Karadeniz, güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yer alan, kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğusunda Gürcistan; güneyinde Türkiye, batısında Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlas Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. İstanbul Boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç Boğazı vasıtasıyla ise Azak Denizi'ne bağlanmaktadır.
Zambiya ya da resmî adıyla Zambiya Cumhuriyeti, Afrika kıtasının güney bölümünde denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Ülke Zambiya ismi ile bağımsızlığını kazanmadan önce Kuzey Rodezya adı ile 1924'ten 1964 yılına kadar Birleşik Krallık sömürgesi olmuş ve bu tarihten sonra da Birleşik Krallık'ın himayesi altına girmiştir. Ülkenin Angola, Kongo DC, Tanzanya, Malavi, Mozambik, Zimbabve, Namibya ve Botsvana'ya sınırı bulunmaktadır. Ülkenin ismi Zambezi nehrinden oluşturulmuştur. Zambiya, 24 Ekim 1964 tarihinde Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazanmıştır. Ülkenin başkenti Lusaka'dır.
Bakır, Cu sembollü ve 29 atom sayılı bir kimyasal elementtir. Çok yüksek termal ve elektrik iletkenliği olan yumuşak, dövülebilir ve sünek bir metaldir. Yeni açığa çıkmış saf bakır yüzeyi pembemsi-turuncu renklidir. Bakır, ısı ve elektrik iletkeni olarak yapı malzemelerinde, çeşitli metal alaşımların bileşiminde, som gümüş gibi kuyumculukta, kupronikel denizcilik donanımı ve madenî para yapımında ve konstantan yük ölçerlerde ve sıcaklık ölçen termokupllarda kullanılır.
Kimyada, sülfür terimi -2 yükseltgenme seviyesinde kükürt içeren kimyasal bileşiklerin birkaç tipi için kullanılır.
Kükürt, simgesi S, atom numarası 16 olan, limon sarısında ametal, yalın katı bir elementtir.
Metal, yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, şekillendirmeye yatkın, katyon oluşturma eğilimi yüksek, oksijenle birleşerek çoğunlukla bazik oksitler veren elementler.
Bakır Taş Çağı, MÖ 5000-3000 yılları arasını kapsayan tarih öncesi dönemdir. Bakır Çağı'nın bir diğer adı Maden Taş Çağı'dır. Taş aletler yanında bakırın da kullanılmaya başlamasından dolayı Kalkolitik Çağ olarak adlandırılan bu dönem, Geç Neolitik Çağ'ın devamıdır. Bu çağda da, Neolitik Çağ'da olduğu gibi, bölgesel farklılıklar bulunmaktadır.
Malahit, (Malakit) bazik bakır karbonattan oluşan, parlak yeşil bir mineral. Çok bulunan bir bakır cevheridir. Daima bakır sülfürleriyle, özellikle kalkopiritle birlikte ve bunların yataklarının üst kısımlarında oksitlenme sonunda bulunur. Bu oksitlenme, özellikle kalsiyum karbonatın bulunduğu yerlerde su, hava ve karbondioksitin bakır sülfiti etkilemesiyle meydana gelir.
Gümüş, elementlerin periyodik tablosunda simgesi Ag olan, beyaz, parlak, değerli bir metalik element. Atom numarası 47, atom ağırlığı 107,87 gramdır. Erime noktası 961,9 °C, kaynama noktası 1950 °C ve özgül ağırlığı da 10,5 g/cm³'tür. Çoğu bileşiklerinde +1 değerliklidir. Günümüzde Dünya'da 55 yıllık gümüş rezervi kaldığı tahmin ediliyor. Yeni gümüş rezervleri keşfedilmezse 2078 yılında Dünya'daki gümüş rezervlerinin tükenebileceği tahmin ediliyor. En çok gümüş üretimi yapan ülkeler Meksika, Çin, Peru Şili ve Avustralya'dır.
Çinko, sembolü Zn, atom numarası 30 olan kimyasal bir elementtir. Oda sıcaklığında hafif kırılgan bir metaldir ve oksidasyon giderildiğinde parlak gri bir görünüme kavuşur. Periyodik tablonun 12. (IIB) grubunun ilk elementidir. Bazı açılardan çinko kimyasal olarak magnezyuma benzer: her iki element de yalnızca bir normal oksidasyon durumu (+2) gösterir ve Zn2+ ve Mg2+ iyonları benzer boyuttadır. Çinko, Dünya kabuğundaki en bol bulunan 24. element olup beş kararlı izotopu vardır. En yaygın çinko cevheri, bir çinko sülfür minerali olan sfalerittir.
Molibden, periyodik cetvelde atom numarası 42 ve simgesi Mo olan elementtir..
Bronz ya da tunç, bakırın önemli bir alaşımıdır. Tarihi bağlamda bakır ile kalay ve/veya arsenik'den oluşan bakır alaşımlarına tunç denir. Bununla birlikte günümüzde bronz kavramı çağdaş kullanımda bakırın bakır-nikel, bakır-berilyum ve bakır-çinko (pirinç) alaşımı dışındaki bütün alaşımları için kullanılmaktadır. Pirinç bakırın çinkoyla yaptığı alaşımdır. %10 çinko bulunduran pirince ticari bronz da denilmektedir.
Cıva sembolü "Hg" ve atom numarası 80 olan kimyasal element. "Hg" sembolü, Latincedeki hydrargyrum sözcüğünden gelir. Oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan Cıva için İngilizcede iki sözcük kullanılır: "mercury" ve "quicksilver".
Çelik, demir elementi ile genellikle %0,02 ila %2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar. Karbon genel olarak demir'in alaşımlayıcı maddesi olsa da demir elementini alaşımlamada magnezyum, krom, vanadyum ve tungsten gibi farklı elementler de kullanılabilir. Karbon ve diğer elementler demir atomundaki kristal kafeslerin kayarak birbirini geçmesini engelleyerek sertleşme aracı rolü üstlenirler. Alaşımlayıcı elementlerin, çelik içerisindeki, değişen miktarları ve mevcut bulundukları formlar oluşan çelikte sertlik, süneklilik ve gerilme noktası gibi özellikleri kontrol eder. Karbon miktarı yüksek olan çelikler demirden daha sert ve güçlü olmasına rağmen daha az sünektirler.
Plankton, suda bulunan ve hareket yeteneği akıntıya bağımlı olan canlılara verilen genel isimdir. Genellikle mikroskobik boyutta ve tek hücreli oldukları varsayılsa da, denizanaları veya kopmuş yosunlar da okyanusbilimciler tarafından plankton olarak tanımlanır. Bitkisel planktonlara fitoplankton, hayvansal olanlarına ise zooplankton adı verilir. Göllerde, denizlerde ve akarsularda, hatta belirli şartlar altında buzullarda bulunabilirler. Dünyadaki fotosentez ile üretilen oksijenin büyük çoğunluğunu plankton üretir, diğer kısmını bitkiler üretir.
Hidrojen sülfür, renksiz, çürük yumurta kokusunda zehirleyici bir gazdır. 1796'da C. Louis Berthallet tarafından bileşiği meydana getiren elementler tâyin edildi. Formülü H2S şeklindedir.
Sülfat iyonu, inorganik kimyada bir sülfür atomu ile bunu tetrahedral yapıda çevreleyen dört eş oksijen atomundan oluşan, negatif yüklü bir anyondur. Ampirik formülü SO42- ve moleküler ağırlığı 96,06 daltondur. Hidrojenle birleştiğinde sülfürik asit oluşturur. Ayrıca,Dimetil sülfat gibi organik sülfatlar, kovalent bileşiklerdir ve sülfürik asidin esterleridir.
- Sülfürik asitte metalin eritilmesi
- Sülfürik asidin bir metal hidroksit veya oksit ile reaksiyonu
- Metal sülfür veya sülfitlerin oksidasyonu
Derin deniz madenciliği, okyanus tabanı üzerinde gerçekleşen nispeten yeni sayılan bir mineral alımı işlemidir. Okyanus madenleri genellikle polimetalik nodüllerin bulunduğu büyük alanların veya aktif ya da sönmüş hidrotermal deliklerin etrafında, okyanus yüzeyinin yaklaşık 1.400 - 3.700 metre altındadır. Bu delikler gümüş, altın, bakır, manganez, kobalt, demir ve çinko gibi kıymetli metaller içeren sülfür mevduatları oluşturmaktadır. Madenler, hidrolik pompa veya kova sistemleri kullanarak işlenmek üzere yüzeye taşıtılır. Tüm madencilik faaliyetlerinde olduğu gibi, derin deniz madenciliği de çevreye verdiği zarar hakkında sorular ortaya çıkarmaktadır.
Hidrotermal baca, jeotermal ısıya sahip suyun salındığı bir deniz tabağı yarığıdır.
Fischer-Tropsch reaksiyonu, Alman kimyagerler Franz Fischer ve Hans Tropsch tarafından bulunan doğal gazları sıvıya dönüştürme işlemini yapan tepkimedir. Sanayi kullanımında katı ve gaz yakıtları sıvıya çevirmede kullanılmaktadır. Biyoloji alanında ise yağların yapı taşı olan karboksillerin oluşumunu açıklamak için kullanılır. Karboksil, Fischer-Tropsch Tepkimesi ile bir dizi kimyasal tepkime, demir sülfür ve bakır sülfür kimyasallarından yola çıkarak, metan, karbondioksit ve hidrojen gazların katılımıyla oluşur. Fischer-Tropsch Tepkimesinin en uygun sıcaklık aralığı 150-300 °C (302-572 °F) arasındadır.