İçeriğe atla

Kanamisin

Kanamisin (kanamisin A olarak da bilinir) aminoglikozid grubu bir antibiyotiktir. Oral, intravenöz ve intramusküler formları vardır ve enfeksiyon tedavisinde geniş bir yelpazedede kullanılılır. Kanamisin; Streptomyces kanamyceticus bakterisinden izole edilmiştir ve sülfatlı formunda kullanılır.[1]

Mekanizması

Kanamisin prokaryotik ribozomlarların 30S altbirimleri ile etkileşerek etki gösterir. Bu sayede protein sentezini sırasında translokasyon işlemini inhibe eder.[2][3]

Yan etkileri

Ciddi yan etkileri; kulak çınlaması veya işitme kaybı, böbreklere toksisite ve alerjik ilaç reaksiyonlarıdır.

Kaynakça

  1. ^ Garrod, L.P., et al.: "Antibiotic and Chemotherapy", page 131. Churchill Livingstone, 1981
  2. ^ Pestka, S.: "The Use of Inhibitors in Studies on Protein Synthesis", Methods in Enzymology 30, pp.261-282, 1975
  3. ^ Misumi, M. & Tanaka, N.: "Mechanism of Inhibition of Translocation by Kanamycin and Viomycin: A Comparative Study with Fusidic Acid, Biochem.Biophys.Res.Commun. 92, pp.647-654, 1980

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Genetik</span> biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve çeşitliliği inceleyen bir dalı

Genetik ya da kalıtım bilimi, biyolojinin organizmalardaki kalıtım ve genetik varyasyonu inceleyen bir dalıdır. Türkçeye Almancadan geçen genetik sözcüğü 1831 yılında Yunanca γενετικός - genetikos ("genitif") sözcüğünden türetildi. Bu sözcüğün kökeni ise γένεσις - genesis ("köken") sözcüğüne dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">DNA</span> Canlıların genetik bilgilerini barındıran molekül

Deoksiriboz nükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Bazı DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır, diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.

Nöronlar arasında veya bir nöron ile başka tür bir hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallara nörotransmitter veya nörotransmiter denir. Sinir sistemi boyunca sinirsel sinyaller bu kimyasal taşıyıcılar yardımıyla iletilir.

<span class="mw-page-title-main">Soya</span> bir baklagil türü

Soya, baklagiller (Fabaceae) familyasından 1 - 1,5 m boyunda, kısmen sarılıcı, dallanmış, tek yıllık Doğu Asya kökenli bir bitkidir. Bitki, yenilebilir fasulyesi için yetiştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Vejetaryenlik</span> Et içeren gıdaları kullanmayı reddeden yaşam tarzı

Vejetaryenlik ya da etyemezlik, çeşitli nedenlerle et, balık, deniz ürünleri, kümes hayvanları, çift toynaklılar tüketmemeye denir. Ayrıca, hayvan kesiminin tüm yan ürünlerini yemekten kaçınmayı da içerebilir. Et tüketmemenin yanında ayrıca hayvanların ürettiği yumurta, süt, bal vb. ürünleri de yemeyenlere ise veganlar denir. Vejetaryenlik ve veganlığın farkı; vejetaryenlikte bal ve kimine göre süt ile yumurta tüketilirken; veganlar, hiçbir hayvansal ürünü kullanmamaktadırlar. Bunlara istisnâ olarak süt ve süt ürünlerini kullanan lakto-ovo vejetaryenler, ilâveten yumurta yiyip süt ürünlerini tüketmeyen ovo vejetaryenler, diyet süt ürünlerini tüketen, ancak yumurtaları tüketmeyen lakto vejetaryenler vardır.

Bileşiminde yalnız aminli şekerler bulunan bakteri öldürücü (bakteriyosid) antibiyotik.

<span class="mw-page-title-main">Belarusça</span> Belarusun resmî dili olan doğu Slav dili

Belarusça veya Beyaz Rusça, Rusça ile beraber Belarus'un resmî dili. Hint-Avrupa dil ailesinin Slav dilleri grubunun Doğu Slav dilleri alt grubuna dahil olup toplam konuşan sayısı yaklaşık 7 milyondur. Mevcut Anayasa uyarınca Belarus Cumhuriyeti'nde Rusça ile birlikte iki resmî dilden biridir. Ek olarak, Rusya, Litvanya, Letonya, Polonya ve Ukrayna'nın bazı bölgelerinde bu ülkelerdeki Belaruslu azınlıklar tarafından konuşulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Patoloji</span> hastalıkla ilgili hücrelerdeki, dokulardaki ve organlardaki yapısal ve işlevsel değişikliklerin tanınması, araştırılması ve incelenmesiyle ilgilenen bilim dalı

Patoloji , hastalık çalışması ve bilimi kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuş hastalıklar bilimi anlamına gelen bir sözcüktür. Ayrıca belirli bir bozukluğun tipik özellikleriyle birlikte bütününe patoloji denilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Linus Pauling</span>

Linus Carl Pauling, Amerikalı kuantum kimyageri ve biyokimyager. Ayrıca kristalografer, moleküler biyolog ve tıp araştırmacısı olarak da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Birleşik Krallık'taki şehirler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste, 2015 yılı itibarıyla Birleşik Krallık'ta belirlenen şehirleri listelemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Marshall Warren Nirenberg</span> Amerikalı biyokimyacı ve genetikçi (1927-2010)

Marshall Warren Nirenberg,, Yahudi kökenli Amerikalı biyokimyacı ve genetik bilimci.

<span class="mw-page-title-main">Irwin Rose</span> Amerikalı biyolog (1926 – 2015)

Irwin A. Rose, Amerikalı biyolog. 2004 yılında "Ubikuitin-aracılı protein yıkımının keşfi" nedeniyle, Aaron Ciechanover ve Avram Hershko ile birlikte, Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Avram Hershko</span>

Avram Hershko İsrailli hekim ve biyokimyacı.

<span class="mw-page-title-main">Robert Huber</span>

Robert Huber, Alman biyokimyacı. 1988 yılında, Johann Deisenhofer ve Hartmut Michel ile birlikte, Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik metodoloji</span>

İktisadi metodoloji iktisadın ve iktisadi düşüncenin temelini oluşturan prensiplerin üzerindeki çalışma yöntemleridir. Bu çalışma yöntemlerinin çoğunu bilimsel yöntem oluşturur. Bu terim aynı zamanda, bir veya birkaç yöntemin teorik veya sistematik yönünü vurgulamakta kullanılır. İktisat metodolojisi, konuları ve yöntemi bakımından, doğa bilimleri ve sosyal bilimlerle pek çok benzerlik taşır.

<span class="mw-page-title-main">Joshua Lederberg</span>

Joshua Lederberg, Amerikalı moleküler biyolog. Mikrobiyal genetik, yapay zeka ve ABD uzay programı ile ilgili çalışmalarıyla bilinmektedir. 1958 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü bakterilerin çiftleşme ve gen aktarımı ile ilgili çalışmaları nedeniyle kazandığında sadece 33 yaşındaydı. Aynı yıl ödülü, genetikle ilgili yaptıkları çalışmaları nedeniyle Edward L. Tatum ve George Beadle ile paylaştı.

<span class="mw-page-title-main">Brian Josephson</span>

Brian David Josephson, Galli teorik fizikçi ve Cambridge Üniversitesi’nden emekli olmuş fizik profesörüdür. En iyi bilindiği çalışmaları süper iletkenlik ve kuantum tünellemedir. 1962 yılında 22 yaşında doktorasını yaparken Cambridge’te yaptığı Josephson etkisi öngörüsü için 1973 yılında Nobel Fizik Ödülü aldı. Josephson Gallerli olup da Nobel Fizik Ödülü alan tek kişidir. Ödülü fizikçiler Leo Esaki ve Ivar Giaever ile paylaştı.

<span class="mw-page-title-main">Mâzenderanca</span> Kuzeybatı İran dili

Mazenderance Hint-Avrupa dil ailesinin İrani diller grubunun Kuzeybatı İran dilleri koluna bağlı bir dildir. Hazar Denizi'nin güney kesiminde başta Mazenderan olmak üzere Gilan ve Gülistan eyaletlerinde konuşulur. Mazenderanca, Farsçadan çok büyük ölçüde etkilenmiş olmasına rağmen, kuzeybatı İran kökenli bağımsız bir dil olarak varlığını sürdürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil floresan protein</span>

Yeşil floresan protein (GFP), mavi ila ultraviyole aralığında ışığa maruz kaldığında parlak yeşil floresan sergileyen 238 amino asitten oluşan bir proteindir. Yeşil renkte parlayan benzer proteinler birçok deniz organizmasında bulunur, ancak GFP etiketi geleneksel olarak bu özel proteine atıfta bulunur. Bu protein ilk olarak denizanası Aequorea victoria'dan izole edilmiştir ve bazen -hassasiyet gerektiğinde- avGFP olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Santral dogma (moleküler biyoloji)</span> Biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının açıklanması

Moleküler biyolojinin santral (merkezi) dogması, biyolojik bir sistem içindeki genetik bilgi akışının bir açıklamasıdır. Orijinal anlamı bu olmasa da, genellikle "DNA RNA'yı, RNA proteini yapar" şeklinde ifade edilir İlk olarak 1957'de Francis Crick tarafından ifade edilmiş, 1958'de ise yayınlanmıştır.