İçeriğe atla

Karbonifer

Karbonifer
358,9 ± 0,4 - 298,9 ± 0,15 myö 
Orta Karbonifer sırasında Dünya (yaklaşık 330 myö)
Kronoloji
Etimoloji
Takma ad(lar)Amfibiler Çağı
Kullanım bilgisi
Gök cismiDünya
Bölgesel kullanımKüresel (ICS)
Kullanılan zaman çizelgesiICS Zaman Cetveli
Tanım
Kronolojik birimDönem
Stratigrafik birimSistem
İlk önerenWilliam Daniel Conybeare ve William Phillips, 1822
Zaman aralığının resmîyetiResmî
Alt sınırını belirleyenBir konodont olan Siphonodella sulcata'nın ilk ortaya çıkışı (2006'da biyostratigrafik sorunlara sahip olduğu keşfedilmiştir).[2]
Alt sınır KSKNLa Serre, Montagne Noire, Fransa
43°33′20″N 3°21′26″E / 43.5555°K 3.3573°D / 43.5555; 3.3573
KSKN onayı1990[3]
Üst sınırını belirleyenBir konodont olan Streptognathodus isolatus'un morfotipi Streptognathodus wabaunsensis kronoklininin içinde ilk ortaya çıkışı
Üst sınır KSKNAydaralaş, Ural Dağları, Kazakistan
50°14′45″N 57°53′29″E / 50.2458°K 57.8914°D / 50.2458; 57.8914
KSKN onayı1996[4]
Atmosfer ve iklim verileri
Deniz seviyesinin günümüze göre yüksekliğiMisisipiyen boyunca 120 metreden günümüz seviyesine düşer, daha sonra dönem sonunda yaklaşık 80 metreye kadar istikrarlı bir şekilde yükselir[5]

Karbonifer, Palezoyik Zaman'ın beşinci dönemidir. Yaklaşık 358,9 milyon yıl önce Devoniyen Dönemi'nin sonlanmasıyla başlamış ve 298,9 milyon yıl önce Permiyen Dönemi'nin başlamasıyla sonlanmıştır. Karbonifer, Latince kömür anlamına gelen carbō ve taşımak anlamına gelen ferō sözcüklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bundan dolayı Karbonifer, Latincede "karbon-taşıyan" anlamına gelir.

Karbonifer Dönemi, Dünya'nın iklimi, canlıların evrimi ve enerji kaynaklarının oluşumu gibi birçok açıdan dikkate değer etkilere sahiptir. Karbonifer Dönemi'nin başlangıcında, Dünya sıcak ve nemli bir iklime sahipti. Bu dönemde, sera etkisi nedeniyle günümüze kıyasla yüksek sıcaklıklar mevcuttu ve buna deniz seviyelerinin yükselmesi eşlik etti. Karbonifer Dönemi'nin bir diğer özelliği de yoğun bitki örtüsünün varlığıdır. Geniş ormanlar, günümüze kıyasla oldukça büyük ağaçlar ve eğrelti otları bu dönemin karakteristik özelliklerindendir. Bu yoğun bitki örtüsünün biriktirdiği organik maddeler, zamanla karbonlu kömür yataklarına dönüştü. Karbonifer Dönemi'nde oluşan kömür, sonraki yüzyıllarda enerji kaynağı olarak önem kazandı. Sanayi Devrimi sırasında kömür, buhar makinelerinin ve fabrikaların enerji kaynağı olarak kullanıldı. Böylece kömür, modern endüstriyel toplumun temelini atmada rol oynadı.

Karadaki yaşam Karbonifer Dönemi'nde yaygın ve gelişkindi. Lob yüzgeçli balıklardan evrilmiş olan dört üyeliler, Karbonifer Dönemi'nde beş parmaklı hâle geldiler ve çeşitlendiler. Bu dönemde amfibiler baskın kara omurgalıları hâline geldikleri için kimi zaman "Amfibiler Çağı" olarak adlandırılır. Karbonifer Dönemi'nde aynı zamanda Karbonifer Yağmur Ormanı Çöküşü adlı bir yok oluş gerçekleşti. Deniz yaşamında ve bitki örtüsünde çeşitli türlerin tükenmesiyle sonuçlanan bu olay, ekosistemlerin yeniden şekillenmesine neden oldu. Karbonifer'in sonlarında çeşitli buzullaşmalar ve bundan kaynaklı deniz seviyesinde düşüşler görülmüştür. Aynı zamanda daha sonra Pangea'yı meydana getirecek olan kıtaların çarpışmasıyla dağ oluşumu da Karbonifer'de görülen olaylardandır.

Sonuç olarak Karbonifer Dönemi, yerküre tarihindeki kayda değer dönemlerden biridir ve bu dönemin iklim, canlılar ve enerji kaynakları üzerindeki çeşitli etkileri olmuştur. Bu dönemin mirası, günümüzün çevresel ve endüstriyel süreçlerinde etkili olmaya devam etmektedir.

Kelime kökeni ve tarih

Karbonifer, modern "sistem" adlarından ilki olup, ikisi de jeolog William Conybeare ve William Phillips tarafından 1822'de İngiltere'deki kayaç dizilimi üzerine yapılan bir araştırmaya dayanarak türetildi.[6] Karbonifer, Kuzey Amerika'da sıklıkla iki jeolojik dönem olarak ele alınır. Bunlar sırasıyla Misisipiyen ve ardından gelen Pensilvaniyen'dir.[7]

Paleocoğrafya

Devoniyen Dönemi'nin sonunda yaşanan deniz seviyelerindeki küresel düşüş, Karbonifer'in başlarında tersine döndü ve deniz seviyeleri yükselmeye başladı. Bu durum iç denizlerin yaygınlaşmasına ve Misisipiyen alt döneminde karbonat birikimine neden oldu.[8] Ayrıca Güney Kutbu'nda sıcaklık düşüşü de yaşandı; Gondvana'nın güneyi, Karbonifer'in büyük bölümünde buzullaşmıştı[9][10] fakat bu buz tabakalarının Devoniyen'den mi yoksa daha yeni bir dönemden mi kaldığı kesin değildir.[8][11] Bu koşulların, Dünya'nın en kuzeyindeki buzulların 30 derece kadar yakınında gelişen ve daha sonraları kömür haline gelecek olan yeşil bataklıkların var olduğu derin tropik bölgeleri etkilemediği görülmektedir.[8]

İklim

Karbonifer Dönemi'nden bir bataklık ormanının illüstrasyonu

Erken Karbonifer Dönemi'nde ortalama küresel sıcaklıklar yüksekti ve yaklaşık 20 °C'ydi (68 °F). Ancak, Orta Karbonifer Dönemi'nde meydana gelen soğuma, ortalama küresel sıcaklıkları yaklaşık 12 °C (54 °F) seviyesine düşürdü. Karbonifer Dönemi'nin başlangıcında atmosferdeki karbondioksit seviyeleri, günümüz seviyelerinin yaklaşık 8 katına kadar düşmüşken, dönemin sonunda bugünkü seviyelere benzer bir seviyeye geldi. Karbonifer Dönemi, Devoniyen Dönemi'nin Gondvana'da küçük buzulların oluşmasıyla başlayan Geç Paleozoyik Buzul Çağı'nın bir parçası olarak kabul edilir.[11]

İklimin soğuması ve kuruması, Karbonifer Dönemi'nin sonlarına doğru Karbonifer Yağmur Ormanı Çöküşü'ne (İngilizce kısaltması olan CRC ile de anılır) yol açtı. Tropikal yağmur ormanları bölünerek parçalandı ve nihayetinde iklim değişikliği sebebiyle tahrip oldu.[12]

Karbonifer Dönemi'nde atmosferdeki oksijen derişiminin bugünkünden dikkate değer ölçüde daha yüksek olduğu sıkça iddia edilse de (atmosferin toplamda %30'luk kısmının oksijenden oluştuğu öne sürülmüştür), tarih öncesi atmosferdeki oksijen derişimi tahminleri oldukça belirsizdir. Başka tahminlerde de oksijen miktarının aslında bugünkü atmosferde bulunan miktarın altında olduğu öne sürülmektedir.[13]

Kayaçlar ve kömür

Utah, Wasatch Dağları, Big Cottonwood Kanyonu'nda bulunan ve Erken Karbonifer'e tarihlenen mermerler

Avrupa'daki ve Kuzey Amerika'nın doğusundaki Karbonifer kayaçları, dikkate değer ölçüde tekrarlanan kireç taşı, kumtaşı, şeyl ve kömür yataklarından oluşur.[14] Karbonifer Dönemi'nin kayda değer büyüklükteki kömür yatakları, iki faktörden ötürü var olmuş olabilir. Bunlardan ilki, odun dokusu ve kabuk taşıyan ağaçların ortaya çıkışıdır. Odun lifi lignin ve kabukların sızdırmazlığını sağlayan mumsu madde suberinin evrimi, ölü materyallerin çürümesini etkin bir şekilde engelleyerek büyük ölçeklerde fosilleşmelerine yol açtı. İkinci faktör ise Karbonifer Dönemi'nin bir önceki Devoniyen Dönemi'ne kıyasla daha düşük deniz seviyelerine sahip olmasıdır. Bu durum Kuzey Amerika ve Avrupa'da geniş ova bataklıklarının ve ormanların gelişimini teşvik etti. Bazitli mantarların genetik analizine dayalı olarak, Karbonifer Dönemi'nde ağaçların dikkate değer miktarlarda toprak altında gömülü kaldığı öne sürülmüştür. Çünkü bu dönemde hayvanlar ile çürümeyi sağlayan bakteriler ve mantarlar, henüz evrimleşerek bozulmaya karşı dirençli fenolik lignin polimerlerini ve mumsu suberin polimerlerini etkili bir şekilde sindirebilecek enzimleri kazanmamışlardı. Araştırmacılar, bu maddeleri etkin bir şekilde parçalayabilen mantarların sadece dönemin sonlarına doğru baskın hale geldiğini öne sürerler ve bu da Kambriyen'den sonraki jeolojik dönemlerde kömür oluşumunu çok daha nadir hâle getirir.[15][16]

Yaşam

Bitkiler

Stigmaria kökleri hâlâ bağlı bulunan, muhtemelen Sigillaria türüne ait bozulmadan korunmuş eski bir likopsid.

Karbonifer Dönemi'nde bulunan ve bugünkü ufak kurtpençelerinin kuzenleri olan Lepidodendrales takımına ait likofitler, 30 metre yüksekliğe ulaşabilen ve 1,5 metre çapında gövdeleri olan dev ağaçlardı. Bu ağaçlar arasında Lepidodendron (Lepidostrobus olarak adlandırılan konileri vardı), Anabathra, Lepidophloios ve Sigillaria bulunmaktadır.[17] Bu bitkilerin birkaçının köklerine Stigmaria adı verilir. Günümüz ağaçlarının aksine, bu ağaçlarda sekonder büyüme ksilemde değil kabukta gerçekleşirdi ve bu durum stabiliteyi sağlardı.[18] Cladoxylopsid'ler ise Karbonifer Dönemi'nde ortaya çıkan ve eğreltilerin atası olan büyük ağaçlardı.[19] Karbonifer Dönemi'nde yaşamış olan bazı eğrelti otlarının bileşik yapraklarının günümüzde yaşayan türlerle neredeyse aynı olduğu söylenebilir. Muhtemelen birçok tür epifitti. Fosil eğrelti otları ve "tohum eğreltisi" arasında Pecopteris, Cyclopteris, Neuropteris, Alethopteris ve Sphenopteris bulunur; Megaphyton ve Caulopteris ise birer ağaç eğreltisiydi.[17]

Çatallı stigmaria kökleriyle bağlantı gösteren bir likopsidin tabanı

Equisetales takımında, 30 ila 60 cm (24 inç) çapında bir gövdeye sahip olan ve 20 metreye (66 fit) kadar yüksekliğe ulaşabilen Calamites adlı büyük ağaçlar da vardı. Sphenophyllum, yaprakların gövde etrafında dönerek hizalandığı ince bir tırmanıcı bitkiydi ve muhtemelen hem Calamitesler hem de likopodlarla akrabaydı.[17]

Cordaites, 6 ila 30 metreden fazla boyuta sahip, şerit benzeri yapraklara sahip uzun bir bitkiydi ve palmiye benzeri bitkiler ve kozalaklılarla akrabaydı. Tohumlu Cardiocarpus adı verilen kedicik benzeri üreme organlarına da sahipti. Bu bitkilerin bataklıklarda yaşadığı düşünülmekteydi. Gerçek kozalaklı ağaçlar (Voltziales takımından Walchia gibi) Karbonifer'in geç dönemlerinde görünmeye başlar.[17]

Deniz omurgasızları

Vizeyen Dönemi'nde başlayarak Karbonifer sonuna kadar devam eden, kafadanbacaklı ve nektonik konodont çeşitliliğinin azaldığı bir dönemde, brakiyopodlar ve fusulinid deliklilerinin çeşitliliği arttı. Bu evrimsel yayılma, Karbonifer-Erken Permiyen Biyoçeşitlilik Olayı olarak bilinir.[20] İlk kez delikliler deniz faunasında dikkate değer bir rol almaya bu dönemde başladı. Büyük ve iğ şeklindeki Fusulina cinsi ve akrabaları, günümüzde Rusya, Çin, Japonya, Kuzey Amerika'ya denk gelen bölgelerde nispeten bol miktarda bulunuyordu; diğer kayda değer cinsler arasında Valvulina, Endothyra, Archaediscus ve Saccammina (bu sonuncusu İngiltere ve Belçika'da yaygındı) bulunmaktadır. Bazı Karbonifer cinsleri günümüzde hâlâ yaşamaktadır. İlk gerçek priapulidler, bu dönemde ortaya çıktı.[17]

Bryozoa, bazı bölgelerde bol miktarda bulunuyordu; Fenestella, Polypora ve Archimedes'in (şekli Arşimet'in vidasına benzediği için bu adı taşır) dahil olduğu fenestellidler bunlara birer örnek teşkil eder. Brakiyopodlar da Karbonifer'de bol miktarda bulunuyordu;[21] bunlar arasında, bazıları brakiyopodlara kıyasla oldukça büyük boyutlara erişen ve kalın kabuklara sahip olan prodüktidler de bulunur (örneğin, 30 cm genişliğindeki Gigantoproductus[22][23]).

Serpulites gibi halkalı solucanlar, bazı tabakalarda yaygın fosillerdir. Yumuşakçalar arasında, çift kabuklular sayı ve önem bakımından artmaya devam eder. Tipik cinsler arasında Aviculopecten, Posidonomya, Nucula, Carbonicola, Edmondia ve Modiola vardır. Karındanbacaklılar da çok sayıdadır, bunlar arasında Murchisonia, Euomphalus ve Naticopsis cinsleri bulunur.[17]

Deniz zambakları, Karbonifer Dönemi'nde oldukça yaygındı ancak Orta Misisipiyen Dönemi'nde çeşitliliklerinde bir azalma yaşadılar.[24] Uzun saplı deniz zambaklarının yoğun olduğu denizaltı çalılıklarının sığ denizlerde geliştiği ve kalıntılarının kalın kayaç yataklarına dönüştüğü görülmektedir. Öne çıkan cinsler arasında Cyathocrinus, Woodocrinus ve Actinocrinus bulunur. Archaeocidaris ve Palaeechinus gibi denizkestaneleri de mevcuttu. Pentreinitidae ve Codasteridae'ye ek olarak görünüm açısından deniz zambaklarına benzeyen ve deniz tabanına bağlı saplara sahip blastoidler, bu dönemde en yüksek gelişim düzeyine ulaştılar.[17]

Kara omurgasızları

Karbonifer'den kalma fosiller, hava soluyan böcekler,[25] çok bacaklılar ve örümceğimsileri[26] içeren canlıların varlığını göstermektedir. Ancak eklem bacaklıların ortaya çıktıklarında sahip oldukları çeşitlilik, sayıca çok ve gelişmiş olduklarını göstermektedir.[27][28][29] Bazı eklem bacaklılar büyük boyutlara ulaştılar. Örneğin bu dönemde yaşamış olan 2,6 metre uzunluğundaki Arthropleura, bilinen en büyük kara omurgasızlarından biridir. Böcek grupları arasında, büyük avcı Meganisoptera (grifin sinekleri) takımı bulunmaktadır. Bu grupların içinde Meganeura gibi günümüzdekilere kıyasla dev sayılabilecek, yusufçuklara benzeyen ve kanat açıklığı yaklaşık 75 cm (30 inç) olan (gelmiş geçmiş en büyük uçan böcek) bir böcek de vardır. Diğer gruplar arasında Syntonopterodea (bugünkü mayıs sineklerinin akrabaları), genellikle büyük bitki özü emen ve sık görülen Palaeodictyopteroidea, çeşitlilik gösteren otçul Protorthoptera ve bolca bulunan bazal Dictyoptera (hamam böceklerinin ataları) bulunur.[25] Birçok başka Karbonifer'den kalma böcek de, Saarbrücken ve Commentry kömür sahalarından ve Yeni İskoçya'daki fosilleşmiş ağaçların oyuk gövdelerinden elde edilmiştir. İngiltere'deki bazı kömür sahaları nispeten iyi korunmuş fosil örneklerine sahiptir. Derbyshire kömür sahasında bulunan Archaeoptilus, büyük kanatlara sahipti ve kanat kısmının 4,3 cm (2 inç) kadarı korunmuş hâlde bulundu. Bazı örnekleri (Brodia), hâlâ parlak kanat renklerinin izlerini taşır. Yeni İskoçya'daki ağaç gövdelerinde kara salyangozları da (Archaeozonites, Dendropupa) bulunmuştur.[30]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel

  1. ^ "Uluslararası Kronostratigrafik Çizelge" (PDF). www.stratigraphy.org. Uluslararası Stratigrafi Komisyonu. 
  2. ^ Kaiser, Sandra (1 Nisan 2009). "The Devonian/Carboniferous boundary stratotype section (La Serre, France) revisited". Newsletters on Stratigraphy. 43 (2): 195-205. doi:10.1127/0078-0421/2009/0043-0195. 5 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2020. 
  3. ^ Paproth, Eva; Feist, Raimund; Flajs, Gerd (December 1991). "Decision on the Devonian-Carboniferous boundary stratotype" (PDF). Episodes. 14 (4): 331-336. doi:10.18814/epiiugs/1991/v14i4/004Özgürce erişilebilir. 19 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 7 Eylül 2022. 
  4. ^ Davydov et al. 1998.
  5. ^ Haq & Schutter 2008.
  6. ^ Conybeare & Phillips 1822, p. 323: "Book III. Medial or Carboniferous Order.".
  7. ^ University of California, Berkeley 2012.
  8. ^ a b c Stanley 1999.
  9. ^ Rosa, Eduardo L. M.; Isbell, John L. (2021). "Late Paleozoic Glaciation". Alderton, David; Elias, Scott A. (Ed.). Encyclopedia of Geology. 2nd. Academic Press. ss. 534-545. doi:10.1016/B978-0-08-102908-4.00063-1. ISBN 978-0-08-102909-1. 
  10. ^ Kent, D.V.; Muttoni, G. (1 Eylül 2020). "Pangea B and the Late Paleozoic Ice Age". Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology. Cilt 553. s. 109753. Bibcode:2020PPP...553j9753K. doi:10.1016/j.palaeo.2020.109753. 20 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Eylül 2022. 
  11. ^ a b Montañez, Isabel Patricia (2 Aralık 2021). "Current synthesis of the penultimate icehouse and its imprint on the Upper Devonian through Permian stratigraphic record". Geological Society, London, Special Publications. Cilt 512. ss. 213-245. doi:10.1144/SP512-2021-124. 
  12. ^ Sahney, Benton & Falcon-Lang 2010.
  13. ^ Brand, Uwe; Davis, Alyssa M.; Shaver, Kristen K.; Blamey, Nigel J.F.; Heizler, Matt; Lécuyer, Christophe (May 2021). "Atmospheric oxygen of the Paleozoic". Earth-Science Reviews (İngilizce). Cilt 216. s. 103560. Bibcode:2021ESRv..21603560B. doi:10.1016/j.earscirev.2021.103560. 
  14. ^ Stanley 1999, s. 426.
  15. ^ Floudas et al. 2012.
  16. ^ Biello 2012.
  17. ^ a b c d e f g Howe 1911, s. 311.
  18. ^ Westfälische Wilhelms-Universität Münster 2012.
  19. ^ Hogan 2010.
  20. ^ Shi, Yukun; Wang, Xiangdong; Fan, Junxuan; Huang, Hao; Xu, Huiqing; Zhao, Yingying; Shen, Shuzhong (September 2021). "Carboniferous-earliest Permian marine biodiversification event (CPBE) during the Late Paleozoic Ice Age". Earth-Science Reviews. 220: 103699. Bibcode:2021ESRv..22003699S. doi:10.1016/j.earscirev.2021.103699. 4 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ağustos 2022. 
  21. ^ Pérez-Huerta, Alberto; Sheldon, Nathan D. (30 Ocak 2006). "Pennsylvanian sea level cycles, nutrient availability and brachiopod paleoecology". Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology. 230 (3–4): 264-279. Bibcode:2006PPP...230..264P. doi:10.1016/j.palaeo.2005.07.020. 1 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2023. 
  22. ^ Hall, Brian Keith; Müller, Gerd B.; Pearson, Roy Douglas (2004). Environment, Development, and Evolution. Toward a Synthesis. MIT Press. s. 87. ISBN 9780262083195. 22 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2022. 
  23. ^ George R. McGhee, Jr. (2019). Convergent Evolution on Earth. Lessons for the Search for Extraterrestrial Life. MIT Press. s. 47. ISBN 9780262354189. 12 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ağustos 2022. 
  24. ^ Ausich, William I.; Kammer, Thomas W.; Baumiller, Tomasz K. (8 Şubat 2016). "Demise of the middle Paleozoic crinoid fauna: a single extinction event or rapid faunal turnover?". Paleobiology. 20 (3): 345-361. doi:10.1017/S0094837300012811. 22 Nisan 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Nisan 2023. 
  25. ^ a b Garwood & Sutton 2010.
  26. ^ Garwood, Dunlop & Sutton 2009.
  27. ^ Graham, Jeffrey B.; Aguilar, Nancy M.; Dudley, Robert; Gans, Carl (11 Mayıs 1995). "Implications of the late Palaeozoic oxygen pulse for physiology and evolution". Nature. 375 (6527): 117-120. Bibcode:1995Natur.375..117G. doi:10.1038/375117a0. hdl:2027.42/62968. 6 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2022. 
  28. ^ Cannell, Alan; Blamey, Nigel; Brand, Uwe; Escapa, Ignacio; Large, Ross (August 2022). "A revised sedimentary pyrite proxy for atmospheric oxygen in the Paleozoic: Evaluation for the Silurian-Devonian-Carboniferous period and the relationship of the results to the observed biosphere record". Earth-Science Reviews. 231: 104062. Bibcode:2022ESRv..23104062C. doi:10.1016/j.earscirev.2022.104062. 6 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2022. 
  29. ^ Verberk & Bilton 2011.
  30. ^ Howe 1911, s. 312.

Genel

Dış bağlantılar

Öncesinde
gelen
Proterozoyik Üst Zaman
Fanerozoyik Üst Zaman
Paleozoyik ZamanMezozoyik ZamanSenozoyik Zaman
KambriyenOrdovisiyenSilüriyenDevoniyenKarboniferPermiyenTriyasJuraKretasePaleojenNeojenKv.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Silüriyen</span> Paleozoyik Zamanın üçüncü dönemidir ve 443 ile 419 milyon yıl önce aralığındaki süreyi kapsar

Silüriyen, Paleozoyik Zaman'ın en kısa süren jeolojik dönemi olarak bilinir. 443,8 milyon yıl önce başlayıp 419,2 milyon yıl önce sona ermiştir. Bu dönem, adını Galler'deki Silures kabilesinden alır. Silüriyen'in başlangıcı ve sonu için belirlenen kayaç tabakaları kesin olarak tanımlanmıştır ancak tam tarihler birkaç milyon yıl kadar hata payına sahiptir. Silüriyen Dönemi, Ordovisiyen-Silüriyen yok oluşu ile başlar; bu olay sırasında deniz canlılarının yaklaşık %60'ının nesli tükenmiştir.

Paleozoyik Zaman, Fanerozoyik Üst Zaman'ın üç jeolojik zamanından en eskisidir. Paleozoyik adı İngiliz jeolog Adam Sedgwick tarafından 1838'de Yunanca palaiós (παλαιός), "eski" ve zōḗ (ζωή), "yaşam" anlamına gelen sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kambriyen</span> Paleozoyik Zamanın ilk dönemi

Kambriyen, yaklaşık 538,8 milyon yıl önce başlayıp 485,4 milyon yıl öncesine kadar devam eden jeolojik dönemi ifade eder. Bu dönem, Farklı hayvan gruplarının karmaşıklaştığı, hayvanların çeşitlendiği bir dönemdir. Adını Galler'in Latince karşılığı olan Cambria'dan alan Kambriyen Dönem, yer kabuğundaki dikkate değer değişimler, deniz seviyelerinin yükselmesi ve iklim değişiklikleri gibi etkilerle şekillendi.

<span class="mw-page-title-main">Ordovisiyen</span> Paleozoyik Zamanın ikinci dönemidir ve 485 ile 444 milyon yıl önce aralığındaki süreyi kapsar

Ordovisiyen, Paleozoyik Zaman'ın ikinci dönemi olarak kabul edilir ve 485,4 milyon yıl önce başlamış ve 443,8 milyon yıl önce sona ermiştir. Ordovisiyen, jeolojik zaman cetvelindeki dönemlerden biridir. Bu dönem boyunca yerküre tarihindeki bazı kayda değer evrimsel olaylar görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Devoniyen</span> Paleozoyik Zamanın dördüncü dönemi

Devoniyen, Paleozoyik Zaman içinde 419,2 milyon yıl önce sonlanan Silüriyen'den, 358,9 milyon yıl önce Karbonifer'in başlangıcına kadar süren jeolojik bir dönem ve sistemdir. Bu döneme ait kayaçların ilk olarak incelendiği yer olan İngiltere'nin Devon bölgesine atfen adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Permiyen</span> Paleozoyik Zamannın altıncı ve son dönemi

Permiyen, jeolojik zaman cetvelinde, yaklaşık 298,9 milyon yıl öncesinden 251,9 milyon yıl öncesine kadar süren ve kayda değer çevresel değişikliklere sahne olan bir jeolojik dönemdir. Bu dönemde kara yaşamında bir dönüşüm görülmesine ek olarak hayvanlar ve bitkilerin evrimsel tarihinde dikkate değer olaylara sahne oldu. Permiyen Dönemi'nin adı, Rusya'da Ural Dağları çevresindeki çalışmalar sırasında, İngiliz jeolog Roderick Impey Murchison tarafından 1841 yılında tarihe kazandırıldı. Permiyen Dönemi, Karbonifer Dönemi ile Triyas Dönemi arasında yer alır ve bu dönemde gerçekleşen çeşitli birçok olaydan dolayı karada yaşayan canlı türlerinin evriminde ve çeşitliliğinde bir dönüm noktası olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Triyas</span> 252 ile 201 milyon yıl önce arasını kapsayan, Mezozoyik Zamanın ilk dönemi

Triyas, 251,902 milyon yıl önce (myö) Permiyen Dönemi'nin sonundan 201,4 myö Jura Dönemi'nin başlangıcına kadar 50,5 milyon yılı kapsayan jeolojik bir dönem ve sistemdir. Triyas, Mezozoyik Zaman'ın ilk ve en kısa dönemidir. Dönemin hem başlangıcı hem de sonunda büyük yok oluşlar görülmüştür. Triyas Dönemi, Erken Triyas, Orta Triyas ve Geç Triyas olmak üzere üç devreye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Trilobitler</span> Nesli tükenmiş canlı

Trilobitler, Trilobita sınıfını oluşturan soyu tükenmiş deniz eklembacaklılarıdır. Trilobitler eklembacaklıların bilinen en eski gruplarından birini oluşturur. Trilobitlerin fosil kayıtlarında ilk kez ortaya çıkışı, Erken Kambriyen döneminin Kat 3 evresinin tabanını tanımlar. Trilobitler, uzun bir düşüşe geçmeden önce alt Paleozoyik süreci boyunca geliştiler; Devoniyen döneminde Proetida dışındaki tüm trilobit takımlarının soyu tükendi. Son trilobitler, yaklaşık 251,9 milyon yıl önce Permiyen'in sonundaki kitlesel yok oluş sırasında yok oldular. Trilobitler, neredeyse 270 milyon yıldır okyanuslarda var olan ve tanımlanmış 22.000'den fazla türle tüm erken çağ hayvanları arasında en başarılı olanlardandı.

<span class="mw-page-title-main">Zırhlı balıklar</span> soyu tükenmiş balık sınıfı

Zırhlı balıklar, yalnızca fosilleriyle bilinen omurgalı hayvan sınıfı. İlk tanımlanabilir zırhlı balıklar, erken Silüryen'in geç Llandovery devresinde fosil kayıtlarında ortaya çıkar. Zırhlı balık grupları Devoniyen döneminde çeşitli ve boldu, ancak 358.9 milyon yıl önce Devoniyen Hangenberg olayının sonunda soyu tükendi.

<span class="mw-page-title-main">Lavrasya</span> süperkıta Pangeanın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım

Lavrasya (Laurasia), süperkıta Pangea'nın parçalanmasından sonra kuzeyde kalan kısım. Pangea öncesi 510 milyon yıl ile 280 milyon yıl ve Pangea sonrası 250 milyon yıl ile 55 milyon yıl önce var olmuştur. Günümüzde Kuzey Yarımküre'de bulunan Kuzey Amerika, Avrupa, 300 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana çarpışarak Pangea'yı oluşturmuştur. 250 milyon yıl önce Pangea parçalanmaya başlayınca kuzeyde Lavrasya ve Gondvana kıtaları olmuştur. Ayrıca aralarında bugünkü Atlas Okyanusu görülmeye başlamıştır. 142 milyon yıl önce Lavrasya ve Gondvana da parçalanarak bugünkü kara parçaları oluşmuştur.

Dünyadaki yaşamın evrimsel tarihi, fosil ya da günümüz yaşayan canlı organizmaların evrildiği süreçlerin izlerini takip eder. Yaşamın evrimsel tarihi, yeryüzünde yaşamın kökeninden, günümüzden yaklaşık 4,5 milyar yıl önceki bir tarihten, günümüze kadar uzanmaktadır. Günümüz tüm canlı türleri arasındaki benzerlikler, bilinen tüm canlı türlerin, evrim süreçleri içinde giderek birbirlerinden ayrıldığı ortak bir ataya sahip olduklarına işaret etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Amniyot</span> karaya yumurtlayanlar

Amniyotlar veya amniyonlular (Amniota), bir dört üyeli olup kara hayatına uyum sağlamış yumurtalara sahiptir. Amniyotlar, sinapsitler ve sauropsitlerin yanı sıra fosil atalarını da içerir. Gerek yumurta olarak dışarıya bırakılan gerekse vücut içinde oovivipar olarak gelişen amniyot embriyolar çok geniş ve kapsamlı membranlar tarafından desteklenerek korunur. İnsanların da dahil olduğu eteneli memelilerde bu membranlar, fetusu saran bir amniyon kesesi içerirler. Embriyonu kaplayan bu membranlar ile larva aşamalarının bulunmayışı amniyotları iki yaşamlılardan ayırır.

<span class="mw-page-title-main">Permiyen-Triyas yok oluşu</span> kitlesel yok oluş

Permiyen-Triyas yok oluşu (P-Tr), 251,4 milyon yıl önce meydana gelen ve Paleozoyik ile Mezozoyik dönemlerin yanı sıra Permiyen ve Triyas jeolojik dönemleri arasındaki geçişi başlatan bir kitlesel yok oluştur. Bu yok oluş, tüm deniz türlerinin %96'sının ve karadaki omurgalı türlerinin ise %70'inin tükenmesine yol açan, dünyanın en şiddetli yok oluşu olarak bilinir. Bu yok oluş olayı, ayrıca şimdiye kadar böceklerde gözlemlenen tek kitlesel yok oluş olarak da bilinir. Bazı familyaların %57'si yok olurken tüm cinslerin %83'ünün nesli tükenmiştir. Bu yok oluşta biyoçeşitlilik büyük oranda tahrip olduğu için Dünya üzerindeki yaşamın kendini toparlaması diğer soy tükenmesi olaylarından daha uzun sürmüştür. Permiyen-Triyas yok oluşu, "tüm kitlesel yok oluşların anası" olarak tanımlanır.

Erken Kretase veya Alt Kretase, Kretase'nin iki ana bölümünden daha erken/altta olanıdır. Genellikle 145 milyon yıl öncesinden 100,5 milyon yıl öncesine kadar uzandığı kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Örümceklerin evrimi</span> keliserli atasından köken ve jeolojik zaman içinde örümceklerin çeşitlenmesi

Örümceklerin evrimi, ilk gerçek örümcekler yengeç benzeri keliserli atalarından evrimleştiğinden beri, en az 380 milyon yıldır devam ediyor. 3,958 cins ve 114 familyada taksonomik olarak sınıflandırılmış 45.000'den fazla mevcut tür tanımlanmıştır. 120.000'den fazla tür olması da bir ihtimaldir. Fosil çeşitlilik oranları, bilinen 1.952 keliserli'den tanımlanan 1.593 örümceğimsi türü ile mevcut çeşitliliğin önerebileceğinden daha büyük bir oran oluşturmaktadır. Hem günümüze ulaşan hem de fosil türleri her yıl bu alandaki araştırmacılar tarafından tanımlanmaktadır. Örümcek evrimindeki önemli gelişmeler arasında örü memesi gelişimi ve proteinli ipek salgısı bulunmaktadır.

Böceklerin evrimiyle ilgili en son anlayış, "Moleküler biyoloji, böcek morfolojisi, paleontoloji, böcek taksonomisi, evrim, embriyoloji, biyoinformatik ve bilimsel hesaplama" adlı bilim dallarının çalışmalarına dayanmaktadır. Böcek sınıfının yaklaşık 480 milyon yıl önce Ordoviçyan'da, aynı zamanda karasal bitkilerin ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Böcekler bir grup kabuklu hayvandan evrimleşmiş olabilir. İlk böcekler toprağa bağlıydı; ancak yaklaşık 400 milyon yıl önce Devoniyen dönemindeki ilk hayvanlar, bir soy böcek uçuşu geliştirdi. En eski böcek fosilinin 400 milyon yaşında olduğu tahmin edilen Rhyniognatha hirsti olduğu öne sürülmüştür ancak fosilin böcek kimliğine itiraz edilmiştir. Küresel iklim koşulları, Dünya tarihi boyunca ve böceklerin çeşitliliği ile birlikte birkaç kez değişti. Pterygotes Karbonifer'de büyük bir radyasyona maruz kalırken, Endopterygota Permiyen'de başka bir büyük radyasyona maruz kaldı.

Yok oluş Dünya'daki biyolojik çeşitlilikte yaygın ve hızlı bir azalmadır. Böyle bir olay, çok hücreli organizmaların çeşitliliği ve bolluğunda keskin bir değişiklik ile tanımlanır. Yok olma oranı türleşme hızıyla doğru orantılı bir şekilde ortaya çıkar.

<i>Hynerpeton</i> Devoniyen döneminde yaşamış dört üyeli benzeri et yüzgeçli balık

Hynerpeton, yaklaşık 365 ila 363 milyon yıl önce Geç Devoniyen döneminde Pennsylvania'nın nehirlerinde ve göletlerinde yaşayan, soyu tükenmiş bir erken dört uzuvlu omurgalı cinsidir. Hynerpeton'un bilinen tek türü, adını tanımlayanınn büyükbabası, şehir plancısı Edward Bassett'ten alan H. bassetti'dir. Hynerpeton, Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedilen ilk Devoniyen dört uzuvlu omurgalısı olduğu ve muhtemelen iç solungaçlarını ilk kaybedenlerden biri olduğu bilinmektedir.

<i>Tulerpeton</i> ilkel dört üyeli cinsi

Tulerpeton, Rusya'nın Tula Bölgesi'nde Andreyevka adlı bir bölgede bulunan bir fosilden bilinen, Devoniyen dört uzuvlu omurgalıların soyu tükenmiş bir cinsidir. Bu cins ve yakından ilişkili Acanthostega ile Ichthyostega, en eski tetrapodları temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Geç Devoniyen yok oluşu</span> Dünya biyota tarihindeki en şiddetli beş yok oluş olayından biri

Geç Devoniyen yok oluşu, Geç Devoniyen Devresi'ndeki birkaç yok oluştan meydana gelir ve bunlar toplu olarak yerkürenin yaşam tarihindeki en büyük beş kitlesel yok oluşundan biridir. Geç Devoniyen yok oluşu, 372 milyon yıl önce Frasniyen katı ile Devoniyen Dönemi'nin son katı olan Fameniyen'in arasındaki sınırda gerçekleşmiş olan Kellwaser olayı adlı büyük yok oluşu kast eder. Bu yok oluş ile tüm familyaların %19'u ve tüm cinslerin %50'sinin nesli tükendi. İkinci bir kitlesel yok oluş olan Hangenberg olayı, 359 milyon yıl önce meydana geldi ve böylece Dünya Karbonifer Dönemi'ne geçerken Fameniyen ile beraber Devoniyen de sonlandı.