Türk kültürü kökeni Orta Asya'nın kültürel birikimine dayanan bir kültürdür. Selçuklu döneminden itibaren Doğu Akdeniz ve İslam kültürleri ile etkileşim halinde olup Modern Türkiye'ye kadar gelişti.
Dimitri Kantemiroğlu ya da Dimitri Kantemir, Osmanlı Devleti'ne bağlı Boğdan eyaletinin beyi, Rumen asıllı tarihçi ve yazar, İstanbul'da yaşadığı süre boyunca Klasik Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuş müzik uzmanı.
Necdet Yaşar,. Klasik Türk müziği sanatçısı, tanburi.
Türkiye'de müzikoloji, Avrupa'nın doğu müziğiyle ilgilenmesine paralel olarak 1910'lardan sonra gelişmiştir.
Dârülelhan, Osmanlı Devleti’nin ilk resmi müzik okulu olarak İstanbul’da 1917-1927 arasında faaliyet gösteren dört yıllık eğitim kurumu. Osmanlı Devleti’nde Maarif Nezareti’ne bağlı okullarda öğretmenlik yapmak üzere hem Türk hem Batı müziğinin bilen öğretmenler yetiştirmek amacı ile kurulmuştur. Günümüzde İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı olarak geçmektedir.
Edvar, kelime anlamı ile devirler demektir, müzik biliminde ise Türk müziği makamlarını anlatan müzik teorisi eserlerine denir. Kelime Safiyyüddin Abdülmümin Urmevi'in Kitabü'l-Edvar adlı eseriyle ortaya çıkmıştır. Urmevi "makam" kelimesi yerine "edvar" kelimesini kullanmıştır, uşşak edvarı gibi. Müzik teorisini dairelerle anlatan eserlere ve daha sonra kazanmış olduğu anlamla "müzik teorisi" eserlerine de "edvar kitapları" denilmektedir. Türk müziğinde yazılmış bir kısmının kendine ait adı olmadığı için yazma müzik teorisi eserlerine Kitab-ı Edvar, Risale-i Edvar gibi adlar verilmiştir. Bir kısmı Arapça ve Farsça olan edvarlardan önemli olanların çoğu XV. yüzyılda yazılmıştır. Anadolu'da edvar geleneğinin ilk ürününü Yusuf Kırşehri Mevlevi yazmıştır. XV. yüzyıldan itibaren görülen Türkçe edvarların bir kısmı Şükrullah Çemişkezeki, Hızır b. Abdullah, Seydi, Hızır Ağa, Abdülbaki Nasır Dede, Kantemiroğlu gibi adı bilinen müzisyen yazarlar tarafından yazılmıştır. Ruhperver, Kitab-ı Edvar gibi bir kısmının yazar adı bilinmemektedir. Edvarların bir kısmının üzerinde akademik çalışma yapılmış ve bir kısmı da yayınlanmıştır. Bununla birlikte Makami edvarı gibi henüz yeni bulunmuş edvarlar yanında daha keşfedilmemiş edvarların da varlığı mümkün görünmektedir. Recep Uslu'nun yayınladığı makalelerde mevcut Türk müziği edvarlarının tam bir listesi yapılmaya çalışılmıştır: Recep Uslu, “Onbeşinci Yüzyılda Yazılmış Türkçe Müzik Nazariyatı Eserleri”, İÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi, sy. (1995-2000), 2000, s. 453-465; Recep Uslu, “Osmanlıdan Cumhuriyete Müzik Teorisi Eserleri”, Türkler, Ankara 2002, XII, s. 443-448.
Mevlîd, İslâm edebiyatında Muhammed'in doğum gününde yapılan kutlama merasimlerine, bu merasimlerde okunmak üzere yazılan ve bestelenen manzum şeklindeki edebî metinlere verilen isim. Mevlîd, bunun yanında İslâm edebiyatında müstakil bir edebî türdür.
Klasik Türk müziği, klasik Türk mûsıkîsi, Osmanlı'daki adıyla mûsıkî veya günümüzde kullanılan adıyla Türk sanat müziği; Türk kültürüne has makamlı bir müzik türü. Klasik batı müziği ve Hint müziği ile beraber dünya üzerinde süreklilik ve gelenek oluşturma bakımından mevcut birkaç klasik müzikten birisi olarak kabul edilir.
Ebced, İslamiyet'in kabulünden ve Arabistan'da Hint rakamları kullanılmaya başlanmadan önce hesap yapabilmek için harflerin rakam olarak kullanıldığı bir sayı sistemidir. Çağdaş ondalık sayı sistemi olan Hint sayıları çıktıktan sonra hesap yapmak için uygun olmayan ebced terk edilmiştir. Ebced rakamları kullanılarak ebced hesabı yapılabilir.
Abdülkadir Meragi, Fars veya Türk kökenli besteci ve müzik bilginidir.
Libretto, opera, operet, oratoryo, bale, müzikal, mask gibi müziksel sahne eserlerinin metinlerine verilen ad. Hristiyan dinî ayinlerinde sesle şarkı şeklinde söylenen dua, ilahi, kantata vb. için yazılan metinlere de libretto denilmektedir.
Yalçın Tura,, Türk besteci.
Irk Bitig, 9. veya 10. yüzyıla ait çift dilli bir el yazmasıdır. Yazmanın büyük çoğunluğu Orhun alfabesi ile Eski Türkçe yazılmış olup kehanet ve falcılık hakkındadır, ancak girişinde ve sonunda Çince Budist metinler ihtiva etmektedir. Macar-İngiliz arkeolog Aurel Stein tarafından 1907'de günümüzde Çin'in Dunhuang şehri civarında yer alan Bin Buda Mağaraları'nda keşfedilmiştir. Aurel Stein tarafından Danimarkalı dilbilimci Vilhelm Thomsen'ı yollanarak Thomsen tarafından incelenmiştir. Günümüzde British Library'nin kataloğunda bulunmaktadır.
Transkripsiyon, çevriyazı ya da çeviri yazı konuşmadaki sesleri, onları sonradan tekrar üretebilmek için özel yazılı sembollerle kaydetmektir. Dil bilimciler fonetik transkripsiyon için Uluslararası Fonetik Alfabe'yi kullanırlar. Bunun ASCII karşılığı SAMPA'dır. Örneğin bazı Anadolu ağızlarında "değil", "Gelecek misin?", "Gelemem." sözlerinin söylenişlerine göre "da´l", "del"; "gelcemin?", "gelecaññi?" şekillerinde yazılması gibi.
Ebuishakzade Mehmed Esad Efendi, bir Osmanlı şeyhülislamı, şair, besteciydi.
Güfte, müzik eserlerinin yazılı metni, sözü veya bir müzik yaptının bestelenmiş sözleri'ne verilen isimdir. Şiir veya besteli ve güfteli esere de neşîde denir.
Zekâi Dede Efendi, Osmanlı klasik Türk müziği bestecisi.
Memlûk Kıpçakçası ya da Mısır Kıpçakçası, Mısır‐Suriye Kıpçakçası veya Arap harfli Kıpçak Türkçesi, aşağı yukarı XIII. yüzyılın ortalarından XV. yüzyılın sonuna kadar Mısır ve Suriye'de Memlûk Sultanlığında kullanılmış Eski Kıpçakçaya giren ölü bir Türk dilidir. Eski Kıpçak Türkçesine ait eserlerin büyük çoğunluğu Memlûkler döneminde kaleme alınmıştır. Bu sahadaki eserlerin dili XV. yüzyılın sonlarına doğru yerini bütünüyle Oğuz Türkçesine bırakmıştır.
Râuf Yektâ Bey,, Türk bestekâr, müzikolog ve neyzen. Asıl adı Mehmet Rauf'tur. Hat hocası Nasûhî Efendi tarafından kendisine yekta unvanı verildi. 1917 yılında Dârülelhan'ın kuruluşunda yer alan isimlerden biri oldu. Araştırma ve çalışmalarıyla Türk müziğinin temelini oluşturdu. Mevlevî tarikatına girerek önemli mevlevihanelerde baş neyzenlik yaptı. Tifo nedeniyle hayatını kaybetmesi sonrasında Cemal Reşit Rey tarafından "musikî şehidi" olarak nitelendirildiği yönünde söylentiler de mevcuttur.
Nesir Edda ya da kısaca Edda, ayrıca Genç Edda, Snorri'nin Edda'sı olarak bilinir, 13. yüzyılın başlarında İzlanda'da yazılmış Eski Norsça edebiyat eseridir. Eserin genellikle bir dereceye kadar İzlandalı bilim insanı, hukukçu ve tarihçi Snorri Sturluson tarafından yaklaşık olarak 1220 yılında yazıldığı veya en azından derlendiği varsayılır. Kuzey Cermen halklarının mitlerinin asıl metni olan İskandinav mitolojisinin modern bilgisi için en eksiksiz ve en ayrıntılı kaynak olarak kabul edilir ve Şiirsel Edda olarak bilinen bir koleksiyonda günümüze ulaşan şiir versiyonları da dahil olmak üzere çok çeşitli kaynaklardan yararlanmıştır.