Kale
Kale ya da kermen, düşmanın gelişinin beklendiği yollar üzerine, stratejik öneme sahip olan şehirlere, geçit ve dar boğazlara savunma amaçlı olarak inşa edilen ordusal yapı.[1] Bu tür tahkimatlar antik çağlardan beri kullanılmıştır. ve askerî işlevlerinin yanı sıra idari, siyasi ve ekonomik merkez olarak iş görmüştür. Kimi kaleler saray halkına konaklama imkanı sağlardı. Kalelerde kuleler ve surlar gibi farklı özelliklere sahip bölümler bulunurdu. 15. yüzyılda topların yaygınlaşmasıyla Orta Çağ kaleleri işlevlerini yitirdi ve yerini İtalyan tarzı kalelere bıraktı.
Tanım
Etimoloji
Sözcüğün kökeni Arapça ḳlˁ kökünden gelen ḳalˁa(t) قلعة "hisar, kale, müstahkem yer" kelimesidir. Bunun kökeni ise Akadca aynı anlama sahip olan kalakku sözcüğüdür.[2] Türkçede yer adlarında kullanılan kestel sözcüğü İngilizce castle sözcüğüyle benzerlik göstermektedir. Diyanet İslam Ansiklopedisi iki sözcük arasındaki ilişkinin belirsiz olduğunu dile getirse de[3] Nişanyan Yeradları'na göre sözcüğün kökeni Yunanca kástellos kelimesidir.[4]
Terminoloji
Kale sözcüğünün kapsamı farklı şekillerde belirlenebilmektedir. Günümüzde müstahkem pek çok yapıya kale denilmektedir.[5][3] İngilizcedeki castle sözcüğü genellikle bir lordun ikamet ettiği tahkim edilmiş mesken olarak ifade edilir.[6] Fransızca kökenli şato sözcüğü 13 ve 14. yüzyıllarda castle sözcüğüyle eş anlamlı olarak kullanılırken 15. yüzyılda feodalizmin zayıflamasıyla birlikte şatafatlı köşkleri ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.[7] Hisar sözcüğü aslında şato gibi hem konut hem tahkimat görevi gören yapıları ifade etmek için kullanılmaktadır.[8] Kermen ise Tatarca kirmen sözcüğünden gelmektedir ve Rusçadaki kremlin sözcüğünün kökenini oluşturmaktadır.[9] Palanka ve kale sözcükleri tahkim edilmiş şehirlerin bütününü kapsayacak şekilde de kullanılmıştır. Eğer bir kale şehri kapsamaktaysa ona kalekent denir.[10] Müstahkem şehir de aynı anlamda kullanılan başka bir terimdir.[11]
Yer adı bilimi olarak incelendiğindeyse hisar sözcüğünün Türkiye'nin batısındaki yer adlarında, kale sözcüğünün Türkiye'nin doğusundaki yer adlarında, kermen sözcüğünün ise Kırım coğrafyasındaki yer adlarında yaygın olduğu görülmektedir.[12] Arapçada kale anlamında kullanılan hısn kelimesi Türkçede pek kullanılmamıştır ancak günümüzde yer adı olarak Hısnıkeyfâ'da (Hasankeyf) yaşamaktadır.[1]
Yaygın bölümleri
Başkule
Başkule veya erk olarak da bilinen kalenin en güçlü savunulan, büyük kulesi. İçinde hükümdar ve ailesi ile hükümdarın savaşçılarının ve hizmetçilerinin ikamet edebilmesi için kalacak yer bulunurdu. Bu büyük kuleler içinde yaşayan hükümdarın gücünü yansıtırdı. Hatta görkemli başkuleler kendi başına birer askerî mevki sayılırdı. Başkuleler, büyük ve yüksek bir yapıya sahip olur ve binanın ağır yükünü dağıtabilmek için güçlü temeller bulundururdu. Koçbaşlarına dayanabilmeleri için duvarları çok kalın olur ve kagîr payandalarla desteklenirdi. Başkulede çok sayıda ve çeşitli katlar bulunurdu. Zemin katta depolama amacıyla kullanılmak üzere bir zindan bulunabilirdi.[3][13] Sözcük İngilizcede great-tower, donjon ve keep ile ifade edilir.[14]
Perde duvarı
Perde duvarı veya kale bedeni, savunma amacıyla inşa edilmiş yüksek duvarlardır. Perde duvarın üzerinde askerlerin siper alabileceği bir barbata bulunurdu. Askerlerin perde duvarın üzerinde mevzilendiği yere seğirdim yolu denirdi. Bazı kalelerde dış duvar denilen ikincil bir koruyucu duvar vardır. Bu iki duvar arasında kalan toprak şerite şarampa denir. Perde duvarların iç tarafında eskiden kumkuma günümüzdeyse kazamat denilen, bedenin içinde niş oluşturan kemerli gözler bulunabilirdi. Perde duvarın dibine gelen düşmanlara ok, taş vb. şeyleri fırlata bilmek için duvardan cumba halinde uzanan senkendaz veya küluhendaz denilen çıkma mazgallar bulunurdu. Bazen düşmanların kale bedenlerine yaklaşmasını önleme için araziye şev denilen eğimler verilmiştir.[3][15]
Kapıkule
Kalenin ana giriş kapısının bulunduğu, kenarlarında kuleler veya burçlar, üzerinde mazgallı siperlerle korunan yapı. Burada kalenin girişini kapatmak için dikine indirilip kaldırılan, asma kapı olarak adlandırılan kafesli yapıdaki engeller kullanılırdı. Ayrıca kalın ahşaptan yapılan ve dış yüzeyinin demir levhalarla kaplandığı kanatlı kapılar bulunurdu. Kapının iç tarafında etrafı kapalı, kalenin içiyle bağlantıyı kesen bir avlu bulunur, ilk savunmayı aşan düşmanlar burada yok edilirdi. Ek bir savunma olarak hendeğin dış tarafına, köprünün önüne hisarpeçe adı verilen bir kule inşa edilirdi.[3]
Hendek
Düşmanların geçişini önlemek için kalenin etrafına hendek denilen bir çukur kazılabilir ve mümkünse içi su ile doldurulurdu. İnsanların hendek üzerinden geçişi zincirlerle indirilip kaldırılabilen bir asma köprüyle sağlanırdı. Kuşatma sırasında düşmanların geçişini önlemek için köprü yukarı çekilirdi.[3]
Mazgallı siper
Surların üzerinde arkasına askerlerin konuşlandığı dişli parapet. Barbata veya dendan olarak da bilinir.[3]
Ok mazgalları
Ok mazgalları surlardaki ok ateş edilebilmesi için dış yani dar, iç yanı geniş aralıklardır.[3]
Poterna
Bazı kalelerde poterna denilen ufak ikincil kaleler bulunurdu. Savaş sırasında bunlar düşmanın girmesini önlemek için örülürdü. Kuşatma birliklerine saldırmak veya dışarıya haberci göndermek için kullanılan küçük kapıları uğrun veya huruç kapısı denirdi.[3]
Tarihçe
Antik Roma
Romalılar antik Batı dünyasında askeri mühendislik konusunda gelişmişlerdi ve çalışmalarının izlerine hala Avrupa ve Orta Doğu'da rastlanmaktadır. Romalılar castra adı verilen askerî garnizon kentleri inşa etmişlerdi. Bu yapılar surlar ve hendeklerle çevriliydi ve lejyonların hızlıca hareket edebilmelerini sağlayan yollarla birbirlerine bağlanırdı.[16]
Bizans İmparatorluğu
Araplar ve İslam
İran ve Orta Asya
İslam'ın Orta Asya'ya yayılmasından önce büyük siyasi ve ekonomik merkezlerden ziyade şato benzeri yapılar yaygındı. Bunlar diz denilen bir kale ve şehristan denilen asıl kasabadan oluşmaktaydı. Araplar İran, Horasan ve daha sonra Maveraünnehir ve Harezm bölgelerinde karşılaştıkları bu yapıları kal'a olarak adlandırdılar. İslamiyet'in ve Araplar'ın bölgeye gelmesiyle birlikte siyasi ve ekonomik refah artınca Feodal yapı aşılmış ve şehirler büyüme evresine girmiştir. Gelişen şehirlerde eski şatovari yapılar şehrin çekirdeğini, yani kuhendizini oluşturmuştur. Kent halkının çoğunun ikamet ettiği, etrafı surlarla çevrili yere şehristan denmiştir. Eğlence ve ibadet amaçlı binaların çoğu şehristanda bulunurdu. Rabat ise kentin büyümesiyle surlarla çevrili şehristanın dışına taşan yerleşim birimidir. Rabatın temel özelliği asıl şehrin dışında gelişmesidir. Rabatta genellikle ticari faaliyetler gerçekleşirdi. Böylelikle kuhendiz, şehristan ve rabatla birlikte üçlü şehir tipolojisini oluşmuştur. Bu üçlü şehir planı sadece Orta Asya şehir tipolojisinde geçerli değildi. İslam coğrafyasının herhangi bir yerindeki benzer şehir tiplerinin anlatımında da kullanılmaktaydı.[17]:145-153
İber Yarımadası
Orta Çağ Avrupası
Orta Çağ'da Avrupa'da şato denilen, bir kral veya lordun konutu olan hisarlar yaygındı. Şatoda hükümdar ile birlikte ailesi, hizmetçileri ve savaşçıları da yaşardı. Avrupa'da kullanılan en yaygın şato türleri mot ve beyli şatosu, kâgir donjonlu şato ve konsentrik şatosuydu.[6]
Batı Avrupa'da şatolar 9. yüzyılda gelişmeye başladı. 10. yüzyıl Fransa'sında motte denilen etrafı hendeklerle çevrili bir tepenin üzerine donjon adı verilen büyük bir ahşap kule inşa edilirdi. İlerleyen dönemde tepenin eteği kazıklı çitle çevrilerek bailey adı verilen bir avlu oluşturuldu. Böylelikle 11. yüzyıl itibarıyla Batı Avrupa'da mot ve beyli şatoları yaygınlaştı. Ahşap malzemeler ateşe karşı dayanıksız olduğu için daha sonraları taştan malzemeler kullanılmaya başlandı ve kâgir şatolar meydana çıktı.[18][6]
Trace italienne
Topun yaygınlaşmasıyla birlikte 15. yüzyılın sonlarında Orta Çağ kalelerinin önemi azaldı ve trace italienne (İtalyan tarzı) denilen yeni bir savunma mimarisi ortaya çıktı. 16. yüzyıl boyunca İtalyan tarzı istihkâmlar Avrupa devletlerinin neredeyse tamamı tarafından en iyi savunma yöntemi olarak bilindi. Yeni Çağ'da tahkimat mimarisi Leonardo da Vinci, Michelangelo ve Machiavelli gibi Rönesans düşünürlerinin uğraşıydı. 16. yüzyılda ilk örneğini veren bu tahkimatlar 17. yüzyılda Fransız askerî mühendisi Vauban sayesinde tam teşekküllü hudut savunma sistemi hâlini aldı.[19]
Yeni Çağ'da İtalyan mimar Leone Battista Alberti tarafından kalelerin topa karşı daha iyi savunulabilmesi için yıldız şeklinde inşa edilmesi gerektiği ortaya atıldı. Top ateşine karşı dayanıklılığın artması için tahkimatların duvarları kalınlaştırıldı ve yükseklikleri alçaltıldı. Bu, toplara karşı daha etkiliydi ancak surların dibinin gözlemlenememesine ve sürpriz saldırılara açık olmasına sebebiyet verdi. Bunu aşmak için kanat ateşine ihtiyaç vardı ve bu yüzden bir yandan düşmanın, ana savunma hattına saldırmasına engelleyen ve düşman toplarını uzakta tutan bir yandan da komşu burçların çevresindeki kör alanları koruyabilen, surlardan uzanan kuleler inşa ettiler. Sonraysa savunma yapılarına geniş ve derin hendekler eklendi ve hendeği korumak için dış tahkimatlar inşa edildi. Bu yeni tarz kalelerin inşası maliyetliydi.[20]
İnşaat
Tipik bir kale üç ana bölümden oluşurdu: surların dışında kalan varoş, surların çevrelediği alan ve son savunma hattı olan iç kale. Kalelerin yapımında kullanılan malzemeler amacına ve coğrafi şartlara göre değişebilirdi. Toprak, ağaç, kerpiç, tuğla, doğal veya kesme taş kale inşasında kullanılan maddelerdir. Askerlere konaklama imkanı sağlamak için kaleye bir kışla inşa edilirdi.[21]
Toplumsal merkez
Kalelerde yaşan insan sayısı yüzlerden başlayarak binleri bulabilirdi. Kaleler askeri işlevlerinin dışında idari, siyasi ve ekonomik merkezlerdi. Kalelerin bu işlevleri içlerinde bulundukları kültürün özelliklerine göre değişirdi. Örneğin Osmanlı devrindeki kaleler hem askeri hem de idari ve ekonomik merkez işlevi görürdü.[22]
Konum ve arazi
Kalenin inşasında coğrafi koşullardan yüksek mertebede faydalanabilmek için nehir kenarı, tepe, dağ, deniz kenarı, boğaz, ada; yol kavşakları, ana yol veya geçit noktaları tercih edilirdi.[11] Kolayca savunulabilmesi, ihtiyaç olunca içeridekilerin dışarıya çıkabilmesi, uzun süren kuşatmalar için su ihtiyacını karşılayacak olanaklara sahip olması ve mümkünse etrafını çevreleyen engeller olması yer seçiminde etkili olan faktörlerdi.[1]
Savaş
Stratejik önem
Kuşatma
Görseller
- Castel del Monte, İtalya
- Himeji Şatosu, Japonya
Kaynakça
Özel
- ^ a b c "kale". Nişanyan Sözlük. 24 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ocak 2021.
- ^ "kale". Nişanyan Sözlük. 24 Haziran 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2021.
- ^ a b c d e f g h i "Kale". TDV İslam Ansiklopedisi. 6 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- ^ "Nişanyan Yeradları". nisanyanmap.com (İngilizce). 27 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2021.
- ^ Ersenal 2019, s. 31.
- ^ a b c "castle | Definition, History, Types, & Facts". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 17 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- ^ "Château | architecture". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 6 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- ^ "KALE - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 6 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- ^ Eren 2006, s. 180.
- ^ Göger 2014, s. 63.
- ^ a b Ersenal 2019, ss. 35. Kaynak hatası: Geçersiz
<ref>
etiketi: "FOOTNOTEErsenal201935" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: ) - ^ Şahin 2013, s. 51.
- ^ Denis & Lepage 2002, s. 46.
- ^ Denis & Lepage 2002, s. 32.
- ^ Boran, Ali. Osmanlı Dönemi Kale Mimarisi. 5 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ocak 2021.
- ^ "Military engineering". Encyclopedia Britannica (İngilizce). 4 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2021.
- ^ Can, Mesut (2015). IV. Türkiye Lisans Üstü Çalışmalar Kongresi: Bildiriler Kitabı - III (PDF). 14 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Ocak 2021.
- ^ Denis & Lepage 2002, s. 37-54.
- ^ Ersenal 2019, ss. 2-3.
- ^ Ersenal 2019, ss. 29.
- ^ Ersenal 2019, s. 36-37.
- ^ Ersenal 2019, s. 37.
Genel
- Özgüven, Burcu (2003). "Characteristics of Turkish and Hungarian Palanka-protected Settlements along the River Danube". Archaeology of the Ottoman Period in Hungary (İngilizce). 30 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ocak 2021.
- Denis, Jean; Lepage, G. G. (2002). Castles and Fortified Cities of Medieval Europe: An Illustrated History. McFarland & Company.
- Eren, Hasan (2006). "Coğrafi Adların Etimolojik Sözlüğü". 6 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.
- Nicolle, David (2010). Ottoman Fortifications 1300-1710 (İngilizce). Osprey Publishing.
- Şahin, İbrahim (2013). "Türkiye yeradbiliminde terim ve tür sınıflandırması sorunları". Avrasya Terim Dergisi. 1 (1): 46-58. 6 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- Göger, Veysel (2014). "16. Yüzyıl Osmanlı Kale Kuşatmaları (strateji, taktik, kuşatma aşamaları ve teknolojisi)". Basılmamış Doktora Tezi / Ph.D. Thesis: Marmara Üniversitesi 2014. (İngilizce). Erişim tarihi: 24 Ocak 2021.
- Ersenal, Kemal (2019). Kaleden Yıldız Kale’ye: Lefkoşa ve Mağusa Kuşatmaları Örneğinde Kale Mimarisindeki Değişim (PDF) (Tez). 30 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ocak 2021.