
Hristiyanlık, Nasıralı İsa'nın yaşamına, öğretilerine ve vaazlarına dayanan, tek Tanrılı İbrahimî bir dindir. Günümüzde Hristiyanlık, dünya nüfusunun yaklaşık %30,1'ini oluşturmaktadır ve 2,4 milyarı aşkın takipçisi ile dünyanın en kalabalık dinidir. Takipçilerine, "Mesihçi" anlamına gelen Hristiyan veya Nasıralı İsa'ya ithafen İsevi veya Nasrani denir. Kitâb-ı Mukaddes'e inanan takipçileri, Yahudi metni olan Tanah'ta kehanet edilen İsa'nın Mesih olarak gelişinin bir Yeni Ahit olduğuna inanırlar.

Ortodoks Kiliseleri veya Bizans Ortodoks Kiliseleri, Bizans ayininin Reform öncesi kiliseleridir. Başlangıçtan itibaren hem katolik hem de havarilerin ardıllığında havariseldirler..
Nestûrîlik, İsa Mesih’te biri ilahi biri de insani olan iki hipostazın bir arada olduğunu savunan Mesihsel doktrindir. Kısaca, Nestûrîlik veya Nestoryanizm, ‘diofisizm’in radikal bir formudur. Bu tez adını savunucularından biri olan Konstantinopolis patriği (428-431) Nestorius’tan alır. Öğretisi Efes Konsili tarafından sapkın ilan edilir ve reddedilir. Diofisitizm ve Monofizim, Kalkedon konsili tarafından reddedilmiştir.
Monofizitizm Hristiyanlıkta İsa'nın ilahi ve beşeri olmak üzere iki farklı doğasının olduğunu ancak ilahi olan doğanın, beşeri olan doğadan daha üstün olduğu için, onu dönüştürüp absorbe etmiş olması inancıdır. Buna göre İsa'da sadece tanrısal doğa kalmıştır ve İsa insani özelliklerini yitirmiştir.

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.
Diofizitizm, ilahi ve insani iki tabiatın Tanrı İsa Mesih'in eşsiz şahsında bir arada var olduğu Kristolojik görüştür.

Hristiyanlıkta İsa, birçok ana akım Hristiyan mezhebinde Üçlü Birlik'teki ikinci figür olan Oğul Tanrı'dır. Bununla birlikte, İsa'nın Tanrı'dan farklı bir kişilik olduğuna ve Tanrı'ya bağımlı olduğuna inanan mezhepler de vardır. Hristiyanlığın her biçiminde, İsa'nın "Eski Ahit" olarak adlandırılan Tanah'ta kehanet edilen Yahudi mesih olduğuna inanılmaktadır. Çarmıha gerilişi ve ardından dirilişi sayesinde Tanrı'nın insanlara kurtuluş ve sonsuz yaşam sunduğuna, ve İsa'nın, insanlığı Tanrı ile barışın günahını telafi etmek için öldüğüne inanılmaktadır.

Tertullianus, MS 160-225 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası.

Ariusçuluk ya da Arianizm, ilk olarak İskenderiye, Mısır'dan bir Hristiyan papaz olan Arius, atfedilen kristolojik bir doktrindir. Arian teolojisi, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu, Tanrı'nın Oğlu'nun her zaman var olmayıp içinde doğmuş olması farkıyla Baba Tanrı tarafından doğurulduğunu savunur. Baba Tanrı tarafından zaman, dolayısıyla İsa, Baba Tanrı ile birlikte ebedi değildi.

Birinci İznik Konsili, MS 325 yılında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmıştır.

Birinci Efes Konsülü, 431 yılında Efes Meryem Ana kilisesinde, İstanbul Patriği Nestorius'un tartışmalı öğretileri yüzünden toplanmıştır. İskenderiye Patriği Cyril, Nestorius'u sapkınla suçlayarak Papa I. Celestine'e başvurmuştur. Papa da aynı fikirde olup, Cyril'e Nestorius'un fikrini değiştirmesi için çalışmasını yoksa aforoz edileceğini bildirmesi için yetki vermiştir. Çağrı gelmeden önce, Nestorius İmparator II. Theodosius'u kendisinin karşı görüşlerini tartışabileceği genel bir konsil toplaması için ikna etmiştir. Konsil'de yaklaşık 250 piskopos bulunmuştur. Konferans, karşılıklı meydan okuma ve birbirini suçlama atmosferinde geçmiştir. Doğu ve Batı Ortodoksları, Roma Katolikleri ile birçok diğer batı hristiyanlarının 3. ekümenik konsülü olarak kabul edilir. Diğer taraftan, Efes, Doğu Kilisesi tarafından reddedilmiştir.

Oryantal Ortodoksluk Birinci İznik Konsili, Birinci Konstantinopolis Konsili ve Birinci Efes Konsili'nden oluşan ilk üç ekümenik konsili tanıyan Ortodoks Doğu Hristiyan inancı. Dünya çapında yaklaşık 84 milyon inananı vardır.
Teslisçi Hristiyan ilâhiyatında enkarnasyon ya da hulûl, ezelî ilâhî kelime (logos), üçlü birliğin ikinci kişisi, Baba Tanrı'nın oğlu ve Oğul Tanrı olan İsa'nın, Meryem Ana'nın rahminde insan bedenine bürünmüş olduğu ve insan tabiatı edindiği inancıdır. Meryem'in rahminde bedene büründüğü için Meryem'e Theotokos denmektedir. Teslisçilerin enkarnasyon inancında, İsa Mesih'in tamamen insan ve tamamen tanrı olup bu iki tabiatının hipostatik birlik içinde olduğu kabul edilir. Kadıköy Konsili'ne tabi olan kiliselerin tanımladığı şekliyle enkarnasyonda, Oğul'un ilahi tabiatı, insan tabiatı ile birleşmiş fakat hiç karışmamıştır. Bir ilahi kişilikte İsa Mesih, hem tamamen Tanrı, hem de tamamen insandır. Bu inanca alternatif akideler, Ebiyonitler ve İbrani Kutsal Kitabı'nda olduğu gibi tarih boyunca Hristiyanlıkta zuhur etmiş olmakla birlikte hiçbirisi ana akım Hristiyanlığın enkarnasyon inancını değiştirmemiştir. Günümüzde Tekçilik olarak bilinen alternatif bir akide Pentekostal gruplar arasında yaygındır.
Ortodoks Hristiyanlık, Doğu Ortodoks Kilisesi ve Oryantal Ortodoksluk için kullanılan ortak adlandırma. Hristiyanlığın bu iki mezhebi de antik Hristiyan Kilisesi'nin inancı, doktrini ve uygulamalarına olan bozulmaz bağı vurgulamak için ortodoks kavramını kullanır. Bu iki mezhebin üyeleri kendilerine sadece "Ortodoks Hristiyan" dese de "Doğu" ve "Oryantal" sıfatları bu grupların dışındakiler tarafından bu iki grubu ayırmak için kullanılır. Bu iki grup 451 yılındaki Kalkedon Konsili'nin ortodoksisi hakkında görüş ayrılığı yaşamışlardır ve hala aralarında bir komünyon yoktur; ancak hala birçok aynı doktrine, benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. İki inancın birleşmesi için yakın zamanda birçok görüşme yapılmış, birçok konuda uzlaşı sağlanmışsa da resmi bir birlik için henüz somut adımlar atılmamıştır.

Hipostatik birlik, ana akım Kristoloji'de İsa'nın bir hipostazdaki insanlığını ve tanrısallığını betimlemek için kullanılan bir teknik terimdir.
Yunanca hipostaz terimi, 4. yüzyılın sonları ve 5. yüzyıldaki Kristolojik tartışmalardan önce teknik bir terim olarak kullanılmaya başlamıştır.
Hristiyan teolojisinden bir terim olan Homooussia özellikle İznik Konsil'inde İsa'yı Baba Tanrı ile “varoluşta bir ya da “özde bir” olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. Aynı terim daha sonra Kutsal Ruh'a içinde kullanılmış, O'nunda Baba ve Oğul ile ‘özde bir’ olduğu belirtilmiştir. Bu kavramlar daha sonra İznik Hristiyan teolojisinin köşetaşları olmuş ve Tanrı'nın Üçlü-Birlik şeklinde anlaşılması doktrinin en önemli teolojik konsteptleri olmuşlardır.
- İznik Konsili (325)’ten önce Homoousia kavramının kullanımı
Kalkedon Amentüsü, MS 451'de Kalkedon Konsili'nde kabul edilen Mesih'in doğasının beyanıdır. Kalkedon, Küçük Asya'da bulunan Erken Hristiyanlık merkeziydi. Konsil, Katolik, Doğu Ortodoks, Lutheran, Anglikan ve Reform kiliselerini içeren Kalkedon kiliseleri tarafından kabul edilen ekümenik konseylerin dördüncüsüdür.

İman ikrarı, inanç beyanı olarak da bilinen bir topluluğun ortak inançlarının, temel ilkelerini özetleyen konularla yapılandırılmış bir biçimde ifadesidir.
Kalkedon Hristiyanlığı veya Kadıköy Hristiyanlığı, 451 yılında toplanan dördüncü ekümenik konsey olan Kalkedon Konsili'nin teolojik kararlarını kabul etmiş Hristiyanlık kollarına verilen addır. Kalkedon Hristiyanlığı, İsa Mesih'in tek bir kişi (prosopon) olarak hem ilahi hem de insani doğaya sahip olduğunu savunan Kalkedon Amentüsü'nü benimser.