Silüriyen, Paleozoyik Zaman'ın en kısa süren jeolojik dönemi olarak bilinir. 443,8 milyon yıl önce başlayıp 419,2 milyon yıl önce sona ermiştir. Bu dönem, adını Galler'deki Silures kabilesinden alır. Silüriyen'in başlangıcı ve sonu için belirlenen kayaç tabakaları kesin olarak tanımlanmıştır ancak tam tarihler birkaç milyon yıl kadar hata payına sahiptir. Silüriyen Dönemi, Ordovisiyen-Silüriyen yok oluşu ile başlar; bu olay sırasında deniz canlılarının yaklaşık %60'ının nesli tükenmiştir.
Paleozoyik Zaman, Fanerozoyik Üst Zaman'ın üç jeolojik zamanından en eskisidir. Paleozoyik adı İngiliz jeolog Adam Sedgwick tarafından 1838'de Yunanca palaiós (παλαιός), "eski" ve zōḗ (ζωή), "yaşam" anlamına gelen sözcükleri birleştirilerek oluşturulmuştur.
Kambriyen, yaklaşık 538,8 milyon yıl önce başlayıp 485,4 milyon yıl öncesine kadar devam eden jeolojik dönemi ifade eder. Bu dönem, Farklı hayvan gruplarının karmaşıklaştığı, hayvanların çeşitlendiği bir dönemdir. Adını Galler'in Latince karşılığı olan Cambria'dan alan Kambriyen Dönem, yer kabuğundaki dikkate değer değişimler, deniz seviyelerinin yükselmesi ve iklim değişiklikleri gibi etkilerle şekillendi.
Ordovisiyen, Paleozoyik Zaman'ın ikinci dönemi olarak kabul edilir ve 485,4 milyon yıl önce başlamış ve 443,8 milyon yıl önce sona ermiştir. Ordovisiyen, jeolojik zaman cetvelindeki dönemlerden biridir. Bu dönem boyunca yerküre tarihindeki bazı kayda değer evrimsel olaylar görülmüştür.
Mezozoyik Zaman, Triyas, Jura ve Kretase Dönemi'ni kapsayan, günümüzden yaklaşık 252 milyon yıl öncesinden 66 milyon yıl öncesine kadarlık süreyi kapsayan, yerküre tarihindeki sondan bir önceki jeolojik zamandır. Dinozorlar gibi arkozor sürüngenlerinin baskınlığı; bol miktarda açık tohumlu bitki ve eğrelti otları; sıcak bir sera iklimi; ve Pangea'nın tektonik olarak parçalanması gibi olaylar ve koşullar, Mezozoyik Zaman'ı diğer jeolojik zamanlardan ayırır. Mezozoyik, Fanerozoyik'in ikinci zamanı olup karmaşık canlıların evrimleşmesinden sonra gelen üç zamanın ortasında yer alır.
Trilobitler, Trilobita sınıfını oluşturan soyu tükenmiş deniz eklembacaklılarıdır. Trilobitler eklembacaklıların bilinen en eski gruplarından birini oluşturur. Trilobitlerin fosil kayıtlarında ilk kez ortaya çıkışı, Erken Kambriyen döneminin Kat 3 evresinin tabanını tanımlar. Trilobitler, uzun bir düşüşe geçmeden önce alt Paleozoyik süreci boyunca geliştiler; Devoniyen döneminde Proetida dışındaki tüm trilobit takımlarının soyu tükendi. Son trilobitler, yaklaşık 251,9 milyon yıl önce Permiyen'in sonundaki kitlesel yok oluş sırasında yok oldular. Trilobitler, neredeyse 270 milyon yıldır okyanuslarda var olan ve tanımlanmış 22.000'den fazla türle tüm erken çağ hayvanları arasında en başarılı olanlardandı.
Prekambriyen, yerküre tarihinin mevcut Fanerozoyik Üst Zaman'dan önce gelen en eski bölümüdür. Prekambriyen, Fanerozoyik Üst Zaman'ın ilk dönemi olan Kambriyen'den önce geldiği için bu şekilde adlandırılmıştır. Kambriyen adlandırması ise bu çağa ait kayaçların ilk incelendiği yer olan Galler'in Latince ismi Cambria'dan gelmektedir. Prekambriyen, yerkürenin jeolojik zamanının %88'ini kapsar.
Ediyakaran biyotası, Ediyakaran dönemi sırasında Dünya'da var olan bütün canlılardan oluşan bir taksonomik dönem sınıflandırmasıdır. Bunlar gizemli boru ve yaprak biçiminde, çoğunlukla sapsız canlılardan oluşuyordu. Bu canlıların iz fosilleri dünya çapında bulunmuştur ve bilinen en eski karmaşık çok hücreli canlıları temsil etmektedir.
Britanya Kolumbiyası, Kanada Kayalık Dağları'nda bulunan Burgess Şeyl Oluşumu, dünyanın en ünlü fosil alanlarından biri olup türünün en iyi örneğidir. Bu fosil alanı, fosillerin özellikle yumuşak parçalarının olağanüstü derecede korunmuş olması ile ünlüdür. 505 milyon yıl2 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. öncesi Orta Kambriyen devrine ait olan ve eski yumuşak parça izleri içeren eski fosil yataklarından biri olup bu fosiller, tüm fosil kayıtlarının en zenginlerindendir.
Permiyen-Triyas yok oluşu (P-Tr), 251,4 milyon yıl önce meydana gelen ve Paleozoyik ile Mezozoyik dönemlerin yanı sıra Permiyen ve Triyas jeolojik dönemleri arasındaki geçişi başlatan bir kitlesel yok oluştur. Bu yok oluş, tüm deniz türlerinin %96'sının ve karadaki omurgalı türlerinin ise %70'inin tükenmesine yol açan, dünyanın en şiddetli yok oluşu olarak bilinir. Bu yok oluş olayı, ayrıca şimdiye kadar böceklerde gözlemlenen tek kitlesel yok oluş olarak da bilinir. Bazı familyaların %57'si yok olurken tüm cinslerin %83'ünün nesli tükenmiştir. Bu yok oluşta biyoçeşitlilik büyük oranda tahrip olduğu için Dünya üzerindeki yaşamın kendini toparlaması diğer soy tükenmesi olaylarından daha uzun sürmüştür. Permiyen-Triyas yok oluşu, "tüm kitlesel yok oluşların anası" olarak tanımlanır.
Holosen yok oluşu, MÖ 10.000'den beri süregelen günümüz Holosen çağındaki yok oluş ve soy tükenmeleri olaylarını tanımlar. Çok sayıda görülen Holosen yok oluşunun genişliği, memeliler, kuşlar, amfibiler, sürüngenler ve eklembacaklılar dahil olmak üzere birçok bitki ve hayvan ailelerini kapsadığı gibi bu yok oluşların büyük bir kısmı yağmur ormanlarında meydana gelmektedir. 1500 ve 2009 yılları arasında meydana gelen 875 farklı soy tükenmesi olayının gözlemlenmiş olup bu yok oluşlar Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından da belgelenmiştir. Ancak, çoğu yok oluşlar herhangi bir şekilde belgelenmeden gerçekleşir. Türlerin alan teorisine ve buna dair yapılan üst sınır tahminlerine göre, her yıl 140.000 tür günümüzde yok olmaktadır.
Balıkların evrimi, yaklaşık 530 milyon yıl önce Kambriyen patlaması sırasında başladı. Bu süre zarfında erken kordalılar kafatasını ve omur sütununu geliştirerek ilk kranatlara ve omurgalılara yol açtı. İlk balık soyları ya da çenesiz balıklara aitti. İlk örnekler; Haikouichthys adlı bir kraniat cinsini de içeriyordu. Geç Kambriyen Dönemi'nde yılan balığı gibi çenesiz olan balık Konodontlar ve küçük, zırhlı balıklar (ostracodermler), ilk defa ortaya çıktı. Çoğu çenesiz balık yok oldu; ancak taşemenler eski çeneli balıklara yaklaşabildi. Taşemenler yılan balığını da içeren Yuvarlak ağızlılar grubuna aitti ve bu grup diğer agnathanlardan erken bölünmüş olabilir.
Yok oluş Dünya'daki biyolojik çeşitlilikte yaygın ve hızlı bir azalmadır. Böyle bir olay, çok hücreli organizmaların çeşitliliği ve bolluğunda keskin bir değişiklik ile tanımlanır. Yok olma oranı türleşme hızıyla doğru orantılı bir şekilde ortaya çıkar.
Bayağı süngerler (Demospongiae), Porifera şubesindeki en çeşitli sınıftır. Dünya çapında yaklaşık 8.800 tür içeren tüm sünger türlerinin yaklaşık %76,2'sini oluştururlar. Kalsiyum karbonattan oluşan sert, genellikle masif bir iskeleti örten yumuşak gövdeli süngerlerdir. Yapıları olarak ağırlıklı olarak lökonoiddirler. Bayağı süngerlerin iskeletleri, protein spongin, mineral silika veya her ikisinin liflerinden oluşan dikenlerden oluşur. Silika spiküllerinin mevcut olduğu yerler cam süngerlerdekinden farklı bir şekle sahiptir.
Haikouichthys, 535 milyon yıl önce, Kambriyen patlaması sırasında yaşamış ve soyu tükenmiş bir kraniat cinsidir. Haikouichthys, paleontologların onu gerçek bir kafataslı olarak tanımlamasına ve hatta popüler olarak en eski balıklardan biri olarak nitelendirilmesine yol açan tanımlanmış bir kafatasına ve diğer özelliklere sahipti. Kladistik analizler, hayvanın muhtemelen bir bazal kordat veya bir bazal kraniat olduğunu gösteriyor ancak her iki kök grubuna bile tartışmasız şekilde dahil edilebilecek kadar yeterli özelliklere sahip değildir. Cins, 1999 yılında resmen tanımlanmıştır.
Yerküre tarihi, yerkürenin oluşumundan günümüze kadar olan süreci ele alır ve tarihin coğrafi, biyolojik ve jeolojik unsurlarını kapsar. Yerküre tarihinin incelenmesi, birçok disiplinin bir araya gelmesini gerektirir. Bu disiplinler arasında jeoloji, biyoloji, paleontoloji, kimya, fizik ve astronomi gibi alanlar yer alır. Doğa bilimlerinin neredeyse bütün dalları, sürekli jeolojik değişim ve evrimle dolu yerküre geçmişindeki ana olayların anlaşılmasına katkıda bulunmuştur.
Bazen Ordovisiyen sonu kitlesel yok oluşu veya Ordovisiyen-Silüriyen yok oluşu olarak da adlandırılan Geç Ordovisiyen kitlesel yok oluşu, yerküre tarihinde kabaca 443 myö meydana gelen "beş büyük" kitlesel yok oluştan ilkidir. Nesli tükenen cinslerin yüzdesi açısından genellikle bilinen en büyük ikinci yok oluş olarak kabul edilir. Bu zaman aralığında gerçekleşen küresel yok oluş, deniz canlısı cinslerinin %49-60'ını ve deniz canlısı türlerinin yaklaşık %85'ini ortadan kaldırdı. Çoğu çizelgeye göre Geç Ordovisiyen kitlesel yok oluşunu biyoçeşitlilik kaybının boyutu açısından yalnızca Permiyen–Triyas yok oluşu geçmektedir. Geç Ordovisiyen yok oluşu, tüm büyük taksonomik grupları ani bir şekilde etkileyerek bütün brakiyopod ve bryozoa familyalarının üçte biri ile çok sayıda konodont, trilobit, derisi dikenli, mercan, çift kabuklu ve graptolit grubunun ortadan kaybolmasına neden oldu. Geç Ordovisiyen kitlesel yok oluşu, taksonomik açıdan büyüklüğüne rağmen diğer kitlesel yok oluşlara kıyasla ekosistem yapılarında büyük değişikliklere ve herhangi bir morfolojik yeniliğe sebep olmadı. Biyoçeşitlilik, Silüriyen Dönemi'nin ilk 5 milyon yılı boyunca kademeli olarak yok oluş öncesi seviyelerine geri döndü.
Geç Devoniyen yok oluşu, Geç Devoniyen Devresi'ndeki birkaç yok oluştan meydana gelir ve bunlar toplu olarak yerkürenin yaşam tarihindeki en büyük beş kitlesel yok oluşundan biridir. Geç Devoniyen yok oluşu, 372 milyon yıl önce Frasniyen katı ile Devoniyen Dönemi'nin son katı olan Fameniyen'in arasındaki sınırda gerçekleşmiş olan Kellwaser olayı adlı büyük yok oluşu kast eder. Bu yok oluş ile tüm familyaların %19'u ve tüm cinslerin %50'sinin nesli tükendi. İkinci bir kitlesel yok oluş olan Hangenberg olayı, 359 milyon yıl önce meydana geldi ve böylece Dünya Karbonifer Dönemi'ne geçerken Fameniyen ile beraber Devoniyen de sonlandı.
Sıkça Triyas sonu yok oluşu olarak da adlandırılan Triyas–Jura (Tr-J) yok oluşu, 201,3 milyon yıl önce gerçekleşmiş olup Triyas ve Jura dönemleri arasındaki sınırı belirler. Fanerozoyik'te hem kara hem okyanuslardaki yaşamı derinden etkileyen beş büyük yok oluştan biridir. Denizlerde konodont sınıfının tamamının ve deniz canlısı cinslerinin %23-34'ü bu yok oluşla ortadan kalktı. Karada, krokodilomorflar, teruzorlar ve dinozorlar dışındaki bütün arkozoromorfların nesli tükendi. Önceden bolca bulunan aetozorlar, fitozorlar ve rauisukitler gibi grupların nesli tükendi. Jura öncesinde birçok büyük temnospondil amfibinin ve hâlâ hayatta olan birtakım memeli olmayan terapsidin nesli tükendi. Ancak Tr–J sınırı ile kara omurgalıları arasındaki bağlantı, kara fosillerinin Triyas'ın son katı olan Resiyen'deki eksikliğinden ötürü hâlâ tartışmalıdır. Korunan canlılar arasında bitkiler, dinozorlar, teruzorlar ve memeliler bulunur. Bu durum dinozorlar ve teruzorların gelecek 135 milyon yıl boyunca Dünya üzerindeki baskın hayvanlar olmasına yol açtı.
And-Sahra buzullaşması, Paleozoyik Zaman'da, Geç Ordovisiyen ve Silüriyen Dönemi arasında, yaklaşık 460 milyon yıl öncesinden 420 milyon yıl öncesine kadar, gerçekleşen bir buzullaşmadır. Bu dönemdeki ana buzullaşmanın daha önce yalnızca Hirnasiyen buzullaşmasından ibaret olduğu düşünülüyordu, ancak şimdi Darriviliyen hatta Floyen kadar erken bir tarihte başlayan, daha uzun ve kademeli bir olay olarak bilinmektedir. Bu buzullaşmanın kanıtları, Arabistan, Kuzey Afrika, Güney Afrika, Brezilya, Peru, Bolivya, Şili, Arjantin ve Wyoming gibi yerlerde görülebilir. İzotop verilerinden elde edilen kanıtlar, Geç Ordovisiyen'de tropikal okyanus sıcaklıklarının günümüze göre yaklaşık 5 °C olduğudur. Bu durum buzullaşma sürecine katkıda bulunan dikkate değer bir faktör olabilir.