İçeriğe atla

Kara Timurtaş Paşa

Kara Timurtaş Paşa, Ertuğrul Gazi'nin silah arkadaşlarından Aygut Alp'ın torunudur.[] Babası Kara Ali Bey olup yine Osman Gazi'nin mücadelelerine katılmış ve 1308'de kendisine verilen bir müfreze ile Apolyont Gölü (Uluabat Gölü) üzerindeki Alyos adasının zaptına gönderilmiş ve orayı sulhen alarak orada bulunan büyük bir kilisenin Rumlarca hürmet edilen papazını ailesiyle Osman Gazi'ye getirmiş, Osman Gazi'de papazın güzelliği ile meşhur kızını Kara Ali Bey'e nikahlamıştır. Hereke Kalesi kuşatmasında Kara Ali Bey'in gözüne bir ok isabet ederek sakat bırakmıştır.

Hayatı

Kaynaklarda “Kara” lakabıyla anılmakta olup ilk Osmanlı vezirlerinden biri kabul edilir. Tarihî geleneğe göre ailesi Osman Bey’in silâh arkadaşlarından Aykut Alp’e dayanır. Babası Aykut Alp'in oğlu Kara Ali Bey olarak gösterilir; ancak bu bilgilerin teyidi güçtür. Hayatının ilk dönemleri ve faaliyetleri hakkında bilgi yoktur. Babasıyla birlikte Marmara'nın güney sahillerinde fütuhatta bulunduğu ve Süleyman Paşa ile Rumeli'de seferlere katıldığı belirtilirse de bu bilgiler yine ilk Osmanlı kaynaklarıyla teyit edilememektedir. Hoca Sâdeddin Efendi onun Orhan Bey zamanında 1334 yılı civarında Gemlik'in alınmasında rol oynadığını ve Rumeli yakasına geçen ilk beyler arasında olduğunu belirtir. Fakat bu bilgiler de şüphelidir. Neşrî ve Rûhî tarihlerinde ise adı, I. Murad’ın cülûsu sırasında yahut Rumeli yakasına ikinci geçişinde Şehzade Bayezid’in yanında, belki de onun lalası sıfatıyla Bursa'da muhafaza hizmetinde kalması dolayısıyla geçer. Daha sonra muhtemelen I. Murad'ın emriyle Lala Şâhin Paşa ile beraber Tunca nehri boyunca yapılan fetihlere katıldı; birlikleriyle Yenice-i Kızılcaağaç ile (Elhovo) Yanbolu'yu ele geçirdi ve Edirne'ye döndü (1367-1369 arası). Ardından Edirne’de ölen Lala Şâhin Paşa'nın yerine Rumeli beylerbeyi oldu. Bu görevde iken I. Murad'ın emriyle, Saruhan-ili'nde bulunan konar göçer Türkmenler'i Serez ve Vardar ovalarına yerleştirdiği gibi Manastır, Pirlepe, İştip kalelerini aldı (784/1382); Epir bölgesinde fetihler yaptı; Epir idarecisi Carlo Tocco’nun topraklarına girdi (Karlı-ili bölgesi); buradaki şehirlere saldırdı; Arta'yı baskı altında tuttu. Ayrıca Güney Arnavutluk'ta Savra (Muzakiye) ovasına indi. Buradaki savaşta Balşa’yı ağır bir yenilgiye uğrattı (787/1385). Cenevizliler’le yapılan antlaşma metinlerinde I. Murad'ın yanında adının zikredilmesi şöhretinin iyice arttığını ve Osmanlı Beyliği'nin önde gelen askerî liderleri arasında yer aldığını gösterir.[1]

I. Murad'ın Karaman seferi dolayısıyla Anadolu yakasına geçen Timurtaş Paşa, Kütahya'da padişah ile buluştu. Neşrî'ye göre 1386 yılında I. Murad'ın Karamanoğulları ile yaptığı Frenk Yazısı savaşı sırasında Germiyan askerleriyle birlikte merkezde yer aldı ve ilk Karaman hücumlarını karşıladığı gibi savaşın kazanılmasında önemli rol oynadı. Hatta savaşta Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey ile karşı karşıya geldi, onunla yaptığı mücadeleyi kazandı. Bunun üzerine I. Murad, Alâeddin Ali Bey'den kalan eşyaları ve diğer malları kendisine verdi. Bu başarısının ardından Timurtaş Paşa'nın vezirlik makamına getirildiği bilgisi ise şüpheli görünmektedir. Bazı kaynaklarda adının geçmemesine rağmen onun 1389'daki Kosova savaşına Rumeli beylerbeyi sıfatıyla katıldığı düşünülebilir. Fetihnâme'ye göre savaş sırasında Şehzade Bayezid ile birlikte sağ kolda yer almıştı. Savaştan sonra I. Murad'ın ölümü ve yerine Yıldırım Bayezid'in geçişiyle nüfuzunu daha da arttırmış olması muhtemeldir.[1]

Cülûsunun ardından Yıldırım Bayezid'in Sırbistan’a akına gönderdiği Timurtaş Paşa Kratova maden bölgesine inerek buraları yağmaladı ve Edirne'ye döndü. Kısa bir süre sonra Anadolu yakasındaki Yıldırım Bayezid tarafından Bursa'ya çağrıldı. 1390 kışında Anadolu beylikleri ve Alaşehir üzerine yapılan harekâta katıldı. Neşrî'ye göre bunun ardından Eflak seferine çıkmak için Rumeli yakasına geçen Yıldırım Bayezid Anadolu beylerbeyiliğini verip onu Ankara sancağına yolladı. Böylece 1393 yılında teşkil edilen Anadolu beylerbeyiliğinin ilk idarecisi oldu. Bu görevde iken Karamanoğlu Alâeddin Bey’in baskınına uğrayarak esir düştü ve bir müddet Konya'da mahpus kaldı. Olayı öğrenen Yıldırım Bayezid'in Anadolu'ya geçişi sırasında iyi niyet gösterisi olarak Alâeddin Bey tarafından serbest bırakıldı, ayrıca kendisine padişaha götürülmek üzere türlü hediyeler verildi. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, burada adı geçen Timurtaş'ın Sarı lakabıyla anılan başka bir Timurtaş Paşa olduğu görüşünde ise de kaynaklar, Anadolu beylerbeyi sıfatıyla Karaman seferinde rol oynayan kişinin Kara Timurtaş Bey olduğu yolunda müttefiktir.[1]

Timurtaş Paşa daha sonra Yıldırım Bayezid'i, Alaşehir'in alınmasının ardından artık sıranın İstanbul'a geldiğini söyleyerek İstanbul'un fethi için teşvik etti. İstanbul kuşatmasında bulundu, fakat Haçlı kuvvetlerinin Niğbolu’ya yürümesi yüzünden kuşatma kaldırıldı. Niğbolu Fetihnâme’sine göre bu savaşta Anadolu beylerbeyi sıfatıyla yer almıştı. Savaşın kazanılmasının ardından muhtemelen tekrar Anadolu’ya döndü ve 1397’de Yıldırım Bayezid’in Karaman seferine katıldı. Kaynaklara göre Akçay savaşında esir düşen Alâeddin Bey ona teslim edilmiş, o da muhtemelen daha önce esir alınmasına karşı duyduğu intikam hisleriyle onu katlettirmişti. Kaynaklarda Yıldırım Bayezid’in bu olaya çok üzüldüğü kaydedilir. Bundan sonra gözden düştü, yaşlılığı sebebiyle artık bir daha kendisine görev verilmedi. Ankara Savaşı’nda ve savaşın ardından meydana gelen karışıklık yıllarında nerede olduğu konusu açık değildir. Bazı Osmanlı kaynaklarında Timurtaş Paşa’nın da Ankara Savaşı’na katıldığından ve oğullarıyla birlikte Timur’a esir düştüğünden, Kütahya’daki hazinede bulunan para ve mallar dolayısıyla Timur tarafından azarlandığından, hatta savaşta hayatını kaybettiğinden söz edilirse de bunların doğru olması ihtimali zayıftır. Zira onunla birlikte iki Timurtaş Paşa daha kaynaklarda zikredilmiş ve yapılan araştırmalarda bunlar birbirine karıştırılmıştır. Muhtemelen yaşı ilerlediği için idarî işlerden çekilen Timurtaş Paşa son yıllarını Bursa’da geçirmiştir. Nitekim Mart 1404 yılı burada vefat ederek yaptırdığı caminin yanındaki türbesine gömüldü. Türbe kitâbesinde kendisinden “melîkü’l-ümerâ” şeklinde bahsedilmesi dikkat çekicidir. Günümüzde Bursa'daki Timurtaş mahallesi onun adından gelir.

Değerlendirme

Uzun yıllar önemli görevlerde bulunan Timurtaş Paşa bazı kaynaklarda yeni askerî teşkilâtın oluşturulmasındaki rolüyle de anılır. Fakat bu bilgiler daha çok geç tarihli kaynaklarda yer alır. Bunlara göre İslâm ülkelerinden gelip devletin hizmetine giren Arap, Acem ve Türkler'den Kapıkulu ocaklarından biri olan sipahi bölüğünü meydana getirmiştir. Ayrıca geri hizmet görevi yapan voynuk teşkilâtının da kurucusu diye gösterilir. Rumeli beylerbeyiliği sırasında yerli Hristiyan askerlerine timar vermesiyle Osmanlı ordusunun yerli askerî zümrelerce benimsenmesini sağladığı ifade edilir. Yine Orhan Bey zamanında beylerin ve askerî erkânın kırmızı renkli üsküf giymesi işine ön ayak olduğu belirtilir. Bunun yanı sıra bölüklerin sancaklarının renklerinin ve şekillerinin onun tarafından tespit edildiği ileri sürülür. Ancak bütün bunların doğruluğu konusunda kesin bir şey söylemek zordur. Bununla birlikte Timurtaş Paşa'nın önemli ve nüfuzlu bir aile teşkil ettiği söylenebilir. Dört oğlu ve ailenin diğer fertleri Rumeli uç kesiminde ve devlet kademelerinde önemli görevlerde bulunmuştur. Oğlu Yahşi Bey, I. Murad ve Yıldırım Bayezid zamanında Balkanlar’da faaliyet göstermiştir. Niş ve Pravadi’nin fethi sırasında oynadığı rolle kaynaklarda adı sıkça geçmektedir. Kosova savaşında da öncü birliklerin kumandasını üstlenmiş, Ankara Savaşı'nda ölmüştür. Diğer üç oğlu II. Murad’ın cülûsunun ardından ortaya çıkan Düzme Mustafa isyanının bastırılmasındaki hizmetleri dolayısıyla bir süre vezir olarak divana katılmıştır. Daha sonra Oruç Bey Anadolu beylerbeyiliğine getirilmiş, Ali Bey Saruhan sancak beyliği yapmıştır. Bu ikisi İzmir Beyi Cüneyd'in ayaklanmasının bertaraf edilmesinde önemli hizmetlerde bulunmuştur. Ali Bey'in Manisa'da bir camisi vardır. Diğer oğlu Umur Bey'in Âşıkpaşazâde’nin râvileri arasında yer aldığı bilinmektedir. Âlim bir zat olan ve 1461 yılında ölen Umur Bey Bursa, Biga ve Afyon'da cami, Edirne'de mescid yaptırmıştır. Aralık 1454 - Ocak 1455 tarihli vakfiyesi Bursa'daki camisinin cephesinde iki parça halinde taşa kazdırılmıştır.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d "TİMURTAŞ PAŞA". TDV İslâm Ansiklopedisi. 12 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Temmuz 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Bayezid</span> 4. Osmanlı padişahı (1389–1402)

I. Bayezid veya Yıldırım Bayezid, dördüncü Osmanlı padişahı. 1389'dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır. Babası Sultan I. Murad, annesi ise Gülçiçek Hatun'dur.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi</span> Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan İstanbulun Fethine kadar süren tarihî dönem (1299–1453)

Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi (1299-1453), Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Kostantiniyye'nin fethine kadar devam ettiği kabul edilen dönemdir.

Çandarlılar, yetiştirdikleri dört büyük sadrazam ile Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Döneminde gerek askeri ve gerek idari ve siyasi alanda teşkilatlandırılmasında birinci derecede rol oynayarak büyük emekleri geçmiş, İstanbul'un fethi öncesindeki yaklaşık yüz yılın isimleriyle birlikte anılmasına yol açmış bir ailedir. 15. yüzyıl sonlarında ailenin bir diğer ferdi de kısa bir süre için sadrazamlık yapmıştır. Ailenin kökeni Ankara'nın Nallıhan ilçesinin Cendere köyüne uzanmaktadır.

Lala Şahin Paşa, Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda hizmetleri geçmiş bir komutandır. 1389'da öldüğü düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Dimetoka</span> Yunanistanın Batı Trakya bölgesi, Meriç ilçesi, Dimetoka belediyesine bağlı kent

Dimetoka, Yunanistan'da, Batı Trakya'da, Evros (Meriç) ilinin (nomos) sınırları içinde bir ilçedir.

<span class="mw-page-title-main">Çandarlı Ali Paşa</span> 6. Osmanlı sadrazamı

Çandarlı Ali Paşa, 22 Ocak 1387'de babası Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa'nın ölümü üzerine yerine geçerek, 18 Aralık 1406 tarihinde ölümüne kadar, I. Murad ve I. Bayezid için Ankara Muharebesi'ne kadar 15 yıl 6 ay ve Fetret Devri döneminde Süleyman Çelebi'nin yanında 4 yıl 4 küsur ay vezir-i azamlık yapmış ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş sürecinde önemli rol oynamış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Bayezid Paşa Osmanlı Devleti'nin Fetret Devri'nde, 1413'te Sultan I. Mehmed Çelebi saltanatında sadrazam olmuş; devleti toparlama süreci içinde yanında bulunmuş ve sonra da II. Murad döneminde Düzmece Mustafa'ya Sazlıdere'de yenilip teslim olup onun emriyle öldürüldüğü Temmuz 1421'e kadar başvezirlik yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">I. Murad</span> 3. Osmanlı padişahı (1362–1389)

I. Murad, Murad-ı Hüdavendigâr veya Gazi Hünkar, Osmanlı İmparatorluğu'nun üçüncü padişahı. Babası Orhan Gazi, annesi Nilüfer Hatun'dur. Babası Orhan Gazi döneminde 95.000 km² olan devlet toprakları onun döneminde yaklaşık 500.000 km² kadar genişlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun idari bölünüşü</span> Osmanlı Imparatorluğu’na ait bölgesel yönetim düzeni

Osmanlı İmparatorluğu, çeşitli yönetim bölümlerine ayrılmıştır. Bu yönetim bölümleri devlet teşkilatının bir parçasıdır. Devletin topraklarının büyümesi ile kurulan eyalet sistemi, 1864 yılında Sultan Abdülaziz zamanında yerini vilayet sistemine bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Rumeli (eyalet)</span> 1362 yılında I. Murad zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti

Rumeli Eyaleti veya Rumeli Beylerbeyliği, 1362 yılında I. Murad zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti. Osmanlı Devleti'nde kurulan ilk eyalettir. Anadolu Beylerbeyi yükselirse Rumeli Beylerbeyi, Rumeli Beylerbeyi terfi edilirse vezir olurdu. Rumeli Beylerbeyi Divan-ı Hümayun müzakerelerine katılırdı. 17. yüzyıldan itibaren vezir derecesinde bulunanlar tayin edilmeye başlamıştır.

İzmiroğlu Cüneyd Bey Osmanlı Devleti'nin yaşadığı Fetret Devri ve II. Murad'ın saltanatının ilk yıllarında gündemde kalmış, Osmanlı Devleti'nin bu 20 yıllık süredeki bütün toparlanma çabalarında karşısına çıkmış bir yerel yönetici ve asidir. İsmi bu anlamda Fetret Devri ile özdeşleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Çelebi (emir)</span> 1402-1411 arası Edirne’de sultanlığını ilan etmiş Osmanlı şehzadesi

Süleyman Çelebi ya da diğer adı ile Emîr Süleyman, Osmanlı şehzadesi. 1396-1402 yılları arasında Timur tarafından Sarıhan Valisi olarak atanmıştır. Fetret Devri'nde 1402-1411 yılları arasında Edirne'de Sultanlığını ilan edip padişahlık yapmıştır.

II. Yakub Bey 1387-1390, 1402-1411 ve 1413-1428 tarihleri arasında üç defa Germiyanoğulları Beyi oldu.

Fetret Devri, Bunalım Devri veya Fasıla-i Saltanat, Osmanlı hükümdarı Yıldırım Bayezid'in hayattaki beş oğlundan dördü arasındaki taht kavgaları nedeniyle 1402'den 1413'e kadar süren kargaşa dönemidir. Bu süreç Yıldırım Bayezid'in 1402'deki Ankara Savaşı'nda, Timur İmparatorluğu'nun kurucusu Timur'a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıktı. Fetret Devri'nde birbirleriyle taht mücadelesine giren Yıldırım Bayezid'in oğulları Emir Süleyman, İsa Çelebi, Musa Çelebi ve Çelebi Mehmed'dir. Dağılan Osmanlı birliği, 1413 yılında, I. Mehmed tarafından yeniden sağlandı. Bu gelişmeye bağlı olarak Çelebi Mehmet için "devletin ikinci kurucusu" tabiri kullanılmaktadır.

Nefise Hatun ya da Nefise Melek Hatun, I. Murad'ın kızı, Karamanoğlu Halil Bey'in oğlu Alâeddin Bey'in eşidir.

I. Damad Alâeddin Ali Bey Karamanoğulları Beyliği hükümdarıdır. Diğer çoğu Karamanoğulları beyleri gibi Ali Bey de yükselen Osmanlı İmparatorluğu'nun rakibiydi ve iki beylik birbirlerine karşı sürekli savaşlar yaptılar.

Akçay Muharebesi, 1398'de Osmanlı Devleti ile Karamanoğulları Beyliği arasında gerçekleşen muharebedir. Osmanlıların kesin zaferiyle sonuçlanan muharebe sonrasında Karamanoğulları Beyliği'nin toprakları Osmanlı Devleti'ne geçti. Esir düşen Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey ise idam edildi.

<span class="mw-page-title-main">1387-1388 Osmanlı-Bulgar Savaşı</span>

1387-1388 Osmanlı-Bulgar Savaşı, Osmanlı Devleti ile İkinci Bulgar İmparatorluğu arasında yapılan ve Osmanlıların kesin zaferiyle sonuçlanan askerî mücadeledir.

Frenkyazısı Muharebesi, I. Murad önderliğindeki Osmanlı ordusu ile Alâeddin Ali Bey önderliğindeki Karamanoğlu ordusu arasında Konya Ovası'nda yapılan savaştır.

Bu sayfada 1380'lerde Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan olaylar yer alır.