İçeriğe atla

Karamanlıca

Bir evin kapısında bulunan Karamanlı Türkçesiyle yazı (MAΣAΛAΧ “Maşallah”)
İncesu (Kayseri)

Karamanlıca ya da Karamanlı Türkçesi (YunancaΚαραμανλήδικα Karamanlídika), Osmanlı döneminde anadili Türkçe olan Anadolu Rumları (Karamanlılar) tarafından konuşulmuş olan Orta Anadolu Türkçesinin Karamanlılar tarafından Yunan alfabesi ile yazılmış bir biçimidir.

Bu ağzı konuşan Rumlar dilde Türkleşmiş Rumlar olup; bazı tarihçilere göre ise Selçuklu Hanedanı döneminde Doğu Roma ile yakın ilişki sonucu vaftiz olmuş etnik Türklerdir. Osmanlı belgelerinde "Zımmiyân-ı Karaman" ya da "Karamaniyân" adıyla anılan bu Karamanlılar, Yunan alfabesini kullanmış harfleriyle Türkçe olarak yazmışlardır. 18. yüzyıldan başlayarak Türkiye ve Avrupa'da bazı kitaplar yayınlamışlardır.

Bir iddiaya göre Karamanlılar 11. yüzyılda Anadolu'da, özellikle Toros dağlarına Bizans tarafından yerleştirilen askerlerdi. Kurtuluş Savaşı döneminde Milli Mücadele yanlısı bir tutum sergilemişler fakat dinlerinden dolayı Rum milletinden sayılmışlardır. Şu anda çoğu 1926'daki nüfus mübadelesinden beri Yunanistan'da yaşamaktadır. Kullandıkları Helen alfabesi ile çeşitli eserler ortaya koymuşlar ayrıca bu alfabeyi çeşitli kitabelerde kullanmışlardır.[1]

Patrikhane dahi buna karşı çıkmaz, kiliseye bağlı kaldıkları sürece Karamanlıca din kitapları yayımlanmasını olağan bulur. Evangelinos Misailidis'in 1851'de İstanbul'da yayınlamaya başladığı Anatoli gazetesi Karamanlıcanın kök salmasına büyük bir katkıda bulunur. Misailidis, bol sayıda kitap da yayımlar. Dilbilimcilere göre, Karamanlıca Rumcadan çok Türkçeye ayak uydurmuş ve Yunanların yayılmacı etkilerinden çok, bir arada uyumlu yaşamanın destekçisi olmuştur. Bu sebepten Tercüman-ı Hakikat, Misailidis'i "Fikr-i Osmani"yi yaymakta kimsenin kabına sığdıramadığı kişi olarak tanıtır.

Tarih

Karamanlı Türkçesine dair bilgiler, Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı eserinde vardır. Evliya Çelebi'ye göre Antalya'nın yirmi mahallesinden dördünde "Urum keferesi" sakindir, ancak bunlar Rumca değil "bâtıl Türk lisânı üzere kelimât ederler" (IX, 64a). Alanya'da da aynı durumla karşılaşırız: "Ammâ aslâ Urum lisânı bilmeyüp bâtıl Türk lisânı bilürler".[2]

Konuyla ilgili yayınlar

  • Evangelia Balta, Karamanlı Yazınsal Mirasının Ocaklarında Madencilik, 2019, Yapı Kredi Yayınları.
  • —, 19. Yüzyıl Osmanlıca ve Karamanlıca Yayınlarda Ezop’un Hayatı ve Masalları (haz.), 2019, Libra Kitap.
  • Karamanlıca Kitaplar Çözümlemeli Bibliyografya Cilt I: 1718-1839 (Karamanlıdıka Bibliographie Analytique Tome I: 1718-1839), 2018, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
  • —, Gerçi Rum İsek de, Rumca Bilmez Türkçe Söyleriz: Karamanlılar ve Karamanlıca Edebiyat Üzerine Araştırmalar, 2012, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Kaynakça

  1. ^ Zuhal,KÜLTÜRAL,"GREK HARFLİ KARAMANLICA KİTABELERDEKİ ALINTI ÖĞELER ÜZERİNE 16 Şubat 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.",Türkoloji Makaleleri 31 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Hayati Develi, Osmanlı'nın Dili, Kesit Yayınları, İstanbul 2010, s. 26. ISBN 978-605-4117-33-8

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Rum</span>

Rum, Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir. Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Karamanlılar</span> Türk kökenli veya bir kısmı Rum kökenli olduğu düşünülen Türk-Rum mübadelesiyle Yunanistana giden Ortodoks halk

Karamanlılar, Türkiye'de yaşamış, günümüzde başta Yunanistan olmak üzere farklı ülkelere göç etmiş Ortodoks bir Türk veya Rum halkıdır. Karamanlılar, Kapadokya Rumları ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Evangelinos Misailidis</span>

Evangelinos Misailidis Karamanlı yazar ve gazeteci.

Türk edebiyatında roman, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat'la başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak Türk edebiyatına girmiş olup, Fransız edebiyatından eserler başta olmak üzere ilk Türkçe örnekleri çeviri eserlerde gözlemlenmiştir. Şemseddin Sâmi’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseri sıklıkla "ilk Türkçe roman" olarak adlandırılsa da daha önce yazılmış başka romanlar da mevcuttur. Fransız romantizm akımından etkilenmiş ve ağırlıklı olarak aşk ve "yanlış batılılaşma" konularını ele almış ilk Osmanlı romanları genellikle oldukça zayıf olup, karakterler yüzeysel işlenmiş ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmıştır. Servet-i Fünûn edebiyatı döneminde romanlar gelişmeye başlamıştır.

K-k, Türk alfabesinin 14. harfidir. Türkçede bu harfin işaret ettiği ses ke denilerek isimlendirilir. Sıklıkla, harfin işaret ettiği ses ka denilerek isimlendirilir, ancak TDK'ye göre bu isimlendirme yanlıştır. Bu durumda sesin ince ve kalın şekilleri vardır. Fonetik bakımdan kalın seslilerle birlikte art damak, ince seslilerle birlikte ön damaktan çıkarılan süreksiz ve sert bir sessiz harf olduğundan sesli-sessiz uyumunu gerektirir. Türkçe kelimelerde bu harfin kullanım sıklığı % 4,71'dir. Arap alfabesine dayalı Göktürk, Uygur ve Osmanlı alfabelerinde iki ayrı harf ve ses olarak kaf ve kef yerine bugünkü Türkçede k kullanılmaktadır.

<i>Seyahatnâme</i> (Evliya Çelebi) Osmanlı seyyahı evliya çelebi tarafından yazılan eser

Seyahatname veya Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan gezi yazısı kitabıdır. On ciltten oluşur. Seyâhatnâme ilk olarak 1848’de Kahire Bulak Matbaasında Müntehâbât-ı Evliya Çelebi adıyla yayımlanmıştır. İkdam Gazetesi sahibi Ahmed Cevdet Bey ile Necib Asım Bey, Pertev Paşa Kütüphanesindeki nüshayı esas alarak 1896 senesinde İstanbul’da basmaya başlamışlardır. 1902 senesine kadar ancak ilk altı cildi yayımlanabilmiştir. Yedinci ve sekizinci ciltleri 1928’de Türk Tarih Encümeni, dokuz ve onuncu ciltleri ise 1935-1938 yılları arasında yeni harflerle Türkiye Cumhuriyeti Maarif Vekâleti tarafından yayımlanmıştır. Seyahatname’nin 1814 yılında Hammer tarafından keşfedilmesinden sonra birçok yabancı bilim insanı Çelebi hakkında araştırmalar yapmış eseri birçok dile çevrilmiş ve yayımlanmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Seyahatname'nin birinci cildini Latin alfabesine çevirmiş ve böylece eser daha çok kişi tarafından incelenmeye başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Korint</span> Yunanistanda bir şehir

Korent ya da Korint, Mora Yarımadası'nı Yunanistan anakarasına bağlayan Korint Kıstağı'nın üstünde yer alan bir Yunanistan şehridir. Korint'in batısında Korint Körfezi, doğusunda da Saronik Körfezi vardır. Eski şehir, Atina'nın 78 km güneybatısında kalır. Eskiden gemilerin kayalıklı tepe üzerinden kızaklarla çekildiği kıstak, artık bir kanalla kesilmiştir.

Koptik veya Kıptice, Antik Mısır'da konuşulan ve bugünkü Kıptilerin konuştuğu dile verilen ad. Hami dillerinden olup, alfabesinde 32 harf vardır. Bunların 24 tanesini Yunan alfabesinden almıştır. Alfabe, ünlü Rosetta Taşı vasıtasıyla çözülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Evliya Çelebi</span> Osmanlı Türk gezgini ve yazar (1611–1682)

Derviş Mehmed Zıllî veya bilinen adıyla Evliyâ Çelebi, 17. yüzyılın önde gelen bir Osmanlı seyyahı ve nesir yazarıdır. Evliyâ Çelebi, imparatorluk kültürel zirvesinde iken, elli yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını ve komşu toprakları gezmiş, gördüklerini ve yaşadıklarını Seyahatnâme adlı 10 ciltlik ünlü eserinde toplamıştır. Hayatı boyunca gezdiği şehir sayısı 257'dir.

Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Glagol alfabesi, bilinen en eski Slav dili olan Kilise Slavcası için kullanılmış olan alfabedir. Artık kullanılmayan bu alfabe sadece Yunan Ortodoks kiliselerinde Slav destekçilerinin, yani Rusların, Bulgarların, Sırpların ayin düzeni kitaplarında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Dunkerque</span> Fransada komün

Dunkerque, Kuzey Fransa'nın Kuzey Bölümü'nün bir yerel yönetim bölgesidir.

<span class="mw-page-title-main">Lâmiî Çelebi</span>

Lâmiî Çelebi (1472-1532), divan şairi ve mürit. Asıl adı Mahmut'tur.

Urumlar, daha çok Ukrayna'da Mariupol'da, daha az olarak da Gürcistan'da Parmaksız (Tsalka), Rusya, Kazakistan ve Yunanistan'da yaşayan Kıpçak öbeğine bağlı bir dil olan Urumcayı konuşan Rum Ortodoks halktır. “Kırım’ın 1779-80 yıllarında, Rus Çarlığı’nın Hristiyan Osmanlı tebaası politikaları gereği, II. Yekaterina’nın iradesi ile Kırım’dan tehcir edilmişlerdir. Ukrayna hükûmeti hem Urumların hem de Rumeylerin azınlık haklarını tanımış ve güvence altına almıştır. Adları olan Urum kelimesi ses türemesi yoluyla Rum kelimesinden türetilmiştir. Bu ön türeme Urum < Rum örneğine benzer biçimde Urus < Rus örneği verilebilir. Kuzey Kafkasya'da Çerkesçe konuşan Urımlar ile karıştırmamak gerekir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Rumları</span>

Osmanlı Rumları Osmanlı Devletinde yaşayan Rumlara verilen isimdir. Kuruluşundan itibaren pek çok Rum topluluğu Osmanlı sınırları içindeki İç Anadolu (Kapadokya), Ege ve Karadeniz bölgelerinde yaşamıştır ve devletin son dönemlerine kadar önemli rol oynamışlardır. Bugün büyük çoğunluğu Rum Kırımı ve Mübadele'den dolayı Yunanistan'da yaşamaktadır.

Türk yazı sistemleri Türk dilinin bütün tarihî ve çağdaş dönemlerinde kullanılmış olan alfabeleridir. Türklerin en geniş ölçüde kullandığı yazı sistemleri Göktürk, Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabesidir. Türk dilinin tarihi sürecinde ticari, kültürel, dinî vb. sebeplerle bu dilin yazımında Göktürk, Mani, Soğut (Sogd), Uygur, Brahmi, Tibet, Süryani, İbrani, Grek, Arap, Kiril, Latin asıllı alfabeler Türk diline çeşitli düzeyde uyarlanmış varyantlarıyla kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Evangelia Balta</span> Yunan tarihçi

Evangelia Balta, Yunan tarihçi. Osmanlı sosyo-ekonomik tarihi, Anadolu'daki Yunan kültürü ve Karamanlıca üzerine çalışmaktadır. Türk Tarih Kurumu şeref üyesi ve Türkiye Cumhuriyeti Liyakat Nişanı sahibidir.

Marianna Yerasimos, psikolog ve yazardır.