
Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ticari, finansal ve ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara denir. En yaygın üçüncül sektörlerden biridir. Banka sözcüğü İtalyanca banca sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Kredilendirme faaliyetleri doğrudan banka tarafından veya sermaye piyasaları aracılığıyla dolaylı olarak da yapılabilir. Bankalar genellikle uluslararası bir dizi sermaye standardı olan Basel Anlaşmalarına dayanan asgari sermaye gereksinimine tabidir. Bankalar bir ülkenin finansal sistem ve ekonomisinde önemli bir rol oynadıklarından, yargı alanlarının çoğu bankalar üzerinde yüksek derecede düzenleme uygulamaktadır.

Borsa veya sermaye piyasasının değişimi, alınıp satılabilir menkul kıymetler, stok, hisse senedi, emtialar, döviz, istikraz, vadeli kontratlar ve opsiyon sözleşmelerinin halka açık satıldığı veya satın alındığı organize bir piyasadır. Sermaye piyasası, üretken faaliyetleri destekleyen bir yatırım mekanizması oluşturur ve borsa ise bu amaca ulaşmak için kullanılan bir pazardır. Borsa, yatırımcıların faaliyetleri için güvenli bir ortam yaratmasının yanı sıra düzenli işlem mekanızmasına, güncel fiyatlara ve gerçek zamanlı alışveriş yapmaya sahip olmasından dolayı popülerdir.

Muhasebe, bir işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerindeki mali nitelikteki bilgileri kayıt, sınıflandırma, özetleme, analiz etme ve yorumlama gibi fonksiyonlar ile takip eden bilimsel bir sistemdir.

Finans, para, döviz ve sermaye varlıklarının incelenmesi ve disiplinidir. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketiminin incelenmesi olan ekonomi ile ilgilidir ancak ondan farklıdır. Kapsama dayalı olarak Finansal sistemlerde finansal faaliyetlere ilişkin disiplin, kişisel, kurumsal ve kamu finansmanı olarak ayrılabilir.
Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri, Gelir tablosu ilkeleri ve bilanço ilkelerinden oluşan ilkelerdir.
Yatırım, belirli bir kaynağın ya da değerin, gelir sağlamak amacıyla kalıcı bir biçimde kullanılmasıdır. Tüketim kavramından temel farkı, kullanılan kaynak ya da değerin işlem sonunda tükenmemesidir. Yatırım harcamasının sonucunda ortaya çıkan yatırım, orta ve uzun dönemde getiri sağlamaya devam eder.
Mikrofinans, geleneksel olarak bankacılık ve ilgili hizmetlere erişemeyen, tüketiciler ve serbest çalışanlar da dahil, düşük gelirli müşterilere veya kredi dayanışma gruplarına finansal hizmetlerin sunulmasıdır. Daha geniş anlamda, amacı "mümkün olduğunca çok, fakir ve fakirlik sınırındaki hanenin, sadece kredi değil, aynı zamanda tasarruf, sigorta ve fon transferi de dahil olmak üzere, uygun çeşitlilikte yüksek kaliteli finansal hizmetlere kalıcı erişiminin olduğu bir dünya" olan bir harekettir. Mikrofinansı savunanlar genellikle bu tür bir erişimin yoksul insanların yoksulluktan kurtulmasına yardım edeceğine inanmaktadır.

İslami bankacılık olarak adlandırılan sistem, aktivitelerini şeriatı esas alarak belirlemektedir. Şeriat, ödünç verilen paradan para kazanmayı yasaklamaktadır.
Türev, temel olan asıl değerin fiyat araçlarına bağlı olması anlamına gelir. Hakların garanti altına alındığı, bir malın sabit bir fiyattan satın alınması ya da satılmasını sağlayan ticari anlaşmadır. Esas olan mal asıl değer olarak da tanımlanır. Asıl değer; menkul kıymetler, pazar (piyasa) bağlantılı referans büyüklükleri, diğer ticaret maddeleri olabilir; fakat ekonomik olmayan miktar da hava türevleri olabilir. Türevler fiyat değişimlerinin risklerine karşı güvenliği ve asıl değerlerin fiyat gelişimindeki spekülasyonu mümkün kılmaktadır.
Varant; finans sektöründe, varant yatırımcısına bir dayanak varlığı, belirli bir fiyattan ve belirli bir vade içerisinde alma ya da satma hakkı veren finansal enstrümandır. Temel olarak ALIM varantları ve SATIM varantları olarak ikiye ayrılmaktadır.
Örtülü sermaye, kurumların, sıkı ilişki içinde bulundukları kişi ve kurumlardan sağladığı, sürekli olarak işletmede kullanılmasıyla sermaye işlevi gören borçlardır.
Finansal risk yönetimi, bir firmanın, finansal araçları kullanarak başta kredi riski ve piyasa riski olmak üzere karşılaştığı riskleri yöneterek ekonomik değer yaratma faaliyetidir. Karşılaşılan diğer risk türleri arasında, döviz riski, Shape riski, volatilite riski, sektörel risk, likidite riski, enflasyon riski vb. yer almaktadır. Genel risk yönetimine benzer bir şekilde, finansal risk yönetiminde de kaynakların tespit edilmesi, ölçülmesi ve bunlara karşı önlemlerin planlanması gereklidir. Finansal risk yönetimi nitel ve nicel olabilir. Risk Yönetiminin bir alt dalı olarak, maliyeti yüksek olan risklere karşı finansal araçları kullanarak ne zaman ve hangi ölçüde koruma sağlanması gerektiği konuları üzerinde odaklaşır. Dünya genelinde bankacılık sektöründe, operasyonel, kredi ve piyasa risklerinin takibi, raporlanması karşılanması için uluslararası alanda aktif bankalar genel olarak Basel Anlaşmalarına uygun hareket etmektedirler.

Menkul kıymetler borsası, hisse senedi komisyoncuları ve tüccarların hisse senedi, tahvil ve diğer menkul kıymetleri satın alıp satabildiği borsalardır.
Melek yatırımcı girişimlere genellikle hisse veya hisse senedine çevrilebilir borç karşılığı yatırım sağlayan zengin bireydir. Küçük fakat artan sayıda melek yatırımcı kitle fonlamaları aracılığıyla çevrimiçi olarak yatırım yapmakta veya melek yatırımcı grupları şeklinde örgütlenerek sermaye havuzları oluşturmakta ya da portföy şirketlerine tavsiyeler sağlamaktadırlar.

Ülke riski, bir ülkedeki yatırım ve finansmanın doğasında var olan herhangi bir risktir. Kredi riskinde ülke riskini dikkate almanın önemi, dış ticaret, çokuluslu şirketler ve her şeyden önce uluslararası bankacılık operasyonlarının gelişmesiyle hızla artmıştır. Bankacılar kısa süre sonra diğer ülkelerdeki müşterileri finanse etmenin bir dizi yeni ve farklı sorunla karşılaşmak anlamına geldiğini keşfetti. Bunu yapmak için, ilişki kurmaya çalıştıkları ülkelerin siyasi, ekonomik, sosyal ve hatta psikolojik özelliklerini incelemek zorundadırlar. Ayrıca, diğer ülkelerde var olan yasal ve mali yönleri de incelemelidirler.
Finansal küreselleşme, ulusal finans sistemlerinin ekonomide, devlet denetimini gevşetmesiyle faiz veya döviz işlemlerinde kontrollerin kalkmasıyla küresel düzeyde yaşanan sermaye hareketlerini ifade etmektedir. Küreselleşme ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir. Finansal küreselleşmenin kendini gösterdiği yer finans piyasalarıdır. 1970'li yıllarda ilk önce gelişmiş ülkelerde başlamış ve ardından gelişmekte olan ülkelerde finansal serbestleşme politikaları ortaya çıkmıştır. 1970'li yıllarda gelişim aşamasındaki ülkelerin çoğunda petrol şokları ortaya çıkmış. Beraberinde ekonomik bunalım ve borçlar krizini getirmiştir. Yaşanan iktisadi bunalım sonrası ekonominin gelişmesi için ekonominin serbestleşmesi gerektiğini savunan görüşler çoğalmıştır. Küresel kelimesinin kökü 400 yıl önceye gitmektedir. Küreselleşme dünyada ilk olarak 1960' larda kullanılmaya başlanmış, 1980'li yıllarda ise daha çok yayılmıştır. Küreselleşme kelimesi insanların artık günlük hayatlarında da kullanılmaktadır. Dünyada yaşanan gelişmeleri anlatmak için küreselleşme kavramını kullanmaktayız. Politika, teknoloji, ekonomik vb. alanlardaki gelişmeleri konuşurken küreselleşme kavramı kullanılmaktadır. Genel olarak küreselleşmenin birçok tanımı yapılabilmektedir. İletişim ve bilişimin gelişmesiyle küreselleşme sürecide buna paralel olarak hız kazanmıştır. Küresel ekonominin tanımı; mal ve hizmetlerin, bilginin, sermayenin tüm dünya ülkelerin de dolaşımıdır.
Hedge fon, serbest yatırım fonu veya risk fonu; göreli olarak likit olan mal varlıkları üzerinden al-sat yapılan ve açığa satış, kaldıraç ve türevler gibi daha karmaşık finansal işlem, portföy-yapımı ve risk yönetimi tekniklerinin çok sık kullanıldığı bir yatırım fonu türüdür. Bu karmaşık tekniklerin kullanımı yüzünden, finansal düzenleyiciler genel olarak hedge fonlarının, kurumsal yatırımcıların, yüksek net değerli bireylerin ve nitelikli yatırımcılar gibi bu konuda yeteri kadar sofistike olabilen yatırımcılar dışında hiç kimseye pazarlamansına ya da erişime açılmasına izin vermezler.
Döviz kuru riski, bir finansal işlem şirketin yerel para birimi dışındaki bir para birimi cinsinden ifade edildiğinde ortaya çıkan bir finansal risktir. Döviz kuru riski, işlemin tamamlandığı tarihten önce yerel para birimi ile para birimi arasındaki kurda olumsuz bir değişiklik riski olduğunda ortaya çıkar.
Kâr marjı, bir şirketin kârının gelirine bölünmesiyle elde edilen bir orandır. Kâr marjı oranı, kârı satışlarla karşılaştırır ve şirketin genel olarak mali durumunu ne kadar iyi idare ettiğini gösterir. Her zaman yüzde olarak ifade edilir.
Yeniden yapılandırma bir şirketin yasal, mülkiyet, operasyonel veya diğer yapılarının şirketi daha kârlı hale getirmek veya mevcut ihtiyaçlarına göre daha iyi organize etmek amacıyla yeniden düzenlenmesi eylemi için kullanılan bir kurumsal yönetim terimidir. Yeniden yapılandırmanın diğer nedenleri arasında mülkiyet veya sahiplik yapısı değişikliği, bölünme veya bir krize yanıt veya iflas, yeniden konumlandırma veya satın alma gibi işlerdeki büyük değişiklikler yer alır. Yeniden yapılandırma aynı zamanda kurumsal yeniden yapılandırma, borç yeniden yapılandırması ve finansal yeniden yapılandırma olarak da tanımlanabilir.