İçeriğe atla

Kapsayıcılık

Referans kümeleri: Kapsayıcı biçim (solda) ve dışlayıcı biçim (sağda)

Kapsayıcılık, dilbilimde kapsayıcı ve dışlayıcı birinci şahıs zamirleri ile sözel morfoloji arasındaki gramer ayrımıdır ve kapsayıcı "biz" ve dışlayıcı "biz" olarak da adlandırılır. Kapsamlı "biz" özellikle muhatabı içerir ("biz" kelimelerinden biri "siz, ben ve muhtemelen diğerleri" anlamına gelir), özel "biz" ise muhatabı özellikle hariç tutar ("biz" için başka bir kelime) başka kimin dahil olabileceğine bakılmaksızın "o / onlar ve ben, ama sen değil") anlamına gelir. Bu tür bir ayrımın diğer kişilerde (özellikle ikinci kişide) yapılabileceğini hayal etmek kolay olsa da, aslında doğal dillerde ikinci tekil şahıs kümelenmesinin (sen vs. sen ve onlar) varlığı tartışmalıdır ve pek iyi kanıtlanmamıştır.Kümelenme, standart İngilizce dilinin bir özelliği olmasa da dünya çapında birçok dilde bulunur.

Şematik

Kapsayıcılık paradigmaları, şu şekilde özetlenebilir:

hitap edileni içeriyor mu
evet hayır
Konuşmacıyı içeriyor mu evet kapsayıcı "biz"

ben ve sen (ve muhtelemen onlar)

dışlayıcı "biz"

ben ve onlar, fakat sen değil

hayır sen onlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kitâb-ı Mukaddes</span> Yahudiliğin ve Hristiyanlığın kutsal metinlerini oluşturan kitapların kanonik bir koleksiyonu

Kitâb-ı Mukaddes, Mukaddes Kitap veya Kutsal Kitap, Eski Ahit ve Yeni Ahit'i kapsayan, Hristiyan inanışının temelini oluşturan ve Hristiyanlarca kutsal sayılan kitaptır.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

Çevirmen bir metni veya sözlü iletişimi bir dilden başka bir dile çevirmeyi meslek edinen kişiye denir. Yazılı çeviri yapan kişiye mütercim, sözlü çeviri yapan kişiye de tercüman adı verilir. Çevirmenler kitap, film, video oyunu, makale, tez, ticarî yazışma ve sözleşmeler, hukukî dokümanlar, vize evrakı gibi belgeleri tercüme eden veya toplantılarda, seminerlerde, konferanslarda ardıl veya eş zamanlı çeviri yapan kişilerdir.

<span class="mw-page-title-main">İroni</span> alaycı bir şekilde fikri reddetme

İroni, söylenenin tam tersinin kastedildiği ifadedir. Söylenen ya da yapılan eylem, ciddi görüntüsü altında, karşıt söylenceyi ya da eylemi, çelişki noktasına çekmeyi hedefler. Mizahtan farklı olarak, ironi daha eleştirel yaklaşır. İroni mimik, jest ve tonlama ile söylemek istenenin altını, dolaylı çizer.

Şiddet, bir kişi veya gruba yönelik; mağdurun bedensel bütünlüğüne, mallarına veya simgesel ve kültürel değerlerine zarar verecek şekildeki her türlü davranıştır.

Avangart, Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızcada gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, "yenilikçi" kişiler veya "deneysel" işler anlamına gelir.

Eğik çizgi / veya slaş, bir çizgiye eğim verilerek oluşturulmuş, yatay noktalama işaretidir. Bölme ve kesirleri ifade etmek için, tarih gösterirken noktaların yerine gelen eğik çizgi, dışlayıcı veya kapsayıcı özelliğiyle de kullanılmaktadır. Unicode'da bir solidus olarak isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Abhazca</span>

Abhazca, Kuzeybatı Kafkas dillerinden biridir. Esas olarak Abhazya, Türkiye’de, Suriye, Almanya, Hollanda, Rusya ve Acaristan 'da konuşulur. Abhazya Cumhuriyeti’nin Rusça ile birlikte resmi dilidir. Abhazca, Abhazya’da yaklaşık 150 bin kişi tarafından konuşulur.

Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semiyoloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir.

Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Var olanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bildirir. Salt bir var olma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, var olan her şeyin gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.

Mevlânâ, İslâm dininde, din açısından önder olarak görülen ya da İslâm ilimlerinde başarı kazanmış kişilere verilen bir ünvan. Özellikle Hint Yarımadası'nda İslâm bilginleri ve din önderleri için sıklıkla kullanılsa da Batı Asya'da pek kullanılmaz. Türkçe ve Farsça yazında sıklıkla Celâleddîn-i Rûmî'yi anmakta kullanılır ve bu nedenle yanlış bir şekilde bu kişinin adının bir parçası veya kendine has özel lakabı veya ünvanı olarak anlaşılır. Mevla sözcüğünden türemiş olan bu sözcük, "mevlâmız" veya "efendimiz" anlamlarına gelir. Afrika'da Svahili dili de sözcüğü diğer diller gibi Arapça özgün kökeninden almış olsa da çok daha genel bir anlamda kullanmaktadır: Sözcük bu dilde genel olarak içinde bulundukları toplulukça saygı gören kişilere verilir ve dinî vurgu taşımak zorunda değildir, seküler bağlamda da kullanılabilir.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

Mektûbât (مکتوبات) veya Mekâtîb, mektuplar anlamına gelen bu eser Mevlânâ'nın dost ve akrabalarına, özellikle de Selçuklu emir ve vezirlerine nasihat için yazdığı 147 adet mektuptan oluşur. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî'nin ölümünden sonra, mektuplar bir araya getirilmiş ve bu esere de Mektûbât veya Mekâtîb adı verilmiştir.

Panseksüellik, kişilere cinsel, romantik veya duygusal boyutta cinsiyet kimliklerinden bağımsız bir çekim hissedildiği bir yönelimdir. Panseksüel bireyler, kişilere karşı çekimlerinde cinsiyetin bir rol oynamamasından ötürü kimi zaman kendilerini "cinsiyet körü" olarak da tanımlamaktadır. Panseksüellik, "pan" kökünden türemiştir.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

Mansice veya eski adıyla Vogulca, Rusya'nın Hanti-Mansi Özerk Okrugu'nda ve Sverdlovsk Oblastı'nda yaşayan Mansilerce konuşulan bir dildir. Obi Nehri çevresi, Mansi dilini konuşulduğu yer olarak gösterilmektedir. 1990 sayımlarına bakıldığında Rusya'da 3.184 kişinin anadili Mansi dili idi. Ancak bu sayı 2002'de 2.746'ya kadar düştü.

Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.

Eğitimde Bütünleştirme veya Toplumsallaşma, tüm öğrencilerin eğitime ve öğrenmeye eşit erişim ve fırsatlara sahip olmasını sağlayan bir yaklaşımdır .Bütünleştirme yaklaşımı, özel eğitim bağlamında, bireyselleştirilmiş eğitim programı gibi uygulamalarla birlikte ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımın temelini oluşturan düşünce, özel gereksinimli öğrencilerin karma öğrenim deneyimlerinin, sosyal etkileşimlerde daha başarılı olmalarını ve dolayısıyla yaşamlarında daha ileriye gitmelerini sağlayacağıdır. Bütünleştirme modelinin arkasındaki felsefe, özel eğitim sınıflarının ve özel eğitim okullarının kullanımını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlamaz, ancak yine de bu imkanları sunar. Bütünleştirme modelleri, eğitim yöneticileri tarafından özel eğitimde tecrit modellerinden mümkün olduğunca uzaklaşma amacıyla uygulamaya konur. Bu uygulamanın temel düşüncesi, hem genel eğitim öğrencilerinin hem de özel eğitim öğrencilerinin sosyal açıdan gelişmesidir. Daha başarılı öğrenciler akran öğreticisi rolü üstlenirken, daha az başarılı öğrenciler genel eğitim öğrencilerinin empati öğrenmeleri için motivasyon kaynağı olur.

Dilbilgisel kişi, bir durumda katılımcıya/katılımcılara yapılan gösterimsel göndermeler arasındaki dilbilgisi ayrımıdır. Genellikle ayrım, konuşmacı, muhatap ve diğerleri arasındadır. Bir dilin şahıs zamirleri seti, biçimbirim kişisi tarafından tanımlanır, ancak diğer zamirler tanımlamaz. Birinci kişi konuşmacıyı, ikinci kişi konuşulan kişi veya kişileri ve üçüncü kişi yukarıda sayılmayan her şeyi içerir. Ayrıca sıklıkla fiilleri ve bazen isimleri veya iyelik ilişkilerini etkiler.

<span class="mw-page-title-main">Kapsayıcı dil</span> önyargılı veya yanlı terimlerden kaçınmak

Kapsayıcı dil veya eşitlik dili, taraftarları tarafından cinsiyetçi, ırkçı veya diğer şekillerde önyargılı, yanlı veya belirli bir grup insan için aşağılayıcı olduğu düşünülen ifadelerden kaçınan bir dil tarzıdır; bunun yerine hakaretten kaçınmayı ve eşitlikçilik ideallerini yerine getirmeyi amaçlayan bir dil kullanır.