir yağ bu bileşiklerden birkaç sınıfı içerebilir. Triaçilgliseroller olmayan bileşikler gıda olarak işlem ve kullanım sırasında ayrılabilir ki en önemlileri tokoferoller ve tokotrienollerdir.

<span class="mw-page-title-main">Siyez</span>

Siyez, kaplıca ya da einkorn, Fransa, Fas, Yugoslavya ve Türkiye'de yetişen, Triticum boeoticum türünden yabani buğday türünün kültüre alınmış formudur. Triticum dicoccum buğdayı ile birlikte erken dönemde kültüre alınan buğday türlerindendir. İlk kez Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yer alan Karaca Dağ'da evcilleştirildiği düşünülüyor.

Kesirli analiz, matematiksel analiz'in bir koludur. Kesirli analiz, D = d/dx ile gösterilen türev işlemcisi'nin ve J ile gösterilen integrasyon işlemcisi'nin kuvvetlerinin reel sayı veya karmaşık sayı değerler olabilme olanaklarını inceler.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Ayı Hareketli Grubu</span>

Büyük Ayı Hareketli Grubu, 500 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen ortak kökene ve ortak harekete sahip yakın bir yıldız topluluğudur. Çekirdeği yaklaşık olarak 80 ışık yılı uzaklıktadır. Çoğunlukla Büyük Ayı yıldızlarından oluşur ve parlak yıldızlar açısından oldukça zengindir.

<span class="mw-page-title-main">Retinal</span> kimyasal bileşik

Retinal, retinaldehit olarak da bilinir. Başlangıçta retinen olarak adlandırılmıştı ve A vitamini aldehiti olduğu keşfedildikten sonra yeniden adlandırıldı. Retinal, A vitamininin birçok vitamerinden biridir. Retinal, opsin olarak adlandırılan proteinlere bağlanan ve hayvanlarda görme olayının kimyasal temeli olan bir polien kromoforudur. Retinal bazı mikroorganizmalarda ışığın metabolik enerjiye dönüşmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Batlamyus teoremi</span> Öklid geometrisinde bir teorem

Öklid geometrisinde, Batlamyus teoremi, bir kirişler dörtgeninin dört kenarı ile iki köşegeni arasındaki bir ilişkiyi gösteridir. Teorem, Yunan astronom ve matematikçi Batlamyus'un adını almıştır. Batlamyus, teoremi astronomiye uyguladığı trigonometrik bir tablo olan kirişler tablosunu oluşturmaya yardımcı olarak kullandı.

Nötron yakalama, bir atom çekirdeğinin ve bir veya daha fazla nötronun daha ağır bir çekirdek oluşturmak için çarpıştığı ve birleştiği bir nükleer reaksiyondur. Nötronların elektrik yükü olmadığından, elektrostatik olarak itilen pozitif yüklü protonlardan daha kolay bir şekilde çekirdeğe girebilmektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Kuşburnu (meyve)</span> bitki türü

Kuşburnu veya itburnu, çeşitli gül türlerin verdiği 'yalancı' meyvedir. Tipik olarak kırmızı ila turuncu renktedir, ancak bazı türlerde koyu mordan siyaha kadar renk farklılığı olabilir. İlkbaharda veya yaz başında çiçeklerin tozlaşmasından sonra kuşburnu oluşmaya başlar ve yaz sonundan sonbahara kadar olgunlaşır.

<span class="mw-page-title-main">Koku çıkarma</span>

Koku çıkarma, damıtma, eleme gibi yöntemler kullanılarak hammaddelerden aromatik bileşiklerin ayırma işlemidir. Özütlerin sonuçları, özü çıkarılan üründeki mum miktarına bağlı olarak ya uçucu yağlar, konsantre ve kokulu uçucu yağlar ,yarı katı kütleler ya da bitkisel yağ'lardır. Bir dereceye kadar tüm bu teknikler hammaddelerin aromasından farklı aromalı öz üretme eğilimindedir. Özüt çıkarma işleminde ısı, kimyasal çözücüler veya oksijene maruz kalma, bazı aromatik bileşiklerin koku karakterini değiştirerek veya onları kokusuz hale getirerek yapay hale getirebilir ve özü alınan her aromatik bileşenin oranı farklı olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Mollweide formülü</span> bir üçgenin kenar uzunluklarını ve açılarını ilişkilendiren iki denklem

Trigonometride Mollweide formülü, bir üçgendeki kenarlar ve açılar arasındaki bir çift ilişkidir.

MS 2. yüzyılda Mısır'da Yunan astronom, coğrafyacı ve jeolog Batlamyus tarafından oluşturulan kirişler tablosu, matematiksel astronomi üzerine bir inceleme olan Batlamyus'un Almagest adlı eserinin Kitap I, bölüm 11'inde yer alan bir trigonometrik tablodur. Esasen sinüs fonksiyonunun değer tablosuna eşdeğerdir. Astronomi de dahil olmak üzere birçok pratik amaç için yeterince kapsamlı olan en eski trigonometrik tablodur. 8. ve 9. yüzyıllardan beri sinüs ve diğer trigonometrik fonksiyonlar, İslam matematiği ve astronomisinde kullanılmış ve sinüs tablolarının üretiminde reformlar yapılmıştır. Daha sonra Muhammed ibn Musa el-Harezmi ve Habeş el-Hâsib bir dizi trigonometrik tablo üretmiştir.