Kan damarı
kan damarı | |
---|---|
Latince isim | vas sanguineum |
Sistem | dolaşım sistemi |
Tanımlayıcılar | |
JSTOR | blood-vessels |
Microsoft Academic | 2908574370 2777663904, 2908574370 |
MeSH | D001808 |
TA | 3895 |
FMA | 63183 |
Kan damarları dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevleri kanı vücudun bölümlerine taşımak olan kan damarlarının farklı türleri vardır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı kalbe taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli kan, pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük damar kanın kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı aort atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren damarı vardır. İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu 100 km kadardır.
Anatomi
Tüm kan damarları aynı temel yapıya sahiptir. Endotelyum, en içteki tabaka, bağdoku ile çevrilidir. Bu dokunun etrafında ise adventitia olarak bilinen ilave bir bağdoku daha bulunmaktadır ki bu dokuda kas tabakasına yardımcı olan sinirlerle birlikte, eğer damar büyük bir kan damarıysa, besleyici kılcal damarlar bulunur.
Çeşitleri
Çeşitli kan damarı çeşitleri bulunmaktadır:
- Arterler/Atardamarlar
- Aort (en büyük arter, kanı kalbin dışına taşır)
- Aortun dalları, örneğin karotid arter, subklaviyan arter, truncus coeliacus (çölyak trunkus), mezenterik arterler, renal arter ve iliyak arter.
- Arteriyoller/Atardamarcıklar
- Kılcal damarlar (en küçük kan damarları)
- Venüller/Toplardamarcıklar
- Venler/Toplardamarlar
- Büyük toplayıcı damarlar, örneğin subklaviyan ven, juguler ven, renal ven ve iliyak ven.
- Venae cavae/Vena kava (iki en büyük ven, kanı kalbe taşırlar)
Bunlar kabaca arteryal ve venöz olarak gruplandırılabilirler ki bu kanın damarda kalbe doğru mu kalpten uzaklaşarak mı ilerlediğine bağlıdır. Bununla birlikte "arteryal kan" terimi yüksek seviyede oksijen ihtiva eden kan anlamında kullanılır (ve venöz kan da tam tersi şekilde tanımlanır). Yine de, örneğin pulmoner arter "venöz kan" taşırken, pulmoner ven oksijen bakımından zengin kan taşır.
Fizyoloji
Kan damarları aktif biçimde kanın taşınmasında yer almazlar (fark edilebilecek peristaltizme sahip değillerdir), fakat arterler - ve bir seviyeye kadar venler - kas tabakasının kasılması suretiyle kendi iç çaplarını kontrol edebilirler. Bu da organlara akan kan miktarını etkiler ve otonom sinir sistemi tarafından kontrol edilir. Ayrıca vazodilasyon ve vazkonstriksiyon termoregülasyon teknikleri olarak antagonistik biçimde (yani sıcaklıktaki değişikliğe karşı olarak) gerçekleşir.
Kan tarafından taşınan en önemli besin kırmızı kan hücrelerineki hemoglobine bağlanarak taşınan oksijendir. Pulmoner arter dışındaki tüm arterlerde, hemoglobin yüksek oranda (%95-%100) oksijene doymuştur. Pulmoner ven dışındaki tüm venlerde ise, hemoglobin yaklaşık %70 seviyesinde doymamış hâle gelir. (Değerler pulmoner dolaşımda terstir.)
Vazokonstriksiyon kan damarlarının, duvarlarındaki vasküler düz kasın kasılmasıyla, konstriksiyonu yani kısılması, enine kesit alanının küçülmesidir ve vazokonstriktörler tarafından kontrol edilir. Bunlara parakrin etmenler ve nörotransmitterler dahildir.
Benzeri bir mekanizmayla, tersi olan vazodilasyon da kan damarları tarafından gerçekleştirilebilir. Vazodilatörlerce kontrol edilen vazodilasyonda, iç çap genişletilir. En önemli vazodilatör nitrik oksittir.
Hastalıklar
Organların canlılığını ve fonksiyonlarını koruyabilmesi için onları besleyen kan akımının düzgün ve sürekli olması gerekir. Bu yüzden damarlardaki en ufak tıkanıklıklar ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Yaşlanma, diyabet, toksik maddelerin vücutta birimi hareketsizlik gibi unsurlar ve bazı damar dışı hastalıklar damarlarda daralmalara ve tıkanmalara sebep olabilir. Arteri tıkanan organın tamamı veya beslenemeyen kısmı kangren olur ve fonksiyonlarını yitirir. Daha az görülen ven tıkanıklıklarında ise tıkanmanın yaygınlığına göre az veya çok fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar.
Damar cerrahisi; arterlerin, venlerin ve lenf damarlarının tıbbi ve cerrahi hastalıklarıyla ilgilenen tıbbi bölümdür.
Tıkanma ve darlıklarda, balon anjioplastisi ve stent uygulamaları, emboli tıkanmalarında ve damar sertliğine bağlı tromboz oluşumlarında ameliyat ile tıkanıklıkların giderilmesi, anevrizma tedavisinde cerrahi ve endovasküler greft uygulamaları, varis ameliyatları, toplardamar tıkanmalarında pıhtılaşmayı önleyici ilaç uygulamaları, pıhtı eritici tedaviler damar cerrahisinin başlıca ilgilendiği konuları oluşturur.