Galaksi veya gök ada, kütle çekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan maddesel bir sistemdir. Tipik galaksiler 10 milyon ile bir trilyon arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner. Galaksiler uzayda tek yönlü hareket ederler, galaksilerin yörüngeleri yoktur. Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler. Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan yalnızca biridir.
Samanyolu veya Kehkeşan, Güneş Sistemi'ni içeren bir galaksidir. Dünya'dan görünümünü açıklayan tanımıyla: gece gökyüzünde görülen ve çıplak gözle tek tek ayırt edilemeyen yıldızlardan oluşan puslu bir ışık şerididir. Yerel Küme'nin bir parçası olan çubuklu sarmal türdedir. Gözlemlenebilir evrende bulunan sayısız galaksiden sadece bir tanesidir. 23 Ekim 2015 Cuma günü Ruhr-Universität Bochum üyesi Alman astronomlar tarafından 46 milyar piksellik "855.000X54.000" çözünürlükte Samanyolu galaksisi haritası yayınlanmıştır.
Karanlık madde, astrofizikte, elektromanyetik dalgalarla etkileşime girmeyen, varlığı yalnız diğer maddeler üzerindeki kütleçekimsel etkisi ile belirlenebilen varsayımsal maddelere denir. Karanlık maddelerin varlığını belirlemek için gök adaların döngüsel hızlarından, gök adaların diğer gök adalar içerisindeki yörüngesel hızlarından, geri planda yer alan maddelere uyguladığı kütleçekimsel mercekleme özelliğinden ve gök adaların içerisindeki sıcak gazların sıcaklık dağılımından yararlanılır. İncelemeler, gök adalarda, gök ada gruplarında ve Evren'de, görülebilen maddelerden çok daha fazla karanlık madde olduğunu göstermektedir. Karanlık maddelerin bileşenleri tamamen bilinmemekle birlikte, WIMP'ler, aksiyonlar, sıradan ve ağır nötrinolar, gezegenler ve sönmüş yıldızlarla birlikte verilen isim MACHO'lar ile ışıma yapmayan gaz bulutlarından oluşur.
NGC 1569, Zürafa takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 10,95 MIy (3,36 Mpc)uzaklıkta bulunan bir cüce düzensiz gökadadır. William Herschel tarafından 4 Kasım 1788 tarihinde keşfedildi. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve Arp 210 olarak "Düzensizliklere, emilime ve çözülüme sahip gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir. Her ne kadar amatör gök bilimcilerin pek ilgisini çekmese de, uzmanlar tarafından yıldızların oluşumları ile ilgili olarak yoğun bir biçimde incelenmektedir. Gökadanın uzaklığı önceleri 7,82 MIy (2,4 Mpc) olarak tahmin edilmekteydi. Ancak 2008 yılında Hubble'ın görüntülerini inceleyen bilim insanları, gökadanın uzaklığını yaklaşık 11 milyon ışık yılı olarak hesapladılar. Böylece gökadanın, IC 342/Maffei 1 Kümesi'nin bir üyesi olduğu gösterildi.
Yerel Grup, Samanyolu Gökadası'nı da barındıran bir gökada grubudur. Çapı yaklaşık olarak 3 milyon parsek (10 milyon ışık yılı; 9×1019 kilometre) ve toplam kütlesi ise 2×1012 güneş kütlesi (4×1042 kg) civarındadır. "Dambıl" şeklinde iki gökada topluluğundan oluşur. Samanyolu ve ona bağlı cüce gökadalar bir lobu, Andromeda Gökadası ve ona bağlı cüce gökadalar ise diğer lobu oluşturur. Bu iki topluluk birbirinden yaklaşık 800 kiloparsek (3×10^6 ly; 2×1019 km) uzaklıktadır ve birbirlerine doğru 123 km/s hızla hareket etmektedir. Yerel Grup, daha büyük olan Başak Süperkümesi'nin bir parçasıdır ve bu da Laniakea Süperkümesi'nin bir parçası olabilir. Samanyolu bazı gökadaları gizlediği için Yerel Grup'taki tam sayı bilinmemekle birlikte, en az 80 üyesi olduğu tahmin edilmektedir ve bunların çoğu cüce gökadalardır.
Bir cüce galaksi, yaklaşık 1000 ila birkaç milyar yıldızdan oluşan galaksilere verilen isimdir; Samanyolu'nun 200-400 milyar yıldızına kıyasla bu sayı oldukça sınırlıdır. Samanyolu'nun yakın çevresinde yer alan ve 30 milyardan fazla yıldız içeren Büyük Macellan Bulutu kimi zaman bir cüce galaksi olarak sınıflandırılırken, kimileri de onu tam anlamıyla bir galaksi olarak kabul etmektedir. Cüce galaksilerin oluşum ve faaliyetlerinin daha büyük galaksilerle olan etkileşimlerden büyük ölçüde etkilendiği düşünülmektedir. Gök bilimciler şekillerine ve bileşimlerine göre çok sayıda cüce galaksi türü tanımlamaktadır.
Pergel Gökadası, Pergel takımyıldızında yer alan bir çubuksuz sarmal Seyfert gökadasıdır. Gökada düzleminin 4 derece altında bulunur ve yaklaşık 26,05 MIy (7,99 Mpc) uzaklığıyla Samanyolu'na en yakın büyük gökadalardan birisidir.
NGC 4055, Berenis'in Saçı takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 319,95 MIy (98,1 Mpc)uzaklıkta bulunan bir eliptik gökadadır. Fanaroff–Riley tip I sınıflandırmasına sahip bir radyo gökadadır. Wilhelm Herschel tarafından 27 Nisan 1785 tarihinde keşfedildi ve NGC 4061 olarak listelendi. Daha sonra 29 Nisan 1832'de John Herschel tarafından yeniden keşfedildi. NGC 4055, NGC 4065 Grubu'nun üyesidir ve optik izofotlarındaki bozulmaların da gösterdiği gibi NGC 4065 ile etkileşim halinde bir çift oluşturur.
NGC 4089, Berenis'in Saçı takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 322,89 MIy (99,0 Mpc)uzaklıkta bulunan bir eliptik gökadadır. Heinrich Louis d'Arrest tarafından 4 Mayıs 1864 tarihinde keşfedildi. NGC 4089, NGC 4065 Grubu'nun bir üyesidir ve etkin bir çekirdeğe (AGN) sahiptir.
Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması ya da SDSS, New Mexico Apache Point Gözlemevi, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 2,5 metre, geniş açılı optik teleskop kullanılarak yapılan çok filtreli görüntüleme ve spektroskopik kızıla kayma araştırmasıdır. Proje adını projeye önemli bir bağış yapan Alfred P. Sloan Kuruluşu’ndan almıştır. 2000 yılında başlayan veri toplama sürecinde nihai görüntüleme verileri 500 milyon civarında cismin fotometrik gözlemi ve 1 milyondan fazla cismin spektrumu ile gökyüzünün %35’ten fazlasını kapsamaktadır. Asıl örnek gezegenin z=0,1’in orta redshift’ine sahiptir; parlak kırmızı galaksiler için z=0,7 olduğu sürece redshift vardır ve z=5 olduğu sürece kuasarlar da vardır; ve z=6’nın ilerisindeki redshiftlerdeki kuasarları gözlemlemek için görüntüleme anketlerde katıldılar. Ocak 2011’de yayınlanan 8. veri sürümü (DR8) SDSS görüntüleme kamerasıyla yapılan gökyüzünün 14.555 kare derecesini kapsayan bütün fotometrik gözlemleri içermektedir. 31 Temmuz 2012 tarihinde yayınlanan 9. veri sürümü Baryon Salınım Spektroskopik Araştırması’ndan (BOSS) gelen 800.000 den fazla yeni spektrum içeren ilk sonuçları kapsamaktadır. Bunların içinde 500.000'den fazla spektrum evrende 7 milyar yıl önce var olan nesnelere aittir. 31 Temmuz 2013 tarihinde halka açıklanan 10. veri sürümü (DR10) önceki sürümlerde yayınlanan tüm verileri ve APO Galaktik Evrim Deneyi (APOGEE) spektrografından gelen, Samanyolu Galaksisi’nin yıldızlarının 57.000'den fazla yüksek çözünürlüklü (kızılötesi) spektrumunu içeren verileri kapsamaktadır. Ayrıca DR10 verileri uzak evrendeki galaksilerin ve kuasarların 670.000'den fazla yeni BOSS spektrumunu içermektedir.
Karanlık madde halesi galaksi düzlemini saran ve iyi görünür galaksinin kenarına ve ötesine uzanan galaksinin varsayımsal bir bileşenidir. Karanlık madde halesi karanlık maddeden oluşur. ΛCDM gibi modern kozmolojik modeller, karanlık madde halelerinin ve alt halelerin galaksiler içerebileceğini öne sürer. Bir galaksinin karanlık madde halesi, galaktik diski sarar ve görünür galaksinin kenarının çok ötesine uzanır. Hâleler doğrudan gözlenebilirse de varlıkları galaksilerdeki yıldızların hareketleri ve gaz üzerindeki etkileri yoluyla anlaşılmaktadır. Karanlık madde haleleri güncel modellerinde galaksi oluşumu ve evriminde önemli bir rol oynamaktadır. Karanlık madde halelerinin doğasını değişen derecelerde başarı ile açıklamaya çalışan teoriler arasında soğuk karanlık madde (CDM), sıcak karanlık madde ve büyük kütleli sıkı hale nesneleri (MACHO'lar) bulunur.
Samanyolu Galaksi'si gibi galaksilerin yerçekimsel alanına maruz kalan cisimlere etki eden gelgit dalgaları galaktik gelgit olarak bilinmektedir. Galaktik çarpışmalar, cüce galaksi ya da uydu galaksileri ve Samanyolu Galaksisi'nin Güneş Sistemimizde bulunan Oort bulutundaki gelgit etkisi yaratmaktadır.
Dragonfly 44, Berenis'in Saçı takımyıldızı'nda yaklaşık olarak 326,15 MIy (100 Mpc) uzaklıkta bulunan bir aşırı dağınık gökadadır. Gökada, Saç Kümesi'nin üyesidir. İyi bilinen bu gökadanın 2016 yılında yapılan hız dağılımı gözlemleri, Samanyolu ile yaklaşık olarak aynı olan bir trilyon güneş kütlesi kadar bir kütleye sahip olduğunu göstermişti. Bu kütle, iki farklı çalışmada Dragonfly 44 etrafında gözlemlenen yaklaşık 70 ve 90 küresel kümenin sayısıyla uyumludur.
NGC 4065 Grubu, Berenis'in Saçı takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 313,11 MIy (96 Mpc) uzaklıkta bulunan bir gökada grubudur. En parlak üyesi NGC 4065 olan grup, Saç Süper Kümesi içerisinde yer alır.
Karanlık yıldız, günümüzdeki yıldızlar oluşup gelişmeden önce evrenin başlarında var olduğu düşünülen bir yıldız türüdür.
UGC 2885, Kahraman takımyıldızında yaklaşık olarak 252 milyon ışık yılı (77,4 Mpc) uzaklıkta bulunan büyük bir çubuksuz sarmal gökadadır. 463.000 ly (142.000 pc) çapıyla bilinen en büyük sarmal gökadalardan biridir. Aynı zamanda Kahraman-Balıklar Süperkümesi'nin olası bir üyesidir. Gökadaya, gökadaların dönüş hızını incelemek amacıyla UGC 2885'i de gözlemleyen ve dolayısıyla karanlık madde varlığı hipotezini öne süren gökbilimci Vera Rubin'in onuruna Rubin'in Gökadası adı verilmiştir.
Gökada iplikçikleri kozmolojide kütleçekimsel olarak bağlı olan gökada süperkümelerinin duvarlarından oluşan evrendeki bilinen en büyük yapılardır. Bu devasa iplik benzeri oluşumlar, 80 megaparsek h−1'e ulaşabilir ve büyük boşluklar arasındaki sınırları oluşturur.
Galaksi birleşmeleri, iki galaksinin çarpışmasıyla meydana gelebilecek kozmik bir olaydır. Bu olaylar, galaksiler arasındaki etkileşimlerin en şiddetli türüdür. Galaksiler arasındaki kütleçekimsel etkileşimler ve gaz ile toz arasındaki sürtünme, etkilenen galaksiler üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bununla birlikte bu tür birleşmelerin kesin etkileri; çarpışma açıları, hızlar ve gök cisimlerinin göreli boyutu/bileşimi gibi çok çeşitli parametrelere bağlıdır ve şu anda oldukça aktif bir araştırma alanıdır. Galaksi birleşmeleri önemlidir çünkü birleşme oranı galaksi evriminin temel bir ölçüsüdür ve aynı zamanda gök bilimcilere galaksilerin uzun zaman dilimlerinde nasıl şekillendiği hakkında ipuçları sağlar.
Sıcak, tozla gizlenmiş gökada, nadir görülen bir kuasar türüdür. Bu tür gökadaların merkezindeki kara delik, muazzam miktarda radyasyon yayar ve bu radyasyon, gökadanın içine çekilen toz ve gazı ısıtarak Samanyolu'ndan yaklaşık 1000 kat daha fazla oranda kızılötesi ışık üretir. Bu da onları evrendeki en parlak gökadalardan biri yapar. Bununla birlikte, çevreleyen tozun yoğunluğu o kadar yüksektir ki bu ışığın çoğu gizlenir. Ortalama sıcaklıkları 60 ila 120 K arasındadır ve bu da ortalama bir gökadanın 30 ila 40 K olan sıcaklığından belirgin şekilde daha yüksektir. Ayrıca, bu gökadalar galaktik kütlelerinin çok daha büyük bir kısmını merkezlerindeki kara delikte yoğunlaştırmış gibi görünmektedir ve bu durum, normal gökadalarda gözlemlenenden farklıdır.
Uydu gökada, daha büyük kütleli ve parlak bir konak gökadanın kütleçekimsel potansiyeli içinde bağlı yörüngelerde hareket eden daha küçük bir yoldaş gökadadır. Tıpkı Güneş Sistemi'ndeki gezegenlerin Güneş'e kütleçekimsel olarak bağlı olması gibi, uydu gökadalar ve bileşenleri de konak gökadalarına bağlıdır. Çoğu uydu gökada cüce gökada olsa da, büyük gökada kümelerinin uydu gökadaları çok daha büyük bir kütleye sahip olabilir. Samanyolu'nun etrafında en büyüğü Büyük Macellan Bulutu olmak üzere elliye yakın uydu gökada dönmektedir.