İçeriğe atla

Karşıtlık

Nitelik ve durumları itibarıyla birbirine ve aykırı ve birbirlerinin karşısında, ters kutuplarında yer alan kavram ve olgular ile bunların durumları. Zıtlık, tezat. Kainat ve yaşam döngüsü zıtların birlikteliği üzerine kuruludur.

Yeryüzündeki gelmiş geçmiş medeniyetlerin tamamında bir biçimde varlıklarını hissettirirler.

İslam dini alemde her şeyin zıddıyla mevcut olduğunu açıkça ifade eder. “Her şeyden iki çift yarattık ki düşünüp anlayabilesiniz.” (Zariyat-49) Fakat İslam dinine göre, iyilik daha ağır basar. Allah’ın Cemal sıfatlarının Celal sıfatlarına göre daha fazla kendisini belli ettiğini kabul eder.

Maniheizmde Aydınlık ve Karanlığın hiç bitmeyen ebedi ve ezeli savaşı anlatılır ve bu din bütünüyle ikili ve karşıtlıklar üzerine kurulu bir anlayış üzerine inşa edilmiştir. Bu aynı zamanda İyi ile Kötünün (ve de İyilik ve Kötülüğün) savaşıdır. Birbirlerini yenemezler.

Türklerin karşıtlık anlayışında ise iyilik ve aydınlık hep bir adım öndedir. Örneğin Ülgen kesinlikle Erlik’ten çok daha güçlüdür.

Çin kültüründeki Yin ve Yang bu zıtlıkları simgeselleştiren ve birleştiklerinde tam bir daire oluşturan iki balık motifidir. Moğol bayrağı içerisinde de yer alır. Bu balıkların gözlerinin renkleri ise balığın rengine göre de zıttır. Siyah balıkta beyaz göz, beyaz balıkta siyah göz vardır. Buna göre aslında her şeyin özü ve çekirdeği de kendi zıddından oluşmaktadır. İyiliğin özünde kötülük vardır, çünkü iyilik kötülüğü yok etmeyi planlar bu da bir çeşit kötülüktür. Kötülük ise iyiliği ortadan kaldırdığında düşmansız kalacak böylece de kendi kendisiyle çelişecektir ki bu durumda da barış ortaya çıkacaktır.

Ortadoğu kökenli dinlerde Adem toprağı, Havva göğü sembolize eder.

Yakın tarih içerisinde felsefi olarak Tez+Antitez=Sentez olarak formülleştirilen mantığı bütün bu dinsel anlayışların bilimselleştirilmiş bir bağıntısından başka bir şey değildir.

Türk kültüründe en çok bilinen, en sık rastlanan veya en çok kullanılan karşıtlıklar şunlardır:

  1. Ak ve Kara (Siyah ve Beyaz)
  2. Aydınlık ve Karanlık (Nur ve Zulmet)
  3. Yaruk ve Karuk (Nur ve Zulmet)
  4. Yaruğ ve Oduğ (Nur ve Nar)
  5. Yalabuk ve Karanuk (Nur ve Zulmet)
  6. Gündüz (Kün) ve Tündüz (Tün) (Gündüz ve Gece)
  7. Erkek ve İşkek (Adam ve Kadın)
  8. Gişi/Kişi ve Tişi/Dişi (Adam ve Kadın)
  9. Su ve Od (Mai ve Ateş)
  10. Yaşam ve Ölüm (Hayat ve Memat)
  11. Yer ve Gök (Arz ve Sema)
  12. Sağ ve Sol (Eymen ve Eyser)
  13. Geçmiş ve Gelecek (Mazi ve Ati)
  14. Doğu ve Batı (Şark ve Garb)
  15. İyilik ve Kötülük (Hayır ve Şer)
  16. Bayığ ve Yazığ (Sevap ve Günah)
  17. Onağ ve Yasağ (Helal ve Haram)
  18. Teklik ve Çokluk (Yek ve Kesret)
  19. Uçmağ ve Tamağ (Cennet ve Cehennem)
  20. Bur ve Buk (İyi Ruh ve Kötü Ruh),
  21. Aya ve Aza (İyicil Varlık ve Kötücül Varlık)
  22. Beyrü ve Bengü (Ezel ve Ebed)

Türk kültüründe bu sayılan kavramların ve simgelerinin tamamı birbiriyle iç içe geçmiştir. Bazen Ak Koç ve Kara Koç olarak, bazen Ülgen ve Erlik olarak, bazen Od ve Su olarak tezahür ederler. İşte yukarıda değinilen zıtlığın olumlu yönünün ağır basması olgusu Türklerde simetrik veya denk olmayan (yani asimetrik) karşıtlık anlayışını ortaya koyar ki, tam da bu noktada çok ilginç bir biçimde kendisini gösteren bir unsur bu durumun en güzel örneğini oluşturur.

Türk kültürünün özünde yer alan ilk ve temel karşıtlık sanıldığının aksine Ak ve Kara değildir. Temel karşıtlık Ak ve Al biçiminde açıkça belirginleşir. Bunlara Al İnancı ve Ağ İnancı da denilebilir. Diğer karşıtlıklar hep buradan türemiştir.

  1. Al (Hal, Gal): Ateşi, toprağı, kötülüğü, yalnızlığı, tek rakamları ortaya koyar. Kötü ruhlar hep bu külte bağlıdır. Al, ateşin rengidir. Hal Dili (Al Dili) adı verilen bir dil kötücül ruhlara aittir ve tersine konuşmayı (hem ters okumayı hem de tersini söylemeyi) içerir.
  2. Ak (Ağ): Suyu, gökyüzünü, iyiliği, dayanışmayı, çift rakamları içerir. İyi ruhlar daima bu kült içerisinde yer alırlar. Ak, suyun rengidir. Akrar adlı bir kült ile bağlantılıdır.

Türk kültüründeki asimetrik diğer karşıtlık ise Ak ve Gök karşıtlığıdır. Her ikisi de olumlu anlamlar içermesine karşın Ak renk daima hükümdarlığı temsil ettiği için ön plandadır. Ak Orda ve Gök Orda.

Yine yer ve gök karşıtlığında Gök hep üstün ve baskın durumdadır. Ak ve Kara ayrışması, Yer ve Gök karşıtlığı daha sonra ve Al ve Ak karşıtlığını da bir biçimde içlerinde barındırmaya devam ederek ortaya çıkmışlardır. Çift rakamlar, tek olanlardan daima fazla ve baskındır. Su ateşi söndürür ve gökten yağmur olarak iner. Toprak su olmadan yeşermez. Bu nedenle iyilik hep baskındır. Masallarda iyiler hep kazanırlar. Karşıtlık kavramı Türk Mitolojisinde ayrıca Tersine Olma durumu ile de ortaya çıkar. Buna göre başka aleme ait varlıklar tıpkı bir ayna gibi solunu ve sağını yer değiştirmiştir. Bu nedenle farklı görünüş ve davranışlara sahiptirler. Örneğin bir Albısa gitmesini söylemek için gel demek gerekir. Çünkü ne denirse tersini yapacaktır. Ayrıca bazı varlıklara da kurulacak cümleyi tersten okumak gerekir. Çorların ayakları terstir. Masallarda ters çevrilmiş kazanlarda pişen yemeklerden bahsedilir. Konrul ve Toğrul Kuşları et istediğinde su, tam tersine su istediğinde et verilmelidir. Öte dünyadaki hayvanlar tersine yemlenir. “Ata et, ite ot” verilir. Atlar tersine nallanır. Anadolunun bazı yörelerinde en çok korkulan büyü Kur'an'ın tersine okunmasıyla yapılandır ki, buna en acımasız ve güçlü büyücüler bile kolay kolay cesaret edemezler, çünkü çok tehlikelidir. Bazı Türk boyları yas tutarken elbiseleri ters giyerler. Bazı rüyalar bu nedenle tersine yorumlanır.

Etimoloji

(Kar) kökünden türemiştir. Karşısında bulunma demektir. Ancak karşılıklı olma anlamı da vardır. Yani karşısında olan şey ile birlikte bir anlam ifade etmeyi kelime kökü zaten barındırmaktadır.

Kaynakça

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Beyaz veya ak, görülebilir dalga boylarındaki tüm renkleri kapsayan renk. Ak ışık, kızıl, yeşil ve mavi ışıkların karıştırılması ile oluşturulabilir. Eskiden, akın ışığın doğal rengi olduğu kabul edilirdi ancak Newton, tam tersine beyazın tüm renklerin birleşimi olduğunu kanıtladı.

<span class="mw-page-title-main">Tengri</span> Eski Türk ve Moğol inançlarında yaratıcı, yaratan

Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'te Gök Tanrı ya da Gök'ün yüce tinidir. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çözümlenen sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir. Yer Tengri; Gök Tengri'nin torunu, Kayra Han'ın oğlu, Ülgen'in kardeşi ve Erlik'in amcası. Gök Tengri; ise Kayra Han'ın babası, Yer Tengri'nin dedesi, Ülgen'in dedesi ve Erlik'in büyük dedesi.

<span class="mw-page-title-main">Ülgen</span> Türk ve Altay mitolojisindeki iyilik tanrısı

Ülgen, Türk ve Altay mitolojisinde iyilik tanrısıdır. Ülken (Ülgön) Han ve Moğolcada Ulgan Han. Göğün 16. katında yaşar. Kayra Han’ın oğludur. Türk mitolojisinde Türklerin iyilik tanrısıdır. Tek Tanrı inancında Göktanrı'nın oğlu ve gökyüzünün hükümdarı olarak görülmüştür. Bai Ulgan, Ulgan gibi adlarla Sibirya kavimlerince de yaratıcı tanrı olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Tengricilik</span> Türk ve Moğol halkları tarafından inanılan çok tanrılı ve daha sonra tek tanrılı din

Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Erlik</span> Türk-Altay mitolojisinde kötülük tanrısı

Erlik Han, Türk ve Altay mitolojisinde kötülük, yeraltı ve yıkım tanrısıdır. Erlik Han, Gök Tanrı'nın oğlu ve eski Türklerin inancı Tengricilik'te yer altı âleminin efendisidir.. Moğollar ise Erleg veya Yerleg derler. Macar mitolojisindeki Ördög ile eşdeğerdir. Ülgen'in kardeşidir. Yer Tengri'nin yeğeni ve Kayra Han'ın oğludur.

Yaratılış destanı, Türklerin Altaylara ait kozmogenik destanıdır. Ayrıca ilk Türk destanlarından olma özelliğine de sahiptir. Asya kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk boyları ve Altay Türkleri arasında söylenmektedir. Türk destanları arasında en eskisidir. Radloff tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. Altay Dağları'nda söylenen yaratılış ve türeyiş destanları, değil yalnız Türklerin; bütün Orta Asya ile Sibirya'nın bile, en gelişmiş ve üzerinde ilgi ile durulan Türk mitolojisi verileridir.

<span class="mw-page-title-main">Ejderha</span> efsanevi canavar

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Zerdüştçülük</span> Tek Tanrılı bir Antik İran dini

Zerdüştçülük, Zerdüştîlik ya da Mecûsîlik, günümüzden 3.500 yıl önce Zerdüşt tarafından İran'da kurulan, yaklaşık M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 7. yüzyıla kadar Pers, Med ve Sasani İmparatorluğu’nun dini olan, içerisinde düalist ve eskatolojik inanışın ilk örneklerini barındıran, dünyanın en eski tek tanrıcı vahiy dini. Bu dine inananlar Zerdüştçü, Mazdaist ve Zerdüştî olarak adlandırılıyor olup bedenen öldükten sonra dirilip Ahura Mazda'nın huzuruna çıkacaklarına ve orada sorgulanacaklarına inanırlar. Zamanla Zerdüştlüğün Zurvanizm gibi alt dalları ortaya çıkmıştır. Zurvanizm inancı, Zurvan olarak bilinen zaman ve kader tanrısını baş tanrı konumuna yükseltmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Düalite</span>

Düalite, Türkçede “ikilik”, “ikilem”, “ikileme”, “ikili denge” gibi çeşitli biçimlerde kullanılmakta olup, doğadaki, evrendeki karşıtlık ve birbirini tamamlayıcılık ilkesini ifade eden genel bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Yaşam ağacı</span> mit

Yaşam ağacı kavramın kökeni tarih-öncesi denilen devirlere kadar uzanan, başta Asya şamanist gelenekleri olmak üzere, pek çok gelenekte rastlanılan bir semboldür.

<span class="mw-page-title-main">Kayra Han</span> Türk mitolojisinde Gök Tengrinin oğlu, yaratıcı tanrı

Kayra Han, Kayır Han ya da Kayrakan, Oğuzlarda ise Krayir, Türk ve Altay mitolojisinde yer alan yaratıcı ve baş tanrıdır. Altay, Tuva, Hakas ve Yakut mitolojilerinde ön plana çıkmaktadır. Babası ilk Tanrı olan Gök Tengri'dir, annesi yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Od iyesi</span>

Od İyesi, Türk, Altay ve Tatar mitolojilerinde ateşin koruyucu ruhudur. Vot İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi veya Yalgın (Yalkın) İyesi ve Alev (Alav) İyesi olarak da bilinir. Moğollar Gal Ezen Yakutlar Ot İççite adıyla bilmektedirler. Yeni evliler yağ, içki içenler ise içtikleri içeceğin bir kısmını ateşe atarak bu tanrıyı onurlandırırken şamanlar gelecekten haber almak için Od iyesi için koyun veya kısrak kurban etmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Ak Oğlanlar</span>

Ak Oğlanlar - Türk ve Altay mitolojisinde İyilik Tanrıları. Ak Erler de denir. Ülgen Han'ın oğullarıdırlar. Kıyatlar adı da verilir. Yedi kardeştirler. Yedi Altay boyunun koruyucusudurlar. Yedi Kat yeraltını sembolize ederler. Kıyat sözcüğü aynı adlı bir Moğol boyunu çağrıştırmaktadır. Moğollarda Kıyat ve Kıyan adlı iki akraba boy vardır. Ak Oğlanların adları şu şekildedir:

  1. Karağus Han: Kuşlar Tanrısı
  2. Karşıt Han: Temizlik Tanrısı.
  3. Pura Han : At Tanrısı.
  4. Burça Han: Zenginlik Tanrısı.
  5. Yaşıl Han: Doğa Tanrısı.
  6. Kanım Han: Güven Tanrısı.
  7. Baktı Han: Lütuf Tanrısı.
<span class="mw-page-title-main">Al Ana</span> Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçası

Al Ana, Türk, Altay, Tatar, Yakut ve Moğol mitolojilerinde Kötülük Tanrıçasıdır. Hal Ana olarak da bilinir. Kızıl renkli giysileri olan, kızıl saçlı bir kadındır. Kötücül ruhlar olan Albıslar kendisine bağlıdır. Çirkin, saçları dağınık, gözleri kanlı, uzun tırnaklı, uzun boylu, çok kuvvetli olarak tanımlanır. Deveyle güreşebilecek kadar uzun olduğu söylenir. Bazen Albıs ile özdeş olarak düşünülür fakat aslında tüm Albısların başı ve yöneticisidir. Türk halk anlayışında de Al Ana karşılığında Al Ata şeklinde eril bir varlık bulunmaz. Fakat Moğollaradaki Gal Han kökensel benzerlik itibarıyla Ala Ana'nın yansıması olarak düşünülebilir.

Ulu Ana - Türk ve Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrıça. Büyük Yaratıcı gücü ifade eder. Uluğ Ene olarak da bilinir.

Karaoğlanlar – Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük Tanrıları. Karaerler de denir. Erlik Han'ın oğullarıdırlar. Sayıları dokuzdur. Moğolların "Dokuz Kana Susamış Tanrı"ları ile benzerlik gösterirler. İnsanlara kötülükler getiren kara fırtınalar estirir, kan yağmurları yağdırırlar. Erlik'in sarayının veya yeraltının kapılarını bekledikleri için Kapı Bekçileri diye anılırlar.

  1. Temir Han: Demir Tanrısı.
  2. Karaş Han: Karanlık Tanrısı.
  3. Matır Han: Cesaret Tanrısı.
  4. Şıngay Han: Kargaşa Tanrısı.
  5. Kümür Han: Kömür Tanrısı.
  6. Badış Han: Felaket Tanrısı.
  7. Yabaş Han: Bozgun Tanrısı.
  8. Uçar Han: Haber Tanrısı.
  9. Kerey Han: Arabozuculuk Tanrısı.

Kalgançı – Türk ve Altay halk inancında Kıyamet. “Kalgançı Çağ” da denir.

Yaratılış mitolojisi değişik kültür ve inanışlarda farklı şekillerde anlatılıp inanılan Evren, Dünya veya insanlığın varoluş hikâyeleridir.

Türk-Altay yaratılış mitolojisi;

Körmöz, Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde melek ve hayalet anlamına gelen sözcük. Körmös, Kürmös veya Körümes de denir.

Altay mitolojisi, Altayların inanç ve kültürlerinin mitolojik bütününü tanımlamak için kullanılan bir terim. Altay kamlığını (şamanizm) içine alan daha geniş bir tanımlamadır.