İçeriğe atla

Kara Resimler

Çocuklarını Yiyen Satürn (Saturno devorando a un hijo)

Kara Resimler[1] (İspanyolca Pinturas Negras), İspanyol ressam Goya'nın, Sağırın Beşi (Quinta del Sordo) adıyla bilinen evinin iki katındaki duvar sıvasına, dekorasyon amacıyla yağlı boya ile çizdiği 14 tablodan oluşan bir duvar resmi serisidir. Evi Şubat 1819'da satın alan Goya, resimleri 1819 ile 1824 arasında çizdi. 1873'te tuvale aktarılan resimler, Madrid'deki Prado Müzesi'nde muhafaza edilmektedir.

Çizildiklerinde, Goya tarafından isimlendirilmeyen resimler, 1838'de ressamın arkadaşı Antonio Brugada tarafından kataloglandı ve şu şekilde adlandırıldı:[2]

  1. Átropos ya da Las Parcas
  2. İki İhtiyar (Dos viejos) ya da İhtiyar ve Keşiş (Un viejo y un fraile)
  3. Çorba İçen İki İhtiyar (Dos viejos comiendo sopa)
  4. Sopalı Kavga (Duelo a garrotazos) ya da Kavga (La riña)
  5. Cadı Ayini (El Aquelarre)
  6. Okuyan Adamlar (Hombres leyendo)
  7. Judith ile Holofernes (Judith y Holofernes)
  8. San Isidro Festivali (La romería de San Isidro)
  9. Gülen Kadınlar (Mujeres riendo)
  10. San Isidro Kaynağına Hac (Peregrinación a la fuente de San Isidro) ya da Santo Oficio Töreni (Procesión del Santo Oficio)
  11. Bir Köpek (Perro semihundido) ya da kısaca Köpek (El perro)
  12. Çocuklarını Yiyen Satürn (Saturno devorando a un hijo)
  13. Una manola: doña Leocadia Zorrilla
  14. Fantastik Görü (Visión fantástica) ya da Asmodea

1823'te VII. Fernando mutlak monarşisini yeniden elde edince, kendisine karşı gelmiş olan liberallere baskı uygulamaya başladı. Bu durumdan kaygı duyan Goya Madrid'i terk ettiğinde, evi ve eşyalarıyla birlikte resimler de oğlu Javier Goya'nın oldu. 19. yüzyılın sonuna kadar resimlerin varlığı pek bilinmiyordu (sadece Charles Yriarte gibi birkaç eleştirmen bazılarını betimlemişti).[3] Resimler 1873'te, evin bulunduğu çiftlik yıkılmadan önce, Belçikalı bir banker olan Frederic Emile d'Erlanger'in isteği üzerine, Salvador Martinez Cubells tarafından tuvale aktarıldı.[4] d'Erlanger resimleri 1878'deki Paris Uluslararası Fuarı'nda satmayı planlıyordu. Ancak 1876'da resimleri şu anda sergilenmekte oldukları Prado Müzesi'ne bağışladı.

Resimlerin özgün durumu

Sopalı Kavga (Duelo a garrotazos)

Goya, Manzanares yakınlarında, San Isidro Şapeli'nin ve çayırının tam karşısındaki bu evi Şubat 1819'da satın aldı. Muhtemelen bu evde, Leocadia Weiss ile dedikodulardan uzak bir yaşam sürmeyi planlıyordu, çünkü kadın o zamanlar Isidore Weiss ile evliydi. Ressam Leocadia ile bir ilişki yaşıyordu ve muhtemelen kadının gayrimeşru kızı olan Rosario'nun babasıydı. Goya, aynı yılın kasım ayında, Goya Doktor Arrieta'ya Tedavi Olurken (Goya atendido por el doctor Arrieta) isimli tablosunda sarsıcı bir şekilde tasvir ettiği ağır bir hastalık geçirdi. Dolayısıyla evdeki ilk duvar resimlerini 1819 yılının şubat ve kasım ayları arasında yapmıştı. Bu resimlerde, (örneğin Sopalı Kavga) kırsal alan manzaraları içindeki küçük insan figürleri vardı.

Manzara ve Kafalar (Cabezas en un paisaje), muhtemelen, o zamanlar kayıp olan on beşinci kara resimdir ve New York'taki Stanley Moss koleksiyonunda saklanmaktadır.

Aragon bölgesinin neşeli havasını yansıtan bu resimlerin üzerine, Goya'nın hastalığı ve o dönemde ortaya çıkan iç savaşın çalkantılı sonuçları sebebiyle daha karamsar resimler çizildi. Bozal'a göre ilk resimler de Goya'ya aittir ve sonraki resimlerde bunlardan parçalar kullanılmıştır.[5] Glendinning ise, ressamın Quinta del Sordo'yu satın aldığında, evin duvarlarının zaten resimlenmiş olduğunu öne sürer.[6] Her durumda, evdeki son resimlerin yapılış tarihi en erken 1820 olabilir. Eserlerin tamamlanışı ise 1823'ten sonraki bir tarihte gerçekleşmiş olamaz, çünkü Goya, Rafael del Riego'nun düşüşünden sonra, kendisine yönelik saldırılardan kaygılanarak Bordeaux'ya gitmiş, çiftliği de oğlu Javier'e bırakmıştı.

Son zamanlarda ortaya atılan bir teoriye göre Kara Resimler, ressamın oğlu Javier Goya tarafından yapılmıştır. Ancak Goya'nın eserleri hakkında en geniş bilgiye sahip iki uzman olan Bozal ve Glendinning bu varsayımı reddeder, çünkü böylesine olağandışı bir gerçeğin, Goya'nın dönemdaşları tarafından biliniyor olması gerekirdi. Ayrıca Goya'nın tüm eserlerine baştan sona hakim olan resim tekniği, kaliteli fırça işçiliği, grotesk insan tipleri ve saplantılı temalar, Kara Resimler'de de görülür. Bu durum, resimlerin Javier tarafından çizildiği iddiasını çürütmektedir.

Antonio Brugada tarafından çıkarılan envanterde, alt katta yedi, üst katta sekiz resmin olduğundan behsedilmekteydi. Ancak Prado Müzesi'ne üst kattan da sadece yedi resim getirildi. Charles Yriarte 1867'de, bilinen on dört resimden başka, bir resmin daha mevcut olduğunu, ancak bu resmin, kendisi çiftliği ziyaret ettiğinde, Marqués de Salamanca'nın evine taşınmak üzere çoktan sökülmüş olduğunu yazmıştı. Çoğu eleştirmen bu kayıp resmin, boyutları ve teması uygun olduğu için, New York'taki Stanley Moss koleksiyonunda bulunan Manzara ve Kafalar (Cabezas en un paisaje) olduğunu düşünmektedir.[7]

Resimlere ilişkin belirsiz bir başka nokta da, giriş kapısının üst tarafına çizilmiş olan Çorba İçen İki İhtiyar'ın alt katta mı üst katta mı yer aldığıdır. Bu ayrıntı haricinde, Quinta del Sordo'daki resimlerin dağılımı aşağıdaki şekildeydi:[8]

Kara Resimler'in Quinta del Sordo'daki özgün yerleşimini gösteren diyagram
  • Alt kat: Burası dikdörtgen şeklinde tek odadan oluşuyordu. Odanın uzun duvarlarında, kenarlara yakın ikişer pencere vardı. Pencerelerin arasında iki büyük manzara resmi yer alıyordu: Odaya giren kişiye göre sağda San Isidro Festivali ve solda El Aquelarre. Girişin karşısındaki kısa duvarın ortasında bir pencere vardı. Pencerenin sağında Judith ile Holofernes, solunda Çocuklarını Yiyen Satürn yer alıyordu. Kapının iki yanında ise La Leocadia (Satürn'ün karşısında) ve İki İhtiyar (Judith'in karşısında) bulunmaktaydı.
  • Üst kat: Alt kat ile aynı büyüklükteydi ama uzun duvarların ortasında tek pencere vardı. Bu iki pencerenin iki yanında birer resim bulunuyordu. Girişe göre sağdaki duvarın, girişe yakın tarafında Fantastik Görü, uzak tarafında San Isidro Kaynağına Hac vardı. Soldaki duvarda ise yakın tarafta Átropos, uzak tarafta Sopalı Kavga yer alıyordu. Girişin karşısındaki kısa duvardaki tek pencerenin sağına Gülen Kadınlar, soluna Okuyan Adamlar çizilmişti. Girişin sağında Bir Köpek, solunda ise muhtemelen Manzara ve Kafalar vardı.

İki kapıdan birinin üstünde, Glendinning göre alt katta, Çorba İçen İki İhtiyar bulunuyordu.

Resimlerin bu yerleşimi ve özgün durumu, yazılı anlatımların yanı sıra, evin yıkılması ihtimaline karşı 1863 ile 1873 yılları arasında Prado Müzesi tarafından J. Laurent'e çektirilen katalog fotoğrafları sayesinde bilinmektedir. Ayrıca resimler, kapılar, pencereler ve alçak tavan ile birlikte, alçıdan yapılmış klasik frizlerle çerçevelenmişti. Duvarlar, dönemin kraliyet ve burjuva evlerinde olduğu gibi, VII. Fernando'nun kurduğu Real Fábrica de Papel Pintado'da (Kraliyet Duvar Kağıdı İmalathanesi) üretilmiş kâğıtlarla kaplıydı. Alt kattaki duvar kâğıtlarında meyve motifleri, üst kattakilerde çapraz düzenlenmiş geometrik şekiller vardı. J. Laurent'in çektiği bu fotoğraflarda resimlerin tuvale aktarılmadan önceki durumu da görülebiliyordu. Örneğin El Aquelarre isimli resmin sağ tarafında bugün mevcut olmayan bir bölüm vardı.

El Aquelarre'nin J. Laurent tarafından çekilen fotoğrafı (1874)
Resmin şimdiki durumu

Analiz

Okuyan Adamlar. Tablo, 1820–1823 İspanyol İç Savaşı sırasındaki gizli toplantılardan birini betimler.

1820'den itibaren Goya'ya, "Sublime Terrible (Yüce Kötü)" stiline dahil edilen bu tür çalışmaları sebebiyle dönemdaşları tarafından gittikçe daha fazla değer veriliyordu. Edmund Burke tarafından 1757'de yazılan A Philosophical Enquiry into the Ideas of the Beautiful and Sublime isimli kitapta öne sürülen bu kavram, on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında tüm Avrupa'da yayılmıştı. Romantik anlayışa göre bir sanatçı için en saygın özellik özgünlüktü ve Felipe de Guevara gibi yazarlarda, doğaları gereği "daha önce hiç hayal edilmemiş korkunçluklar ve gözyaşları"[6] ile dolu eserler üreten melankoliklerin eserlerine karşı bir beğeni oluşmaktaydı.

Eleştirmenler genel olarak, Kara Resimler'in çizilmesinin ardında sosyal ve psikolojik sebeplerin yattığını düşünmektedir. Özellikle kendinden genç bir kadın olan Leocadia Weiss ile olan ilişkisiyle birlikte ressamın fiziksel durumundaki kötüleşme, ardından 1819'da onu oldukça güçsüzleştiren ve ölümün eşiğine getiren hastalık, bu resimlerdeki renk ve konu seçiminin sebebi olarak görülmektedir.

Sosyolojik açıdan incelendiğinde Goya'nın resimleri, - tam olarak iyileştiğine dair bilgi olmasa da - hastalığından sonra, 1820'den itibaren çizdiğine dair işaretler vardır. Dinin hicvedilmesi (hacılar, dini törenler, engizisyon) ya da sivil kavgalar (Sopalı Kavga'daki kavga, Okuyan Adamlar'daki gizli toplantı, hatta Satürn'deki politik mesaj olan devletin kendi vatandaşlarını yemesi gibi), Fernando Riego'nun başkaldırısının ardından İspanya'da yaşanan istikrarsızlıkla uyumludur. Resimlerin yapılmış olduğu düşünülen dönem de, bu gelişmelerin yaşandığı 1820-1823 yıllarına denk düşer. Ayrıca bu resimlerdeki renkler ve konular ancak, mutlak monarşi sırasında uygulanan politik sansürün mevcut olmadığı bu karışıklık döneminde seçilebilmiş olmalıdır. Dahası, resimlerde betimlenen birçok karakter (keşişler, rahibeler, engizisyoncular) Fransız Devrimi'nin ideallerinden önceki, zamanı geçmiş bir dünyaya aittir.

Temalar

Bu yönde pek çok çalışma yapılmış olsa da, bu dekoratif serinin özgün anlamına dair yapısal bir yorum geliştirilememiştir. Kısmen asıl yerleşimin tam olarak bilinememesi, genel olarak ise her bir resmin tek tek anlamının muğlak ve belirsiz oluşu sebebiyle, serinin genel olarak neyi ifade etmeye çalıştığı halen çözülememiştir. Yine de dikkate değer birçok yorum mevcuttur.

Judith ile Holofernes'te güçlü ve olgun bir adamın hadım edilmesi betimlenir. Resmi Goya ile Leocadia Weiss arasındaki cinsel hayatın bir sembolü olarak görmek mümkündür.

Glendinning'e göre Goya, evini asillerin ve yüksek burjuvanın saraylarının dekorasyonuna uygun süslemiştir. Bu süsleme kuralları ile birlikte, alt katın yemek odası olduğu da dikkate alınırsa, buradaki resimlerin evin çevresiyle bir ilişkisi olmalıdır: manzara - ev Manzanares kıyısında ve San Isidro çayırının yanındaydı- ve natürmort görüntüleri ile odanın işlevine atıfta bulunan ziyafet resimleri. Aragon bölgesinin sanat anlayışında pek yeri olmasa da, Çocuklarını Yiyen Satürn ve Çorba İçen İki İhtiyar isimli resimlerde, kara mizah ve ironi yoluyla da olsa, yemek yeme eylemine gönderme yapılır. Ayrıca Judith Holofernes'i, bir ziyafete davet ettikten sonra öldürmüştür. Diğer resimler ise alışılmış pastoral manzaralar ve Madrid'in baş azizinin evin yakınlarındaki türbesi hakkındadır: San Isidro Festivali, El Aquelarre ve hatta resimde bulunan mezarlığın, evin yakınındaki şapelin mezarlığında benzemesi sebebiyle La Leocadia.

Başka bir bakış açısına göre, daha kötü aydınlatılmış olan alt katta genelde koyu arka plana sahip resimler bulunur (yas elbisesi içinde bir mezarlıkta görülen La Leocadia hariç). Bu resimlerde ölüm ve yaşlı adamlar fazlasıyla yer alır. Ayrıca hayatta kalmayı başaran (Leocadia) ve hatta erkekleri hadım eden (Judith) kadın figürleri Freudyen bir açıdan, cinsel çöküntüyü ifade edebilir. Çorba İçen İki İhtiyar ile İki İhtiyar resimleri, yaşlı Satürn ile birlikte, erkek figürü betimler. Zamanın da tanrısı olan Satürn, melankolik karakterin vücud bulmasını temsil eder ve antik zamanlarda kara safra olarak adlandırılan depresyon ile de ilişkilidir.

İkinci kattaki resimlere Glendinning'e göre gülme ve ağlama (hiciv ve trajedi), hava ve toprak elementleri arasında bir tezat hakimdir. Kapıdan girer girmez tam karşıda görülen Okuyan Adamlar, ciddi havasıyla Gülen Kadınlar'ın zıddını oluşturur. Bu iki resim, izleyiciyi diğer resimlerin karşıtlığına hazırlar. Átropos ve Fantastik Görü gibi mitolojik sahneler trajediyi içerirken, San Isidro Kaynağına Hac hicvi bir sahneyi betimler. Bir başka zıtlık da, ilk iki tabloda insan figürlerinin havada asılı gibi durmalarına karşın, Sopalı Kavga ve San Isidro Kaynağına Hac resimlerinde yere veya toprağa batmış gibi görünmeleridir. Ancak bu hipotezlerin hiçbiri, bu resim setinin asıl temasını tam anlamıyla ortaya koymamaktadır.

Stil

Tüm resimlerde mevcut olan belki de tek ortak nokta ressamın kullandığı stildir. Tablolardaki kompozisyon, döneme göre oldukça yenilikçidir. Resimlerdeki insan figürleri kenarlara ötelenmiş gibidir. Manzara ve Kafalar bu durumun en uç örneğidir. Resmin sağ alt köşesine yığılmış dört ya da beş kafa, çerçeveden dışarı çıkacak gibi gözükmektedir. Resimlerdeki bu dengesizlik, daha modern eserlerde görülen bir kompozisyon özelliğinin örneğidir. San Isidro Festivali'nde sola, San Isidro Kaynağına Hac'da sağa toplanmış olan ana grup, yine dengesiz bir dağılım oluşturur. Bir Köpek'te de tablonun büyük bölümü dikey bir boşluktan ibarettir, aşağıdaki eğimli bölge ve köpeğin kafası için çok az yer bırakılmıştır. Figürlerin kompozisyonun bir tarafında toplanışı Átropos ve Fantastik Görü ile El Aquelarre'nin özgün halinde de görülür. Sonuncudaki bu özellik, Martínez Cubells'in kardeşlerinin yaptığı restorasyon sırasında ortadan kalkmıştır.

San Isidro Festivali'nde Kara Resimler'in tamamında mevcut olan stil özellikleri görülebilir.

Kara Resimler'deki sahnelerin çoğu, ışığın olmadığı, günün sonunda havanın karardığı zamanlara ait gece görüntüleridir. San Isidro Festivali, El Aquelarre ve San Isidro Kaynağına Hac (günbatımına doğru ilerleyen bir öğleden sonra) resimlerinde görülen bu durum ile, ışığın ölümüyle ilişkili olarak arka plandaki karanlığa vurgu yapılmıştır. Böylece resimlerde kötümser bir hava, muazzam bir görüntü ve gerçekdışı mekânların gizemi ortaya çıkmıştır.

Resimlerdeki karakter grupları düşünceli ya da şaşkın haldedir. Şaşkın gözüken karakterler, gözleri kocaman açılmış, gözbebekleri gözlerinin beyazıyla çevrelenmiş, ağızları açık şekilde, bir karikatüre ya da grotesk hayvana ait olabilecek bir yüz ifadesiyle betimlenmiştir. Karakterler, akademik standartlarda reddedilmiş şekilde kötü kişisel özelliklere sahiptir. Resimler çirkin ve kötü olanı betimler, güzellik artık sanatın temel konusu değildir. Bunun yerini, acıma duygusu ve insan hayatının tüm yönlerini, en tatsız olanları dahi dışarıda bırakmadan anlatma çabası almıştır. Bozal'a göre bu ev "dünyevi bir Sistine Şapeli" olarak değerlendirilebilir; burada güzelliğin ve kurtuluşun yerini sağduyu ile yalnızlık, yaşlılık ve ölüm bilinci almıştır.

Tüm resimlere aşıboyası, altın ve toprak renkleriyle birlikte gri ve siyah hakimdir. Giysilerde kontrast olarak beyaz, gökyüzü bölümlerinde mavi, manzara resimlerinde nadir ve aralara dağıtılmış olarak yeşil kullanılmıştır.

Tüm bu özellikler, 20. yüzyılda ortaya çıkacak olan dışavurumculuk akımının karakteristik özelliklerinin habercisidir. Goya'nın eserlerinin modern resmi etkilediğine dair görüşlerin temelinde de, resimlerin bu öncül özelliği vardır. Goya'nın, devrimci ve yenilikçi özelliklere sahip bu seriyle, resim sanatında dönemine göre daha ileride olduğu söylenebilir.

Notlar

  1. ^ Türkçe isim: Goya. Boyut Yayın Grubu. 2009. s. 15. ISBN 978-975-23-0192-4. 
  2. ^ Resimlerin isimlendirilmesine dair farklı öneriler mevcuttur. Ancak bunların ilki, ressamın ölümünün ardından mallarının envanterini çıkaran Antonio Brugada tarafından önerilmişti. Bu çalışma sırasında Brugada, her resim için birkaç isim önermişti. Daha sonra eleştirmenler tarafından bu isimlerin bazıları geliştirildi ya da değiştirildi. Museo del Prado, çevrimiçi eğitim sayfası 11 Eylül 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Charles Yriarte, Goya, sa vie, son oeuvre (1867).
  4. ^
    Museo del Prado'nun restoratörü ve Real Academia de Bellas Artes de San Fernando'nun akademik üyesi olan Salvador Martinez Cubells (1842 - 1914) 1873'te, o sırada Frédéric Emile Baron d'Erlanger'e (1832 - 1911) ait olan evdeki resimleri tuvale aktardı. Martinez Cubells bu çalışmayı kardeşleri Enrique ve Francisco ile birlikte gerçekleştirdi. (...)

    —Valeriano Bozal, Francisco Goya, vida y obra, (2 cilt) Madrid, Tf. Editores, 2005, cilt 2, sayfa 247, ISBN 84-96209-39-3.

  5. ^ Valeriano Bozal (2005), cilt. 2, sayfa 248-249.
  6. ^ a b Glendinning (1993), sayfa 116.
  7. ^ "Cabezas en un paisaje hakkında açıklama". 23 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ekim 2008. 
  8. ^ Evin çevrimiçi sanal rekonstrüksiyonu için: artarchive.com 1 Ocak 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ve theartwolf.com 5 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Guernica</i> (tablo)

Guernica, Pablo Picasso tarafından 1937'de yapılan, İspanya İç Savaşı sırasında Nazi Almanyası'na ait 28 bombardıman uçağının 26 Nisan 1937'de İspanya'daki Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7,76 m eninde ve 3,49 m yüksekliğinde anıtsal tablodur. Saldırı sırasında 250 ila 1600 kişi ölmüş, çok daha fazla sayıda kişi de yaralanmıştı.

William-Adolphe Bouguereau Fransız akademik ressamıydı. Klasik konuların modern yorumlarını kadın vücudunu vurgulayarak resim yaptı. Gerçekçi tür resimlerinde mitolojik konuları kullandı.

<span class="mw-page-title-main">Gustav Klimt</span> Avusturyalı sembolist ressam ve Viyana Jugendstil temsilcisi (1862-1918)

Gustav Klimt, Avusturyalı ressamdır. Genç yaşlarda sembolizm ve art nouveau akımlarından ciddi derecede etkilenmiştir. Viyana Sezession grubunun önemli üyelerindendir. Tablolarının yanı sıra duvar resimleri, eskizleri ve diğer eserleriyle de tanınır. Klimt'in birincil resim konusu kadın bedenidir, -resimlerinde âşık olduğu bir kadını sık sık model olarak kullanmıştır- ve eserlerinde ince dekoratif süslemelerle beraber zarif bir erotizm göze çarpar. Bazı tablolarında gerçekten de saf altın kullanmıştır. Viyana Üniversitesindeki tabloları II. Dünya Savaşı'nda Naziler tarafından tahrip edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hieronymus Bosch</span> Flaman ressam (1450-1516)

Hieronymus Bosch, , 15. ve 16. yüzyıl Hollandalı ressam.

René François Ghislain Magritte, Belçikalı gerçeküstücü ressam.

<span class="mw-page-title-main">Eugène Delacroix</span> Fransız ressam (1798–1863)

Ferdinand Victor Eugène Delacroix Fransa'nın en önemli Romantik ressamlarından birisidir. Ressamın ifadesi güçlü fırça darbeleri ve renklerin optik etkileri üzerine çalışmaları Empresyonistleri, egzotik olana tutkusu da Sembolistleri etkilemiştir. Fransız şair Baudelaire, onu "Rönesans'ın son büyük ressamı ve modern dönemin ilk büyük ressamı" olarak tanımlar.

Beato Angelico ya da Fra Angelico, asıl adı Giovanni da Fiesole, erken rönesans dönemi İtalyan ressam.

Pieter Brueghel ya da Brueghel peyzaj çalışmaları ve köy betimlemeleriyle tanınan Hollandalı Rönesans ressamı, Hollanda ve Flaman Rönesans resmi 'nin en önemli sanatçısıdır, aynı zamanda matbaacı, manzara ve köylü sahneleriyle tür resmi ünlüdür. Büyük resimlerde her iki konunun da odak noktası haline getirilmesinde öncüydü.

<i>3 Mayıs 1808</i> İspanyol ressam Francisco Goyanın tablosu

3 Mayıs 1808 ya da Madrid'de 3 Mayıs 1808, İspanyol ressam Francisco Goya'nın 1814 yılında tamamladığı tablosudur. Eser şu anda, Madrid'deki Prado Müzesi'nde sergilenmektedir. Goya bu çalışmayı, Fransızların 1808'de Madrid'i işgali sırasında, Napolyon'un ordularına direnen İspanyolların anısına çizdi. Bu direniş aynı zamanda Yarımada Savaşı'nın tetikleyicisiydi. İspanyol ressamın, aynı boyutlardaki eş çalışması 2 Mayıs 1808 de tıpkı bu tablo gibi İspanya'nın geçici hükûmeti tarafından, Goya'nın önerisi ile, ressama ısmarlandı. Goya, Aragonca yazdığı bir mektupta bu tabloları yapma amacını şöyle açıkladı:

<i>Çocuklarını Yiyen Satürn</i>

Çocuklarını Yiyen Satürn ya da kısaca Satürn, İspanyol ressam Goya'nın, Sağırın Beşi adıyla bilinen evinin iki katındaki duvar sıvasına, dekorasyon amacıyla yağlı boya ile çizdiği 14 tablodan oluşan ve Kara Resimler olarak adlandırılan duvar resmi serisine ait bir tablodur. Serinin geri kalanıyla birlikte 1819 - 1823 yılları arasında çizilmiştir. Resimde Yunan tanrısı Kronos'un, kendi yerine geçmelerinden korktuğu çocuklarını doğumlarının hemen ardından yiyerek öldürmesi anlatılır. Goya'nın ölümünden sonra tuvale aktarılan resim, Madrid'deki Prado Müzesi'nde sergilenmektedir.

<i>Savaşın Felaketleri</i>

Savaşın Felaketleri, İspanyol ressam Francisco de Goya'nın 1810 ile 1815 yılları arasında çizdiği 82 gravürden oluşan bir dizi resimdir. Serideki resimlerde savaşın korkunçluğu olduğu gibi ve etkileyici şekilde anlatılmıştır. Baskı resimlerde, İspanyol Bağımsızlık Savaşı sırasında işlenen acımasız suçlar ayrıntılı şekilde betimlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Akılsız Yaratıklar</span>

Akılsız Yaratıklar ya da Atasözleri, Francisco de Goya tarafından 1815 ile 1823 yılları arasında, bakır levha üzerine asitle yapılmış kalıplardan oyma baskı yoluyla elde edilip hakkâk kalemi ve perdah ile düzeltilerek çizilen, 22 adet gravürden oluşan resim serisidir.

<i>Bir Köpek</i> resim

Bir Köpek ya da kısaca Köpek, İspanyol ressam Francisco de Goya'nın 1819 yılında aldığı evin duvarlarına dekorasyon amaçlı çizdiği Kara Resimler'den biri. Goya'nın bu çalışması evin üst katında, kapı girişinin sol tarafında yer alıyordu.

<i>Çıplak Maya</i> İspanyol ressam Francisco de Goyanın 1790 ile 1800 yılları arasında tamamladığı tahmin edilen tablosu

Çıplak Maya ya da Çıplak Maja, İspanyol ressam Francisco de Goya'nın 1790 ile 1800 yılları arasında tamamladığı tahmin edilen tablosudur. Eser şu anda Madrid'deki Prado Müzesi'nde sergilenmektedir. Ressam bu tabloyu, İspanyol engizisyonunun çıplak kadın resimlerinin yapılmasını yasakladığı bir dönemde, İspanya başbakanı Manuel de Godoy'un isteği üzerine yaptı. Resim, Godoy'un koleksiyonuna 12 Kasım 1800 tarihinde katıldı.

<i>San Isidro Festivali</i>

San Isidro Festivali, İspanyol ressam Francisco de Goya'nın 1819 yılında aldığı, Sağırın Beşi olarak bilinen, evinin duvarlarına dekorasyon amaçlı çizdiği Kara Resimler'den biri. Goya'nın bu çalışması evin zemin katında, kapı girişinin sağ tarafında yer alıyordu.

Giorgione, gerçek adı Giorgio Barbarelli da Castelfranco olan, Yüksek Rönesans akımına yön veren İtalyan ressam. Bugün kesin olarak ona mal edilen sadece altı tablo bulunmasına rağmen Giorgione, erişilmez şiirsellikteki eserleriyle bilinir. Kimliği ve eserleri hakkındaki bilinmezlik onu Avrupa resim tarihinin en gizemli ressamlarından biri yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nicolas Poussin</span> Fransız ressam (1594 – 1665)

Nicolas Poussin, Fransız klasisist ressamdır. Çalışmalarında ağırlıklı olarak duruluk, mantık ve düzen ön plana çıkarılır ve hatları, renge yeğler. Çalışmaları, 17. yüzyılın baskın Barok tarzına karşı bir alternatif olarak görülür. 20. yüzyıla kadar, Jacques-Louis David, Jean-Auguste-Dominique Ingres and Paul Cézanne gibi klasik odaklı sanatçılara ana ilham kaynağı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Francisco de Zurbaran</span> İspanyol ressam (1598-1664)

Francisco de Zurbarán, 17. yüzyıl İspanyol ressam. Zurbaran Hristiyan dini ve dindarları hakkında resimleri ile isim yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tintoretto</span> Venedikli ressam (1518/1519-1594)

Jacobo Tintoretto (d. 29 Eylül 1518, Venedik - ö. 31 Mayıs 1594, Venedik), Venedik Cumhuriyetinde doğup büyüyüp yaşamış İtalyan asıllı Venedik Rönesansı ekolüne bağlı ve maniyerist resim akımına dahil bir ressamdı. Jacopo Jacobo Tintoretto çok sayıda resim yapmış ve büyük ölçekli dinsel naratif sahne tabloları; büyük kilise sunak tabloları; Venedik Dükünün Sarayının duvar tabloları; mitolojik ve alegorik konuları içeren tablolar ve portreler ile tanınmıştır.

<i>Vincent Van Goghun yaptığı kopyalar</i>

Vincent van Gogh'un yaptığı kopyalar, ressamın 1887 ila 1890 yılları arasında yaptığı resimler arasında önemli bir grubu oluşturur. Vincent van Gogh Saint-Rémy-de-Provence'de kendi isteğiyle yattığı Saint-Paul akıl hastanesinde iken uzun süren kış ayları boyunca resim yapacak konu bulmak için çabaladı. Sanatsal açıdan yeniden canlanma çabasıyla sevdiği ressamların eserlerini temel alan 30'dan fazla kopya yaptı. Bunların yirmi biri Jean-François Millet'nin eserlerinden yapılan kopyalardır. Birebir kopyalamaktan çok van Gogh kopyaladığı resimlerin konu ve kompozisyonlarını kendi perspektifi, renkleri ve tekniği ile yansıtmaya çalışmıştır. Spiritüel anlam ve duygusal rahatlık sembolizm ve renk ile ifade edilmiştir. Kardeşi Theo van Gogh bu resimlerden bazılarının Vincent'ın en iyi resimleri olduğunu belirtmiştir.