Karaosmanoğlu ailesi
Karaosmanoğlu ailesi veya Karaosmanoğulları (bazı kaynaklarda aile için "hanedan" sıfatı da kullanılır) 17. yüzyıl'dan itibaren ayan sıfatı ile tarih sahnesine çıkmış, Akhisar, Manisa ve çevresinden başlayarak zamanla Ege Bölgesi'nin tamamı üzerinde hakimiyet kurmuş, özellikle III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde Osmanlı Devleti ile zaman zaman çekişmelere girmiş, zaman zaman da işbirliği yapmış bir ailedir.
Karaosmanoğulları soyu ve ismi tanınmış şahsiyetler aracılığıyla günümüze kadar sürmüştür.[]
Karaosmanoğlu ailesi, 18. yüzyılda ortaya çıkmış diğer ayanlar gibi, devlet tarafından atanan yöneticiler ile halk arasında aracı işlevi görerek kendilerini duyurmuşlar, zamanla zenginleşerek ve güçlenerek devlet temsilcilerinin önüne geçme ve bölgesel hakimiyet kurma yoluna gitmişlerdir. Osmanlı devlet yapısının zayıflamaya başlaması ile eyalet düzeyinde daha etkin güç uygulamaları doğmasının amili ve sonucudurlar. Devletin özellikle savaş giderlerini acilen karşılayabilmek için başvurduğu bir yol olan, evvelce sipahiler aracılığıyla yönettiği tımarlarını toplu para karşılığı mültezimlere, voyvodalara, mütesellimlere, muhassıllara devretmesi ile önem kazanmışlardır. Bu yolla toprak (veya bölge) işletme ve idare hakkı elde eden bu kesim, devlete ödedikleri parayı köylü halktan çoğu kez fazlasıyla ve baskıyla tahsil etmekteydi.[]
Karaosmanoğulları ailesi mensuplarının kayıtlarına Manisa Şeriye sicillerinde ilk kez 17. yüzyılda rastlanmaktadır. Orta Asya Türk kökenli aile bir Türkmen köyü olan Yayaköy'e (bugün Akhisar'a bağlı bir kasaba olan Zeytinliova) yerleşmiş, başlangıçta biraz haramilik[] yapmışlardır. Soyağacının en başındaki, 1644'te ölen Mehmet Çavuş ve 1706'da ölen Kara Osman'ın, Çiftçili, Süleymanobası ve Ballıca'da çiftçilik, hayvancılık ve deve nakliyatçılığı yaptıkları bilinmektedir. Kara Osman, Manisa ayanları arasında yer alan ilk aile ferdi olmuş, aile bundan sonra Karaosmanoğulları şeklinde anılmıştır.
Kara Osman'ın oğulları K.oğlu Hacı Mustafa Ağa, K.oğlu İbrahim Ağa, K.oğlu Ahmet Ağa ve K.oğlu Abdullah Ağa, ayanlık sıfatını devralmışlar, arazilerini büyütmüşlerdir. Bunlardan Hacı Mustafa Ağa 1723-1746 Osmanlı-İran Savaşı'nda devletin güvenini kazanarak, Saruhan Mütesellimi sıfatıyla 1745-1755 yıllarında bölgenin rakipsiz tek ayanı konumuna gelmiştir. Halkın şikâyetleri üzerine 1755'te mütesellimlikten azledilen Karaosmanoğlu Hacı Mustafa Ağa, hakimiyeti sürdürmekte direndiği için yakalanmış ve kafası kesilerek, idam edilmiştir. Kesik başı İstanbul'a gönderilen Ağa'nın buğday stokuna da, İstanbul'daki zahire sıkıntısı nedeniyle kısmen el konulmuştur.
Hacı Mustafa Ağa'nın üç oğlu bulunmaktaydı: K.oğlu Ataullah Ağa, K.oğlu Hacı Mehmet Ağa ve K.oğlu Ahmet Ağa. Babalarının idamından sonra aileye bir daha mütesellimlik ve mültezimlik verilmeyeceği ilan edilmiş olmakla birlikte, 1758'de en büyük oğul Ataullah Ağa Saruhan Mütesellimi olarak atanmıştır. Rakipleriyle çekiştiği için 1761'de azledilen Ataullah Ağa'ya Yayaköy'de oturması emredilmiş, ancak Ağa şehrin ileri gelenlerini aracı olarak kullanarak Manisa'yı fiilen yönetmeye devam etmiştir. Yayaköy'de rakipleriyle çatışırken yangın çıkması üzerine K.oğlu Ataullah Ağa'nın başının kesilmesi için ferman çıkarılmış, ancak Ağa tahkim ederek kale hâline getirdiği ve 2000 piyade ve süvari ile savunduğu Yayaköy'de direnmiştir. Osmanlı Devleti'nin bölgenin diğer ayan ve mutasarrıflarını Ağa'ya karşı seferber etmesi ve İzmir'den 2 top çıkarılması üzerine, Ataullah Ağa kardeşleriyle Yayaköy'den kaçarken yolda ölmüştür.
Küçük Kaynarca Anlaşması ile sonuçlanacak 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nın başlaması üzerine ailenin kaderi yeniden değişmiştir. Osmanlı Devleti'nin bu savaşları ayanların topladığı askerlerle sürdürmek zorunda kalması ve 1770 Çeşme Deniz Savaşı'ndan sonra İzmir bölgesinin aciliyetle korunma gerekliliği üzerine, K.oğlu Ataullah Ağa'nın kardeşi K.oğlu Ahmet Ağa, İzmir Körfezi'nin kilidi konumundaki Sancakkale'nin muhafızlığına ve İzmir voyvodalığına atanmıştır. Ailenin yirmi bin askerle İzmir'i savunmaya gelmesinden sonra, 1771'de 1500 askerle Sakız Adasını savunmaya gitmesi emredilen Ahmet Ağa, 1773'te Saruhan Mütesellimi unvanını aile adına geri almıştır.
K.oğlu Ahmet Ağa 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı'nda askerleri ile birlikte cephede yer almıştır. 1792'de de amcası K.oğlu İbrahim Ağa'nın oğulları olan Bergama sancak beyi K.oğlu Ömer Ağa ve K.oğlu Hacı Mehmet Ağa ve 2500 askeri ile birlikte orduya başbuğ sıfatıyla çağrılmıştır. Bu arada ölen Ahmet Ağa'nın servetinin bir kısmına III. Selim yeni kurduğu Nizam-ı Cedit ordusunu finanse etmek için alıkoymuştur. Yerine amcaoğlu K.oğlu Hacı Mehmet Ağa Saruhan Mütesellimi olarak tayin edilmiş, 1792 Yaş Antlaşması'na kadar Ruslarla süren çatışmalarda gösterdiği yararlıklar nedeniyle padişah III. Selim tarafından samur kürk giydirilerek takdir görmüştür. Hacı Mehmet Ağa, 1794'te Uşak voyvodası Acemoğlu'nun isyanının bastırılmasında da başarı gösterdiğinden, ayrıca Aydın vergi tahsildarlığı yetkisini de alarak, öldüğü 1796'ya kadar bu görevi de sürdürmüştür. Kardeşi Bergama voyvodası K.oğlu Ömer Ağa da voyvodalığını ömrünün sonuna kadar sürdürmüş, 1808'de İstanbul'da düzenlenen Sened-i İttifak toplantısına aileyi temsilen katılmıştır. Onun ölümü ile 1813'te Bergama voyvodası olan oğlu K.oğlu Küçük Hüseyin Ağa, 1816'da Osmanlı Devleti'ne kapıcıbaşı tayin edilmiş, Babıali ve Yerebatan Sarayı'nın onarımı görevlerini üstlenmiştir.
K.oğlu Ataullah Ağa'nın tek oğlu Menemen voyvodası K.oğlu Hacı Mehmet Ağa siyasete karışmayarak 1793'te iki vakıf kurmuş ve servetini bölgede hadis okulu, köprü, çeşme, su kanalları ve kütüphane gibi imar faaliyetlerine harcamıştır. K.oğlu Hacı Mehmet Ağa'nın oğulları K.oğlu Ali Ağa, K.oğlu Ebubekir Ağa ve K.oğlu Yahya Ağa da kendi hallerinde yaşayarak çiftlikleriyle uğraşmışlardır. İzmir'in Aliağa ilçesinin ismi Karaosmanoğlu Ali Ağa'dan gelir.[] K.oğlu Ataullah Ağa'nın kardeşi K.oğlu Hacı Pulat Mehmet Ağa da Turgutlu voyvodalığı yaparken servetiyle bir vakıf kurarak, çeşme, köprü, yol, kuyu yaptırmıştır.
Ataullah Ağa'nın amcası Karaosmanoğlu Ahmet Ağa'nın oğlu K.oğlu Hacı Hüseyin Ağa ise aileye en parlak dönemini yaşatmıştır. Saruhan Mütesellimi ve Aydın vergi tahsildarı unvanlarıyla Manisa Muradiye Camii'ne kütüphane yaptırmıştır. Bu kütüphane hâlen hizmet vermektedir.
Karaosmanoğlu Hacı Hüseyin Ağa'nın ölümünden sonra Saruhan Mütesellimliği unvanı bir süre verilmemiş, ancak 1829'da Atçalı Kel Mehmet Efe isyanının patlak vermesi üzerine, isyanı bastırmak için yine Karaosmanoğulları'na başvurulmuştur. Aile bağı çok eskiye giden, Kara Osman'ın oğullarından K.oğlu Abdullah Ağa'nın torunu K.oğlu Halil Ağa'nın oğlu K.oğlu Küçük Mehmet Ağa Saruhan vilayetini savunurken, yeğeni K.oğlu Yetim Ahmet Ağa doğrudan isyanı bastırmaya dönük harekâtları yürütmüş, gösterdiği başarılar nedeniyle Osmanlı Devleti tarafından kapıcıbaşı rütbesine atanmıştır. Atçalı isyanının bastırılmasına Karaosmanoğlu Hacı Pulat Mehmet Ağa'nın torunu Tire voyvodası K.oğlu Hacı Eyüp Ağa da katılmış, Eyüp Ağa'nın ağabeyi Karaosmanoğlu Yakup Paşa 1830'da vezirliğe yükseltilerek Paşa sıfatını almıştır. Karaosmanoğlu Yakup Paşa, sırasıyla Preveze muhafızlığı, Aydın valiliği, Muğla mütesellimliği, Edirne valiliği, Rumeli valiliği ve Kudüs valiliği yapmıştır. Bu dönemden sonra Karaosmanoğulları artık ayanlıktan çıkmışlar, devletle özdeşleşmişlerdir. Tanzimat döneminin başlamasıyla merkezi idarenin güçlendirilmesi sonucunda da ayanlar dönemi kapanmıştır.
Yapılan araştırmalara göre Karaosmanoğulları tarafından 108 yapı[] (cami, medrese, tekke, han, hamam, sübyan mektebi, kütüphane, konak veya ev, çeşme, sebil, hastane) tescil edilmiş olup, bunların on dört tanesi hala ayaktadır. Bunlar arasında, tavan süslemeleri ile ünlü Zeytinliova Karaosmanoğlu Hacı Mustafa Ağa Camii, Bergama Yeni Camii, İzmir Büyük Karaosmanoğlu Hanı, Manisa Yeni Han, Bergama Katır Han, Gördes Çifte Hamamı, Zeytinliova Küçük Hamam, Manisa Hacı Mustafa Ağa Sübyan Mektebi, Manisa Hacı Hüseyin Ağa Kütüphanesi, Manisa Hacı Eyüp Ağa Kütüphanesi, Zeytinliova Karaosmanoğlu Konağı ve sivil yapılar grubu, Bergama Atika Hanım Sebili ve Bergama Karaosmanoğlu Sebili, Kırkağaç Karaosmanoğlu Camii ve Çiftehanlar Camileri sayılabilir.[]
Aile içinden çıkan alimlerin en ünlüsü ise mezarı Kırkağaçta bulunan Ayanzade Hocaefendidir. Asıl Adı Süleyman bin Zühdü olan Hocaefendi'den " Osmanlı Müellifleri" isimli eserin yazarı Bursalı Mehmed Tahir Bey sitayişle bahsetmektedir.
19. ve 20. yüzyıllara varıldığında adından söz ettiren Karaosmanoğulları arasında, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Manisa'da direnişi organize eden ve Yunanlarca idam edilen Karaosmanoğlu Halit Paşa, Kahramanmaraş bölgesinde direnişe katılan Karaosmanoğlu Karaşıh Osman (Osman KIZAL, 1879-1955) bölgenin temizlenmesinden sonra Çokak Nahiyesinde Kuzey - Güney koridorunun durdurulmasında öncü olmuştur, yazar Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Demokrat parti kurucularından Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Demokrat parti milletvekili Adnan Karaosmanoğlu ve günümüz devlet bürokrasinin tanınmış isimleri bulunmaktadır. Ailenin kolları günümüzde Manisa, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, İzmir, Ankara, Giresun, İstanbul, Konya, Samsun, Ordu, Kocaeli,Niğde,Rize, Denizli, Aydın, Trabzon, Almanya, İspanya, Fransa ve Hollanda'da yaşamaktadır. Rize,Fındıklı bölgesinde yaşayan Karaosmanoğlu sülalesine bağlı bir kısım ise Soyadı kanunu (1905-HOPA-Fındıklı Nüfus Kütükleri kaynaktır) sırasında oturdukları mahallenin isminden yola çıkarak "Işıklar" soyadını almışlardır. Diğer bir kısmı ise hâlen aynı soyadı taşımaktadırlar. Yerleşik oldukları mahalle ismi daha sonra merkez mahalle olarak değiştirilmiştir. Trabzon Arsin'de yaşayanların bir kısmı Bayraktar soyadını almıştır, Karaosmanoğlu soyadını kullananlar da vardır.Samsun'da yaşayanlar ise Ünveren soyadını almıştır. Ordu'da yaşayan diğer bir kısmı ise İncesöz soyadını almıştır.Kahramanmaraş'ta yaşayanlar ise de Kızal soyadını almıştır.[] Giresun, Çamoluk, Kaledere köyünde bulunan Karaosmanoğlu'ları Kaleli soyadını almışlardır.
Kaynakça
- Kara Osman-oğlu Ailesine ait Mimari Eserler[], Prof.Dr. İnci Kuyulu, KTB Yayınları, Ankara, 1992, ISBN 9751710804
- Tarihte Âyânlar: Karaosmanoğulları Üzerinde Bir İnceleme, Yuzo NAGATA, 1997, 330 sf. ISBN 975-16-0841-4
Osmanlı Müellifleri, Bursalı Mehmed Tahir Bey