İçeriğe atla

Karabalgasun Yazıtı

Alman araştırmacı Heikel tarafından 1892'de üretilmiş bir stel rekonstrüksyonu

Karabalgasun Yazıtı veya Kitabesi, MS 808-821 yılları arasında, 8. Uygur Kağanı'nın hüküm sürmüş olduğu dönemde Eski Türkçe, Soğdca ve Çince dillerinde yazılmış üçdilli bir yazıt. Kitabe, günümüz Moğolistan sınırları içerisinde bulunmakta olup konu açısından kağanın ve öncüllerinin askeri başarıları ile Maniheizm dinine geçişlerini ve desteklerini içermektedir. Yazıt, içerisinde bahsi geçen olayların pek çoğu sadece kendisinde bulunmasından ötürü "Uygur Kağanlığı tarihi ile Çin ve Orta Asya'da Maniheizm araştırmaları için en önemli kaynaklarından biri" olarak tanımlanmıştır.[1]

İlk yazıt parçaları 1889'de Nikolay Yadrintsev tarafından keşfedilmiş, iki yazıt parçası Sankt-Peterburg'a getirilmiş ve Çince metinler 1891'de E. Koch tarafından yayımlanmıştır. 1890'da Ivar Heikel siteyi ziyaret etmiş ve fotoğrafları 1892 yılında paylaşmıştır. Aynı sene Radloff yazıtın frotajlarını Atlas eserinde yer alan XXXI-XXXV numaralı resimlerde yayımlamıştır.[1]

Granit stelin yazıtı içeren parçaları kağanın sarayının kalıntılarının 500 metre uzağında, yer altına dağılmış bir biçimde bulunmuştur. Wilhelm Radloff'un oluşturmuş olduğu eski haritaya göre yazıt içeren parçaların bulunduğu bölge büyük bir bina kompleksinin avlusunu oluşturmaktaydı. 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başlarında siteye Avrupalılar ve Japonlar tarafından çeşitli keşif gezileri yapılmış olup, stelin parçası olduğu düşünülen y. 40 parça ele geçirilmiştir. Bu parçalardan y. 20 tanesinin yazıtı ihtiva ettiği kaydedilmiştir. 1990'larda bir Japon ekip tarafından taşlar üzerinde yapılan bir incelemede, üzerinde Çince karakterler bulunan birkaç parçanın kaybolmuş olduğu tespit edilmiştir. Bu parçaların nerede olduğu hâlâ bilinmemektedir.[1][2]

Kaynakça

  1. ^ a b c "KARABALGASUN ii. The Inscription". iranicaonline.org. 29 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2021. 
  2. ^ T. Moriyasu, Y. Yoshida, and A. Katayama, “Kara-Barugasun hibun” (Qara Balgasun Inscription), in Moriyasu and Ochir, pp. 209-27, plates 14a-14q.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Uygur Kağanlığı</span> 8.-9. yüzyıllarda varlığını sürdürmüş bir Türk kağanlığı

Uygur Kağanlığı, 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing, dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Yazıtları</span> 8. yüzyıla tarihlenen Göktürk yazıtları

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Oğuz Kağan Destanı</span> Türk destanı

Oğuz Kağan Destanı Türk destanlarından, Hun-Oğuz destanları grubundandır. Oğuz Kağan Destanı'nın dört ayrı yazması vardır. Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatır.

Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Vadisi</span> Vadi

Orhun Vadisi Moğolistan’ın göbeğinde, başkent Ulan Batur’dan 370 km uzaklıkta Orhun Nehrinin etrafında bulunmaktadır. Orhun Vadisi 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Orhun Vadisinin tarih açısından büyük önemi vardır. Uygur Kağanlığı ve bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu'nun başkentleri Orhun Vadisi’ndedir. Bu yüzden Orhun Vadisi Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Uygur Kağanlığı ve Moğol İmparatorluğu’na ait arkeolojik kalıntılar, eski kent ve yerleşim merkezlerinin enkazları, yazılı ve dikil taşlar, mezarlar ve Budist tapınaklarının bulunduğu, çok sayıda tarihi bilgi içeren kültürel bir miras olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karakurum</span>

Karakurum Moğolistan İmparatorluğu'nun 13. yüzyılda başkenti. İmparatorluğa yalnızca 30 yıl başkentlik yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

<span class="mw-page-title-main">Tonyukuk Yazıtı</span> 8. yy’da yazılmış Göktürk Yazıtları’nın bir parçası

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı</span> 7. ve 8. yyde hüküm sürmüş Türk devleti

İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin egemenliğine giren Göktürkler Kutluk Kağan zamanında yeniden bağımsızlığına kavuştu. Bu yüzden bu devlete "Kutluk Devleti" de denir.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Nehri</span> 1.124 km uzunluğunda Moğolistan nehri

Orhun Nehri Moğolistan'da uzunluğu 1.124 kilometre, tarihi ve kültürel önemi çok olan bir nehirdir.

Eski Uygurca veya Eski Uygur Türkçesi, 9. yüzyıl ila 14. yüzyıl aralığında çeşitli devletlerde konuşulmuş ve yazılmış olan, Türki diller ailesinin Sibirya koluna mensup bir dil. Eski Türkçenin Göktürkçeden sonraki ikinci bölümünü oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bugut Yazıtı</span>

Bugut Yazıtı, Arhangay Aymag'daki Bayn Tsagaan Gol civarında yer alan Bugut Dağı'nın 10 km doğusunda, Birinci Türk Kağanlığı zamanından kalma bir anıt mezar külliyesinde bulunan iki dilli bir yazıt.

Ozmış Kağan, Göktürk Kağanlığı'nın son kağanıdır.

Bayan Çor Kağan, 747 – 759 arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten kağan. Resmî olarak "Täŋridä Bolmiš İl İtmiš Bilgä Kaγan" yani "Tanrı Tarafından Ülke (İl) Etmiş Bilge Kağan" unvanını kullanmıştır. Tang Hanedanı tarafından kendisine Yingwuweiyuanpiqiejuo Han (英武威遠毗伽闕可汗) veya kısaca Yingwu Han (英武可汗) unvanı verilmiştir. Tahta geçmeden önceki kişisel adı Çabış Tigin'dir. Kendisinden sonra tahta oğlu Bögü Tigin çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kutlug Bilge Kül Kağan</span>

Kutluk Bilge Kül Kağan, 744'te Uygur Kağanlığı'nı kuran devlet adamı. Uygur Kağanlığı'nı 744'ten 747'ye kadar yönetmiştir. Uygurları oluşturan dokuz boydan, hükümdar ailesinin mensup olduğu Yaglakar uruğundandır. Bilge Kül Kağan'ın adı Karabalgasun Yazıtı'nın Çince metninde Kutlug Boyla şeklinde geçmektedir. Kağan olduktan sonra bugünkü Karabalsagun olarak bilinen yerde başkent olarak inşa ettirdiği Ordu-Balık kenti Türklerin kurduğu ilk kenttir. Böylece Türklerin kutsal başkenti Ötüken başkentliğini kaybetmiş, Türkler yerleşimlerini Orhun Nehri'nin dış havzasındaki yamaçlardan bizzat nehrin yatak boylarına taşımıştır.

Taryat Yazıtları ya da Terhin Yazıtları, Moğolistan'ın Arhangay ilinin Doloon Mod bölgesindeki Terhin Irmağı'nın yakınlarında bulunan Orhun alfabesi ile yazılan Uygur yazıtlarıdır. Bu yazıt Uygur kağanı Bayan Çor Kağan tarafından sekizinci yüzyılın ortalarında taşa işletilmiştir.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

Bömbögör Yazıtı, Moğolistan'da Bayanhöngör aymağı, Bömbögör somunun kuzeybatısındaki Şiveni Herem bölgesinde bulunan bir Göktürk yazıtıdır. Mezar kompleksi bir tümsek, bir dikili taş ve taş çitlerden oluşur. Yazıt, Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nde görevli bilim insanlarının Govi-Altay ve Bayanhöngör aymağında yaptığı keşif gezileri sonucunda bulunmuştur. Yazıt metninin fotoğrafı ve taslak kopyası, bulunmasının hemen ardından yayımlanmıştır. Yazıt metnini ilk kez Moğol bilim insanı Ts. Battulga, ikinci kez de Japon bilim insanı S. Kosetu, üçüncü ve son kez de Türk bilim insanı Hatice Şirin yayınlamıştır.

Küçlüg Bilge Kağan, 821-824 yılları arasında babası Alp Bilge Kağan'ın ölümünden sonra tahta geçen Uygur kağanıdır. Hakkındaki bilgiler, Çin kaynakları ve Karabalasagun Yazıtı'ndan elde edilmiştir. Karabalasagun Yazıtı'na göre adı "Tengride Kut Bolmış Küçlüg Bilge Kağan"dır. Küçlüg Bilge Kagan, Uygur kağanlığının iç durumunu düzeltmek için samimi olarak gayret göstermiştir. Özellikle Uygur-Çin münâsebetlerine büyük önem vermiştir. Ancak bu sayede kağanın döneminde ülkede iktisadi bir zenginlik oluşsa da, ülke varlıklarının özellikle gereksiz düğün masraflarıyla harcanması sonucu Uygur Kağanlığı gerileme dönemine girmiştir.

Eski Türk Yazıtları, Turan Yazıtları - Tarih boyunca Türklerin yaşadığı yerlerde bulunmuş olan yazıtlardır. Yoğunluk olarak Moğolistan, Sibirya ve Orta Asya bölge ve ülkelerde bugüne kadar bulunmuş olan çok sayıda Türkçe yazıt kurgan (mezar) ve kaya taşlarından oluşmaktadır. Yazıtlar Turan Alfabesi, Orhun Alfabesi veya Runik alfabe diye bildiğimiz Türk diline has damgalar ile yazılmıştır.