Pyotr Alekseyeviç Kropotkin Rus anarşist, sosyalist, devrimci, ekonomist, sosyolog, tarihçi, jeolog, zoolog, siyaset bilimci, insan coğrafyacısı, anarşist komünist yazar, anarşizm kuramcısı.
Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.
Hümanizm, insan odaklılık veya insanmerkezcillik, kanunların düzenlenmesinde Tanrı'nın değil insan aklının esas alındığı rasyonalizm ile ampirizme odaklanan, 14. yüzyıl ile 16. yüzyıl sonlarında Avrupa'nın geniş bir kesiminde kabul görmüş felsefi düşünce öğretisi ve edebiyat akımıdır.
Aristoteles veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir.
Baruch Spinoza, Yahudi kökenli Hollandalı filozof. Aydınlanmanın erken dönem düşünürlerinden olan Spinoza, evren ve insan hakkında modern fikirler ileri sürerek öncü ahit eleştirileri yapmış ve zamanla 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Descartes'ın fikirlerinden etkilenen Spinoza, Hollanda Altın Çağının önde gelen filozofu olmuştur.
Jean-Paul Charles Aymard Sartre, Fransız yazar ve düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. Sartre, bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.
Normatif etik, belirlenimci etik, değer etiği ya da faydacılık gibi farklı etik türlerinden biridir ve asıl olarak Kant'ın etik üzerine felsefi düşüncelerinde belirginleşen bir eğilimin adıdır.
Batı felsefesi, Antik Yunan'dan başlayıp günümüze kadar gelen Batılı felsefe tarihi anlayışı. Özellikle Avrupa'nın ve batı olarak adlandırılan dünyanın 19. yüzyıl'da felsefe tarihini yazarken kategorize ettikleri düşünce geleneği Batı felsefesi olarak adlandrılır. Platon'dan başlayıp modern zamanlara uzanan belirli bir felsefe yapma tarzı batı felsefesinin ayırıcı özelliği, daha ayrıcalıklı özelliği olarak anlaşılır. Bu eğilim genel bir yaklaşımla "Doğu'da felsefe yoktur" savını ileri sürer. Antik Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint kültürleri tarih olarak çok daha eski olmalarına ve buralarda yaşayan insanların belirli düşünce geleneklerine sahip olmalarına rağmen, Batı felsefesi Antik Yunan dönemiyle birlikte başlatılır ve bunlar dışta bırakılır. Doğu felsefesi, Hint ve Çin felsefeleri dahil olmak üzere çok önceleri başlamıştır, bu gelenekler etkileşimlerle sürekli varlıklarını devam ettirmişlerdir, ancak Batı felsefesi bu gelenekleri felsefe-dışı sayma yönelimindedir. Felsefe tarihi kitapları, genel bir eğilim olarak, MÖ 500'lerden başlayarak bugüne kadar, batı olarak addedilen bölgelerde ve batılı düşürlerce ortaya konulan felsefe yapma geleneği Batı felsefesi olarak görülür.
19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.
Görecilik ya da rölativizm, felsefe tarihinde sürekli gündemde yer almış olan bir yönelim biçimidir. Felsefenin alt bölümlerinden epistemoloji ve etik alanlarında göreceli yaklaşımlar özellikle etkili olmuştur. Bilgi anlayışında mutlak ve nesnel gerçek anlayışından ayrılır, bilginin kesinliğinden ve genel geçerliliğinden şüphe eder. Bütün bilgilerin göreli olduğu önermesi bu akımın başlıca argümanıdır. Etikte ise görecilik mutlak ahlaki değerlerin varlığını ve olabilirliğini yadsır. Bunlara göre bilgi ya da ahlaki değerler tarihsel koşullara, dönemlere, toplumlara, kültürlere ve kişilere göre değişim gösterir. Bilim felsefesinde de etkili olmuştur; özellikle 20. yüzyılda Kuantum fiziğine bağlı bilimsel ve kuramsal gelişmelerden sonra görecelilik gelişme göstermiştir.
Karşılıklı Yardımlaşma kelimesinin farklı anlamları:
- Karşılıklı Yardımlaşma - Kropotkin'in geliştirdiği kavram
- Karşılıklı Yardımlaşma - Kropotkin'e ait eser
- Karşılıklı Yardımlaşma - Biyolojide, birbirleri için yararlı olan ve aralarında yardımlaşma davranışları sergileyen canlıların davranışlarının doğal seçilim tarafından seçilmiş olması durumu
Karşılıklı yardımlaşma, ekonomik ve politik düzlemde, Kropotkin'in geliştirdiği anarşist teorinin öncelikli kavramlarından. İnsan doğasının rekabete dayalı darwinci yorumuna karşı, onu iş birliği ve dayanışma temelinde ele almak üzere geliştirilmiştir. Bu kavram ile gönüllülük temelinde, kaynakların, yeteneklerin ve hizmetlerin tarafların ortak yararını gözeterek kullanılması savunulur.
Etika - Ahlakın Kaynağı ve Açılması, anarko komünist Rus yazar ve anarşist kuramcı Pyotr Kropotkin tarafından yazılmış eser. Kropotkin'in Karşılıklı Yardımlaşma adlı eserinin ardılı ve tamamlayıcısı gibidir.
Ekmeğin Fethi, Anarko komünist Pyotr Kropotkin tarafından yazılmış kitaptır. Orijinali Fransızca yazılmış olup La Revolté ve Le Révolté dergilerinde yayınlanan makalelerden ortaya çıkmıştır. Yazıların ilk defa kitap halinde basılışı 1892 yılında Paris'te Élisée Reclus tarafından gerçekleştirilmiştir. 1892 ve 1894 yılları arasında eser, seriler halinde Londra'da Kropotkin'in de kurucu ortaklarından olduğu Freedom adlı bir dergi aracılığı ile yayınlanmıştır.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Karşılıklı yardımlaşma veya evrimsel iş birliği, biyolojide birbirleri için yararlı olan ve aralarında yardımlaşma davranışları sergileyen canlı organizmaların davranışlarını tanımlamak için kullanılan terimler olup bu evrimsel yardımlaşma, bir iş birliği temelinde yararlı oldukları için doğal seçilim tarafından seçilmişlerdir. Bu tanıma göre, altrüizm (fedakarlık), dayanışma gösteren canlı için ilk bakışta doğrudan yararı olmayan bir karşılıklı yardımlaşma şeklidir. Hem yardımda bulunan, hem de yardım alan canlı için doğrudan faydaları olan karşılıklı yardımlaşma davranışları ise "karşılıklı yararlı" davranışlar olarak tanımlanır. Doğal seçilimin karşılıklı yardımlaşma davranışlarının bazı türlerini neden onaylayıp tercih ettiğine dair bazı açıklayıcı teoriler bulunmaktadır. Bu teoriler birbirlerini dışlamamakla beraber aşağıda tartışılan teorilerin birden fazlası karşılıklı yardımlaşma davranışının bir yönünü açıklamada katkıda bulunabilir.
Karl Fyodoroviç Kessler
Çevre etiği, çevre ile ilgili, doğadaki ortak yaşamla ilgili sorunlarla sadece bilim ve teknolojik bakış açısıyla bakmayıp bu sorunları felsefe ve etik bağlamında sorgulayan ve çözümler üreten uygulama etiği alanlarından biridir. Genel olarak düşünüldüğünde, çevre etiğinin insanın doğayla ya da geniş anlamda kendi dışındaki dünya ile nasıl ilişkide bulunması gerektiğini incelediğini söyleyebiliriz.
Bilginin İslamlaşması ifadesi, 20. yüzyılın sonlarından bu yana çağdaş İslam felsefesinde İslam ile moderniteyi uzlaştırmaya yönelik girişimlere atıfta bulunmak için kullanılmaktadır. Özellikle bilimsel yöntemi İslam ahlakıyla uyumlu bir şekilde benimsemenin bir yolunu arıyor.
Jain felsefesi, Jainizm'de bulunan eski Hint felsefi sistemini ifade eder. Jain felsefesinin temel özelliklerinden biri, iki farklı varoluş kategorisi olduğunu, yaşayan, bilinçli veya hissedilen varlık (jiva) ya da cansız varlık (ajiva) olduğunu kabul eden dualist metafiziğidir.