İçeriğe atla

Kaos Yayınları

Kaos Yayınları, 1990'lı yıllardan beri Türkiye'de Anarşizmle ilgili kitaplar yayımlayan yayınevidir.[1][2] 1994 yılında yayın hayatına başlamıştır,[3] Gazi Bertal ve Zelha Cangi tarafından kurulmuştur. Ateş Hırsızı ve Kara Mecmua dergilerini de yayımlayan yayınevidir. Kurucusu Gazi Bertal'dir.[2]

Kaos Yayınları, Web sitesinde belirtildiği üzere “anarşist mücadele geleneğinin Türkiye’de neredeyse hiç bilinmeyen yüz elli yıllık tarihi başta olmak üzere” tüm özgürlükçü mücadeleler hakkında eserleri Türkiye okuyucularına sunmayı amaçlamıştır. Yayınevi bu amacı doğrultusunda Anarşist akımın hem klasik hem güncel en önemli başlıklarını çevirerek Türkiye'de Anarşizmin öğrenilmesine ve yayılmasına katkıda bulunmuştur.[1]

Yayımlanan bazı eserler

  • Anarko Sendikalizm (2000)
  • Tanrının Egemenliği İçinizdedir (2005)
  • Bakunin (1998)
  • Kronştad 1921 (1998)
  • Karşılıklı Yardımlaşma, Evrimin bir faktörü (2001)
  • Gelecekteki İlkel (2000)
  • Anarşizm, Bir Düşünce ve Hareketin Tarihi (1997)
  • Sanayi Toplumu ve Geleceği (1996)
  • Anarşizm (Woodcock)
  • Unabomber manifestosu

Kaynakça

  1. ^ a b "Türkiye'de Anarşist Hareket". 5 Nisan 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2010. 
  2. ^ a b Soydan, Barış (2013). Türkiye'de Anarşizm: Yüz Yıllık Gecikme. İletişim Yayınları. ISBN 9789750511301. 1 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2019. 
  3. ^ "Anti-Otoriter Yayıncılığın Türkiye'deki Serüvenine Bir Bakış". (17 Nisan 2010 tarihli Birgün gazetesinin Pazar Eki'nin "Anti-Otoriter Düşünce" makalesinden özetlenmiş yazı; Kaos Yayınları'nın Türkiye'deki Anarşist hareket içindeki yerinden bahsediyor.). 30 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2010. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Emma Goldman</span> Anarşist yazar ve siyasal eylemci

Emma Goldman, anarşist yazar ve siyasal eylemcidir. 20. yüzyılın ilk yarısında ABD ve Avrupa'da anarşist siyasi felsefenin yayılmasında ve gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-feminizm</span>

19. yüzyılda ilk kez ortaya çıkan ve isimlendirilen Anarko-feminizm veya Anarka-feminizm, anarşizm ile feminizmi bir araya getirir ve ataerkilliği hiyerarşinin ve dolayısıyla da toplumun temel problemlerinden biri olarak değerlendirir. Anarko-feministler ataerkillik ve maşizm ile savaşın sınıf çatışmalarının ve devlete yönelik anarşist mücadelenin bütünleyici bir parçası olduğuna inanırlar. Özünde, bu felsefe anarşist mücadeleyi feminist mücadelenin gerekli bir bileşeni olarak görür. Feminizmi de anarşist felsefenin gerekli bir bileşeni olarak görür. L. Susan Brown, "Anarşizm, tüm güç ilişkilerine karşı çıkan bir siyaset felsefesi olduğundan, doğası gereği feministtir" iddiasında bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-komünizm</span> Anarşizm

Anarko-komünizm, komünist anarşizm, anarşist komünizm ya da liberter komünizm; kapitalizmin ancak toplumsal bir devrimle ortadan kalkacağını ve bunun da sınıf eksenli bir mücadeleyle gerçekleşeceğini, sosyalist akımların aksine komünal hayat düzenine erişebilmek için sosyalist devrimi ve devletin proletarya tarafından ele geçirilmesini değil, doğrudan komün hayata geçilmesi gerektiğini savunan ideoloji. Marksistlerden farklı olarak devrimden sonra iktidarın devletin tekelinde toplanmasına karşı çıkar. Bunun devlet iktidarına sahip olanlar ve olmayanlar arasında ayrışmaya yol açacağını, iktidara sahip olanların yozlaşacağını ve toplumun çıkarına göre davranmak yerine iktidarlarını koruma, kuvvetlendirme yoluna gideceklerini savunur. Anarşist komünistler bunun yerine tüm kararların toplumun tamamının katılımıyla alınmasını savunur.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil anarşizm</span> sanayi devriminden dolayı tarımın önemsizleştiği toplumda tarımı önemli kılan anarşist sistem.

Yeşil Anarşizm, özellikle doğa ile insan arasındaki ilişki üzerine odaklanan anarşist ekol. Bu hareketin temel sorunu, endüstri öncesi toplumu, hatta bazen tarım öncesi toplumu yeniden canlandırmaktır. İnsanları doğal yaşama yabancılaştıran teknoloji ve ilerleme düşüncesiyle ifade edilen endüstri toplumu, bu ekolün eleştirilerinde önemli yer tutar. Felsefesinde Ludditelerin politik eylemlerinin ve Jean-Jacques Rousseau’nun yazılarının etkileri görülür. Fakat bunlardan daha fazla, primitivizm ortaya çıktığında, Frankfurt Okulu’nun Marksistleri Theodor W. Adorno ve Herbert Marcuse’ün düşünceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologların düşünceleri ekolün şekillenmesinde önemli yer tutmuştur.

Maximilien Rubel, çalışmalarını Karl Marx’ın eserleri ve hayatı üzerine yapmış olan Fransız tarihçidir.

Gün Zileli, Türk anarşist yazar.

Anarşizm (Önadsız), tarihçi George Richard Esenwein'in cümleleriyle "anarşizmin bir sıfatla tanımlanmamış formudur, yani komünist, kollektivist, mutualist veya bireyci gibi belirleyici sıfatların olmadığı bir düşünce akımı. Diğerleri için ... Anarşizm (önadsız) sadece, farklı anarşist ekollerin bir arada varolmasına tolerans gösteren bir tutumu ifade eder." Bu düşünce farklı anarşist ekoller arasında ortak noktaları vurgular ve bunları anti otoriter inançlar çevresinde birleştimeyi amaçlar. İfade Küba doğumlu Fernando Tarrido del Mármol tarafından 1889 kasım ayında, farklı anarşist hareketler arasında şiddetli tartışmaların yaşandığı bir dönemde, tarafları uzlaşmaya çağrısı sırasında kullanılmıştır.

Kolektivist anarşizm, özellikle Mihail Bakunin ve Birinci Enternasyonal’in anti-otoriter kesimi ile ifade edilen anarşist akımdır. Ayrıca Johann Most da bu yaklaşımın üyelerindendir. Komünal anarşizmle karıştırılmaması gerekir.

Anarşist ekonomi, anarşizm felsefesinin kapsamındaki ekonomik teori ve uygulamaların bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Pyotr Arşinov</span> Rus anarşist-komünist

Pyotr Andreyeviç Arşinov, Rus anarşist.

<i>Otorite Üzerine</i>

Otorite Üzerine, Friedrich Engels'in her türlü otoriteyi reddeden Mihail Bakunin önderliğindeki anarşistlerin görüşlerini eleştirdiği ve proleter devrimin devlet karşısındaki tutumu sorununa ilişkin marksist görüşlere bir temel getiren makalesidir. Makale; dönemin enternasyonal sosyalist hareketini Bakunin etkisindeki anarşizmin etkisinden korumak amacıyla yazılmıştır.

Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Anarşizm ve şiddet, eylemli propaganda nedeniyle popüler düşüncede birbirlerine yakın kavramlar. Anarşist düşünce şiddet sorusuna oldukça çeşitli cevaplar vermiştir. Bakunin, anarşizm “burjuvaziyi oluşturan bireylerin ölümü demek değildir, siyasi ve toplumsal varlık olarak ekonomik açıdan işçi sınıfından ayrı farklı [bağımsız] olan burjuvazinin ölümü demektir.” diyerek; Kropotkin “yüzlerce yıllık bir tarihe dayanan bir yapıyı birkaç kilo patlayıcıyla tahrip edemezsiniz.” diyerek toplumsal ilişkilerin havaya uçurulamayacağını ve anarşizmin bireye karşı olamayacağını belirtmişlerdir. Rus Devrimi tarihi, Kropotkin'in “eğer yalnızca terörle kazanılırsa gelecek devrim çok üzücü olacaktır” öngörüsünü onaylar. Emma Goldmann ise “Anarşist hareketle aşina olan hemen hemen herkesçe bilinen bir gerçektir ki; Anarşistlerin cezasını çektiği terörist eylemlerin büyük bir kısmı ya kapitalist medya tarafından uydurulmuştur veyahut –eğer doğrudan [kendileri tarafından] yapılmadıysa– polis tarafından kışkırtılmıştır.” demektedir. Tüm bunlar anarşistlerin şiddet eylemleri yapmadıkları anlamına gelmez.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de anarşizm</span>

Türkiye’de anarşizm, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından, özellikle de 1986 yılında Kara dergisinin yayınlanmaya başlamasıyla görünürlük kazanan, radikal bir sol harekettir. Öncesinde Türkiye siyaset sahnesinde anarşist hareketin bir gelenek ihtiva ettiği söylenemese de, Türkiye’de bir anarşist geleneğin oluşumuna dair “yüzyıllık gecikme”ye rağmen, Anadolu topraklarında anarşizmin tarihsel köklerine dair izlere rastlamak da mümkündür.

Kuir Anarşizm ya da anarko-queer, gey kurtuluş ve homofobi, lezbofobi, transmisojini, bifobi, transfobi, heteronormavite, ataerkillik ve ikili cinsiyet sistemi gibi hiyerarşilerin kaldırılmasının aracı olarak anarşizmi ve toplumsal devrimi savunan anarşist düşünce okuludur. Anarşist ve LGBT hareketlerin hem dışında hem içinde LGBT hakları için mücadele eden insanlara: John Henry Mackay, Adolf Brand ve Daniel Guérin dahildir. Bireyci anarşist Adolf Brand Berlin’de 1896’den 1932’ye kadar, gey sorunlarına adanmış ilk sürekli dergi olan Der Eigene’yi yayımlamıştır.

Sosyal anarşizm, bireysel özgürlüğü karşılıklı yardımlaşma ile bağlantılı gören anarşizmin bir dalıdır. Sosyal anarşist düşünce özerklik ve kişisel özgürlüğün tamamlayıcısı bağlamında topluluk ve sosyal eşitliği vurgular. Bu dengeyi ademi merkeziyetçi bir federalizmde korunan ifade özgürlüğü, düşüncede etkileşim özgürlüğü ve yetki ikamesi aracılığıyla gerçekleştirmeye çalışır.

Anarşistler geleneksel olarak örgütlü dine şüpheyle yaklaşmış ya da şiddetle karşı çıkmışlardır. Yine de bazı anarşistler, devleti yüceltmenin günahkâr bir putperestlik biçimi olduğu fikri de dâhil olmak üzere, anarşizme dini açıdan yorumlar ve bakış açıları getirmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Çağdaş anarşizm</span> anarşist hareketin şimdiki dönemi

Çağdaş anarşizm, anarşist hareketin II. Dünya Savaşı'nın sonundan günümüze kadar süren dönemidir. 20. yüzyılın son üçte birinden bu yana anarşistler, anti-globalizasyon, barış, iskan ve öğrenci protesto hareketlerine katılmışlardır. Anarşistler, Makhnovshchina ve Devrimci Katalonya gibi silahlı devrimlere katılmış ve Uluslararası İşçi Birliği ve Dünya İşçileri Birliği gibi anarşist siyasi örgütler 20. yüzyıldan bu yana var olmuştur. Çağdaş anarşizm içinde, klasik anarşizmin anti-kapitalizmi önemli bir yer tutmuştur.

Bazı gözlemciler[kim?] varoluşçuluğun anarşizm için felsefi bir zemin oluşturduğuna inanmaktadır. Anarşist tarihçi Peter Marshall, "varoluşçuların birey, özgür seçim ve ahlaki sorumluluk üzerindeki vurgusu ile anarşizmin temel prensipleri arasında yakın bir bağlantı olduğunu" iddia ediyor.