
Rum, Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir. Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.

Trol, İskandinavya folkloründe geçen ve korkunç gözüken bir mistik, insanımsı devasa yaratıktır. Troller folklörde, İngiliz peri masallarındaki Ogreler benzeri şeytani devlerden, dağlarda yaşayan, dağa insanları kaçıran, vahşi ve daha insan benzeri yaratıklara kadar birçok farklı şekilde tasvir edilmişlerdir. Aslen Şamanik doğa ruhları olarak, ortaya çıkmışlardır. Başlangıçta yalnızca bazı özel doğa ruhu türleri için kullanılırken daha sonraları anlamı genişlemiş ve cüceler ile Jötunn devleri dahil her çeşit esrarlı varlığı ifade etmekte de kullanılmıştır. Cermen dillerinde Trol tanımı "Doğaüstü" ve "Gizemli" gibi anlamlara gelmektedir. Trol kelimesi de "Şiddetli", "Kötü niyetli" gibi farklı anlamlar da kazanmış, İsveç'te kara büyüye Troldom, sihir numarasına Trylle denmiştir. Ama bu yeni anlamların mitolojik varlıkla ve şamanizmle bir ilgisi yoktur. Shetland ve Orkney masallarında, troller trowe olarak anılmıştır. Japoncada ise trol için kullanılan sözcük tororu`dur. Huldra da bir Troll türü sayılmaktadır. Bu yüzden Huldufolk halkı da Troller olarak anılır. İskandinav inançlarında Troller, Elf ve cücelerle birlikte yer iyesi anlamına gelen "Vaettir" tanımı kapsamına girmektedir. Doğa ruhları için kullanılan bir tanımdır. İskandinav folklorunda iki tip Trol vardır. Biri dağlarda ve ormanlarda yaşayan, Jötunlara benzeyen devasa Troller ve toprağın altında ve ormanın derinliklerinde yaşayan genelde kısa boylu olan, Huldra ve Elflere yakın olan Troller.

Cadı, birçok din ve mitolojide kötü amaçlara hizmet ettiğine ve doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kişidir. Popüler kültürde siyah pelerinli, sivri başlıklı, süpürgesiyle uçan bir kadın figürü resmedilir. Türkiye'de farklı ağızlarda "cazı", "cazi" ya da "cazi kari" olarak da bilinir.

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

Dev, birçok farklı kültürün efsane, folklor, mitoloji ve masallarında yer alan bir doğaüstü yaratık.
Lodos, güneybatıdan esen rüzgârlara verilen addır. Türkiye'de, gezici siklonların içeriye daha çok sokulduğu kış mevsiminde çok görülür ve siklonların sıcak cephesinin geçişini izler. Sıcaklıkların yükselmesine neden olur. En sık aralık ayında görülür.

Kış, Dünya'nın kutup bölgeleri ile Ilıman kuşak bölgelerinde yılın en soğuk mevsimidir. Çoğunlukla tropikal kuşakta oluşmaz. Her yıl, sonbahardan sonra ve ilkbahardan önce gelir. Kış, Dünya'nın eksen eğikliği sebebiyle her bir yarım küresinin Güneş'ten uzaklaşması sayesinde oluşur. Çeşitli kültürler, farklı tarihleri kışın başlangıcı olarak tanımlar ve bazıları hava durumuna dayalı bir tanım kullanırlar. Kuzey yarımkürede kışken, Güney yarımkürede yazdır ya da tam tersidir. Çoğu bölgede, kış dondurucu soğuklar ve karla ilişkilendirilir. Kış gündönümü anı, Güneş'in Kuzey veya Güney Kutbu'na göre yüksekliğinin en negatif değerinde olduğu andır. Bu durumun görüldüğü gün, en kısa gündüzü ve en uzun gecesi olan gündür ve kış gündönümünden sonraki günlerde, geceler kısalır ve gündüzler uzar. Kutup bölgelerinin dışındaki en erken gün batımı ve en geç gün doğumu tarihleri, kış gündönümü tarihinden farklıdır ve bunlar, yıl boyunca Dünya'nın eliptik yörüngesinin neden olduğu, güneş günündeki değişiklik nedeniyle enlemlere bağlıdır.
Hortlak veya Hortdan, Türk halk kültüründe mezardan çıkarak insanları korkuttuğuna inanılan yaratık.

Şahmeran ya da Şahmaran, Türk-İran-Irak-Kürt ve Anadolu mitolojilerinde rastlanan akıllı ve iyicil olarak tanımlanan bellerinden aşağısı yılan, üstü ise insan şeklindeki Maran adı verilen doğaüstü yaratıkların başında bulunan ve hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan varlık.
Abası Yakut mitolojisinde, kötülükleri simgelediklerine inanılan ve korunmak için kendilerine kurbanlar sunulan, kötü ruhlara verilen ad.
Kamos, Harput yörelerinde görülen bir kötücül yaratıktır. Kapos da denir. Kâbuslara ve karabasanlara neden olan kötü ruhtur. Yalnız başına uyuyan insanların üzerine bütün ağırlığı ile çöker, onların çarpılmalarına bazen de ölmelerine sebep olabilirmiş. Geceleri dolaşan bu yaratık anlatımlara göre bazen iriyarı, bazen de cüce görünüşlüdür. Başında daima bir börk taşır. Bir insan bu börkü kapmayı başarırsa elinde börk büyüklüğünde altın kalacağına inanılır. Zaman zaman kara kedi şeklinde de görülebilen kamosun bastığı kişi, kanının çekilip damarlarının kuruduğunu sanır. Kamos sözcüğünün kâbus kelimesinin anlamı ile benzeşmesi dikkat çekicidir.

Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Orta Asya, Selçuklu ve Beylikler ile Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Cumhuriyet Dönemi Türk Mutfağı hem Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.
Harkıt, damlarda dolaşan ve bacadan torba sarkıtması ile bilinen çocukları korkutmak için ismi kullanılan yaratık. Türk halkının genellikle çocuklarını bazı tehlike ve davranışlardan sakındırmak için sıklıkla başvurduğu memoratlara örnek kabul edilebilir. Bu tür memoratlar genelde "korku" ve "hortlak" gibi terimlerin sessizlerinden türetilen çocuk diline uygun sözcüklerden oluşmaktadır. Bulgar kültüründeki adı Torbalan olarak geçer. Anadolunun bazı yörelerinde bahsi geçen Torbalı adlı varlık ile yakından bağlantılıdır.
Congolos - Türk ve Anadolu halk inancında Kayıp Cini. Kışın en soğuk zamanında ortaya çıkar. Evin kapısına gelerek dışarıdan, içeride bulunanlardan birisinin adını seslenir ve peşine takarak götürüp o kişiyi kaybeder. Bir daha o kişiden haber alınamaz. Kapı ve pencere önüne pancar yemeği koyulursa musallat olmaktan vazgeçeceğine inanılır.
Barak - Türk mitolojisinde Kutsal Köpek. Efsanevi bir köpek türü. Tüylü ve çok kıllıdır. Kutlu kabul edilir. Çok hızlı koşar. Kerkes adlı kuş yaşlanınca iki yumurta bırakır. Bu yumurtalardan birinden Barak adlı köpek çıkar. Diğer yumurtadan ise bir kuş yavrusu çıkar. Anadoluda tüylü av köpeklerine de bu ad verilir. Anadolu'da Barak Ata adlı bir evliyanın yer alması tesadüfi değildir. Büyük olasılıkla bu isim, bu anlayışın sonucu bir unvan olarak verilmiştir. Türkler, İslamiyeti kabul ettiktten sonra, sözcük benzerliği nedeniyle "Barak" yerine "Burak" adını geçirmişlerdir.

Nazar ya da kem göz, canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış. Nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.
Su Ana - Türk, Tatar ve Altay mitolojilerinde Su Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Suv Ana olarak da bilinir. Moğollar Usan (Uhan) Ece olarak adlandırırlar.
Anak İyesi veya Toplağ İyesi, Türk, Tatar ve Altay halk inancında caminin koruyucu ruhu. Toplağ İyesi de denir.
Kam, Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe büyücü din büyüğü, Şaman. "Gam" veya "Ham" olarak da söylenir. Topluluklarda doğaüstü güçlerle iletişime geçtiğine inanılan din büyüğü.
Meçkey ; Türk, Anadolu ve Altay halk inanışında, batı dillerindeki karşılığı ile birebir örtüşen bir anlamla vampir demektir. Meçik de denir. Türk halk kültüründe ve halk inancında kendine özgü bir vampir türüdür. Bazı yönleri bütünüyle Türk kültürüne özgü olsa da Batı toplumlarının inanışlarına çok benzeyen bazı özellikleri de mevcuttur. Örneğin tıpkı Nosferatu'da olduğu gibi, "tağun" hastalığı taşıdığına inanılır. İnsanların kanını emer, içlerinde büyür. Ölüm saçan kambur bir yaşlı kadın şeklinde düşünülür. Sözcük, biçmek (kesmek) fiili ile alakalıdır. Meç Moğolcada maymun, Mes ise silah demektir. Türklerde masal ve söylencelerde maymuna benzer varlıklara sıklıkla rastlanır.