Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.
Arife ya da ön gün, herhangi bir dinî bayramdan önceki gün. Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Ancak zamanla Ramazan Bayramı için de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir şeyden önceki gün anlamında da kullanılır.
Taraf; yön, yan veya doğrultu anlamlarına gelen Arapça kökenli bir sözcüktür. Ayrıca herhangi bir konuda iki karşı kutbu oluşturan insan gruplarını tanımlamakta kullanılır. Taraf sözcüğü ile şunlardan biri kastedilmiş olabilir:
- Yön
- Kenar
- Taraftar
- Tarafsızlık
- Erkek tarafı
- Kız tarafı
- Dost, düşman
Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.
Baston, yürürken dayanmaya yarayan, ağaç, metal veya başka bir maddeden yapılmış ince uzun araç. Aksesuar olarak ya da yaşlılık, rahatsızlık gibi nedenlerle kullanılır. Daha çok erkekler tarafından kullanılan baston, zaruri olmadıkça kadınlar tarafından kullanılmaz.
Öksüz, annesi ölmüş, yetim ise babası ölmüş çocuk. Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır. Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır. Bu yazıda öksüz kelimesi hem annesini hem de babasını kaybetmiş çocuk anlamında kullanılmıştır.
Ünlü, sesli veya vokal; ses yolu görece açık durumda iken, ses tellerinin titreşmesi ile bir engele takılmadan oluşan; hecenin en küçük birimini oluşturan konuşma sesi. Ünsüz veya sessiz karşıtıdır. Ünlülük kavramı harflerden ziyade "sesleri" tanımlar zira bir harf kimi sözcüklerde ünlü, kimi sözcüklerde ise ünsüz bir sesi simgeleyebilir.
Oğlan ya da erkek çocuğu, küçük yaştaki erkek. Oğlan sözcüğü bazen genç yetişkin erkekler için de kullanılır.
Nakit, elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Nakit kavramı ile daha çok kâğıt ve metal paralar kastedilir. Bir mal veya hizmet teslim alınmadan önce veya teslim alınırken yapılan ödemeye, peşin ödeme denir.
Ceset veya naaş, ölü bir insanın bedeni. Aynı anlama gelen kadavra sözcüğü genelde tıbbî anlamda kullanılır. Cenaze töreni için hazırlanmış cesede cenaze denir.
Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.
Hayır kurumu, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek amacıyla kurulmuş, kâr amacı gütmeyen kuruluştur. Bir hayır kurumu tarafından ya da hayırseverler tarafından halkın ücretsiz olarak yararlanması için yaptırılan çeşme, okul, hastane gibi yapılara hayrat denir.
Eşsesli, sesteş veya homofon; söylenişleri (telaffuzları) aynı, anlamları farklı olan (sözcükler). Eşsesli kelimelerin yazılışları (imlâları) her zaman aynı olmayabilir. Eğer telaffuzun yanı sıra yazılışları da aynı ise homonim olarak adlandırılırlar. -Telaffuzuna bakılmaksızın- yazılışları aynı olan sözcüklere ise homograf denir.
Sivil, uluslararası hukukta herhangi bir ülkenin silahlı kuvvetlerine veya diğer silahlı gruplara mensup olmayan kişi. Siviller herhangi bir muharebede silahlı çatışmaya girmeyen kişilerdir ve hakları ve güvenlikleri kısmen çeşitli uluslararası antlaşmalarca güvence altına alınmıştır. Sivil sözcüğü zaman zaman çeşitli meslek gruplarınca, o meslek grubunda olmayan kimseleri tanımlamak amacıyla metaforik olarak da kullanılır.
Mangal veya barbekü, üzerinde açık ateşte et, balık ve sebze pişirmeye yarayan düzenek ve bu düzenekte yemek pişirme işlemi. Sözcük eylem halinde "mangal yapmak" veya bazı yörelerde "mangal yakmak" şeklinde kullanılır.
Dayı, annenin erkek kardeşi. Anneden yaşça küçük veya büyük olabilir. Bir kişi herhangi bir dayısının yeğenidir. Dayı sözcüğü, aynı zamanda, bazı yörelerde bir kimsenin akrabalık bağı olmayan, kendisinden yaşça oldukça büyük erkeklere hitap ederken kullandığı bir hitap ve saygı sözüdür.
Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:
- cevherdir, elmadır, yüzüktür, gelmiştir, dönüyordur
Mahrem, İslâm'da evlenilmesi haram olan kişi. Mahrem sözcüğü Arapça haram (yasaklanmış) kökünden gelir. Mahrem olmayan kimselere nâmahrem denir. Nâmahrem sözcüğü Türkçede yabancı, el anlamında da kullanılır.
Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma. Antrenman ve idman sözcükleri Türkçede genellikle "herhangi bir spor müsabakasına hazırlık yapma" anlamında kullanılır. Egzersiz sözcüğü ise bunun yanı sıra sağlık gibi gerekçelerle yapılan kısa süreli fiziksel alıştırmaları da kapsar. Türkçede akademik konulardaki hazırlık çalışmaları için daha çok alıştırma sözcüğü tercih edilir.
Evlat, herhangi bir kimsenin dünyaya getirdiği veya bakımını üstlenerek ebeveynlik yaptığı kimse. Türkçeye Arapçadan geçen sözcük Arapçada çoğul anlamda olmakla birlikte Türkçede tekil olarak kullanılır.