İçeriğe atla

Kardiyak tamponad

Kardiyak tamponad
Diğer adlarPerikardiyal tamponad
Kanser sonucunda gelişen çok büyük bir perikardiyal efüzyonun sonucunda gelişen tamponadın ultrasonda görünümü. Kapalı ok - kalp; açık ok - efüzyon
UzmanlıkKalp ve damar cerrahisi
BelirtilerNefes darlığı, halsizlik, sersemlik, öksürük,[1] göğüs ağrısı
SüreAni veya daha kademeli gelişir[2]
NedenleriKanser, böbrek yetmezliği, göğüs travması, perikardit, tüberküloz[1][2]
TanıSemptomlar ve kalp ultrasonu ile konur[2]
TedaviDrenaj (perikardiyosentez, perikardiyal pencere, perikardiyektomi)[2]
SıklıkYılda 10,000'de 2 (ABD)[3]

Kardiyak tamponad veya perikardiyal tamponad,[4] perikardiyumda sıvı birikmesi (kalbin etrafındaki kese) sonucu kalbin sıkışmasıdır.[2] Başlangıcı ani veya kademeli olabilir.[2] Bulgu olarak genellikle obstrüktif şokta görülen nefes darlığı, halsizlik, sersemlik ve öksürük görülür.[1] Göğüs ağrısı görülebilir. Diğer görülen bulgular altta yatan sebebe bağlı olabilir.[1]

Kardiyak tamponadın en sık sebepleri arasında kanser, böbrek yetmezliği, göğüs travması, miyokardiyal enfarktüs ve perikardit sayılabilir.[2][5] Diğer sebepler arasında bağ doku hastalıkları, hipotiroidi, aort rüptürü, otoimmün hastalık ve kardiyak cerrahinin komplikasyonları vardır.[2][6] Afrika'da, tüberküloz göreceli olarak sık bir sebeptir.[1]

Düşük kan basıncı, jugüler venöz distansiyon veya kalp seslerinin duyulamaması (birlikte Beck triadı olarak bilinir) sonucunda tanıdan şüphelenilebilir.[1][2][7] Enflamasyona bağlı olarak bazı vakalarda perikardiyal sürtünme sesi işitilebilir.[2] Tanı ayrıca elektrokardiyogram (EKG) değişiklikleri, göğüs grafisi veya kalp ultrasonu ile desteklenebilir.[2] Eğer sıvı miktarı yavaş yavaş artarsa perikardiyal kese 2 litreden fazla sıvıyı tutacak kadar genişleyebilir; ancak, eğer artış ani gelişirse, 200 mL kadar sıvı dahi tamponada sebep olabilir.[2]

Tamponad bir tıbbi acildir.[5] Semptomatik olduktan sonra, drenaj şarttır.[8] Bu, perikardiyosentez, perikardiyal pencere oluşturmak için cerrahi veya perikardiyektomi şeklinde yapılabilir.[2] Drenaj aynı zamanda enfeksiyon veya kanser ihtimallerini elemek için de gerekebilir.[8] Ayrıca tedavide dobutamin veya düşük kan hacmi olanlarda intravenöz sıvı kullanılabilir.[1] Az semptomu olan ve korkutucu özellik göstermeyenlerde yakın takip tercih edilebilir.[2] Tamponadın sıklığı belirsizdir.[9] ABD'de bir tahmini değer olarak yılda 10,000'de 2 belirlenmiştir.[3]

Belirti ve bulgular

Gelişimi ani (akut) veya daha kademeli (subakut) olabilir.[2][10] Belirti olarak genellikle obstrüktif şokta görülen nefes darlığı, halsizlik, sersemlik, öksürük[1] ve aynı zamanda Beck triadına (juguler ven distansiyonu, kalp seslerinin alınmaması ve hipotansiyon) rastlanılabilir. Göğüs ağrısı görülebilir. Diğer bulgular altta yatan sebebe bağlı olabilir.[1]

Şokun diğer genel bulguları (hızlı kalp atımı, nefes darlığı ve bilinç bozukluğu gibi) görülebilir. Ancak, bu belirtiler bazı vakalarda görülmeyebilir. Hızlı kalp atımı, normalde beklense de, üremi veya hipotiroidisi olan hastalarda görülmeyebilir.[1]

Sebepleri

Kardiyak tamponad, büyük veya kontrol edilememiş bir perikardiyal efüzyon (perikardiyumun içinde sıvı birikmesi) sonucu gelişir.[11] Bu genellikle göğüs travmasının (künt veya delici) sonucunda olmakla birlikte,[12] ayrıca miyokard enfarktüsü, miyokardiyal rüptür, kanser (en sık Hodgkin lenfoma), üremi, perikardit, kardiyak cerrahi,[11] nadiren retrograd aort diseksiyonu,[13] veya antikoagülan kullanımı sonucunda da gelişebilir.[14] Efüzyon ani (travma veya miyokard rüptüründe olduğu gibi) veya zamana daha kademeli olarak yayılacak (kanserdeki gibi) şekilde gelişebilir. Biriken sıvı genellikle kandır, ancak bazı durumlarda püy de görülebilir.[11]

Cerrahi

Kalp cerrahisinden sonraki ilk 7 gün, kardiyak tamponada en sık ortam hazırlayan durumlardan biridir.[15] Kalp cerrahisinden sonra, kanı boşaltmak için göğüs tüpleri yerleştirilir. Ancak kan bu göğüs tüplerinde pıhtı oluşturmaya meyillidir. Göğüs tüplerinden biri tıkandığında, boşaltılması gereken kan kalbin etrafında birikerek tamponada sebep olabilir.[16]

Patofizyoloji

Perikardiyumun kanla dolduğu bir durum olan hemoperikardiyum, kardiyak tamponadın sebeplerinden birisidir.

Kalbin etrafını saran çift tabakalı bir kese olan perikardiyum, dışta fibröz bir perikardiyum tabakası ve içte çift katmanlı seröz perikardiyum tabakasından oluşur.[17] İki seröz perikardiyum katmanı arasında perikardiyal boşluk bulunur ve bu boşluk kalp kasıldığında sürtünmeyi önleyen kayganlaştırıcı seröz sıvı ile doludur.[18] Kalbin dış tabakası, kolaylıkla esnemeyen fibröz dokudan oluşur,[19] bu yüzden fazladan sıvı perikardiyal boşluğa dolmaya başladığında, basınç artmaya başlar.[11] Sonuç olarak, kalp tam olarak gevşeyememesi nedeniyle sıkışır.[20]

Eğer sıvı birikmeye devam ederse, devamında olan her diyastolik süreçte ventriküllere daha az kan dolar. Sonuçta, kalp üzerinde artan basınç septumu sol ventriküle doğru bükerek atım hacminin (stroke volüm) azalmasına sebep olur.[11] Bu durum obstrüktif şok gelişmesine sebep olur ve eğer tedavisiz kalırsa, kardiyak arrest gelişebilir (genellikle nabızsız elektriksel aktivite olarak kendini gösterir).[21] Atım hacmindeki (stroke volüm) azalma ayrıca kardiyak debide (kardiyak output) azalmaya sebep olabilir ve böylece taşikardi ve hipotansiyon gözükebilir.[20]

Tanı

Kalbin kardiyak tamponadı gösteren bir ultrasonu.[22]

Beck triadı olarak bilinen üç klasik belirti, düşük kan basıncı, jugüler venöz distansiyon ve boğuk kalp sesleridir.[23] Diğer belirtiler arasında pulsus paradoksus (nefes almayla arteriyel kan basıncının 10 mmHg düşmesi),[11] ve elektrokardiyogramda ST segment değişiklikleri sayılabilir,[23] ve ayrıca düşük voltajlı QRS kompleksleri gözlenebilir.[14]

Tıbbi görüntüleme

Tamponada genellikle radyografik olarak tanı konulabilir. Tercih edilen tanısal test olan ekokardiyografi, genel olarak genişlemiş bir perikardiyumu veya çökmüş haldeki ventrikülleri gösterir. Büyük bir kardiyak tamponad, göğüs x-rayi üzerinde daha küre şeklinde bir kalp olarak gözükebilir. Nefes alım sırasında, torasik kavitedeki negatif basınç, sağ ventrikülde artmış basınca sebep olur. Sağ ventriküldeki bu artmış basınç, interventriküler septumun sol ventriküle doğru bükülmesine yol açıp, sol ventrikülün daha az dolabilmesine sebep olur. Aynı zamanda, sağ ventrikül hacmi belirgin şekilde azalmış olup, bazen ventrikül çöker.[14]

Ayırıcı tanı

Kardiyak tamponada ilk tanıyı koymak zor olabilir, çünkü fazlaca ayırıcı tanısı vardır.[10] Ayrım bulgulara dayalı olası tanıları, gelişim zamanını, travma mekanizmasını ve hasta hikâyesini içerir. Ani gelişen kardiyak tamponad plevral efüzyona, şoka, pulmoner emboliye ve tansiyon pnömotoraksa benzerlik gösterir.[10][12]

Eğer bulgular daha kademeli olarak belirdiyse, ayırıcı tanı akut kalp yetmezliğini içermelidir.[24]

Eğer travma sonucu bir kişide nabızsız elektriksel aktivite olup, hipovolemi veya tansiyon pnömotoraks gözükmüyorsa, en olası tanı kardiyak tamponaddır.[25]

Göğüs ağrısında geniş kapsamlı ayırıcı tanının oluşturduğu tanısal zorluğa ek olarak, hastanın zayıf veya baygın halde oluşu tanıyı daha da zorlaştırır. Örneğin, hızlı solunum, eforla nefes almada zorlanma ve dinlenmeye geçince hava açlığı anahtar bir tanısal bulgu olabilir, ancak baygın veya konvülsiyon geçiren hastadan bu bilgiyi almak mümkün olmayabilir.[1]

Tedavi

Hastane öncesi bakım

İlk bakım genellikle oksijen verilmesi ve monitörizasyon yapılması gibi, destekleyici tarzdadır. Hastane öncesinde şokun genel tedavisi dışında pek bir tedavi uygulanamaz. Bazı ekipler acil torakotomi ile penetran göğüs yaralanması sonucu gelişen perikardiyumdaki pıhtılaşmayı çıkarmışlardır.[]

Hızlı tanı ve tedavi tamponadda sağkalım için çok önemlidir. Bazı hastane öncesi kuruluşların perikardiyosentez imkanı sağlayan, hayat kurtarıcı tesisleri olabilir. Eğer kişi zaten kardiyak arrest geçirdiyse, sadece perikardiyosentez sağkalımı sağlamaz ve hastanın bir hastaneye hızlıca taşınması daha doğru yaklaşımdır.[].

Hastane yönetimi

Hastanede ilk yaklaşım perikardiyosentezdir.[12] Bu işlem ciltten perikardiyuma bir iğne geçirerek altta yatan sıvıyı, ideal olarak ultrason eşliğinde aspire etmeyi içerir. Bu işlem interkostal araklıkların lateralinden (yan), genelde beşinci aralıktan veya bir subksifoid yaklaşım ile gerçekleştirilir.[26][27] Sol parasternal yaklaşım, sternumun 3 ila 5 cm solundan başlanarak ve sol arteria thoracica internadan kaçınarak, beşinci interkostal aralıktan yapılır.[28] Genellikle, resüsitasyon döneminde hastada bir kanül bırakılır, böylece ihtiyaç duyulması halinde prosedür tekrar gerçekleştirilebilir. Eğer uygun imkanlar varsa, acil bir perikardiyal pencere açılabilir[12] böylece perikardiyum kesiyle açılarak sıvının boşalması sağlanır. Hastanın stabilize olmasından sonra, kanama kaynağını mühürlemek ve perikardiyumu onarmak için cerrahi yapılır.[]

Kalp cerrahisini takiben, göğüs tüpünden gelen miktar takip edilir. Eğer drenaj hacmi azalır ve kanın basıncı düşerse, bu göğüs tüpü tıkanması sonucu gelişen bir tamponada işaret edebilir. Bu durumda, kişi acil ameliyat için tekrar ameliyathaneye alınır.[]

Eğer agresif şekilde tedavi hızlıca sağlandıysa ve bir komplikasyon gelişmezse (şok, AMI veya aritmi, kalp yetmezliği, anevrizma, kardit, emboli veya rüptür) veya hızlıca durum kontrol altına alındıysa, o zaman sağkalım belirgin bir olasılığa sahiptir.[]

Epidemiyoloji

Tamponadın sıklığı belirsizdir.[9] ABD'de bir tahmin sıklığı yılda 10,000'de 2 olarak belirlemiştir.[3] Göğsünden bıçaklanan veya silahla yaralananların %2'sinde geliştiği tahmin edilmektedir.[29]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j k Spodick, DH (14 Ağustos 2003). "Acute cardiac tamponade". The New England Journal of Medicine. 349 (7): 684-90. doi:10.1056/NEJMra022643. PMID 12917306. 
  2. ^ a b c d e f g h i j k l m n o Richardson, L (November 2014). "Cardiac tamponade". Journal of the American Academy of Physician Assistants. 27 (11): 50-1. doi:10.1097/01.jaa.0000455653.42543.8a. PMID 25343435. 
  3. ^ a b c Kahan, Scott (2008). In a Page: Medicine (İngilizce). Lippincott Williams & Wilkins. s. 20. ISBN 9780781770354. 2 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 9 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2022. 
  5. ^ a b "Cardiac Tamponade - Injuries and Poisoning". Merck Manuals Consumer Version. 22 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Mayıs 2020. 
  6. ^ Schiavone, WA (February 2013). "Cardiac tamponade: 12 pearls in diagnosis and management". Cleveland Clinic Journal of Medicine. 80 (2): 109-16. doi:10.3949/ccjm.80a.12052. PMID 23376916. 
  7. ^ Khandaker, MH; Espinosa, RE; Nishimura, RA; Sinak, LJ; Hayes, SN; Melduni, RM; Oh, JK (June 2010). "Pericardial disease: diagnosis and management". Mayo Clinic Proceedings. 85 (6): 572-93. doi:10.4065/mcp.2010.0046. PMC 2878263 $2. PMID 20511488. 
  8. ^ a b Sagristà-Sauleda, J; Mercé, AS; Soler-Soler, J (26 Mayıs 2011). "Diagnosis and management of pericardial effusion". World Journal of Cardiology. 3 (5): 135-43. doi:10.4330/wjc.v3.i5.135. PMC 3110902 $2. PMID 21666814. 
  9. ^ a b Bodson, L; Bouferrache, K; Vieillard-Baron, A (October 2011). "Cardiac tamponade". Current Opinion in Critical Care. 17 (5): 416-24. doi:10.1097/mcc.0b013e3283491f27. PMID 21716107. 
  10. ^ a b c Stashko, Eric; Meer, Jehangir M. (2019), "Cardiac Tamponade", StatPearls, StatPearls Publishing, PMID 28613742, 13 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 2 Ağustos 2019 
  11. ^ a b c d e f Porth, Carol; Carol Mattson Porth (2005). Pathophysiology: concepts of altered health states (7. bas.). Hagerstwon, MD: Lippincott Williams & Wilkins. ISBN 978-0-7817-4988-6. 
  12. ^ a b c d Gwinnutt CL, Driscoll PA (2003). Trauma Resuscitation: The Team Approach (2. bas.). Oxford: BIOS. ISBN 978-1-85996-009-7. 
  13. ^ Isselbacher EM, Cigarroa JE, Eagle KA (Nov 1994). "Cardiac tamponade complicating proximal (retrograde) aortic dissection. Is pericardiocentesis harmful?". Circulation. 90 (5): 2375-8. doi:10.1161/01.CIR.90.5.2375. PMID 7955196. 
  14. ^ a b c Longmore, J. M.; Murray Longmore; Wilkinson, Ian; Supraj R. Rajagopalan (2004). Oxford handbook of clinical medicine (6. bas.). Oxford [Oxfordshire]: Oxford University Press. ISBN 978-0-19-852558-5. 
  15. ^ Carmona, Paula; Mateo, Eva; Casanovas, Irene; Peña, Juan J.; Llagunes, Jose; Aguar, Federico; De Andrés, Jose; Errando, Carlos (2012). "Management of Cardiac Tamponade After Cardiac Surgery". Journal of Cardiothoracic and Vascular Anesthesia. Elsevier BV. 26 (2): 302-311. doi:10.1053/j.jvca.2011.06.007. ISSN 1053-0770. PMID 21868250. 
  16. ^ Vistarini, Nicola; Gabrysz-Forget, Fanny; Beaulieu, Yanick; Perrault, Louis P. (2016). "Tamponade Relief by Active Clearance of Chest Tubes". The Annals of Thoracic Surgery. Elsevier BV. 101 (3): 1159-1163. doi:10.1016/j.athoracsur.2015.10.098. ISSN 0003-4975. PMID 26897195. 
  17. ^ Sharma, Nitish K.; Waymack, James R. (4 Ağustos 2021). "Acute Cardiac Tamponade". StatPearls. PMID 30521227. Erişim tarihi: 22 Kasım 2021. 
  18. ^ Vogiatzidis, Konstantinos; Zarogiannis, Sotirios G.; Aidonidis, Isaac; Solenov, Evgeniy I.; Molyvdas, Paschalis-Adam; Gourgoulianis, Konstantinos; Hatzoglou, Chrissi (18 Mart 2015). "Physiology of pericardial fluid production and drainage". Frontiers in Physiology. 6: 62. doi:10.3389/fphys.2015.00062. PMC 4364155 $2. PMID 25852564. 
  19. ^ Patton KT, Thibodeau GA (2003). Anatomy & physiology (5. bas.). St. Louis: Mosby. ISBN 978-0-323-01628-5. 
  20. ^ a b Stashko, Eric; Meer, Jehangir M. (2021), "Cardiac Tamponade", StatPearls, Treasure Island (FL): StatPearls Publishing, PMID 28613742, 13 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 24 Kasım 2021 
  21. ^ Standl, Thomas; Annecke, Thorsten; Cascorbi, Ingolf; Heller, Axel R.; Sabashnikov, Anton; Teske, Wolfram (3 Şubat 2019). "The Nomenclature, Definition and Distinction of Types of Shock". Deutsches Ärzteblatt International. 115 (45): 757-768. doi:10.3238/arztebl.2018.0757. PMC 6323133 $2. PMID 30573009. 
  22. ^ a b c Smith, Ben (27 Şubat 2017). "UOTW#78 - Ultrasound of the Week". Ultrasound of the Week. 13 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2017. 
  23. ^ a b Holt L, Dolan B (2000). Accident and emergency: theory into practice. Londra: Baillière Tindall. ISBN 978-0-7020-2239-5. 
  24. ^ Chahine, Johnny; Alvey, Heidi (2019), "Left Ventricular Failure", StatPearls, StatPearls Publishing, PMID 30725783, 28 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 2 Ağustos 2019 
  25. ^ American College of Surgeons Committee on Trauma (2007). Advanced Trauma Life Support for Doctors, 7th Edition. Chicago: American College of Surgeons
  26. ^ Shlamovitz, Gil (4 Ağustos 2011). "Pericardiocentesis". Medscape. 23 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2011. 
  27. ^ Yarlagadda, Chakri (11 Ağustos 2011). "Cardiac Tamponade Treatment & Management". Medscape. 16 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2011. 
  28. ^ Synovitz C.K., Brown E.J. (2011). Chapter 37. Pericardiocentesis. In Tintinalli J.E., Stapczynski J, Ma O, Cline D.M., Cydulka R.K., Meckler G.D., T (Eds), Tintinalli's Emergency Medicine: A Comprehensive Study Guide, 7e. Retrieved September 19, 2014 from "Chapter 37. Pericardiocentesis". Archived copy. The McGraw-Hill Companies. 2011. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2014. .
  29. ^ Marx, John; Walls, Ron; Hockberger, Robert (2013). Rosen's Emergency Medicine - Concepts and Clinical Practice (İngilizce). Elsevier Health Sciences. s. 448. ISBN 978-1455749874. 2 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Dış bağlantılar

Sınıflandırma
Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Düşük tansiyon</span> sistolik kan basıncının 90 mmHgdan az olması

Düşük tansiyon ya da hipotansiyon, düşük kan basıncı demektir; sistolik kan basıncının 90 mmHg'dan az olmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Nefes darlığı</span>

Dispne ya da nefes darlığı kişinin güçlükle nefes alıp vermesi halidir, yani nefes almada zorlanma demektir. Birçok hastalıkta görülebilen yaygın bir semptomdur. En sık görüldüğü tıbbi durumlardan bazıları; Anemi, yoğun egzersiz, kardiovasküler hastalıklar, hipertiroidi, obezite.

Kalp masajı, resusitasyon, kardiyopulmoner resusitasyon, kalp-akciğer canlandırması veya kısa adıyla CPR (İng: Cardiopulmonary resuscitation), kalbi duran bir kişide kan dolaşımını ve solunum sistemini tekrar çalışır hâle getirmek amacıyla uygulanan acil yöntemler bütünüdür. Yöntemin bir ilk yardım yöntemi olması sebebiyle öncelikli amaç, hastaya yeterli sağlık hizmeti ulaşıncaya kadar ya da nefes ve nabız geri gelene kadar, kişinin dolaşım ve solunumunun devam ettirilmesi, dolayısıyla organların oksijensiz kalmasının geciktirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Perikardit</span>

Perikardit, perikardın iltihaplanmasıdır. Semptomlar tipik olarak omuzlarda, boyunda veya sırtta da hissedilebilen ani başlayan keskin göğüs ağrısını içerir. Ağrı, tipik olarak otururken daha az şiddetli ve uzanırken veya derin nefes alırken daha şiddetlidir. Perikarditin diğer semptomları arasında ateş, halsizlik, kalp çarpıntısı ve nefes darlığı sayılabilir. Semptomların başlangıcı bazen ani olmaktan çok kademeli olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp krizi</span> Kalbin bir kısmına kan akışının kesilmesi

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut miyokard enfarktüsü, kan akımının azalması veya durması sonucunda koroner arterlerden birinde meydana gelen enfarktüs ile karakterize edilir. Tipik belirtiler arasında, sıklıkla sol omuz, kol veya çeneye yayılan, göğüs kemiğinin arkasında (retrosternal) göğüs ağrısı veya rahatsızlığı bulunur. Bu ağrı, bazen mide yanması gibi algılanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp yetmezliği</span> kalbin karıncıktaki kanı damarlara yeteri kadar gönderememesi sonucu oluşan rahatsızlık

Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının içindeki kanı, her vuruşunda damarlara yeterli miktarda gönderememesi sonucu oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Perikard</span>

Perikard, perikardiyum veya perikart, kalbin etrafını saran ve kalp ile birlikte ana damarların kökünü kapsayan çift duvarlı kese.

<span class="mw-page-title-main">Kalp çarpıntısı</span> kalp atışı anormalliği

Palpitasyon kişinin kalp atışını hissetmesine yol açan bir kalp atışı anormalliğidir. Bu durumda kalp atışı çok hızlı, çok yavaş, düzensiz ya da normal olabilir. Ektopik atım sonucunda olabilir, ancak ektopik atımla karıştırılmamalıdır. Neredeyse herkes nadiren de olsa palpitasyon tecrübesi yaşar, ancak sıklıkla oluyorsa bir problemin işaretçisidir. Çoğunlukla sinirsel bir durumdur; kişinin ya kalp hastalığı korkusuyla ya da duygusal bozukluklar sonucu, kendi kalp etkinliğiyle aşırı ilgilenmesi sonucu ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Kalp durması</span> kalbin pompalama işlevinin durması veya bitmesi

Kalp durması, dolaşım durması veya kardiyak arrest, kalbin kan pompalama işlevini durması veya bitmesidir. Ayrıntılı olarak kardiyak arrest, miyokardın herhangi bir sebepten dolayı sistol ve diastol işlemlerini yerine getirememesidir. Miyokardın sistol (kasılma) ve diyastol (gevşeme) işlevini yerine getirememesi nedeniyle kalp işlevini yitirir. Ritim olmadan hayati organlara kan gitmez ve hasta tıbben ölmüş sayılır. Ritmi geri getirmek için kalp masajı uygulanmaya başlanır. Kardiyak arrestin beklenmediği durumlarda gelişmesi halinde "akut kardiyak arrest" (İngilizce: Sudden cardiac arrest, SCA) terimi kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Siyanoz</span> kandaki oksijen miktarında azalma

Siyanoz, kılcal yatağın "kırmızı kan hücrelerinde" hemoglobine bağlı oksijen miktarının azalması sonucu vücut "doku" renginin mavimsi-mor bir renge dönüşmesidir. Siyanoz yansıtan vücut dokuları genellikle mukoza zarları, dudaklar, tırnak yatakları ve kulak memeleri dahil olmak üzere derinin daha ince olduğu yerlerde bulunur. Amiodaron veya gümüş içeren bazı ilaçlar, Moğol lekeleri, büyük doğum izleri ve mavi veya mor boya içeren gıda ürünlerinin tüketimi de mavimsi cilt dokusu renginin değişmesine neden olabilir ve siyanozla karıştırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Miyoglobin</span> genel omurgalılardaki ve neredeyse tüm memelilerdeki kaslarda bulunan Fe ve O bağlayıcı proteindir

Miyoglobin ; genel olarak omurgalılardaki ve hemen hemen tüm memelilerdeki kas dokusunda bulunan demir ve oksijen bağlayıcı bir proteindir. Miyoglobin, yapısı çözümlenen ilk protein niteliğindedir. 1958'de ilk kez Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew tarafından kristalografi ile yapısı çözümlenmiştir. Miyoglobin, kanda bulunan, bundan ziyade kırmızı kan hücresinde bulunan demir ve oksijen bağlayıcı niteliğe sahip olan hemoglobin ile uzaktan bir ilişkisi bulunmaktadır. Miyoglobin kas dokusundan başka bir dokuda bulunamaz, ancak kas dokusunda oluşan bir yaralanma sonucunda kan dolaşımına katılabilir. Kanda bulunuşu sıra dışı bir durum olarak görülebilen miyoglobin, tanısal bir belirteç olabilir. Kas hasralanmasına duyarlı olan miyoglobin, göğüs ağrısı olan hastalarda kalp krizi için potansiyel bir belirteçtir. Ancak miyoglobinin kalp krizi tanısındaki özgünlüğü düşüktür; tanı koyulurken CK-MB, cTnT, EKG ve klinik bulguların dikkate alınması gerekmektedir. Rabdomiyoliz gibi kas hasarlanması sonucunda kandaki yoğunluğu artan miyoglobin, böbreklerce süzülür; ancak bu durum böbrekteki renal tübüler epiteller için toksiktir ve akut böbrek yetmezliğine neden olabilir.

Cor pulmonale, akciğer hastalıklarından kökenli pulmoner hipertansiyona bağlı bir kalp hastalığıdır. Kalbin sağ ventrikülünü (karıncık) etkiler. Sürecin temelinde, akciğer patolojisi nedeniyle kan dolaşımının güçleşmesi ve damarlardaki kanın geriye doğru birikerek kalbin sağ bölümüne yüklenmesi yatar. Klinikte 2 tür cor pulmonale izlenir:

  1. Akut cor pulmonale: Sıklıkla venöz tromboembolizm olgularında görülür; ikinci sırada “akut solunum güçlüğü sendromu” etkilidir. Sağ kalp yüklenmesi ansızın gelişir. Kalpte “foramen ovale açıklığı” olan hastalarda klinik tablo çok ağırdır.
  2. Kronik cor pulmonale: Bir bölümünün nedeni bilinmemektedir. Obstrüktif akciğer hastalıkları (KOAH), uyku apnesi, restriktif akciğer hastalıkları, yineleyen küçük venöz embolusların zamanla akciğerin küçük damarlarını bloke etmesi, sarkoidoz, polisitemi, damar yangıları (vaskülit) sekonder olguların başlıca nedenleridir.
<span class="mw-page-title-main">Göğüs ağrısı</span> semptom

Göğüs ağrısı, göğüste, tipik olarak göğsün ön tarafında ağrı veya rahatsızlıktır. Keskin, künt, baskı, ağırlık veya sıkma olarak tanımlanabilir. İlişkili semptomlar, mide bulantısı, terleme veya nefes darlığı ile birlikte omuz, kol, üst karın veya çenede ağrı olabilir. Kalple ilgili ve kalple ilgili olmayan ağrı olarak ikiye ayrılabilir. Kalbe yetersiz kan akışı nedeniyle oluşan ağrı, anjina pektoris olarak da adlandırılır. Diyabet hastaları veya yaşlılar daha az belirgin semptomlara sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kardiyomiyopati</span> kalp hastalığı ve kalp kasının işlevinin bozulmasıyla  nitelenen miyopati

Kardiyomiyopati kalp kasının birincil hastalıkları grubudur. Başlangıçta birkaç belirti olabilir veya hiç olmayabilir. Hastalık kötüleştikçe, kalp yetmezliği başlangıcına bağlı olarak nefes darlığı, yorgunluk hissi ve bacaklarda şişme, düzensiz kalp atışı ve bayılma görülebilir. Etkilenen kişilerde ani kalp ölümü riski vardır.

<span class="mw-page-title-main">Künt travma</span>

Künt travma veya perforan (delici) olmayan travma; bir fiziksel travma sonrası ortaya çıkan durumdur. Bir nesne cildi deldiğinde ve vücudun bir dokusuna girerek açık bir yara ve çürük oluşturduğunda ortaya çıkan delici travmadan (penetran) farklı bir durumdur.

<span class="mw-page-title-main">Hemotoraks</span> Akciğeri saran zarların arasında kan birikmesi

Hemotoraks plevral boşluk içinde kan birikmesidir. Hemotoraksın belirtileri göğüs ağrısı ve nefes almada zorluk olabilirken, klinik bulgular etkilenen tarafta solunum seslerinin azalması ve kalp hızında artış olabilir. Hemotoraks genellikle bir yaralanmadan kaynaklanır, ancak plevral boşluğu işgal eden kanserlere bağlı, kan pıhtılaşma bozukluklarının bir sonucu olarak, endometriozisin sık görülmeyen bir klinik görünümü şeklinde, sönmüş bir akciğere bağlı veya nadiren başka durumlarla ilişkili gelişebilir.

Perikardiyektomi, perikardın bir kısmının veya çoğunun cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bu operasyon en yaygın olarak konstriktif perikarditi rahatlatmak veya kalsifiye ve fibröz bir perikardı çıkarmak için kullanılır. Ayrıca şiddetli veya tekrarlayan perikardiyal efüzyon vakaları için de kullanılabilir. Ameliyat sonrası sonuçlar ve mortalite, tedavi etmek için kullanıldığı hastalıktan önemli ölçüde etkilenir.

<span class="mw-page-title-main">Aort diseksiyonu</span> aortun en iç tabakasında yaralanma

Aort diseksiyonu (AD), aortun en iç tabakasındaki bir yaralanmanın kanın aort duvarının tabakaları arasında akmasına izin vermesi ve tabakaları birbirinden ayırmaya zorlanması durumunda oluşur. Çoğu durumda, bu durum aniden başlayan şiddetli göğüs veya sırt ağrısı ile ilişkilidir ve sıklıkla "yırtılma" karakterinde olarak tanımlanır. Kusma, terleme ve baş dönmesi de görülebilir. Kan akışının azalması, inme, alt ekstremite iskemisi veya bağırsak çürümesi gibi diğer organlarda hasara yol açabilir. Aort diseksiyonu, kalbe yetersiz kan akışı veya aortun tamamen yırtılması nedeniyle hızla ölüme yol açabilir.