İçeriğe atla

Kamçı etkisi

Kamçı etkisi resmi: Son müşterinin siparişiyle (kamçı) tedarik zincirinin üst seviyelerinde büyük dalgalanmalar oluşur.

Kamçı etkisi (İngilizceBullwhip effect), tedarik zincirinde tahminlerin verimsizliğini tarif eden bir dağıtım kanalı olgusudur. Tedarik zincirinde, müşteri ihtiyaçlarının maksimum seviyelere ulaştığı durumların envanterde yaratacağı büyük dalgalanmaları ifade eder. Bu kavram ilk olarak Jay Forrester ‘ın Industrial Dynamics (1961) kitabında ortaya atılmıştır, bu sebeple Forrester etkisi olarak da bilinir. Kamçı etkisi ismiyle anılmasının sebebi, kamçının salınım sırasında genliğinin artarak devam etmesidir. Dalga kaynağından uzaklaştıkça, dalga desenindeki sapmalar artmaktadır. Benzer şekilde, yapılan tahminlerin doğruluğu tedarik zincirinde yukarılara çıkıldıkça azalır. Örneğin perakende sektöründe, birçok tüketici ürününde tüketim miktarları oldukça tutarlıdır. Ancak bu sinyal, tüketici satın alma alışkanlıklarından uzaklaştıkça daha kaotik ve beklenmedik hale gelebilir.

1990 da, Standford Üniversitesinden Mühendislik ve Yönetim bilimleri profesörü Hau Lee'nin, Volvo hakkında yazdığı bir hikâye, kavramın tedarik zinciriyle bütünleşmesine yardım etmiştir. Satış ve pazarlama,yeşil arabalardaki fazlalığı yok etmek için bir program geliştirerek aşırı stokları ortadan kaldırmıştır. Marketin talebi karşılanırken; üretimin, yapılan promosyon planlarından haberi yoktu. Onun yerine üretim, yeşil arabaların market talebindeki artışın göstergesi olarak satışlardaki artışları baz almış, buna istinaden üretim miktarlarını artırmışlardır.[1]

Araştırmalar, taleplerdeki +/- %5 dalgalanmanın, tedarik zincirinde +/- %40 a kadar dalgalanmaya yol açabileceğini göstermiştir. Bir kamçının vuruşundaki gibi, bilekteki ufak bir hareket (satış talebindeki bir kayma) kamçının sonunda büyük bir harekete sebep olur. (üretimin karşılaması).

Nedenler

Kamçı etkisi

Müşteri talepleri nadiren tam kararlı olduğundan, işletmelerin envanteri ve diğer kaynaklarını doğru konumlandırması için talebi tahmin etmeleri gerekir. Tahminler istatistiklere dayalıdır ve nadiren tam doğruları verir. Tahmin hataları sebebiyle, işletmeler ”güvenlik stoğu ” denilen envanter tamponları bulundururlar.

Tedarik zincirinde, son müşteriden hammadde sağlayıcısına kadar tedarik zincirinin tüm parçaları taleplerde yüksek varyanslar ile karşılaşılar ve bu sebeple emniyet stoklarına ihtiyaç duyarlar. Talebin yükseldiği dönemde, alt kademedeki tedarik zinciri parçaları siparişlerini arttırırlar. Talebin düştüğü veya durduğu dönemlerde de envanteri azaltmamış olurlar. Tedarik zincirinin üst kademelerine çıkıldıkça, bu varyansların etkisi büyür. Bu olaylar dizisi, MIT Sloan School of Management tarafından 1960'lı yıllarda geliştirilen bira dağıtım oyununda (beer game) iyi bir şekilde simüle edilmiştir. 

Sebepler ayrıca, davranışsal ve operasyonel olarak birbirinden ayrılabilir.

Davranışsal Sebepler

  • Kötü temel stok politikaları
  • Geri bildirimlerde ve gecikmelerdeki yanlış algılamalar
  • Karşılanamayan siparişlerin ardından acil siparişler
  • Diğer oyuncuların makullük sınırlarının değerlendirilip, oluşabilecek risklerin sezilmesi

İnsan faktörünün davranışsal rolünün tedarik zincirine etkisi büyük ölçüde çözülememiştir. Bununla birlikte çalışmalar, tedarik zinciri ortamında güvenliğe önem veren tedbirli insanların, risk alanlara göre daha kötü performans sergilediklerini göstermiştir. Yüksek yeterliliğe sahip kişilerin tedarik zincirinde kamçı etkisiyle karşılaşma tehlikeleri düşüktür.

Operasyonel Sebepler

  • Bağımlı talep işlemi
    • Tahmin hataları
    • Her talep gözleminde envanter kontrol parametrelerinin ayarlanması
  • Tedarik süresi değişkenliği (tedarik süresiyle ilgili tahmin hatası)
  • Parti büyüklüğü/sipariş senkronizasyonu
  •  Taleplerin birleştirilmesi
    • İşlem güdüsü
    • Miktar indirimi
  • Ticari promosyonlar ve gelecek alımları
  •  Kısa kalma öngörüsü
  • Tedarikçilerin tahsis kuralı
    • Kısa kalma kurgusu
    • Envanter ve üretim stratejisinin yalın ve tam zamanında üretimle yönetilmesi

Sonuçlar

Büyük güvenlik stoklarına ek olarak bu etki, verimsiz üretimden veya fazla stoklardan kaynaklı da götürebilir. Bütün üreticiler, tedarik zincirindeki müşterilerinin taleplerinin tam olarak karşılanma gereksinimi duyarlar. Bu da dağıtım kanallarda düşük kullanım oranlarına sebep olur.

Emniyet stoklarına sahip olunmasına rağmen, başarısız müşteri hizmetlerinin sonucu olarak oluşan stoksuz kalma durumları sipariş kaybına neden olabilmektedir. Bunun yanında başarısız müşteri hizmetlerinin, genel imaj ve müşteri sadakati üzerinde ölçülemeyen sonuçları da vardır. Bir işletme gerçekleştiremediği siparişlerden kaynaklanan, sözleşmelerdeki cezalarla başa çıkmak durumundadır. Dahası, talep değişkenliğini yönetmek için tekrarlanan işe alım ve işten çıkarmalar, eğitimler ve kanuni zorunluluklar nedeniyle ekstra maliyetlere de katlanırlar.

Önlemler

Teoride, bütün siparişler her seferinde tam zamanında karşılanırsa kamçı etkisi meydana gelmez. Bu bulgular kamçı etkisini, öngörü odaklı tedarik zinciri içerisinde bir problem olarak kabul eden uzmanların görüşleriyle tutarlıdır. Bu nedenle müşteri taleplerinin görünürlüğünü mümkün olan en uzak noktaya kadar genişletmek gereklidir.

Bu müşteri ihtiyaçlarına tepki veren talep odaklı tedarik zinciri kurmanın bir yoludur. Üretimde bu konsept kanban olarak anılır. Bu model Wall Mart ın dağıtım sisteminde başarılı oldu. Wall mart da ana ofis POS bilgilerini gün içinde birkaç kez alır. Bu talep bilgileri Wall Mart dağıtım merkezlerinin ve bunların tedarikçilerinin transfer kuyruklarında kullanılır. Elde edilen sonuç müşteri ihtiyaçlarının ve tedarik zinciri boyunca envanter hareketlerinin neredeyse mükemmel görünürlüğüdür. Daha iyi bilgi daha iyi envanter pozisyonu almaya ve tedarik zinciri boyunca daha düşük maliyete götürür.

“Toplam Miktar” konsepti kamçı etkisiyle mücadele edebileceğimiz hatta önleyebileceğimiz bir metottur. Bu metot özellikle Alman otomotiv endüstrisinin gelişmiş tedarik zincirlerinde uygulandı ve geliştirilmiştir. Orijinal ekipman üreticisi (OEM) ile tedarikçileri arasında çok çeşitli elektronik data transferi (EDI) formatları kurulmasına yardımcı olmuştur.

Talep odaklı tedarik zincirinin uygulanmasındaki engelleri bilgi teknolojisi yatırımı, esneklik ve müşteri ihtiyaçlarına odaklanman firma kültürünün oluşturulması olarak sıralayabiliriz. Diğer bir ön koşulda bütün tedarik zinciri paydaşlarının tam güvene dayalı işbirliği ve bilgi paylaşımı ile daha çok kazanç elde edeceklerinin farkına varmalarıdır.

Metotlar belirsizliğin, değişkenliğin ve tedarik zamanlarının azaltılması üzerine tasarlanmıştır.: - Satıcı yönetimli envanter (vendor managed inventory)
- Tam zamanında üretim(JIT)
- Talep odaklı MRP
- Stratejik işbirliği
- Bilgi paylaşımı
- Ürün akışını düzgünleştirmek
- Parekedencilerle koordine olarak teslimatları eşit yaymak
- Bir defada işlem gören miktarı aşağıya çekmek
- Küçük miktarda ve yüksek sıklıkta ikmal
- Sistem bozucu teşvikleri devre dışı bırakmak
- Her gün düşük fiyat politikası
- Geri dönüşleri ve iptalleri kısıtlamak
- Kısa kalma durumunda, mevcut durum yerine geçmiş satışları baz alan sipariş tahsisi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Managing a Supply Chain is Becoming a Bit Like Rocket Science (2002, Jan. 31), The Economist

Literatür

  • Bray, Robert L., and Haim Mendelson. "Information transmission and the bullwhip effect: An empirical investigation." Management Science 58.5 (2012): 860-875.
  • Cannella S., and Ciancimino E. (2010). On the bullwhip avoidance phase: supply chain collaboration and order smoothing. International Journal of Production Research, 48 (22), 6739-6776
  • Chen, Y. F., Z. Drezner, J. K. Ryan and D. Simchi-Levi (2000), Quantifying the Bullwhip Effect in a Simple Supply Chain: The Impact of Forecasting, Lead Times and Information. Management Science, 46, 436—443.
  • Chen, Y. F., J. K. Ryan and D. Simchi-Levi (2000), The Impact of Exponential Smoothing Forecasts on the Bullwhip Effect. Naval Research Logistics, 47, 269—286.
  • Chen, Y. F., Z. Drezner, J. K. Ryan and D. Simchi-Levi (1998), The Bullwhip Effect: Managerial Insights on the Impact of Forecasting and Information on Variability in a Supply Chain. Quantitative Models for
  • Disney, S.M., and Towill, D.R. (2003). On the bullwhip and inventory variance produced by an ordering policy. Omega, the International Journal of Management Science, 31 (3), 157-167.
  • Herlyn, W., "The Bullwhip Effect in expanded Supply Chains and the Concept of Cumulative Quantities", in: Blecker et al. (Eds.): "Innovative Methods in Logistics and Supply Chain Management", p. 513-528, epubli GmbH, Berlin, 2014, ISBN 978-3-8442-9878-9
  • Lee, H.L., Padmanabhan, V., and Whang, S. (1997). Information distortion in a supply chain: the bullwhip effect. Management Science, 43 (4), 546-558.
  • Lee, H.L. (2010). Taming the bullwhip. Journal of Supply Chain Management 46 (1), pp. 7–7.
  • Supply Chain Management, S. Tayur, R. Ganeshan and M. Magazine, eds., Kluwer, pp. 417–439.
  • Selwyn, B. (2008) Bringing Social Relations Back In: (re)Conceptualising the 'Bullwhip Effect' in global commodity chains. International Journal of Management Concepts and Philosophy, 3 (2)156-175.
  • Tempelmeier, H. (2006). Inventory Management in Supply Networks—Problems, Models, Solutions, Norderstedt:Books on Demand. ISBN 3-8334-5373-7.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Microsoft Dynamics AX</span>

Axapta veya Microsoft Dynamics AX, Microsoft tarafından üretilen, Microsoft Dynamics ailesinden bir KKP (İngilizce: ERP) yazılımı.

<span class="mw-page-title-main">Lojistik</span> kaynak akışının yönetimi

Lojistik ya da nakliye; ürün, hizmet ve insan gibi kaynakların, ihtiyaç duyulan yerde ve istenen zamanda temin edilmesi için bir araç olarak tanımlanabilir. Herhangi bir pazarlama veya üretim organizasyonunun lojistik destek olmadan başarılması çok zordur. Lojistik; nakliye, envanter, depolama, malzeme idaresi ve ambalajlama bilgilerinin birleştirilmesini kapsar. Lojistik işletme sorumluluğu, ham maddenin coğrafi konumlanması, sürecin işletilmesi ve ihtiyaçların mümkün olan en düşük maliyetle karşılanarak işin bitirilmesidir. Lojistik yönetimi, tedarik zinciri yönetimi ve tedarik zinciri mühendisliği'nin bir parçasıdır

Üretim planlaması ve yönetimi, neyi ne zaman imal etmeli, ne kadar envanter stoklamalı, malzeme akış ve müşteri taleplerine göre üretim hattını nasıl çizelgelemeli gibi konuları kapsar. Tedarik zinciri yönetimi ve lojistiği göz önüne alır. Üretim biçiminin saptanması bu etkileşimler için önemlidir.

Tam Zamanında, üretimi ve verimliliği artırmak için geliştirilen envanter stratejisidir. Yapılan tüm üretim işlemleri ve buna bağlı alt maliyetleri en aza indirmek amacıyla zaman kriterlerini de göz önünde tutan üretim türü Japon Kanban sisteminin türevlerindendir. JIT, Toyota Motor Company'nin Başkan Yardımcısı Taiichi Ohno (1982) tarafından geliştirilmiştir ve 1970'lerin sonlarında Japonya'daki diğer şirketlere yayılmıştır. 1980'lerin başında, JIT, Batı ve Asya ülkelerinde çok popüler bir üretim yeniliği haline gelmiştir. Üretim sürecindeki tüm israfı ortadan kaldırma ve üretim sürecini iyileştirerek diğerlerine üstünlük sağlama fikrine dayanan sürekli üretim iyileştirme yaklaşımıdır. Üretim esnasında bir sonraki işlemin üretimini de göz önünde tutarak iş sırasını belirlemektedir. Depolama işleminde sipariş verme seviyesine gelindiğini ve bu noktadan sonra siparişin karşılanması gerektiğini bildiren bu strateji sayesinde en verimli depo hacmi ve üretim devamlılığı sağlanmaktadır. Kısaca just in time (JIT) ihtiyaç kadar talebi, mükemmel kalite ile kalansız olarak bir an önce üretmek ve istendiği zamanda doğru yere nakletmektir. Envanterin oldukça önemli bir odak noktası haline gelmesinin, sermaye israfına yönelik bariz potansiyel dışında başka bir iyi nedeni daha vardır. Yalın üretim yöntemlerinin geliştiği dönemde şirketler çeşitli boyutlarda daha rekabetçi hale gelmiştir ve bu kritik boyutlardan biri de teslimat hızıdır. Little yasası olarak bilinen bir ilişki, envanter ve zamanı şu şekilde ilişkilendirir:

<span class="mw-page-title-main">Kanban</span>

Kanban, tam zamanında Üretim ortamında malzeme hareketlerinin kontrolü amacıyla kullanılan bir çizelgeleme yaklaşımıdır. Toyota'nın üretim verimliliğini artırmak amacıyla Taiichi Ohno tarafından geliştirilmiştir. Yöntem 1953'ten bu yana kullanılmaktadır. Kısaltılmış teslim süreleri ile JIT'de sabit bir hedef, tepki vermesi zaman alabilecek resmi, yapılandırılmış bir sisteme güvenmek zorunda kalmadan yeniden sipariş noktası sinyalini oluşturmak için bir sisteme ihtiyaç vardır. Bunun yerine JIT konseptinin geliştiricileri, Japoncadan kabaca "kart" veya "bilet" anlamına gelen "Kanban" adlı basit bir kart sistemi kullanmışlardır. Sistem çok basit çalışmaktadır. Kanban sinyali, bağlı olduğu malzemeyi tanımlamaktadır. Kanban hakkındaki bilgiler genellikle şunları içerecektir:

Tedarik Zinciri Yönetimi müşteriye, doğru ürünün, doğru zamanda, doğru yerde, doğru fiyata tüm tedarik zinciri için mümkün olan en düşük maliyetle ulaşmasını sağlayan malzeme, bilgi ve para akışının entegre yönetimidir. Bir başka deyişle zincir içinde yer alan temel iş süreçlerinin entegrasyonunu sağlayarak müşteri memnuniyetini artıracak stratejilerin ve iş modellerinin oluşturulmasıdır.

Tedarik zinciri ya da lojistik ağı, ürün(ler) ya da hizmet(ler)in tedarikçiden müşteriye doğru hareket(ler)ini kapsayan ve bu süreç içerisindeki örgütler, insanlar, teknoloji, faaliyetler ve kaynaklar sistemlerinin bütününe verilen isimdir. Tedarik zinciri faaliyetleri sürecinde, doğal kaynaklar, hammaddeler ve bileşenler, nihai ürün haline getirilir ve son müşteriye teslim edilir. Teorik olarak tedarik zinciri sisteminde, kullanılmış ürünler, artık değerin geridönüşümü uygun olduğu herhangi bir noktada, tedarik zincirine yeniden girebilirler. Tedarik zincirleri, değer zincirlerine bağ vardır.

Hizmet yönetimi, hizmetlerin iyileştirilmesine yönelik ticari bir iş safhasıdır ve tedarik zinciri yönetiminin bir alanı olarak, bir ürünün satışı ile müşteri arasındaki arayüzü ifade eder.

Performans göstergesi ya da temel performans göstergesi (TPG) bir tür performans ölçümüdür. TPG'ler, bir şirketin ya da bir şirketin projeleri, kampanyaları, ürün ya da hizmetleri ve benzeri ile ilgili etkinliklerinin gerçekleştirilmesinde sağlanan başarı derecesi hakkında bir veri oluşturur.

Üretim yürütme sistemleri, hammaddelerin bitmiş ürünlere dönüşümünü izlemek ve belgelemek için imalatta kullanılan bilgisayarlı sistemlerdir. MES, üretim planlayıcıların, fabrika katındaki mevcut koşulların üretim çıktısını iyileştirmek için nasıl optimize edilebileceğini anlamalarına yardımcı olan bilgiler sağlar. MES, üretim sürecinin birden çok öğesinin kontrolünü sağlamak için gerçek zamanlı olarak çalışır.

Malzeme gereksinim planlaması (MGP) bilgisayar destekli bir bilgi sistemi olup bitmiş ürün isteklerini zamana bağlı alt montaj, parça, hammadde vb. isteklerine dönüştürmektedir. Bu yöntem müşterilere ürünlerin teslim süresinden geriye doğru çalışmaktadır. Buna bağlı olarak tedarik süresi ve diğer bilgiler yardımıyla ne zaman ve ne kadar sipariş verilmesi gerektiğini belirlemeye çalışmaktadır. MGP, herhangi bir envanter yönetim sistemiyle aynı hedeflere sahiptir;

  1. Müşteri hizmetlerini iyileştirmek,
  2. Envanter yatırımını en aza indirmek,
  3. Üretim işletim verimliliğini en üst düzeye çıkarmaktır.

Tedarik işletme yönetiminde daha fazla işleme veya malların yeniden satışı (ticaret) için malzeme satın alma ve tedarik lojistiği ile ilgilenen şirketlerde operasyonel bir işlevdir.

Askerî tedarik zinciri yönetimi, askeriyede tedarik zinciri yönetimidir. Bu, askerî malzeme uygulamaları için ürün ve hizmetlerin tedarik edilmesi, imalat ve sunulmasına yönelik çapraz fonksiyonlu bir yaklaşımdır. Geniş yönetim kapsamı alt tedarikçileri, tedarikçileri, dahili bilgileri fonlamanı içerir. Askerî lojistik de, silahlı kuvvetlerin hareketini ve bakımını planlama ve yürütme bilimidir.

<span class="mw-page-title-main">Üretim seviyelendirme</span>

Üretim seviyelendirme veya - Japonca orijinal terimiyle - heijunka (平準化), olarak da bilinen üretim tesviye, mura'yı (pürüzlülüğü) azaltmak için bir tekniktir. Bu da muda'yı (atık) azaltır. Toyota Üretim Sisteminde ve yalın üretimde üretim verimliliğinin geliştirilmesi için hayati önem taşımaktadır. Amaç, ara malları sabit bir oranda üretmektir. Böylece daha sonraki işlemler de sabit ve öngörülebilir bir oranda gerçekleştirilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Toyota 3M modeli</span>

Toyota 3M modeli, üretim sistemini Yalın'ın üç düşmanını ortadan kaldırmak üzerine geliştirmiştir: Muda (atık), Muri ve Mura (düzensizlik). Muda, akışın doğrudan engelidir. Aşağıda yazıldığı gibi, tümü bekleme sürelerine ve dolayısıyla bir süreçte daha uzun teslim sürelerine yol açan 8 farklı muda türü vardır. Sadece mudayı çıkarmak işe yaramaz. Genellikle, mudanın orada olmasının bir nedeni vardır ve bu neden genellikle diğer iki düşmanla ilgilidir: muri ve muradır. Bu, Yalın'ın üç düşmanının birbiriyle ilişkili olduğu ve bu nedenle aynı anda dikkate alınması gerektiği anlamına gelmektedir. Yalın üç düşmanı hem üretim hem de ofis süreçlerinde bulunabilmektedir. Genellikle üretim süreçlerinden çok ofis süreçlerinde bulunabilmektedir. Bunun bir nedeni üretim süreçlerinin görünür olmasıdır. Bir fabrikanın içinden geçen herkes üzerinde çalışılmayı bekleyen envanteri görebilmektedir. Ancak ofis ortamında süreçler genellikle bilgisayarların içinde, posta kutularında ve BT sistemlerinde gizlidir.

Çekme sistemi, malzemenin sadece istendiğinde üretilip, ihtiyaç duyulan yere, gerektiği gibi taşınmasıyla sonuçlanan bir kavramdır. Verimi artırmaya yönelik teknik, bir çekme sistemidir. Bir çekme sistemi, bir birimi gerektiği gibi ihtiyaç duyulan yere çekmektedir. Çekme sistemleri, Yalın'ın standart bir aracıdır. Çekme sistemleri, tedarik istasyonlarından üretim kapasitesine sahip istasyonlara üretim ve teslimat talep etmek için sinyalleri kullanmaktadır. Çekme konsepti hem doğrudan üretim sürecinde hem de tedarikçilerle birlikte kullanılmaktadır. Malzemeyi sistemden çok küçük partiler halinde çekerek - tıpkı ihtiyaç duyulduğu gibi- atık ve envanter kaldırılır. Envanter ortadan kalktıkça dağınıklık azalır, sorunlar belirginleşir ve sürekli iyileştirme vurgulanmaktadır. Envanter yastığının ortadan kaldırılması, hem envantere yapılan yatırımı hem de üretim döngüsü süresini azaltır. Bir itme sistemi, zamanlama ve kaynak kullanılabilirliğinden bağımsız olarak siparişleri sonraki akış yönündeki iş istasyonuna dökmektedir. İtme sistemleri Yalın'ın antitezidir. Malzemeyi bir "itme" biçiminden ziyade bir üretim sürecinden gerektiği gibi çekmek, genellikle maliyeti düşürmektedir. Ayrıca, program performansını iyileştirerek müşteri memnuniyetini artırmaktadır.

Yalın envanter, mükemmel bir sistemi çalışır durumda tutmak için gereken minimum envanterdir.Üretim ve dağıtım sistemlerindeki stoklar ile ilgili bir durum ters gittiği takdirde "her ihtimale karşı" yapacak bir şey vardır. Yani, üretim planından bir sapma olması durumunda kullanılmaktadır. "Ekstra" envanter daha sonra varyasyonları veya sorunları kapsamak için kullanmaktadır. Yalın envanter taktikleri, "her ihtimale karşı" değil, "tam zamanında" gerektirir. Yalın envanter ile malın tam miktarı, bir dakika önce veya bir dakika sonra değil, ihtiyaç duyulduğu anda gelmektedir. Bazı yararlı yalın envanter taktikleri aşağıdaki bölümlerde daha ayrıntılı olarak tartışılmıştır.

2021 küresel tedarik zinciri krizi, Covid-19 salgının sebep olduğu etkilerle; enerji fiyatlarındaki yükseliş, nakliye konteynerleri eksiklikleri, limanlardaki yoğunluklar ve siyasal problemler gibi etkilerin bir araya gelmesi sonucu oluşmuş bir tür ekonomik kriz durumudur. Kriz pek çok ülkede üretimin yavaşlamasına, resesyona ve enflasyona sebep olmuştur.

Dağıtım kaynakları planlaması, işletmelerin ürettiği ürün veya hizmetin yer, zamanı ve maliyet optimizasyonu ile kesintili ve düzensiz envanter dağılımını önlemeyi amaçlayan bir kurumsal kaynak planlama yöntemidir. Dağıtım Kaynakları Planlaması, başlarda temel faaliyetler olarak ulaştırma ve depolama ile sınırlı olan lojistik alanına dağıtım kavramının girmesiyle birlikte, 1990’lı yıllardan itibaren işletmelerin önem verdiği çalışmalardan biri haline gelmiştir. Bir işletmede dağıtım faaliyetleri, üretilen mal ve hizmetlerin tüketiciye dağıtım işlemlerini kapsar ve üretim sonrası lojistik faaliyetleri arasında yer alır. Dağıtım sistemlerinin bileşenleri arasında müşteri, yönetim, tedarikçi ve envanter bulunmaktadır ve işletmeler, dağıtım kaynağı planlaması yaparken dağıtım merkezlerindeki haftalık talep, sipariş miktarı ve sipariş sıklığı parametlerinden faydalanarak dağıtımı kontrol altında tutmayı ve sistemi optimize etmeyi amaçlar. Dağıtım Kaynağı Planlama sistemleri, mevsimsel talep kalıpları ve sabit sipariş miktarı gibi farklı envanter kontrol kurallarına olanak tanıyarak birbirinden bağımsız sayısız çeşitte stok birimlerine ve farklı depo çeşitlerine sahip kompleks dağıtım ağlarına uygulanabilir.